@Gökay Akçay benim bilgim var saçma olan bir şeyi sırf kendi yapıyor diye evrenin sırrına vakıf olmuşçasına konuşanlar başka kimsenin kanına girmesin diye cevap verdim forum kuralları dahilinde. sorun nerede?
Fırat bey buyrun size muhteşem bir vegan tarif arz ediyorum.@dryakup23 @Bertan12 motivasyonunuzu merak ediyorum. Aklina yatmayan bisey icin neden bu kadar ugrasir insan anlayamiyorum. Konuya giriyoruz oh yeni tarifler vardir filan yine ayni isimler yine ayni karsi cikmalar. Vay arkadas.
@Serrchi ya arkadaşım niye kisilesstiriyorsnuz her konuyu.. kimin bos kimin dolu konustugunu nasil anliyorsunuz sizin boyle bir uzmanlik alaninizmi var..burda birseye karsitlik veya eleştiri yapmiyoruz olay kisisel olarak bana laf atma olunca cevap hakkimi kullaniyorum hepsi bu o zaman buraya yazmayin ozelden yazin sorununuz varsa benimle birebir tartışalım..binlerce insanin huzurunda kimsenin oteki uyeyi linc etme ve mobbing yapma hakki yok
Veganlik zor bir surec tek basina bitkisel beslenme insan dogasina aykiridir saglik açısından faydalari ve zararlari henuz pozitif saglik bilimleri tarafindan yapilmis calismalarin yetersizligi nedeniyle bilimsel olarak tartisilacak bir konu degil sahsi kisisel deneyimlerden ibarettir...
Okumaya üşenmeyenler için güzel bir makale bırakayım;
Bitkilerdeki protein muhtevasının yumurtayla boy ölçüşemeyeceği iddiasını çok sık duyuyoruz. Et severler yalnız yumurta değil diğer hayvansal besinlerdeki aminoasitlerin de bitkisel besinlerden üstün olduğunu iddia ederler.
Oysa bitkisel besinler en az hayvansal besinler kadar amino asitten zengindirler, bunu görmek için nutrition data sitelerinden birine girip karşılaştırma yapmanız yeterli.
Tüm proteinler 20 temel aminoasitten oluşur. Bu 20 amino asidin onbirini kendi vücudumuzda yapar, 9 tanesini dışardan alırız. Besinlerle alınan bu kıymetli amino asitlere “esansiyel amino asit” adını veriyoruz. Dışarıdan alınması gerekli derken sadece hayvansal besinlerden alıyoruz anlamı çıkmasın, esansiyel amino asitlerin de esas kaynağı bitkilerdir çünkü bitkiler memelilerden farklı olarak bu 20 amino asidin 20 sini de kendileri yapabilirler.
İster yumurta yiyin, ister yulaf, ister ıspanak, midenize giren protein önce parçalanarak aminoasitlerine ayrılır, sonra mide barsak duvarından kana karışır, hücrelere girdikten sonra tekrar zincirler oluşturarak yeni proteinler oluştururlar. Bu açıdan amino asidin nereden geldiği değil çeşidi ve miktarı önemlidir. Kas, kemik yapısından tutun tüm vücut organlarının tamiratını bu yeni oluşturulan proteinler yapar, hücreleri biçimlendirir, enzimlerin ve hormonların ana yapısını meydana getirirler. Hayvansal besinlerde, örneğin yumurtada amino asit yoğunluğu daha fazla olabilir ancak çeşitlilik açısından bitkisel besinler en az hayvansal besinler kadar zengindir. Kıyaslama yaparken yediğimiz besinlerin muhtemel zararlı etkisini de göz önünde bulundurmamız gerekir. Meme kanseri veya prostat kanseri riskinizi % 80 artırmak sizin için önemli değilse her gün bir yumurta yiyerek zengin amino asit kapsamından yararlanabilirsiniz. Bu, aynı içinde antioksidan var diye günde iki üç şişe şarap içmek gibi olur, zaman içinde verdiği zarar yararını kat be kat geçer.
