Scudo Sports

Yakıt Tasarrufu ve Araç Bakımı

Kayıt
3 Temmuz 2012
Mesaj
950
Tepki
1.388
Yaş
35
Şehir
istanbul
Başlangıç
2010—11
Bisiklet
Salcano
Bisiklet türü
Katlanır
(link) !!
ikinci el otomobil alacaklar: #107965315 *

yakıt tasarrufu ve araç bakımı: #88887445 *

kilometresi düşürülmüş araçlar #108953173 *

kalorifer arızaları #112225539 *

motorun hararet yapması #122276385 *

motor yıkama: #88900782

lpg hakkında yazdığım entry #88862569 *
kar ve buzda sürüş teknikleri #88867192

hararet problemleri için #110984449 *

hararet müşiri #117016905

kış hazırlıkları: #111548280 *

marş problemleri #111924160

oto sanayiye gitmeden önce #111985428 *

akü takviyesi hakkında #108854274

şarj dinamosu arızaları #108774492

trigger kayışı #102189373

düz vites kullanımı #113219751*

yağmurlu havalarda kullanım #113264614 *

10.000 / 100.000 arası otomobil #113181737 *

otomobil aldıktan sonra yapılacaklar #113342569 *

katalitik konvertör hakkında #99623150

yakıt pompası #114395529

bijon problemleri #114399550

tekleme problemleri #114405901

ses yalıtımı hakkında #114410619

ikinci elde dolandırıcılık #114903000 *

antifiriz eklemek #114917550 *

otomobil lastikleri hakkında #115192735 *

dyno testi nedir #115288121*

yedek parça hakkında #115553967 *

eski model çok düşük km'li otomobil #115567478 *

kış lastiği hakkında #115669479

dizel motorlar #115946940 *

türkiye'de tutulmayan fiat brava #102201070 *

güvenli sürüş teknikleri #117760039 *

otomobillerde yangın sebepleri #118980461 *

ecu arızaları ve çözümleri #118241263

motor yağları #118131995 #118094134 *

soğuk hava problemleri #119580817 *

motor inecek diyen usta #116194064

egzozdan su gelmesi #119682412 *

genel titreme problemleri #119709351 *

ağır hasar kayıtlı araç almak #119999242 *

baskı balata #120228131 *

uzun yola gideceklere tavsiyeler #120290596 *
arabanın anahtarını kaybetmek #120827286 *

fren patlaması #120638856

pedalbox / pedal commander #120554080

akü bakımı ve kontrol #121898622 *

oto sanayi sahtekarlıkları #122677260 *

araba almadan önce bilmeniz gereken #122644939 *

lastik patlaması #124460256 *

direksiyon hidroliği #124456740 *

klima problemleri #125212431 *

boğaz kelebeği problemleri #126063388 *

buji kablosu #126644223 *

benzin kokusu gelmesi #125331315 *

start-stop sistemi #135227639

muayeneye hazırlık #125305496 *

kör nokta #124567702 *

fren sistemi arızaları #124533299 #

sandık motor #135224438

arabanın ömrünü uzatacak yöntemler #135202392 *

yakıt sarfiyatı hesaplama #131688444 *

yolda kalmak #130076835 *

marş dişlisi #137439126

tek marşta çalışmayan otomobil #137437901 *

yağmurda stop eden araba #137466863 *

otomobillerde far temizliği #137483160 *

düz vites arızaları #139394046 *

motor soğutma sıvısının temizliği #139395761

motor arıza lambası #139436660

hararet lambası #139463620 *

yağ lambası #139478375

şarj lambası #139488482

yaz bakımları #139485081 *

hacizli araçlar hakkında #139684031 *

frenlerin havasını almak #139707295 *

v kayışının kopması #139791650

sel hasarlı otomobil #139799560 *

silindir kapak contası #139868045

açılmış hava yastıkları #139889989 *

yatak sarması #141419031

otomobillerdeki gizli özellikler #141427172

ikinci el otomobil satarken #141451953
Ekşi sözlük alıntıdır
(link)
 
Son düzenleme:
Scudo
İlk kez uzun yola çıkacak sürücülere tavsiyeler

yolun uzunluğuna göre değişir diyerek başlayayım. "50 kilometrelik yol ile 5000 kilometrelik yol arasında ne fark var" diye soranlar olabilir, cevap entrynin devamında.

kendimden bahsederek başlayayım. özel olarak dünya turuna çıkan kişiler hariç belki de sözlükte tek seferde en uzun mesafeli yolu gitmiş olabilirim. antalya'dan başlayıp rusya'nın novosbirsk şehrine gidiş dönüş uzanan bir yolculuğun üstesinden gelmiştim. türkiye içerisinde gezi düzenleyip belki çok daha fazla kilometre yapmış olanlarınız olabilir, fakat ben antalya'dan hareket ettiğimde hedefim gideceğim yere varmaktı. yani "şurayı göreyim, şurada eğleneyim" gibi bir plan kurmadan çıktım gittim. bu seyahatin benim aracıma +14000 kilometre yazdığını da belirteyim. bu yolculukta kullandığım araç ise 300 bin kilometre civarında 2001 model fiat brava sx olmuştu (bu araç ile ilgili bir entrym var, dileyen okuyabilir #102201070). aylardan ekim, gürcistan'da kazbegi dağlarının geçilmez olduğu bir kış başlangıcında ve çinlilerin yediği yarasa daha doğmamışken kalkıştım bu işe. ayrıntılara girmeden esas konumuza dönelim ve uzun yolda problem yaşamamak için ne gibi önlemler almanız gerektiğini anlatayım.

