Kendimce tecrübelerimden buradaki maddelere göre yazayım:
1- Konfora elveda!
Evet, kesinlikle! Yol bisikletleri doğaları gereği sert. Niye? Çünkü amortisör yok, lastikler ince, ince oldukları için de yüksek basınçlı, bilmeyen birisinin "dolma lastik mi bu?" diye sorabileceği kadar hem de! (yaşanmıştır). Yoldaki en ufak engebeyi, pürüzü el ve kıçınıza sirayet ettirecek şekilde. Geometrileri gereği oturma pozisyonları rahatsız, bu oturma pozisyonu yüzünden seleleri de ona göre tasarlanmış durumda ve gene rahatsız. Belinize binen yük sürüş pozisyonu sebebiyle fazla, ilk başlarda bel ağrısı çekmeniz işten değil.
Alışılıyor mu? Doğru ekipman ve biraz zamanla evet, ancak hiç bir ama hiç bir zaman bir şehir bisikletinin konforunu beklemeyin. O lastiklerle konfor ol-maz!..
2- Pedal iyi de kilidi kötü!
Kilitli pedalların yol bisikletiyle özdeşleştirilmesine karşı olsam da, evet, yol bisikletini alma amacınız performans ise kilitli pedal bu işin alameti farikası. Ha, bu performans mevzusu salt yol bisikleti için geçerli değil, pedala her basışta aktardığınız gücü çekerken de kullanabilmeyi istediğiniz her tür bisiklette kilitli pedal şifadır. Gelgelelim, iş pedal ile de bitmiyor, işin bir de ayakkabı tarafı var. (bkz: maliyet) O ayakkabının bir de yürüyememe kısmı var (bkz: konfor)
Peki şart mıdır? Hayır. Yol bisikletinin görünüşüne, kaymak asfaltta iki pedalda rüzgardaki bir yelkenli gibi "seyrine" hayran kalmışsanız, laylaylom biniyorsanız değil. En azından "pedli tayt" kadar elzem değil.
3- Yoksa bisiklete binmeyi bilmiyor muyum?
Yol bisikleti uzay mekiği değil. Klasik bir bisikletten çok da farklı değil sürüşü. Dengenizi sağlayıp pedallamanız 30 sn falan sürecektir. Abartmanın alemi yok. Alışmanız gereken iki şey var; 1. Frenler; dozajlaması konvansiyonel frenlere göre biraz farklı (gerçi o fark v-fren ile disk frende de var) 2. gidon tutuş pozisyonu. Dediğim gibi, onları çözmek de 30 sn.
4- Şu frenler diyorum, niye bu kadar uzakta?
Fren Çin'de bile olsa gidip basacaksın! Ne uzağı yahu? Normal bisiklette nasıl elinin altındaysa bunda da elinin altında. Drop'un boynuzlarından (üstünden) tutarken serçe, yüzük ve orta parmağınızla, kavisli alt kısmından tutarken de işaret ve orta parmağınızla rahaaat rahat basarsınız. Uzak muzak değil..
5- “Şimdi ben kaçıncı vitesteyim!”
Yol bisikleti uzak mekiği olmadığı gibi, yol bisikleti vites sistemi de roket bilimi değil. Yazılan şey doğru değil, örneğin Sora sistemler kaçıncı viteste olduğunuzu bayağı bayağı gösteriyor shifter üzerinde. Ha, 105 set ve üstünde yok, doğru. E yok diye bilmiyor muyuz arkadaş kaçıncı viteste olduğumuzu, kafanızı eğip dişlilere bakacaksınız işte! Zaten önde iki tane dişli var. Arka kısımda hangi dişlide olduğunuzu da kullandıkça hissede hissede anlıyor duruma geliyorsunuz. Araba kullananlar bilir, allah aşkına kaç kere bakıyorsunuz "lan acaba hangi vitesteyim?" diye? Bisiklet hissetmektir sevgili romalılar, parmak hesabı yaparak bisiklete mi binilir? (Sora setimde bir kez bile o göstergeden bakmadım kaçıncı vitesteyim diye)
6- Şimdi alışveriş zamanı
Üzgünüm ama büyük oranda doğru. Yol bisikleti demek, biraz alışveriş demek. Yapmasak olmaz mı? Olur. Ama o zaman yol bisikletinin cidden hakkını veriyor musun diye sormalı insan kendine. Kask zaten bu işin olmazsa olmazı, yol işinden bağımsız olarak. Forma? Eh yani "almazsa ölecek" hastalığı bir durumu yok; ama madem yol bisikleti kullanıyorsun, madem performans odaklı kullanacaksın; forma işin rahatlık ve sağlık (terin soğuyup kuruması, o vücuda rüzgarın çarpması, akut zatürre teşhisi allah korusun..) kısmıyla alakalı. Hem biraz havalı da görünür. Eldiven mesela; flat bar'daki o rahat elciklerin yerini, çoğu kez elinizin duracağı dropbar'ın kauçuk boynuzları alıyor şimdi, elinizin en ince derisinin olduğu baş parmak ile işaret parmağı arası çekecek üstelik bu ceremeyi. Su toplama hobiniz değilse, elbette eldiven şart!