Dünyanın beslenme konusundaki en yetkili kuruluşu The Food and Nutrition Board of the National Academy of Sciences “Ellerinde bitkisel protein karışımıyla beslenen kişilerin mutlaka hayvansal protein almaları gerektiğini söyleyecek yeterli delil olmadığını” açıklamıştır. Ben de altını çizerek tekrar ediyorum: Hayvansal besinlerde mevcut olan tüm amino asitler ve insan vücudunun ihtiyaç duyduğu 9 esansiyel amino asidinin tamamı bitkilerde vardır ve uygun bitki karışımlarıyla beslenen birinde asla herhangi bir amino asit – protein eksikliği ortaya çıkmaz. Öyle olmasaydı vegan beslenen milyonlarca kişide protein eksikliği ortaya çıkardı. Oysa araştırmalar onların daha sağlıklı olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak nasıl ki fil, hipototam, boğa, bizon gibi kaslı ve güçlü hayvanlar sadece bitkiyle besleniyor, insanlarda sadece bitkiyle beslenerek protein ihtiyaçlarının tamamını karşılayabilirler.
Bir örnek olması açısından aşağıya yulafla yumurtayı kıyaslayan bir karşılaştırma tablosu hazırladım. (Ben sabahları yumurta yerine bir fincan yulaf yemeyi tercih ediyorum.) İki besin maddesini protein muhtevası açısından kıyasladığımızda yulafın açık ara önde olduğunu göreceksiniz.
Yumurta – yulaf amino asit - protein mukayesesi
Amino asitler 1 orta boy yumurtada 1 fincan (81) gram yulafta
...............................................................................................................................................
Tryptophan 73.5 mg 147 mg
Threonine 245 mg 309 mg
Isoleucine 296mg 407 mg
Leucine 479mg 794 mg
Lysine 402mg 516 mg
Methionine 167mg 168 mg
Cystine 120mg 369 mg
Phenylalanine 300mg 539 mg
Tyrosine 220mg 320 mg
Valine 378mg 557 mg
Arginine 361mg 689 mg
Histidine 136mg 223 mg
Alanine 324mg 456 mg
Aspartic acid 585mg 986 mg
Glutamic acid 737mg 737 mg
Glycine 190mg 520 mg
Proline 226mg 365 mg
Serine 428mg 571 mg
Toplam protein 6 gram 11 gram
.............................................................................................................................................
Yulaf sadece amino asitler açısından değil mineraller açısından da yumurtadan üstündür. Yulafın sağlıklı lif deposu olmasına karşılık yumurtada lif sıfırdır. Bu arada olumsuz bir özellik olması açısından yumurtada sodyumun daha fazla olduğuna da dikkatinizi çekerim.
Yumurta – yulaf mineral kıyaslaması
Mineraller Yulaf 81 gram 1 orta boy yumurta
Calcium 42.1mg 23.3 mg
Iron 3.4 mg 0.8 mg
Magnesium 112 mg 5.3 mg
Phosphorus 332 mg 84 mg
Potassium 293 mg 59 mg
Sodium 4.9 mg 61.6 mg
Zinc 2.9 mg 0.5 mg
Copper 0.3 mg -
Manganese 2.9 mg -
Selenium 23.4 mcg 13.9 mg
(link)
şunu kafanıza sokun. veganizm bir beslenme tarzı değil, sosyalizm gibi, nazizm gibi, sallıyorum anti-militarizm gibi, bir ideolojik duruştur. kökeni vicdanidir, homosapiens'in bir ''üst tür'' olarak konumlanıp diğer türleri sömürmeye hakkının olmadığını düşünmektir.Veganlığı eğer vücudunuz için istiyorsanız kesinlikle ona haksızlık ediyorsunuz. Hayvan hayatına saygı için istiyor iseniz doğada birbirini yiyerek yaşamaya muhtaç canlılara ne diyeceksiniz? Acaba neden otcul, etçil , hem otçul hem etcil sınıfları var bu canlılarda hiç düşündünüz mü? Mesela biz neden saman yemeyi sevmiyoruz? Saman yiyince ise süt ve et üreterek insanların yiyebileceği ürünlerin oluşması bunlar tesadüf müdür?