Scudo Sports

Türk Bisiklet Endüstrisinin Ulusal Kurtuluş Savaşı

Ali Kılıç 35.5

Çılgın Fixieci (fren yok, vites yok, kural yok)
Kayıt
10 Mart 2015
Mesaj
1.314
Tepki
3.889
Şehir
İzmir
İsim
Ali Kılıç
Başlangıç
2015—16
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Fixed Gear
Kişisel bisiklet blogumda bu konu hakkında ayrıntılı bir yazı kaleme alarak alandaki fikirlerimi ifade ettim. Yerli üretim bisiklet olgusunu kendi kavramsal bakış açımdan özetledim. Siz değerli Bisikletforum kullanıcılarının yazının içeriğine yönelik önerilerinizi ve eleştirilerinizi önemsiyorum. Yazımı aşağıda sunuyorum.

Ticaret savaşları ile dünya ticaretinde yeni bir düzen kuruluyor. Gümrük vergileri arttırılıyor, ülkelerin stratejik üstünlüğe sahip olduğu üretim alanlarına yönelik taktik müdahaleler artıyor. Küreselleşme dönemi biteli çok oldu. Artık serbest piyasa eğilimlerini tüm dünyaya egemen kılmaya çalışan neoliberal teorinin çöktüğü bir dönemde yaşıyoruz ve piyasada korunmacı eğilimler revaçta. Gümrükler arttırılıyor, Çin mallarının iç piyasaları talan etmemesine yönelik yapısal önlemler alınıyor. Ülkelerin zenginliğinin ülke içinde kalması için yapılması gereken ekonomik reformlar hızla devreye sokuluyor, bu amaca hizmet etmeyen yapısal sorunlar hızla çözülüyor ve dünya ekonomisi ticaret savaşlarına hazırlanıyor.

Piyasalarda ucuz ve bol dolar, düşük maliyetli kredi döneminin sonuna gelindi. Paranın bol olduğu dönemde aldıkları kredileri zor dönemleri düşünerek üretime yatıran ekonomiler ile betona gömen ekonomilerin arasındaki risk primi farkı kapatılamayacak boyutlara ulaşmak üzere. Jeopolitik risklerin yarattığı ekonomik maliyetler ile baş edebilme gücüne sahip güçlü ekonomiler için bile sıkıntılı bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu dönemi üretim ekonomisine geçmek için bir fırsat olarak kullanmayı başaramayan ve öz kaynaklarla yüksek kaliteli üretimi gerçekleştiremeyen ülkelerin çok zor durumlarda kaldığını göreceğiz. Düşük teknolojili ürünlerle dünya piyasalarında var olma ihtimaliniz artık yok. Hızla yükselen maliyetlerin yarattığı baskıya karşı planlama ve devlet desteği olmadan özel sektörün tek başına direnebilmesi imkânsız. Bizim gibi düşük teknolojili üretim yapan ülkeler için çanlar çalıyor. Korunmacılık, yüksek gümrükler, ithal ikamesi dünya ekonomisinin gündeminde. Neoliberal cennet çöktü, devletlerin ekonomilere müdahale ettiği planlı ekonomik düzen geri döndü.

Genel çerçeveyi kısaca özetledikten sonra ülkemizdeki bisiklet endüstrisinin gelecekte yapması gerekenleri ve mevcut ekonomik düzenin yarattığı fırsatları irdelemeliyiz. Dünyada korunmacı eğilimlerin etkin olduğu bir dönemde dünya ekonomisine eklemlenmiş bir yerel ekonomi olan Türk ekonomisinin de korunmacı eğilimlerden uzak kalması mümkün değil. Bizim de gümrük vergilerimiz artacak, ki artıyor. Gümrük vergilerini arttıran ülkeler arasında liderliği ABD alırken bizim de sıralamadaki yerimiz gayet iyi. Siz bu gümrük vergisi arttırımlarını Aliexpress'ten aldığınız ürünlerde açık biçimde görebiliyorsunuz. Bu diğer kalemlerde de aynı.

Gelecekte 2500 liraya karbon bisiklet kadrosu getiremeyeceksiniz. Artan vergiler yüzünden bu iş çok maliyetli olacak. Dolayısıyla dışarıdan aldığınız her şeyi ülke içinde üretmenize yönelik inanılmaz bir fırsat yakalayacaksınız. Rekabet edemediğiniz Çinli üreticilerin malları gümrük vergileri yüzünden yerli alıcılar için daha az cazip olacaklar. Ya da Çin'den almaya değecek bir fark kalmayacak arada. Bu koşullarda yerli üretim yapacak firmaların pazarda Çinli tedarikçiler ile rekabet edebileceği bir döneme giriyoruz. Eskiden bu mümkün değildi. Eskiden devlet destekli firmalara dayanan Çin ekonomisindeki bir üretici-tedarikçi ile devlet desteği olmadan serbest piyasa ekonomisi koşullarında rekabet etmek teorik olarak bile mümkün değildi. Artık mümkün. Çin devleti de bunun farkında olmalı ki Bir Kuşak Bir Yol Girişimi ile mallarını dünya pazarlarına daha az maliyetle sunabilmenin yollarını arıyor.

