@Oğuzhan Y.
Maalesef öyle. Yarış başlar başlamaz çoğu yarışçı kalabalığın gazına geldi ve üstesinden gelemeyeceği tempoyla yokuşlara abandı. Altın kural kendini bilmek ve kendi limitlerine göre sürmek olmalıydı. Benim laktat eşik nabzım 170'ti. Bu benim için altın kuraldı. Ne olursa olsun 170'in altına çok düşmeyeceğim üstüne de çok çıkmayacağım dedim. Hatta yarışın ilk 10 km'sinde çoğu kişi beni hızla geçti. Sonuncu da olsam yapacağım en iyi tempoyla bitirmem lazım diyordum. Ki keza 15. km'den sonra o hızlı kaçan arkadaşların tükendiğini gördüm ve tek tek geçtim. Çünkü benim nabzım bu yarışın sonuna kadar en iyi performansımla bitirebileceğim bir nabızdı, önemli olan paniklemeden, moral kaybı yaşamadan yarışmaktı. Zaten tek beceremediğim şey bir grup oluşturup gidememek oldu, yarışın sonuna kadar tek kaldım. Aslında benimle aynı güçte olan birçok arkadaş erkenden depoları tükettiği için ileride bana eşlik edemedi. Onlar da kendi eşik değerlerine göre yarışsalardı beraber çalışır ve daha iyi derece yapardık.