Scudo Sports

Yol bisikletine binmeden bilinesi 7 şey!

Benim yol bisikleti hakkında zihnimde oluşan algı;
Trafik saatte 50 km hızla akarken bile aynı hızda şerit tutarak ilerleyebilmek, bazen uzun inişlerde hız göstergesi 70 civarını gösterirken solladığınız arabalara, yanından geçtiğiniz yayalara korkudan damağını çektirmek, rüzgar tüneline girip çok yüksek süratlere çıkmışken yerde bir kasisin olma ihtimalinin verdiği gerilim, antrenman yaparken yanından sıfır gürültüyle geçtiğiniz şehir bisikletçilerinin, dağ bisikletçilerinin gidonunda kısa süreli bir dengesizliğe sebep olmak, lastiğiniz patladığında fren mesafesinden dolayı daha uzun süre jant üzerinde gitmek, başkalarının bikaç metre sürünce ağrıdan inlediği seleyle onlarca kilometre gitmek, çoğu bisikletçinin hiç çıkamadığı hızlarda dakikalarca ilerlemek, bisikletin ve tüm aksesuarların hafif olmasına dikkat etmek, geçtiğiniz her yerde hayranlıkla bakan insanlarla göz göze gelmek, diğer bisikletçiler için ferrari benzeri bir ivme değeriniz olsa da fren mesafenizin kamyon gibi oluşunun size tezatlarla dolu bir sürüş yaşatmasıdır. En önemli nokta ve en büyük tezat şu: yol bisikletinin amacı az enerji tasarrufu olsa da aslında olması gerekenden çok daha fazlasını sömürür. Çünkü pedala yüklendiğiniz an artık hiçbir kural için sabırlı olmayı beceremezsiniz. Ne şu saatte eve döneceğim planınız, ne bu hızda nasıl duracağım korkunuz, ne de ben bu mesafeyi nasıl böyle çabuk geldim düşünceniz sizi durdurabilir. Yorgunluktan bayılana kadar pedal çevirmek istersiniz, bu yüzden benim için az enerjiyle uzun mesafe uyumu yok :)
 
Scudo
@ferdi bence kafanda yol bisikleti ile ilgili tek doğru bir algı bile oluşmamış.


 
Kabus kam bek :)
 
@brnalkn
Olabilir çünkü herkes deneyimlediği kadarıyla bir bilgiye, algıya kavuşur.
 
Daha önce yol bisikleti kullandınızmı yoksa forumdaki yorumlardan yola cıkarakmı bu kanıya vardınız bilmiyorum ama biraz daha arastırıp okumanızı öneririm,algınızı güçlendirecek,altını doldurarak yorum yapıp fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır.


 
  • Beğen
Tepkiler: yns2ylmz
@brnalkn
Hayır ben denemeden böyle bir yorum yapmam. Benim aklımda oluşan algı derken 4 aydır kullandığım yol bisikleiyle edindiğim tecrübeyi kast ediyorum, çünkü yazdıklarımın hepsini yaşadım
 
Fikirlerinizin bu sekilde oluşu bisikletinizdende kaynaklanıyor olabilir.Ne kullanıyorsunuz


 
Popüler modellerden daha az sayıda üretilen, 2 yıl önce üretimi sonlandırılmış, sadece sahibinin ve ticaretini yapanların bildiği bir marka. Protototype ve modeli hpr160. Hiten kadro bir başlangıç bisikleti.
 
@hogutmen @brnalkn elbette takılıyor,
ağırlık kaygınız yoksa şunlar var;

(daha uygun fiyatlılar var elbette)

Bir de şöyle basit bir yol var,
ass saver diye geçiyor, popo koruyucu diyebiliriz, selenin altına basitçe geçiriyorsunuz, sert plastikten bişi, sırtınıza poponuza su, çamur vs gelmesini önlüyor

 
Şahsen benim ağırlık kaygım yok en azından şimdilik o yuzden bu camurluklardan varsa ön arka edinmem gerek kış sezonu için.Bilgi için tesekkurler @Kazuya


 
  • Beğen
Tepkiler: Kazuya
@brnalkn bende de 1.2 trek var ve camurluk taktim.
Marka modeli sks blumels. Delta bisikletten aldim. Takmasi, ayarlamasi ve egilip bukulmesi falan diger markalara gore daha iyi. Ben gecen sene 96tlye almistim. Tavsiye ederim...