öncelikle benim gibi ülkeler arası ya da ülke içinde uzun bir seyahate çıkacaksanız kesinlikle kullanacağınız otomobilin bakımlarının eksiksiz olduğuna emin olmalısınız. yeni bir otomobile sahipseniz bu bakım işinin bazı kısımlarını pas geçebiliriz fakat yaş olarak beş yıldan eski bir otomobilde bu konuya dikkat etmelisiniz. benim gibi otomobil tamircisi değilseniz, en küçük bir problemde başınız ciddi şekilde ağrıyabilir. başka bir ülkede ve dağın başında otomobilin akis kestiğini düşünebiliyor musunuz, ya da triger kayışının kopmasını.. sıcak yatağınızda okumaya hiç benzemiyor inanın bana. dağ başında bir gece yarısı kaldığınızda aradığınız usta o an ne isterse sizde mecbur tamam diyecekseniz. sanayide 100 lira, dağda 1000 lira, işinize gelirse der kapatıverir telefonu. ben gitmeden önce yaz mevsiminden başlayan bir hazırlık sürecine girmiş ve boş vakitlerimde sürekli bir parçasını (arızalı olmasa bile) değiştirmiş, çıkan parçaların yine bakımlarını yapıp bir çantada bagaja atmıştım. arabanın üstünde sıfır akis var ama bagajın içinde çıkan sağlam olanı da var. böyle bir hazırlık. eski bir otomobil ile gitmenin verdiği tedirginlik bana trigerinden contasına, termostattan radyatöre, şanzımanı indirmekten tutun aracın iç yalıtımına kadar olan tüm onarımları yaptırmış, günlerce süren "şöyle olursa ne olur, böyle olursa ne yaparım" gibi detaylı bir çalışma yaptırmıştı.

kış mevsimi ile yaz mevsimi arasında yanınıza alacak olduğunuz araç gereçler değişiklik gösterse de, hemen hemen aynıdır. aracınızda bulundurmanız gereken ihtiyaçları tek tek yazayım. gidilecek olan mesafe uzadıkça bu listeye eklemeler yapabilir fakat çıkarma yapamazsınız.

- yangın tüpü
- ilk yardım çantası
- basit bir alet çantası
- tüm ampullerin yedekleri
- tüm elektrik sigortalarının yedekleri
- 5 litrelik su
- el feneri
- yedek lastik
- kriko, bijon anahtarı
- lastik tamir kiti (sprey olanlar)
- mevsim kış ise kar zinciri
- üçgen reflektör
- bir adet battaniye
- lastikleri mevsime göre seçin ve havalarını tamamlayın
- silecek suyunu tamamlayıp silecek lastiklerini gözden geçirin
- fren ve direksiyon hidroliklerini kontrol edin
- yolculuk süresince aracınızın yakıtı yarım depodan aşağı düşmesin. hatta her fırsatta girin bir petrolde doldurun.
- aracınızın sigorta ve muayenesinin geçerlilik tarihlerini kontrol edin.
- gitmeden önce akü durumunu kontrol edin. bir akücüye gidip ölçüm yaptırın.
- kaliteli bir yol kayıt kamerası alın ve aktif hale getirin.
- hgs ya da ogs gibi geçiş sistemlerinin bakiyelerini kontrol edin.

unuttuklarım olabilir fakat ortalama bir hazırlık bu şekilde olmalı uzun yola çıkmadan önce.
şimdi gelelim vereceğim tavsiyelere.

dağ bayır giderken sis içerisine girebilirsiniz. artistlik yapayım diye sol şeritten basıp gitmeyin, sağ şeritten görüş mesafesine göre risk almayacağınız bir sürat ile gidin. uzun farları yakmayın görüşü daha kötü hale getirir, kısalar ve sis farlarını açın. dörtlüleri açıp gitmeyin, yol kenarında durursanız dörtlüleri yakın. piyasada satılan sis gözlüğü gibi şeylerden uzak durun ve numaralı gözlük harici başka bir şey kullanmayın. sürekli sis içerisinde gitmek gözlerinizi bir müddet sonra yorar ve en önemlisi algılarınız sapıtmaya başlar, rampa iniyor muyum çıkıyor muyum diye düşünürsünüz. her 15 dakikada bir güvenli bir yerde durup gözlerinizi kapatın ve dinlenin. kış mevsiminde özellikle sisli yollar çok kaygan olabilir, temkinli gidin.

yolda arabam arıza yaptı diye size el işareti yapan kişilere yardım için durmayın. üzgünüm ama durmayın işte. genelde para istiyorlar bu kişiler. çok acil bir durum var ise polisi ya da jandarmayı arayabilir bu kişiler. yine otostop çeken kişileri aracınıza almamanızı öneririm. otostop çeken kişinin görünüşü de çok önemli bu konuda, durup birkaç soru sorduktan sonra eğer içinize sindiyse alırsınız. fakat unutmayın ki kaçak bir mülteciyi, çantasında uyuşturucu olan bir kuryeyi, birini öldürüp ormana atmış bir katili aracınıza alıyor olabilirsiniz. bu tür durumlarda siz kurtulursunuz fakat tüm seyahatiniz kabusa döner. ayrıca bu yolculuk paylaşım platformlarına da güvenmeyin kesinlikle. gasp edilmeniz ve aracınızın çalınması gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz. otobüslerin sürekli kimlik kontrolüne takılması riski olduğundan, hatta bir terör örgütü mensubunu bile aracınıza almış olabilirsiniz.

yemek, tuvalet ya da alışveriş gibi her türlü ihtiyacınız sebebiyle arabanızı terk ederken kesinlikle kapıları kilitleyip anahtarı yanınıza alın. iki dakikadan bir şey olmaz demeyin, kilitleyin arabanızı. bir yerlerde araç içerisinde uyurken yine kilitleyin kapıyı camı. yeri gelmişken çok sorulan bir soruyu cevaplayayım. araç rölantide çalışırsa kalorifer açık, bir sıkıntı olur mu? hayır olmaz. bilinen kronik bir yağlama problemi yoksa asla olmaz. yağ eksik ya da niteliğini kaybetmiş ise sıkıntı çıkarabilir. dizel ya da benzinli fark etmez, üç beş saatten bir şey olmayacaktır fakat tehlike şudur; egzoz gazının içeri girmesi.. eğer böyle bir durumdan şüpheniz var ise çalıştırmayın. hayır yok ise ön camlar tamamen kapalı ama sirkülasyon açık şekilde aracı çalıştırıp uyuyabilirsiniz.