Tayt ise başka bir hikaye. Tayt şart mı? Valla erojen bölgelerinizin kısa ve uzun vadede sağlığını düşünüyorsanız evet! Eşyanın tabiatı gereği o bölgelere oluşan bir baskı var bisiklete binerken, gelecek nesillerinizi düşünmüyorsanız dahi (ki bence düşünün), kasık ve kıç bölgelerinizde oluşabilecek, ofis koltuğuna oturtamayacak acılar yaşamak istemiyorsanız, kendinize boşu boşuna işkence çektirmeyin.
Şimdi çıkıp "arkadaş benim popomun sıhhati gayet yerinde" diyebilirsiniz. Hayatınızda taytlı sürüş yaptınız mı diye sorarım o zaman. Yapmadıysanız, poponuza bu görüşü bir de tayt giydikten sonra danışın derim. Yok "tayt giydim abicim, bana farketmiyor" diyorsanız, sizleri tebrik ederim; ama yine de pedli tayt giymenizi şiddetle tavsiye ederim.
Burada şu görüş de gelebiliyor. "Abi ben bisikleti ulaşım amaçlı kullanıyorum, taytlamı takılayım ortamlarda?" O zaman ilk maddedeki soru evrimleşiyor biraz; gerçekten ihtiyacınız olan bisiklet türü yol bisikleti mi, emin misiniz? (dikkat; her dropbar bisiklet yol bisikleti değildir)
Taytı dini gerekçelerle veya "ay kolu komşu ne der sonra, mersi giderim tek başıma" şeklinde yorumlayanlarla ilgili yorumum ise yok. Sadece şunu diyebilirim, pedli tayt oranızı buranızı göstermez. Ped kapatır.
Tüm bunlar gereklilik mi, dayatma mı? Değil. Ama eşyanın tabiatı diye birşey var hakikaten dostlar. Düşüp kaldırıma kafanızı çakarsanız, pekmezi akıtırsınız; teri vücudunuza hapsederseniz, şifayı kaparsınız; şortla yol selesine oturursanız en iyi ihtimal bir ara pişik olursunuz. İyi bir yol bisikletçi, yol bisikletinin hakkını vermek isteyen er-hatun kişi, doğru aksesuarları kullanır.
Bonus olarak, ekipmanlarınız tam olduğu takdirde garip bir şekilde trafikteki motorlu araç sürücüleri sizi daha çok adam yerine koyuyor, acı, mantıksız, ama gerçek.
7- Bugüne kadar aklım neredeydi?
Doğru yerde olabilir mi acaba? Herkese illa gerekli mi yol bisikleti? Herkes asfalta çıkmadan önce can çekişiyor olabilir mi acaba "ulan şuradaki mazgala bugün de girmedik" diye düşünürken? Sahilde laylaylom tur atmak için alınan bir bisikletin yol bisikleti olmasına gerek var mı? İstanbul trafiğinde yol bisikletiyle, hele ki kilitli pedalla cirit atmak düşünülenden daha egzotik olabilir mi acaba? Boş kaymak asfaltta basıp gittiğiniz, rüzgarı yüzünüzde hissettiğiniz anların dışında kasık ve bel ağrılarınızdan illallah derken bulabiliyor olabilir misiniz kendinizi?
Yol bisikleti en özel bisiklet şüphesiz. Ancak hakkını verebiliyor olmak lazım. Forumda bunların örnekleri var. Kudret abi gibi.
Kudret abinin yarısı olabiliyor musunuz mesela? Çeyreği de olur.
Ama sahilde bisiklet yolunda gezinti yapıp, yürüyen her yayaya "pardon" dediğiniz, kadans madans hak getire bir bisiklet yaşantınız varsa (ki bu bir tercihtir, hem de çok güzel bir tercih) yol bisikleti seçmemeniz doğru karardır.
Buraya kadar okuyabildiyseniz valla teşekkürler.