Sizin saside camurluk icin delik mevcut dolayisiyla sks blumels gibi sasiye monte edilenlerden almanizi tavsiye ederim.
Kadroya lastik bantla takilan çamurluklar cok sallanıyor ve kırılmaya cok musait.
 
  • Beğen
Tepkiler: brnalkn
@Ozan k. Tavsiye için tesekkurler,dediginiz modelden edineceğim yakın zamanda.Gercekten kışın işe yarıyormu camurluk daha önce hiç kullanmadım bisiklette o yuzden merak ediyorum


 
Tabi yarıyor, yogun yagmurda bile sadece syakkabima birazcik su sicriyor o kadar.

Ama camurluktan csmurluga cok fark var. Blumels gibi paçalı ve uzun bir camurluk gayet iyi koruyor.
 
Kendimce tecrübelerimden buradaki maddelere göre yazayım:

1- Konfora elveda!

Evet, kesinlikle! Yol bisikletleri doğaları gereği sert. Niye? Çünkü amortisör yok, lastikler ince, ince oldukları için de yüksek basınçlı, bilmeyen birisinin "dolma lastik mi bu?" diye sorabileceği kadar hem de! (yaşanmıştır). Yoldaki en ufak engebeyi, pürüzü el ve kıçınıza sirayet ettirecek şekilde. Geometrileri gereği oturma pozisyonları rahatsız, bu oturma pozisyonu yüzünden seleleri de ona göre tasarlanmış durumda ve gene rahatsız. Belinize binen yük sürüş pozisyonu sebebiyle fazla, ilk başlarda bel ağrısı çekmeniz işten değil.
Alışılıyor mu? Doğru ekipman ve biraz zamanla evet, ancak hiç bir ama hiç bir zaman bir şehir bisikletinin konforunu beklemeyin. O lastiklerle konfor ol-maz!..

2- Pedal iyi de kilidi kötü!

Kilitli pedalların yol bisikletiyle özdeşleştirilmesine karşı olsam da, evet, yol bisikletini alma amacınız performans ise kilitli pedal bu işin alameti farikası. Ha, bu performans mevzusu salt yol bisikleti için geçerli değil, pedala her basışta aktardığınız gücü çekerken de kullanabilmeyi istediğiniz her tür bisiklette kilitli pedal şifadır. Gelgelelim, iş pedal ile de bitmiyor, işin bir de ayakkabı tarafı var. (bkz: maliyet) O ayakkabının bir de yürüyememe kısmı var (bkz: konfor)
Peki şart mıdır? Hayır. Yol bisikletinin görünüşüne, kaymak asfaltta iki pedalda rüzgardaki bir yelkenli gibi "seyrine" hayran kalmışsanız, laylaylom biniyorsanız değil. En azından "pedli tayt" kadar elzem değil.

3- Yoksa bisiklete binmeyi bilmiyor muyum?

Yol bisikleti uzay mekiği değil. Klasik bir bisikletten çok da farklı değil sürüşü. Dengenizi sağlayıp pedallamanız 30 sn falan sürecektir. Abartmanın alemi yok. Alışmanız gereken iki şey var; 1. Frenler; dozajlaması konvansiyonel frenlere göre biraz farklı (gerçi o fark v-fren ile disk frende de var) 2. gidon tutuş pozisyonu. Dediğim gibi, onları çözmek de 30 sn.

4- Şu frenler diyorum, niye bu kadar uzakta?

Fren Çin'de bile olsa gidip basacaksın! Ne uzağı yahu? Normal bisiklette nasıl elinin altındaysa bunda da elinin altında. Drop'un boynuzlarından (üstünden) tutarken serçe, yüzük ve orta parmağınızla, kavisli alt kısmından tutarken de işaret ve orta parmağınızla rahaaat rahat basarsınız. Uzak muzak değil..

5- “Şimdi ben kaçıncı vitesteyim!”