uyumanız gerekiyorsa gelişigüzel yol kenarına çekip uyumayın. kalabalık benzin istasyonları, jandarma ya da polis merkezleri önü, hatta rutin kontrol yapan trafik ekiplerinin olduğu yerleri tercih edin. polislere "denetleme bitip giderken beni de uyandırır mısınız" derseniz adamlar giderken sizi kaldırır. şehirler arası yollarda trafik polisleri ve jandarma gerçekten çok yardımcı oluyor. aracınız arıza yaparsa, lastiği patlarsa, benzini biterse arayın yani. onlar birilerini mutlaka yönlendirir ya da gerekirse gelirler. "ben burada kaldım tamirci sabah gelecek" diye ararsanız sizi gelir alırlar ve karakolda sabaha kadar misafir ederler.

uykunuzun geldiğini anladığınız an hemen durun ve arabadan inin. arabanın etrafında yürüyün, derin nefes alın ve spor hareketleri yapın. ardından arabaya binip ilk benzin istasyonuna çekin ve hemen uyuyun. yok kahveydi, enerji içeceğiydi falan geçiniz efendim. uyuyun. bakın 30 dakika uyusanız bile yeter. ama mutlaka çekin ilk yere ve hemen uyuyun. direksiyonda uyumayan adam bilmez, öyle gözler kapanıp horul horul uyunmuyor. gözler açık, yanınızdaki konuşuyor gayet güzel duyuyorsunuz ve bir bakmışsınız yol kenarından chucky'nin gelini çıkıyor ve çarpmamak için aniden sola kırıyorsunuz :) sonrası malum. direksiyonda uyumayan adamlar yazmış da yazmış başlıkta.

100 ile gayet güzel gidiyorsunuz ve beş haneli yirmi nüfuslu bir köyün içinden geçerken oraya bir tabela koymuşlar 50 ile gidiniz diye. siz bu kurala uymuyor ve devam ediyorsunuz.. veeee şak! sarı bir ışık kaplıyor her yanı. arkasından e-devletten cezanızı görebilirsiniz. ben bucak'ta bir girdim bunlara, fotoğraf da göndermişler eve :) birde telefonla konuşuyorum koltuğa resmen yatmışım. allah'tan telefonu yazmamışlar :) o sarı ışık patladığı an artık geri dönüşü yok yani. lütfen tüm kurallara uyun.

uzun yolculuklarda ekonomi yapmak hobi haline gelsin sizde. hatta aracınızın ne kadar yaktığını test etmek için sakin sakin gidebilirsiniz. aldığınız yakıtı hesaplayarak bir sonraki yakıt alımında daha da düşürmeye çalışın kilometre başına yaktığınız miktarı. küçük bir oyun gibi düşünerek aracınız için en ekonomik kullanım tarzını bulabilirsiniz bu şekilde. kimseyle yarışa girmeyin, at arabası gelsin geçsin sizi umurunuzda olmasın. ehliyeti yeni alıp altına şirket arabası çeken tipler selektör yaparak gelir arkadan, hemen atın kendinizi sağa bırakın gitsin. çok gördüm ben direksiyon mili bir tarafına girmiş abi kurtarın beni diye ağlayan. hızlı gitmeyi erkeklik göstergesi olarak gören bir toplumda yaşıyoruz maalesef. siz gezerek ve görerek gidin. en hızlısının mezarda olduğunu unutmayın ve sizi bekleyen insanlara da acıyın bence. bırakın geç geldi desinler ama hiç gelmedi demesinler.

aracınızı zorlamayın. sakin sakin onun istediği şekilde gidin, agresif kullanım mutlaka bir sorun olarak geri döner. sizin gibi o da yorulacak ve dinlenmeye ihtiyaç duyacaktır. gereksiz atraksiyonlu işlere girmediğiniz sürece eminim ciddi bir problem yaşamazsınız.

karlı ve buzlu zeminlerde daha dikkatli olmalısınız, yol gidilemeyecek kadar tehlikeli ise çekin bir petrole bekleyin. bu konuda detaylı entrylerim var. şuradan #88887445 okuyabilirsiniz.

şehirler arası yollarda giderken önünüze şehir içinde olduğundan daha fazla yabani hayvan çıkabilir. bu gerçekten ciddi bir sorundur ve böyle bir durumda yapabileceğiniz tek şeyin sadece ve sadece frene basmak olduğunu unutmayın. asla ve asla direksiyonu sağa sola kırmaya kalkmayın. zemin ıslak ise frene de çok fazla basmayın. evet üzücü bir durum fakat sizin ve ailenizin canı bu konuda daha önemli. süratiniz düşük bile olsa direksiyonu kırmayın, sebebi ise arkadan gelen birinin kaza yapmasına sebep olabilirsiniz. durursa durur, durmazsa yapacak bir şey yok.

bilmediğiniz yolların virajları keskin, zemini kaygan, gizli buzu çok olabilir. bir yolu bilmiyorsanız yavaş gidin. ayrıca navigasyona güvenip köy yollarına dönmeye kalkmayın, ana yollarda kalın ve o şekilde devam edin. köy ve küçük yerleşim yerlerinden geçerken dikkat edin, bu tür yerlerde üzerinde bir tek lamba olmayan bir traktör önünüzde gidiyor olabilir. ayrıca bu tür yerlerden geçerken, nisan mayıs ayları ve sonrası koyunların gece otatmaya çıkarıldığını unutmayın. karanlık bir yolda sürü aniden karşınıza çıkabilir. kısaca dikkat edin köy çevrelerinden geçerken

