Scudo Sports

Yarış Anıları Ve Tecrübeler..

Scudo
:D yıl 1997 yada 98 nevşehir de yol bisiklet koşusu var! O zaman yıldız koşuyorum. İsmi lazım olmayan klübümün ismi lazım olmayan bi elemanı, yarış boyunca gecilecek olan tek tırmanışın uzunluğunu 7000 metre yerine 700 m olarak bize söylemişti.
Sonuç: tırmanıştan önce atak(lar) çekip tırmanışa tüm klup sporcuları olarak ilk girdik, yarısına gelmeden şişip tırmaıştan son çıkan da bizdik :D
 
2007 Türkiye Dağ Bisikleti Şampyonası Ürgüp, kalktık hazırlandık parkuru öğrendik.
Yarış günü ve zamanı geldi start aldık ve o uzun tırmanışı grup halinde kopmadan bitirdik araziye girerken 4-5 kişiyi geçtim daha sonra arazidede bi kaç arkadaşı geçtikten sonra 44-11 çevirdiğimiz çayırlığa geldik ve ne olduysa çayırlığın sonundaki inişe yaklaşırken 1 arkadaşı daha geçtim ve birisinin " YAVAŞŞŞ" diye bağırdığını duydum daha sonrada hastahane de bilincim yerime geldi...

Ne düştüğümü hatırlıyorum nede düşüşümü... Bana hatırası 2 terden kırık baş parmak, dirsekte çökük şeklinde bir kırık, dağalmış bir çene oldu... sonrada ameliyat oldum... 2 ay sonra ilk defa çarşamba günü ilk kez arazide tekrar bisiklete bindim ve tekrar doğduğumu hissettim :)
 
Bana anlatılan ilginç olaylardan birisi bisikletçilerin itekleşmenin ötesine geçip dirsek atmaları; hatta abartıp tekme atmaları. Gözümle görmedim ama çok yarışçıdan duydum; bayanlar buna dahil. Tabii Elite'lerde olmuyordur diye tahmin ediyorum.
 
Sene 2005 :) Bozcaada Yarışı ilk kez yapılıyor ve hayatımda ilk defa yarışıyorum, üstelik seçtiğim yarış da bir maraton :).

İlk gün antrenman turu atıyorum, bir tur 17 km'den biraz fazla ve ben 10. Km.de lastiğimi patlatıyorum, hem de ne patlatmak, snake bite denilen şey başıma geliyor. Yama yapmanın imkanı yok, iç lastik kendinden geçmiş. Mecburen koyuluyorum yola. Adayı tanımadığım için de mecburen parkuru takip ederek Start aldığımız yere geri geliyorum. (Bu arada Bora'ya tanışıyoruz yolda :)).

Ertesi gün start alıyoruz, heyecan had safhada :) İlk turu bitirmeme bir kaç km kalmış yorulmuşum ama öndeki arkadaşları görünce gaza gelip yakalıyorum. Seyircilerin çok yoğun olduğu Start'a bir kaç yüz metre kala başlayan kısma 3ümüz beraber giriyoruz. Alkışların arasında start tagının altından geçiyoruz :) (İnanılmaz bir duyguydu kesinlikle). Gaz had safhada, deli gibi basıyoruz.

Fakat seyirciler bittiği anda bizim de hızımız yarıya iniyor :D Ufak bir asfalt tırmanışın ardından tekrar araziye giriyoruz. Fakat seyirci gazıyla kendimi patlattığım için pedal çevirmek işkence halini alıyor... Ve tam o sırada hayatımın en hayırlı lastik patlamasıyla karşılaşıyorum :) 10 cm.lik paslı bir inşaat çivisi arka lastiğime giriyor, girdiği yetmezmiş gibi bir de lastiğin yanağından dışarı çıkıyor, içeride kırılıyor ve bir ucu da diğer yanaktan çıkıyor... Yani 2 cm.lik bir yerde 3 ayrı kocaman delik. Patlak önleyici sıvının çaresiz kaldığı an!

Mecburen yarışı bırakıp geri dönüyorum. O sırada beni gören bir başka yarışçı arkadaş "Hayırdır abi ne oldu?" diye bağırıyor. "Lastik" diyorum. "Ya ben de çok fenayım, yarışı mı bıraksam diyorum" diyor. Bırak da gel geriye beraber yürüyelim diyorum :D (Erkal'la da böyle tanışmış oluyoruz :D).

Diyeceğim o ki;
-Yanınızda antrenman dahi olsa yedek iç lastik ve pompa olsun. Hatta antrenmandayken 2 tane olsun.
-Lastik patlamasını engelleyici sıvıların patlağı engelleyeceğini, parçalanmış iç lastiğe etkisi olmadığı unutmayın :)
-Seyircinin gazına gelin ama kendinizi kaptırmayın ;)
-Son olarak iyi arkadaşların nerede karşınıza çıkacağı belli olmaz, gerekirse onları yoldan çevirip yarışı bıraktırın :D Buna değebilir :p
 
6 yaşındayken bisikletle arabanın altına girdim ama bişey olmadı :D
 
Yarış anıları diyince aklıma hep Antalyadan arkadaşım Yasin, Emre ile beraber gittiğimiz Kemer yarışı geliyor...