Yol bisikleti uzak mekiği olmadığı gibi, yol bisikleti vites sistemi de roket bilimi değil. Yazılan şey doğru değil, örneğin Sora sistemler kaçıncı viteste olduğunuzu bayağı bayağı gösteriyor shifter üzerinde. Ha, 105 set ve üstünde yok, doğru. E yok diye bilmiyor muyuz arkadaş kaçıncı viteste olduğumuzu, kafanızı eğip dişlilere bakacaksınız işte! Zaten önde iki tane dişli var. Arka kısımda hangi dişlide olduğunuzu da kullandıkça hissede hissede anlıyor duruma geliyorsunuz. Araba kullananlar bilir, allah aşkına kaç kere bakıyorsunuz "lan acaba hangi vitesteyim?" diye? Bisiklet hissetmektir sevgili romalılar, parmak hesabı yaparak bisiklete mi binilir? (Sora setimde bir kez bile o göstergeden bakmadım kaçıncı vitesteyim diye)

6- Şimdi alışveriş zamanı

Üzgünüm ama büyük oranda doğru. Yol bisikleti demek, biraz alışveriş demek. Yapmasak olmaz mı? Olur. Ama o zaman yol bisikletinin cidden hakkını veriyor musun diye sormalı insan kendine. Kask zaten bu işin olmazsa olmazı, yol işinden bağımsız olarak. Forma? Eh yani "almazsa ölecek" hastalığı bir durumu yok; ama madem yol bisikleti kullanıyorsun, madem performans odaklı kullanacaksın; forma işin rahatlık ve sağlık (terin soğuyup kuruması, o vücuda rüzgarın çarpması, akut zatürre teşhisi allah korusun..) kısmıyla alakalı. Hem biraz havalı da görünür. Eldiven mesela; flat bar'daki o rahat elciklerin yerini, çoğu kez elinizin duracağı dropbar'ın kauçuk boynuzları alıyor şimdi, elinizin en ince derisinin olduğu baş parmak ile işaret parmağı arası çekecek üstelik bu ceremeyi. Su toplama hobiniz değilse, elbette eldiven şart!

Tayt ise başka bir hikaye. Tayt şart mı? Valla erojen bölgelerinizin kısa ve uzun vadede sağlığını düşünüyorsanız evet! Eşyanın tabiatı gereği o bölgelere oluşan bir baskı var bisiklete binerken, gelecek nesillerinizi düşünmüyorsanız dahi (ki bence düşünün), kasık ve kıç bölgelerinizde oluşabilecek, ofis koltuğuna oturtamayacak acılar yaşamak istemiyorsanız, kendinize boşu boşuna işkence çektirmeyin.

Şimdi çıkıp "arkadaş benim popomun sıhhati gayet yerinde" diyebilirsiniz. Hayatınızda taytlı sürüş yaptınız mı diye sorarım o zaman. Yapmadıysanız, poponuza bu görüşü bir de tayt giydikten sonra danışın derim. Yok "tayt giydim abicim, bana farketmiyor" diyorsanız, sizleri tebrik ederim; ama yine de pedli tayt giymenizi şiddetle tavsiye ederim.

Burada şu görüş de gelebiliyor. "Abi ben bisikleti ulaşım amaçlı kullanıyorum, taytlamı takılayım ortamlarda?" O zaman ilk maddedeki soru evrimleşiyor biraz; gerçekten ihtiyacınız olan bisiklet türü yol bisikleti mi, emin misiniz? (dikkat; her dropbar bisiklet yol bisikleti değildir)

Taytı dini gerekçelerle veya "ay kolu komşu ne der sonra, mersi giderim tek başıma" şeklinde yorumlayanlarla ilgili yorumum ise yok. Sadece şunu diyebilirim, pedli tayt oranızı buranızı göstermez. Ped kapatır.

Tüm bunlar gereklilik mi, dayatma mı? Değil. Ama eşyanın tabiatı diye birşey var hakikaten dostlar. Düşüp kaldırıma kafanızı çakarsanız, pekmezi akıtırsınız; teri vücudunuza hapsederseniz, şifayı kaparsınız; şortla yol selesine oturursanız en iyi ihtimal bir ara pişik olursunuz. İyi bir yol bisikletçi, yol bisikletinin hakkını vermek isteyen er-hatun kişi, doğru aksesuarları kullanır.