yurt dışına gidiyorsanız eğer sınırı geçtikten sonra tam bir 70'lik teyze gibi kullanın arabayı. tüm kurallara kesinlikle uyun ama kesinlikle! şerit değiştirirken sinyal verin, yaya geçitlerinde durun falan. türkiye gibi değil yani, hart diye geçirirler cezayı.
çıkmadan önce aracınız için yeşil sigorta, kendiniz için sağlık sigortası yaptırmayı unutmayın. bulgaristan gibi ülkelerden çıkarken sınırda cama yapıştırılan bir şey veriyorlar "vinetka" mı nedir ismi, onu mutlaka alın. bakın sınırlarda problem yaşarsanız türk tırları her yerde, gidin birinin yanına sorun. adamlar binlerce kez geçmiş gitmiş o kapıdan. özel bir gezi için gidiyorsanız ve gün probleminiz yok ise kesinlikle cuma ve cumartesi ve pazar geçmeyin kapıdan, çok bekletiyorlar. ayrıca hristiyanların dini bayram tatillerini mutlaka araştırın, bu dönemlerde işler inanılmaz yavaşlıyor.
yurt dışında polisle tartışmaya girmeye kalkmayın kesinlikle. bu kesin tavsiyem yani, öpüyorlar direkt. giderken küçük lokumlar alıp götürün hediyelik, polisler durdurursa ikram edersiniz turkish delight diyerek. ben polis her durdurduğu zaman elimde pasaport, ehliyet ve lokumla gidiyordum :)

yine yurt dışına çıkıp latin alfabesi yerine kiril alfabesi yazılı tabelalara bakıp "bu ne kardeşim ya" dememek için, telefonun görüntülü çevirme özelliğinden yararlanın. inanılmaz işe yarıyor. ayrıca navigasyona güvenmeyip bir de kapsamlı bir karayolları haritası alın elle tutulur gözle görülür. çıkmadan önce telefonunuzun internetini kullanıp türk gsm operatörleri tarafından düdüklenmemek için sınırda hemen bir sim kart alın gittiğiniz ülkenin. ben farklı bir telefonun içine bu sim kartı yerleştirmiş ve araç içinde dağıtıcı olarak kullanmıştım. tablet, pc, telefon hepsi bağlanıyordu.

ara sıra çekin bir petrole ve yürüyün. açın motor kaputunu bakın yağına suyuna, sigara içiyorsanız yakın bir sigara kahve keyfi yapın şöyle gezin ortalarda. lastik havalarını kontrol edin, eğilin bakın arabanın altına sarkan, kopan, damlayan bir şey var mı diye. farları, sinyalleri vs tüm lambaları kontrol edin. bunlar önemli şeylerdir. yapacağınız küçük kontroller, büyük sorunların önlenmesine yardımcı olur.

bir arabada mühendis de sizsiniz, kaptan da, tamirci de, muhasebeci de.. uçak değil yani yer hizmeti ayrı, yardımcı pilot ayrı. otobüs değil muavini ya da ikinci şoförü yok. dağ başında siz her şeysiniz.

mümkün olduğunca gece yolculuklarından kaçının. ben antalya'dan hopa'ya kadar gelmiş, gece sahil kenarında iki bira yuvarlayıp arka koltukta deliksiz uyumuş gitmiştim. gürcistan'ı gündüz geçmek için çünkü. "ya bu da yapılır mı şimdi" demeyin, hayat kısa arkadaşlar. hayallerinizi yaşayın, korkmayın.
(link)
 
(link)
güvenli bir sürüş denildiği anda insanın aklına ister istemez trafik kurallarına uymak, emniyet kemerini takmak, takip mesafesi gibi uyulması gereken kurallar geliyor. fakat bunlar güvenli sürüş teknikleri değil, uyulması zorunlu olan kurallardır. peki, güvenli sürüş dediğimiz zaman neler yapmalıyız kısaca anlatayım. temelinde benim yazmış olduklarım teknik değil, önlem denilebilir. teknik, kullanım tarzı ile alakalı olduğu için yanlış anlaşılma olabilir. kurallar, önlemler ve teknik diye ayıralım biz.

mesafe fark etmez, bir şekilde direksiyona geçip bir yerlere gitmeniz gerekiyor ise, yapmanız gerekenler otomobilinize binmeden başlıyor.

- aracınızın yanına geldiğinizde kesinlikle lastikleri hiç olmazsa gözle bir kontrol edin. lastik havalarınızın azalmış ya da tamamen patlamış olduğunu anlayabilirsiniz. bu sizin 10 saniyenizi alacaktır. bu kontrol esnasında kapıların da tam anlamıyla kapalı olduğunu yine gözle kontrol edin. en son inen kişi kapıyı tam kapatmamış olabilir.

- çoğumuz yapmasak da, motor kaputunu açıp hem yağ hem de su seviyesine bakmanız, sizi sürüş esnasında psikolojik olarak rahatlatır. gece boyu bir arıza sebebiyle motorunuz yağı ya da suyu boşaltmış olabilir. bunun bir artısı da; kış mevsiminde ısınmak için motor kaputunun içerisine giren sokak hayvanlarının korkup kaçmasını sağlamaktır. yollarda gördüğümüz ölmüş kedilerin çoğu, ağır vasıta ya da otomobillerin motor bölmesinden düşerek ölen hayvanlardır. çalışma esnasında kayışların arasına giren bir hayvan, kayışların tamamen parçalanmasına sebep olur ve tamirci çağırmanız gerekir. vicdanen de çok rahatsız olursunuz
- koltuğa oturduğunuz zaman ve eğer ki sizden önce bir başkası otomobili kullandıysa koltuk, aynalar ve direksiyonu kendinize göre ayarlayın. bunu sürüş esnasında kesinlikle yapmayın. yapmanız gerekirse kesinlikle durun. emniyet kemerini takıp aracınızı çalıştırın.

sürat
yolda gördüğünüz levhalar keyfi olarak konulmuyor. bir okul ya da park yanından geçerken hızınızı olabildiğince düşürün. mahalle aralarında bulunan kesişme noktalarında durup ilk solu sonra sağı kontrol edip geçin. öyle yollar var ki, her iki araç da yol benim mantığıyla geliyor ve bu tür yerlerde maddi hasarlı çok fazla kaza meydana geliyor.

