Sandalyede devamlı yamuk oturursanız, omurga sorunları yaşarsınız, bunu da ekleyelim eksik kalmasın
Bilinçsizce yapacağınız her şey vücuda zarar verebilir, işin magazinini bir kenara bırakırsak (yok duvara çarpmış, yok balkondan düşmüş, tek boynuzlu pembe at görmüş), yaşanabilecek birçok sorun, bilime dayanan bir plan ile bertaraf edilebilir.
Eğer sıcakta antrenman yaparak vücudunuzu alıştırmıyorsanız, sıcak bir iklimde katılacağınız yarışta üzülürsünüz. Bisiklet üzerinde kendinizden de geçebilirsiniz, koşarken anlık bilinç kaybı yaşayıp, şarampole de yuvarlanabilirsiniz. Ya da hedef mesafenizin 75-80% inini antrenmanlarınızda tecrübe etmediyseniz, süprizlerele karşılaşmanız çok olası bir durum olur.
Beslenme +1. disiplindir, eğer siz bunun antrenmanını yapmıyorsanız, yarışta ya da bu tip büyük meydan okumalarda yakıtsız kalırsınız. Ondan sonra maratonun 33.kmsinde yok duvara çarptım, çayırda şirinlere rastladım dersiniz

. İlk maraton koştuğumda merakla ne olacak diye beklemiştim, yarış bitti bir şey olmadı. Saatlik ne kadar karbonhidrat alacağınız, hangi formu midenizin ne kadar tolere edebileceği vs bunların hepsi, hazırlık döneminde çalışılması gereken şeyler.
Sıvı/elektrolit alımı çok önemli diğer bir konu. Sadece su içerek sıvı kaybının etkilerini önleyemiyorsunuz, çok tuz kaybediyorsanız onu da yerine koymalısınız, diğer mineralleri de. Bunun için artık amatör, yaş grubu sporcuları bile ter analizi yaptırmaya başladılar. Kaybettiği minerallere göre alacağı sıvı karışımları ayarlanıyor.
FTP , laktat eşiği ,zoneların belirlenmesi; bunların hepsi sizin gelişmek için yapacağınız antrenmanları, yarışınızın (müsabaka ya da kendi meydan okumanız) iklimine, coğrafyasına , mesafesine göre stratejilerinizi şekillendirir. Uzun bir etkinliğe giriyorsanız, düşük nabız/kuvvet odaklı gidersiniz.
Sakatlık, sporun doğasında var. Bir büyüğüm, bu işi yapıyorsan ya sakatsındır ya da adaysındır demişti. Bunu en aza indirmek de kişinin kendi elinde. Dengesiz gelişen kas grupları, zayıf olan tarafın sakatlanmasına sebep oluyor. Bunun için seçtiğiniz spora, şikayetlerine uygun mobilite, kuvvet antrenmanlarını da plana eklemek önerilir. Uyku/dinlenme, akıllı antrenman yapmak(mesafeleri yavaş yavaş arttırmak, çeşitlendirmek, hedefe yönelik antrenmanlar yapmak), vücudunu tanımak, öncesi-sırasında-sonrası beslenmeye özen göstermek çok önemli detaylar.
Dayanıklılık odaklı etkinlikler sonrasında, uzunluğu ve eforuna bağlı olarak bir hafta-ay arasında yaşanabilecek yorgunluk ve dinlenme dönemi çok normal bir durum. Bunu sadece etkinliğin kendisine bağlamamak gerekir, ondan öncesinde yapılan antrenman yüklemelerinin de etkisi var. Bu süreç içerisinde çok düşük tempolu aktif toparlanma antrenmanları yapılır, beslenmeye odaklanılır. Sonra döngü yeniden başlar. (Base-Build-Taper)
Bunlar ve henüz benim bilmediğim bir çok konu sizi bu tip meydan okumalara doğru şekilde hazırlar. Bunları okuyarak, araştırarak öğrenir kendi kendinizin koçu da olabilirsiniz, ya da işin sadece bu kısmında kısayol kullanıp, güvenilir bir uzmandan destek de alabilirsiniz.
*Kusura bakılacak laflar edip "kusura bakmayın" demek en hafif tabiriyle iş güzarlıktır. Kusura bakılacak bir laf ise, ya o lafı sarf etmezsiniz ya da kusurunuzun arkasında durursunuz.