Tarih 23-04-2006
neresiydi tam hatırlamıyorum bir yerdeki parkurda sorun çıkınca apar topar gelinen hazırlanan bir parkur gelenler daha iyi bilir...
Sırf yarış düzenlemiş olmak için hazırlanan bir parkurdu...

herneyse bizim işimize geliyor Kemer dibimizde her yarım saatte bir minibus kalkıyor vs...

Halil ve Çağrı ile de konuşmuştum geleceğim yanınıza diye ki sözümde durdum yanlarına desteklemeye gittim...

tabi her ne kadar tam saatini bilmediğim için onların yarışını göremesem de Tabi o zaman nerdeee Halil de Solution var Çağrıda da İzzet var. Parkurda teknik iniş denilen yerlerden birisinde herkesin inişlerini izliyoruz vs Fotoğraf çekiyoruz ama durduğumuz yer ne kadar da olsa tehlikeli inişteyiz ve direkt geleni görüyoruz ama yanımızdan geçiyorlar vs.

üstten iniş kısmında 2 tane artık siz deyin çukur ben diyeyim arık ve tam ortada duruyorlar ya etrafından geçeceksiniz yada etrafından ama çok dik olduğu için çok yavaş inmez zorundasınız...

Yanlış hatırlamıyorsam Brisa ekibinden bir yarışçı biraz hızı fazla kaçırdı ve çukurun etrafından geçemedi; ön tekeri düşürdü çukura
dikine doğru girdiği için spd açılmadı kafa üstü kaskın üstüne düştü sonra yan tarafına devrilerek dirseğinin üzerine düştü

sonuç pazu kemiği kırıldı (dirsek ile omzunun tam ortasından kırıldı)
ve bu olay tam önümüzde oldu
bir an şoka girdik ve kendimize gelemedik arkadaşlarla ...

ve o gün dedim kask kesinlikle almalıyım
çünkü kafa üstü düştü ama kafasında birşey yoktu
Kol geç bile olsa iyileşir ama kafasına birşey olsa çok kötü sonuçlar doğabilirdi...
şansına artık biraz da arkadaşın olan koluna oldu geçmiş olsun tekrar arkadaşa belki foruma üyedir. Diyeceğim o ki şehir içi bir nebze de olsa araziye giriyorsanız kesinlikle kaskı kafanızdan eksik etmeyin! yeri gelmişken o gün çektiğim en güzel resimlerden birisi, paylaşmak istedim
 
sene 2002 kastamonu türkiye yol bisikleti şampiyonasındayım, o sene öss hazırlığı filan derken pek antreman yapmamıştım ve yarışta en arkalarda kalmıştım,bir minibüste arkada kalanları topluyodu sonra benim yanıma geldi ve içerdeki adam bana sıkı tutun seni çekicez dedi bende arkama baktım hakem arabası vardı olmaz tutunmam diskalifye olurum dedim ve o an minibüsün içindeki adamdan the lord of te dumur geldi ulan bende hakemim manyak herif dedi ve ben çok feci kızarmıştım sadece onu hatırlıyorum:D
 
@Ercan BayramYaaa evet ne yarıştı ama. Ercan ortalıkta koşturan, startı veren, sonuçları çıkartan federasyon görevlisi bendim. Bu yarışın bendeki anısı; UCI bu yarışın sonuçlarını "Türkiye yol şampiyonası" olarak sonuçlara girdi. Ve düzelttiremedik. İlginçti hem de çok ilginç. Ondandır ki UCI kayıtlarında 2006 Türkiye Yol Şampiyonu o sene hiç yol yarışı koşmadığı halde Bilal görünür.
 
@gurol

İşte buna kısmet derim :) Adam doğuştan şampiyon! Koşsa da, koşmasa da... :D
 
yıllardan 2007:) Nisan Ayı,Bi arkadasın daveti üzeirne gittiğim amator yarısa katılcam herneyse yarısa kayıt yaptırdık ortalıkta geziyoruz.Bi arkdas redbull u suluguna koymus içiyo Yiğit iç diye zorladı,Neyse içtik ama redbull oldugunu bilmiyorum.Her neyse start verildi 1.turun yarısına geldim 2.yim mutluyum daha çok fazla gücüm var kazanabilirim sonrasında 1.turu tamamlamak üzereyim tam starttan geçtim yanıyorum heryerimden ısı fısşkırıyo dayanamadım çekildim yarıstan 15 dakka boyunca bankta oturudum kendime geldim:) iğrenç bi anıydı-:)(burdan herkese tavsiyem redbull sporcu içecegi değildir.)




Neyse bu baska bi anı yine bi yarıs bu sefer redbull felan yok:)kayıtlar yapıldı start verilmek üzere---- starrrt veriliyo spd birden pedaldan kayıp büyük dişli bacagıma giriyo.Sogukkanlılıkla çıkartıp devam ediyorum bu seferde yoldaki ızgara(türkiyede neden ters takarlarsa:) ) tekere giriyo düşüyorum kollarım çizik için:) zorlukla çıkarıyorum sonlardayım ama inat işte devam edip yarısı bitiriyorum.(aldıgım hasarlar :) bacagıma dişli girdi,kollarım bacaklarım sıcak asfaltta sıyrıldı,masam kırıldı,akort makort yok:) )
 
Geri