Merhaba tekrar. Gün boyu deli dumrul gibi gezdim dolaştım daha yeni eve geliyorum. Arada şarjım bitti. Bitmeseydi bir kaç şey yazacaktım kısmet olmadı. Şarj etmek için Turk Telekom'a gittim yarım saati 3 liraya şarj ederiz abi dediler. Taktık kabloyu bekle babam bekle, bekle babam bekle %1 bile artmadı. Babacım dedim bunun amperi düşük herhalde yarım saate 3 lira vericez tamam da %3-%5 dolsa öp de başına koy. Abi bizdekiler böyle dedi. Çıktım ordan gittim Turkcell'e. para istemediler ama bu da düşük güçlü çıktı. Telefonun %3 şarjı varken kabloyu taktım taktım, bir konuşma yaptım bir de harita açtım adres baktım. Cihaz şarja takılıyken %2'ye düştü. Baktım böyle olmayacak dedim bir Powerbank alayım. Onlar da yarı şarj edili vaziyette geliyormuş. E hadi günü kurtarırız derken kutu içinden çıkan da kablo benim telefonuma uymadı. E hadi üstüne bir de kablo alıcaz yani yok artık bırak dedim ya biterse bitsin akşam evdeyiz nasıl olsa.
Ha niye yazdım bu kadar şeyi? Bisikletle yola çıkarken (bisiklet alınca) powerbank alıp bisikletin çantasına koymak şart oldu. Şehir içinde bile olsan mahrumiyete düştün mü işin zor. Kimseye muhtaç olmayacaksın aga. Ya d,inamodan şarj edicen kendi telefonunu ya bir powerbank taşıycan ne bileyim kaskına güneş paneli takıcan birşey yapıcan yani başkasına düşmeyecen.
Velhasıl kelam, Sabah Decathlon'daki genç arkadaş gerçekten bu konuda bilgiliydi. Bir kaç tüyo verdi, bir kaç bisiklet denedik. Boylarına baktık üç beş lafladık. Bir ara kadro ve öçlü konusunda dedi ki ; abi bazıları yanlış bir bilgi veriyor, bisikleti bacağının arasına aldığında bisikletin üst kısmı bacak arana değiyorsa bu bisiklet sana göredir derler. Ama bu bilgi çok da doğru değil, ona dikkat et dedi. Bana da hiç mantıklı gelmedi zaten. Direkman eğik biçimli bisikletleri düşündüm. Kadronun üst demirinin bacak arama değmesi için benim bisiklet üstünde çömelmem lazım. Veya başka şekilde hafif eğimli yapılan diğer bir bisiklet için de bu mümkün değil, sırıkla atlama yapmıycaz yani. Benim ölçülerime baktı, abi de bi ahtapotlar var kafadan bacak, bi de sen varsın götten bacak. demedi ama deseydi güzel olurdu. Bu senin bedenine uygun dedi. Bisikletin selesini bayağı bir yukarı kaldırdı. Ayağımın topuğu pedala değdiği anda dümdüz duruyor. Bu haliyle bisiklete binilmiyor aslında çıkılıyor. Fazla yüksek oldu ama doğru ayar budur dedi. Ben bu ayarı beğendim ve sporcuların duruş pozisyonları aklıma geldi. Sanırım doğru söylüyor dedim. Btwin 100 Modelinin S boy'u bana uydu. Fakat Btwin 500 modelinin de M bedeni bana uydu. Beğendim, başka marka modeller de bakmak üzere çıktım...
Kron bayisini takmıştım kafaya iki gündür. Buldum bayiyi. Ama onu bulana kadar ne badireler atlattım. Atmışlar herifin dükkanı arkaya bir köşeye. Cadde adı ile adres soruyorum bilen yok, haritaya bakamıyorum şarjım bitti. Zabıtaya soruyorum minibüs şöförüne sor dedi. minibüs şöförüne sordum adam cadde adından bilemedi ama mahalle adından işi kaptı. tabii ben henüz bu mekanı çok iyi bilemediğim için 3.4 km Pendik tarafına gidip başka bir işim vardı onu halledip tekrar 2.1 km geri geldim. Bisiklet işini hallettim. Tekrar aynı yoldan Pendiğe döndüm. Harbi deli dumrul olduk bugün yani. Öyle böyle derken bulduk dükkanı.
Dükkanda bir adet Carraro 321 model bisiklet vardı. Gri renkli. Hoşuma gitti aslında. 21 Vites, aluminyum kadro. Heh kadro konusunu açtım, bunun aslında benim ölçüm için ideal olup olmadığını, internette yaptığım araştırmalar sonucu benim ölçümün 45 cm veya 15" olduğunu söyledim. Abi gel dedi bisikleti al bacak arana. aldım. Değiyor mu? ne değiyor mu dedim. Kadronun üstü bacak arana değiyor mu dedi. Değiyor dedim. Kafayı hafif sağa ve aşağı indirirerek eh işte bu sana uydu budur senin aradığın bisiklet anlamını veriverdi taa yüreğimin derinliklerine. Normalde mahsun duruş için küçük Emrah'ı model alırız. Bakın onun fotoğraflarına hep sola ve hafif aşağı eğiktir. Bizim hiç bisikletimiz olmadı anne şeklinde. Hani bisiklet ister ama alamaz, kafa sola aşağı eğiktir. Satıcı ise sağa aşağı indirince al bak bu uydu sana manası nakşeyledi. Dikiş nakıştan sonra 1000 lira dedi. Nakite ne olur derken 910 yaparım dedi. Ben biraz daha bakıcam araştırıcam forumdakilere sorucam deyince satılabilir kalmayabilir kapora bırak dedi. Kafayı düzeltmişti. Sabahki bacak arası muhabbeti şak diye karşıma çıktı inanamadım. Sözün özü Nasip kısmet dedim çıktım. 500 metre kadar gidip geri geldim bizim oğlanın bisikletinin erittiğim fren pabuçlarını aldım.
Ha bu arada sabah Decathlon çıkışı Carrefour'a da uğradım. 1000 Liradan aşağı bisiklet görmedim. Markaları da hiç bilmediğim hiç duymadığım bir marka. Zaten bir o marka vardı bir de Bianchi. Başka bisikletleri yoktu. Ama toplasan belki 100 -150 tane bisiklet vardı. Bu paraya bilinmedik marka alacağıma forum tavsiyelerine uymayı tercih ederim dedim.
Şu gönderdiğiniz yazıları bir okuyayım bir kafamı toparlayayım...
Ha bir de iki farklı satıcı iki farklı gidon şekli önerdi. Decathlon'da ki çocuk abi yarış bisikleti gibi bu eğimli olanlar ideal 3 farklı tutuş alternatifin var dedi. Carraro satan adam ne gerek var düz olanı iyidir dedi.