ağır vasıtalar
hem sürüş esnasında hemde trafik lambalarında beklerken ağır vasıtaların dibine girmeyin. bir otobüs ya da tır, bazen sizin otomobilinizden daha iyi frenleme yapabilir. ağır vasıta sürücüsü önünde oluşan bir tehlikeyi gördüğü an rotarder denen sistemi kullanır ve bu sistem ilk yavaşlamada fren lambalarını yakmaz. onun yavaşladığını anlamayan siz normal süratle devam ederken, ağır vasıtanın sürücüsü frene bir basar rotarder ile karışık, zınk diye durur ve arkasından girersiniz.
bu araçlar dönüş yaparken daha geniş bir alana ihtiyaç duyar ve arka tarafına soldan ya da sağdan çok yaklaşırsanız, dönüş esnasında tamponu size sürter. özellikle tır ve kamyonların ön sağ tarafına kesinlikle yaklaşmayın, sürücü orada sizi görmez. aslında görmesi için dizayn edilen aynaları vardır fakat pek kullanmazlar. ayrıca yol kenarında duran otobüs gibi bir taşıtın sol tarafından tam gaz geçmeye kalkmayın. otobüsten inen kişi ön taraftan aniden yola çıkabilir.
yola fırlayan sokak hayvanları
bu sadece hayvan değil, kontrolsüz bir şekilde çıkan her şey. önünüzde giden araçtan düşen bir cisim, rüzgarla yola sürüklenen çöp bidonu vb gibi şeyler. hız kurallarına ve takip mesafesine uyuyorsanız yüksek ihtimalle bu tehlikeyi bertaraf edersiniz. fakat, yüksek süratle gidiyorsanız ve önünüze bir şey çıktıysa, yapabileceğiniz tek şey tüm gücünüzle frene basmak olacaktır. örneğin bir köpeğin yola çıkması sebebiyle sizin hem frene basıp hem direksiyonu sağa ya da sola kırmanız, canınızı tehlikeye atar ve büyük oranda savrulur takla atarsınız. böyle bir durumla karşılaşırsanız kesinlikle direksiyonu sağa ya da sola çevirmeyin. aracınızda esp sistemi varsa, düşük hızlarda sizi kurtarır ve belirli bir manevra yapmanıza izin verebilir. ama hızınız yüksekse, asla direksiyonu çevirmeyin. üzgünüm ama yapacak pek bir şey yok.

böcekler
evet böcek. sürüş esnasında gösterge üzerinden size bakan ya da cam kenarından yukarıya çıkan bir örümcek, hamam böceği ya da arı. evde bile gördüğünüz zaman diğer odalara kaçıyorsunuz, sürüş esnasında size doğru geldiğini düşünmek bile istemezsiniz. aracınızı terk ederken sunroof ve camları kapatın, bu tür olaylarla karşılaştıysanız yani araç içerisinde örümcek ağı falan gördüyseniz, uygun bir ilaçlama tekniğiyle bu sorundan kurtulabilirsiniz. ayrıca yolda giderken elinizi camdan çıkarıp sallamayın, arı çarpıp sokabilir.

agresiflik
trafikte kimseyle münakaşaya girmeyin. haklı bile olsanız elinizi kaldırıp özür dileyin ve devam edin. karşıdaki adam silahlı olabilir, malum ülkemizde herkes kral olduğu için, hatırı sayılır bir arkadaşını arayıp plakanıza ceza yazdırabilir, durduk yere bir kavga sonucunda gününüz berbat olabilir ve moral bozukluğunu günlerce üzerinizden atamazsınız.
biri sizden yol istiyorsa verin gitsin, hatalı araç kullanıyor diye üzerine kırmaya ve korna çalıp el kol hareketi yapmaya kalkmayın, o an kötü bir haber almış ve morali bozuk olabilir. iner ve tüm hırsını sizden çıkarır.
bir şeye çok sinirlendiyseniz hırsınızı arabadan ya da başkalarından çıkarmayın. kenara çekip durun ve arabadan inip biraz yürüyün. bir süre sonra gayet sakin bir şekilde yolunuza devam edersiniz. hatta bir markete girip kendinize çikolata alın. çok iyi geliyor.
uykusuzluk
uykunuz geldiyse tek çözümü kenara çekip uyumaktır. kahve ya da enerji içecekleri sizi kurtarmaz. daha direksiyonda uyumanın ne olduğunu bilmeyen arkadaşlar için anlatayım; bakın uyuma öyle gözlerinizi kapatıp horlayarak uyuma şeklinde olmuyor. her şey anlık olarak başlıyor ve gözünüz açık bir şekilde halüsinasyon görmeye başlıyorsunuz. yol kenarında beliren insanlar, dinozorlar, tazmanya canavarı falan :) hiç olmayan ama oluyormuş gibi görünen şeyler. bunlar tamamen gözünüz açık ve yolu görüyorken olan şeyler. ben bir keresinde direksiyonda uyumuş ve sanki duran bir tıra arkadan vuruyormuş gibi rüya görüp sert bir şekilde frene basmıştım ve öylece kalakaldım dakikalarca.
hızınız yavaş yavaş düşmeye, anlamsız şekilde fren yapmaya, derin derin nefes almaya, kafanızı sağa sola yatırmaya başlarsanız bilin ki uykunuz geliyordur ve acil kenara çekip yarım saat bile olsa uyuyun. yanınızda olan birisi sizinle konuşuyorsa yine uyuyabilirsiniz. yani konuşurken saçmalayıp uyuma moduna geçebilirsiniz. şakaya gelmez. uykusuz yola çıkmayın.

alkol ve sigara
bazı insanlar alkollü halde çok güzel araba sürerler, hatta dört dörtlük aracını park edip evlerine çıkarlar. bundan cesaret alan şahıs, nasıl olsa geliyorum eve diye tekrar alkollü şekilde araç kullanır. "zavvadak dayı" vardı bir ara meşhur olmuştu. link evine gidip yatır olacağdı, yeşil yanıyordu ve kurallara uygun gidiyordu. ne oldu peki? kırmızı ışıkta geçen alkolsüz bir sürücü ona çarptı ve suçlu direkt olarak kendisi oldu. alkollü bir şekilde kazaya karışırsanız, haklı da olsanız haksızsınız. can kaybıyla sonuçlanan bir kazada bile tamamen haklı olsanız bile cinayetten yargılanıyorsunuz. orta refüjde tel ve üst geçit olan bir yerde bir arkadaşım alkollü şekilde birine vurmuş ve ölümüne sebep olmuştu. alkol olmasa akşam evdeydi ama hakim şunu söylemişti; "alkollü olmasaydın belki reflekslerin daha iyi çalışacak ve frene daha erken basıp onu kurtarabilecektin". doğal olarak içeri attılar. taksi paranız yok ve alkollü bir şekilde araç kullanmanız gerekiyor ise arayın polisi. anlatın durumunuzu ve inanın geliyorlar, hem sizi hem aracınızı eve kadar götürüyorlar. utanıyor ve arayamazsanız yatın arabada.