Bonus olarak, ekipmanlarınız tam olduğu takdirde garip bir şekilde trafikteki motorlu araç sürücüleri sizi daha çok adam yerine koyuyor, acı, mantıksız, ama gerçek.

7- Bugüne kadar aklım neredeydi?

Doğru yerde olabilir mi acaba? Herkese illa gerekli mi yol bisikleti? Herkes asfalta çıkmadan önce can çekişiyor olabilir mi acaba "ulan şuradaki mazgala bugün de girmedik" diye düşünürken? Sahilde laylaylom tur atmak için alınan bir bisikletin yol bisikleti olmasına gerek var mı? İstanbul trafiğinde yol bisikletiyle, hele ki kilitli pedalla cirit atmak düşünülenden daha egzotik olabilir mi acaba? Boş kaymak asfaltta basıp gittiğiniz, rüzgarı yüzünüzde hissettiğiniz anların dışında kasık ve bel ağrılarınızdan illallah derken bulabiliyor olabilir misiniz kendinizi?

Yol bisikleti en özel bisiklet şüphesiz. Ancak hakkını verebiliyor olmak lazım. Forumda bunların örnekleri var. Kudret abi gibi.

Kudret abinin yarısı olabiliyor musunuz mesela? Çeyreği de olur.

Ama sahilde bisiklet yolunda gezinti yapıp, yürüyen her yayaya "pardon" dediğiniz, kadans madans hak getire bir bisiklet yaşantınız varsa (ki bu bir tercihtir, hem de çok güzel bir tercih) yol bisikleti seçmemeniz doğru karardır.

Buraya kadar okuyabildiyseniz valla teşekkürler.
 
@C. Tiryaki
Ben hybrid bisiklet kullandığım halde giyiyorum uzun yolda.Hatta jelli sele kılıfı da var:D
İçine bişey giymediğin için rahat oluyor tabi...:hihi::hihi:
 
tamda bu konuyu düşündüğüm şu günlerde ,harika bir yazı olmuş eliniz emeğinize sağlık :)
 
@Mert E. aynen benim duygularıma tercüme olmuşsunuz, tebrik ederim.

Ben de yol bisikletine yeni geçiş yaptım, yapmdan önce tereddütlerim vardı. Ancak söylediğiniz gibi, uzay mekiği değil, çok kısa sürede alışıyorsunuz.

Alıştıktan sonra da, diğer bisiklet türleri manasız geliyor.. MTB'me binmeyeli epey zaman oldu... :)

Hepsinin keyfi ayrı, ama asfaltta yol bisikleti ile "gazlamak" cidden çok farklı... ;)

Forma ve tayt konusuna gelince... Kıçının nasır tutmasını istemiyorsan tayt giyeceksin.. İstersen üstüne çok bol olmayan bir şort da giyersin, ben öyle yapıyorum. Tayt görsel değil fonksiyoneldir..

Forma daha önemli konu. Yol bisikleti kullanırken aerodinamik olmak çok önemli.. Üzerine yapışan ve seni bir "yelken"'e çevirmeyen kıfayet giymen çok hayırlı oluyor... Bisiklete binerken forma giymeyen adam, formanın nasıl aerodinamik birşey olduğunu bilmeden yorum yapmasın lütfen.... Terinin soğumaması vb. konularını geçiyorum...
 
taytımı da giyiyorum sıkıntı yok HEİL MTB :D
 
tırmanış sırasında vitesleri yavaş yavaş küçültürken kolun daha fazla itmemesi ve kasette son dişliye gelmiş olduğunu anlayıp üzülmen. tam performansına lanet edecekken keriz gibi aynakolun büyük çarkında gittiğini fark edip onu küçültmen ve arkayı iki-üç dişli attırman. bu değişiklikten sonra yokuşun devamında son haklarını da tam tüketmişken yokuşun artık düzleşmeye başlaması ve mutlu son (her çıkışın bir inişi vardır).
 
@Fırat Y. Harikulade bir yazı teşekkürler yol bisikleti fenomendir :)

Ayrıca insanların tayta bakış açılarını anlayamıyorum "erkek adam mayo giyer mi!!" bu mantıkla zor cahillik başka birşey değil
 
  • Beğen
Tepkiler: Fırat Y.
Geri