sigara zaten yasaklandı ama hâlâ içenler var. sigaranın yanlışlıkla üstünüze düşmesi, dudağınızda tutarken dumanın gözünüze gelip anlık görüş kaybı gibi durumların yaşanmaması için, sürüş esnasında sigara içmeyin. zaten aracın içerisinde oluşturduğu pis koku gerçekten çekilmiyor. yüksek süratle giderken hayal edin bakalım sigaranın bacaklarınızın arasına düştüğünü. çok ölen oldu çok..

koltuk altına konulan eşyalar
bazılarımız çantasını, içtiği kola kutusunu, yangın tüpünü ya da farklı bir şeyi koltuğun altına koyuyor. acil bir durum oldu ve frene bir bastınız ama yok bir şey, pedal ileri gitmiyor. bir saniyenin önemli olduğu anda fren yok. koyduğunuz her neyse yuvarlanıp pedal altına girebilir. böyle bir durumla karşılaşmamak için lütfen koltuk altına hiç bir şey koymayın, altı lastikli ve kaymayan bir paspas takımı seçin aracınıza uygun. petrollerden gelişigüzel paspas alıp sermeyin tabana. güvenlik
otomobilinize bindiğiniz zaman kapıları kilitleyin ve camlarınızı tam olarak açmayın. arka koltukta çocuk var ise çocuk kilidini devreye alın. elektronik çocuk kilidi yok ise, en eski arabalarda bile bulunan, arka kapıyı açınca göreceğiniz bir anahtar vardır. onu ittirerek / çevirerek çocuk kilidini devreye alabilirsiniz. bu sayede kapılar ve bazı modellerde camlar içeriden kontrol edilemez.

mümkün olduğunca seyir halinde iç kabin lambalarını yakmayın. lambaların açık olması, görüş mesafesini düşürür.

torpido üzerine telefon tutucu gibi şeyleri monte etmeyin. bir kaza esnasında hava yastıkları açılırsa, o telefon size gelip çarpar.

kesinlikle ön koltuğa çocuk almayın ve kucağınızda bebek ile seyahat etmeyin. bebekle seyahat edecekseniz arka koltukta oturun.

teknik donanım
otomobilinizin farlarının, sinyallerin, sileceklerin, kaloriferin çalıştığına emin olun yola çıkmadan önce. silecek suyu deponuz dolu olsun ve her kış mevsimine girerken silecek lastiklerini değiştirin.
kış mevsiminde iseniz, zincir ve takoz mutlaka bulundurun bagajınızda. ayrıca yedek lastiğin kullanıma hazır olduğunu kontrol edin ya da ettirin.
ilk yardım çantası, birkaç el aleti, 5 litrelik su ve yangın tüpü mutlaka bagajınızda dursun.

ve en önemlisi; sevgili hanımlar, lütfen topuklu ayakkabı ile araba sürmeyin. biz şahsen denedik, valla kaldırıma çıkıyorduk. siz nasıl beceriyorsunuz hayret ediyorum gerçekten. (bunun hikayesini sonra yazacağım :))

detaylı bilgi için #121627668
 
(link)
güvenli bir sürüş denildiği anda insanın aklına ister istemez trafik kurallarına uymak, emniyet kemerini takmak, takip mesafesi gibi uyulması gereken kurallar geliyor. fakat bunlar güvenli sürüş teknikleri değil, uyulması zorunlu olan kurallardır. peki, güvenli sürüş dediğimiz zaman neler yapmalıyız kısaca anlatayım. temelinde benim yazmış olduklarım teknik değil, önlem denilebilir. teknik, kullanım tarzı ile alakalı olduğu için yanlış anlaşılma olabilir. kurallar, önlemler ve teknik diye ayıralım biz.

mesafe fark etmez, bir şekilde direksiyona geçip bir yerlere gitmeniz gerekiyor ise, yapmanız gerekenler otomobilinize binmeden başlıyor.

- aracınızın yanına geldiğinizde kesinlikle lastikleri hiç olmazsa gözle bir kontrol edin. lastik havalarınızın azalmış ya da tamamen patlamış olduğunu anlayabilirsiniz. bu sizin 10 saniyenizi alacaktır. bu kontrol esnasında kapıların da tam anlamıyla kapalı olduğunu yine gözle kontrol edin. en son inen kişi kapıyı tam kapatmamış olabilir.

- çoğumuz yapmasak da, motor kaputunu açıp hem yağ hem de su seviyesine bakmanız, sizi sürüş esnasında psikolojik olarak rahatlatır. gece boyu bir arıza sebebiyle motorunuz yağı ya da suyu boşaltmış olabilir. bunun bir artısı da; kış mevsiminde ısınmak için motor kaputunun içerisine giren sokak hayvanlarının korkup kaçmasını sağlamaktır. yollarda gördüğümüz ölmüş kedilerin çoğu, ağır vasıta ya da otomobillerin motor bölmesinden düşerek ölen hayvanlardır. çalışma esnasında kayışların arasına giren bir hayvan, kayışların tamamen parçalanmasına sebep olur ve tamirci çağırmanız gerekir. vicdanen de çok rahatsız olursunuz
- koltuğa oturduğunuz zaman ve eğer ki sizden önce bir başkası otomobili kullandıysa koltuk, aynalar ve direksiyonu kendinize göre ayarlayın. bunu sürüş esnasında kesinlikle yapmayın. yapmanız gerekirse kesinlikle durun. emniyet kemerini takıp aracınızı çalıştırın.

sürat
yolda gördüğünüz levhalar keyfi olarak konulmuyor. bir okul ya da park yanından geçerken hızınızı olabildiğince düşürün. mahalle aralarında bulunan kesişme noktalarında durup ilk solu sonra sağı kontrol edip geçin. öyle yollar var ki, her iki araç da yol benim mantığıyla geliyor ve bu tür yerlerde maddi hasarlı çok fazla kaza meydana geliyor.

ağır vasıtalar
hem sürüş esnasında hemde trafik lambalarında beklerken ağır vasıtaların dibine girmeyin. bir otobüs ya da tır, bazen sizin otomobilinizden daha iyi frenleme yapabilir. ağır vasıta sürücüsü önünde oluşan bir tehlikeyi gördüğü an rotarder denen sistemi kullanır ve bu sistem ilk yavaşlamada fren lambalarını yakmaz. onun yavaşladığını anlamayan siz normal süratle devam ederken, ağır vasıtanın sürücüsü frene bir basar rotarder ile karışık, zınk diye durur ve arkasından girersiniz.
bu araçlar dönüş yaparken daha geniş bir alana ihtiyaç duyar ve arka tarafına soldan ya da sağdan çok yaklaşırsanız, dönüş esnasında tamponu size sürter. özellikle tır ve kamyonların ön sağ tarafına kesinlikle yaklaşmayın, sürücü orada sizi görmez. aslında görmesi için dizayn edilen aynaları vardır fakat pek kullanmazlar. ayrıca yol kenarında duran otobüs gibi bir taşıtın sol tarafından tam gaz geçmeye kalkmayın. otobüsten inen kişi ön taraftan aniden yola çıkabilir.
yola fırlayan sokak hayvanları
bu sadece hayvan değil, kontrolsüz bir şekilde çıkan her şey. önünüzde giden araçtan düşen bir cisim, rüzgarla yola sürüklenen çöp bidonu vb gibi şeyler. hız kurallarına ve takip mesafesine uyuyorsanız yüksek ihtimalle bu tehlikeyi bertaraf edersiniz. fakat, yüksek süratle gidiyorsanız ve önünüze bir şey çıktıysa, yapabileceğiniz tek şey tüm gücünüzle frene basmak olacaktır. örneğin bir köpeğin yola çıkması sebebiyle sizin hem frene basıp hem direksiyonu sağa ya da sola kırmanız, canınızı tehlikeye atar ve büyük oranda savrulur takla atarsınız. böyle bir durumla karşılaşırsanız kesinlikle direksiyonu sağa ya da sola çevirmeyin. aracınızda esp sistemi varsa, düşük hızlarda sizi kurtarır ve belirli bir manevra yapmanıza izin verebilir. ama hızınız yüksekse, asla direksiyonu çevirmeyin. üzgünüm ama yapacak pek bir şey yok.

böcekler
evet böcek. sürüş esnasında gösterge üzerinden size bakan ya da cam kenarından yukarıya çıkan bir örümcek, hamam böceği ya da arı. evde bile gördüğünüz zaman diğer odalara kaçıyorsunuz, sürüş esnasında size doğru geldiğini düşünmek bile istemezsiniz. aracınızı terk ederken sunroof ve camları kapatın, bu tür olaylarla karşılaştıysanız yani araç içerisinde örümcek ağı falan gördüyseniz, uygun bir ilaçlama tekniğiyle bu sorundan kurtulabilirsiniz. ayrıca yolda giderken elinizi camdan çıkarıp sallamayın, arı çarpıp sokabilir.

agresiflik
trafikte kimseyle münakaşaya girmeyin. haklı bile olsanız elinizi kaldırıp özür dileyin ve devam edin. karşıdaki adam silahlı olabilir, malum ülkemizde herkes kral olduğu için, hatırı sayılır bir arkadaşını arayıp plakanıza ceza yazdırabilir, durduk yere bir kavga sonucunda gününüz berbat olabilir ve moral bozukluğunu günlerce üzerinizden atamazsınız.
biri sizden yol istiyorsa verin gitsin, hatalı araç kullanıyor diye üzerine kırmaya ve korna çalıp el kol hareketi yapmaya kalkmayın, o an kötü bir haber almış ve morali bozuk olabilir. iner ve tüm hırsını sizden çıkarır.
bir şeye çok sinirlendiyseniz hırsınızı arabadan ya da başkalarından çıkarmayın. kenara çekip durun ve arabadan inip biraz yürüyün. bir süre sonra gayet sakin bir şekilde yolunuza devam edersiniz. hatta bir markete girip kendinize çikolata alın. çok iyi geliyor.
uykusuzluk
uykunuz geldiyse tek çözümü kenara çekip uyumaktır. kahve ya da enerji içecekleri sizi kurtarmaz. daha direksiyonda uyumanın ne olduğunu bilmeyen arkadaşlar için anlatayım; bakın uyuma öyle gözlerinizi kapatıp horlayarak uyuma şeklinde olmuyor. her şey anlık olarak başlıyor ve gözünüz açık bir şekilde halüsinasyon görmeye başlıyorsunuz. yol kenarında beliren insanlar, dinozorlar, tazmanya canavarı falan :) hiç olmayan ama oluyormuş gibi görünen şeyler. bunlar tamamen gözünüz açık ve yolu görüyorken olan şeyler. ben bir keresinde direksiyonda uyumuş ve sanki duran bir tıra arkadan vuruyormuş gibi rüya görüp sert bir şekilde frene basmıştım ve öylece kalakaldım dakikalarca.
hızınız yavaş yavaş düşmeye, anlamsız şekilde fren yapmaya, derin derin nefes almaya, kafanızı sağa sola yatırmaya başlarsanız bilin ki uykunuz geliyordur ve acil kenara çekip yarım saat bile olsa uyuyun. yanınızda olan birisi sizinle konuşuyorsa yine uyuyabilirsiniz. yani konuşurken saçmalayıp uyuma moduna geçebilirsiniz. şakaya gelmez. uykusuz yola çıkmayın.

alkol ve sigara
bazı insanlar alkollü halde çok güzel araba sürerler, hatta dört dörtlük aracını park edip evlerine çıkarlar. bundan cesaret alan şahıs, nasıl olsa geliyorum eve diye tekrar alkollü şekilde araç kullanır. "zavvadak dayı" vardı bir ara meşhur olmuştu. link evine gidip yatır olacağdı, yeşil yanıyordu ve kurallara uygun gidiyordu. ne oldu peki? kırmızı ışıkta geçen alkolsüz bir sürücü ona çarptı ve suçlu direkt olarak kendisi oldu. alkollü bir şekilde kazaya karışırsanız, haklı da olsanız haksızsınız. can kaybıyla sonuçlanan bir kazada bile tamamen haklı olsanız bile cinayetten yargılanıyorsunuz. orta refüjde tel ve üst geçit olan bir yerde bir arkadaşım alkollü şekilde birine vurmuş ve ölümüne sebep olmuştu. alkol olmasa akşam evdeydi ama hakim şunu söylemişti; "alkollü olmasaydın belki reflekslerin daha iyi çalışacak ve frene daha erken basıp onu kurtarabilecektin". doğal olarak içeri attılar. taksi paranız yok ve alkollü bir şekilde araç kullanmanız gerekiyor ise arayın polisi. anlatın durumunuzu ve inanın geliyorlar, hem sizi hem aracınızı eve kadar götürüyorlar. utanıyor ve arayamazsanız yatın arabada.

sigara zaten yasaklandı ama hâlâ içenler var. sigaranın yanlışlıkla üstünüze düşmesi, dudağınızda tutarken dumanın gözünüze gelip anlık görüş kaybı gibi durumların yaşanmaması için, sürüş esnasında sigara içmeyin. zaten aracın içerisinde oluşturduğu pis koku gerçekten çekilmiyor. yüksek süratle giderken hayal edin bakalım sigaranın bacaklarınızın arasına düştüğünü. çok ölen oldu çok..

koltuk altına konulan eşyalar
bazılarımız çantasını, içtiği kola kutusunu, yangın tüpünü ya da farklı bir şeyi koltuğun altına koyuyor. acil bir durum oldu ve frene bir bastınız ama yok bir şey, pedal ileri gitmiyor. bir saniyenin önemli olduğu anda fren yok. koyduğunuz her neyse yuvarlanıp pedal altına girebilir. böyle bir durumla karşılaşmamak için lütfen koltuk altına hiç bir şey koymayın, altı lastikli ve kaymayan bir paspas takımı seçin aracınıza uygun. petrollerden gelişigüzel paspas alıp sermeyin tabana. güvenlik
otomobilinize bindiğiniz zaman kapıları kilitleyin ve camlarınızı tam olarak açmayın. arka koltukta çocuk var ise çocuk kilidini devreye alın. elektronik çocuk kilidi yok ise, en eski arabalarda bile bulunan, arka kapıyı açınca göreceğiniz bir anahtar vardır. onu ittirerek / çevirerek çocuk kilidini devreye alabilirsiniz. bu sayede kapılar ve bazı modellerde camlar içeriden kontrol edilemez.

mümkün olduğunca seyir halinde iç kabin lambalarını yakmayın. lambaların açık olması, görüş mesafesini düşürür.

torpido üzerine telefon tutucu gibi şeyleri monte etmeyin. bir kaza esnasında hava yastıkları açılırsa, o telefon size gelip çarpar.

kesinlikle ön koltuğa çocuk almayın ve kucağınızda bebek ile seyahat etmeyin. bebekle seyahat edecekseniz arka koltukta oturun.

teknik donanım
otomobilinizin farlarının, sinyallerin, sileceklerin, kaloriferin çalıştığına emin olun yola çıkmadan önce. silecek suyu deponuz dolu olsun ve her kış mevsimine girerken silecek lastiklerini değiştirin.
kış mevsiminde iseniz, zincir ve takoz mutlaka bulundurun bagajınızda. ayrıca yedek lastiğin kullanıma hazır olduğunu kontrol edin ya da ettirin.
ilk yardım çantası, birkaç el aleti, 5 litrelik su ve yangın tüpü mutlaka bagajınızda dursun.

ve en önemlisi; sevgili hanımlar, lütfen topuklu ayakkabı ile araba sürmeyin. biz şahsen denedik, valla kaldırıma çıkıyorduk. siz nasıl beceriyorsunuz hayret ediyorum gerçekten. (bunun hikayesini sonra yazacağım :))

detaylı bilgi için #121627668
Merhabalar öncelikle emek harcayıp yazmış veya aktarım yapmışsınız,elinize sağlık fakat amacı fosil yakıt kullanımını minimuma indirmeye çalışan,sağlıklı kalabilmek için,ulaşım için,hobi için vs bisikleti tercih eden biz forum kullanıcılarına konunuz pek hitap etmiyor,zaten tepkisizlikten ve herhangi bir yorum almadığınızdan sizde anlamışsınızdır,diyeceksiniz ki sanki forumdaki hiç kimsenin arabası yok mu? mutlaka çoğumuzun vardır ama amaç zaten araçları bırakıp bisiklete binmek ve yapılan paylaşım ve teşvikler hep bu yönde,esasında sık araç kullananlar ve uzun yol yapanlar için faydalı bilgiler ama dedim ya burası iki teker dünyası,yinede emeğe saygı diyorum iyi forumlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Robert Knepper
:) geleneksel traş konusu var forumda..
Araba da olsun 👍
Hiç tanımadığım Antalya da ki bir oto tamir ustası kendisi. Yazılarını keyifle okudum okumaya devam ediyorum.
 
Son düzenleme:
Şöyle olsaydı ilgimi çekerdi. Otomobillerdeki şu yakıt tüketimi düşürme tekniğini bisiklete uyarladığımızda bisiklette de şu şekilde yapabiliriz deseydiniz çok ilgimi çekerdi.
 
  • Beğen
Tepkiler: Robert Knepper
traş konusu var forumda..
Ona bakarsanız kedi konusuda var:booo: otomobile binmemek için ne yapabiliriz diye burada düşünüp tartışırken,otomobile sorunsuz nasıl binebiliriz diye bir yazı dizisi görünce...
 
  • Beğen
Tepkiler: Robert Knepper
  • Beğen
Tepkiler: Robert Knepper
Geri