Bisiklet firmalarımız bu küresel ekonomik koşulları bir fırsat olarak kullanıp yerli üretim seçeneğini devreye sokarak öncelikle iç pazarda ithal malların hakimiyetini yıkıp yerli üretim malların hâkim olduğu bir bisiklet piyasası yaratabilirler. Ticaret Savaşları'nın yarattığı küresel konjonktürde yüksek gümrük vergilerini yüksek maliyetli yerli üretimi dengelemek için bir fırsat olarak kullanabilirler. Ancak bunun için sektörel bazda devlet desteğine ve planlamaya ihtiyaç vardır. Aşağıda yapılması gerekenlere yönelik fikirlerimizi ve önerilerimizi sıralayacağız ve "Türk Bisiklet Endüstrisinin Ulusal Kurtuluş Savaşı" konu başlığını tartımaya açacağız. Aşağıda ortaya koyacağımız fikirler değiştirilemez, müzakere edilemez fikirler değildir. Bir sorunu çözmek için yapılacak tartışmayı başlatmak için öncelikle üzerinde tartışılabilir bir çözüm önerisi ortaya koymalısınız. Aşağıdaki çözüm önerilerini bu amaçla sıralıyoruz.

1. Üretimlerini Çin'de yapan yahut Çinli firmalara yaptıran bisiklet firmaları 5 yıl içinde buna son vermek için planlama yapmalıdır. 5 yıl içinde kademe kademe ithalata son verilmeli, yerli üretim oranı da kademeli olarak arttırılmalıdır.

2. Çelik, alüminyum, karbon, titanyum malzemelerin tamamından her bisiklet türüne uygun rekabetçi fiyatlarla yerli kadro üretimini sağlamak için gereken Arge çalışmaları yürütülmeli, bunların yerli üretimi konusunda yatırım yapan firmalara kamu desteği sağlanmalıdır.

3. Yerli bir vites setinin üretilebilmesi için planlama yapılmalı, bunu gerçekleştirmek için üniversitelerin teknik desteği sağlanmalı, ağırlık-sağlamlık-performans ölçütlerinde yabancı vites setleri ile kafa kafaya rekabet edebilecek yerli vites sistemlerinin üretim alt yapısı oluşturulmalıdır.

4. Yerli jant setlerinin üretimi için planlama yapılmalı, akıcı jant göbeklerine sahip hafif ve sağlam jant seti üretimini gerçekleştirmek için gereken imkânlar araştırılmalı ve bir an önce seferber edilmelidir. Otomobiller için yerli lastik üreten firmalar her kaliteden her bütçeye uygun bisiklet lastiği üretmeleri konusunda teşvik edilmelidir.

5. Karbon ve hafif alüminyum malzemeden gidon, gidon boğazı, sele, sele borusu gibi bisikleti tamamlayan parçalarının yerli imkânlarla üretilmesini sağlayacak yatırımlar için gereken imkânlar araştırılmalıdır. Bu parçaların tamamı yerli hammadde ile yurt içindeki fabrikalarda üretilmeli ve pazara sunulmalıdır. Kilitli pedal ve bisiklet ayakkabısı üretimi yapacak firmalar da özendirilmelidir. Bisiklet ayakkabısı konusunda kişiye özel üretim seçeneği değerlendirilmelidir.

6. Yurt içindeki bisiklet mağazalarında yerli üretim bisiklet ve yedek parça satılmasını özendirecek politikalar üretilmelidir. Yerli üretim bisikletler satan bisiklet mağazalarına vergi indirimi kolaylığı sağlanmalıdır. İç pazarda yerli ürün kullanım oranı %75'e çıkarılana kadar bu vergi indirimi politikasına devam edilmelidir. Yerli üretim bisikletler satan mağazalardan daha az vergi alma, prim ödeme kolaylığı, daha uygun fiyatlı enerji kullanımı dâhil her türlü ekonomik araç devreye sokulmalıdır.

7. Yurt dışından gelen bisiklet ürünlerine getirilen vergiler kademeli olarak artırılmalıdır. Yurt dışından çok sık bir biçimde ithal edilen bisiklet yedek parçalarının muadillerini yerli imkânlarla ürettikten sonra yurt dışından gelen yedek parçalara gümrük vergileri kademeli olarak arttırılmalıdır. Yurt içinde muadili üretilen bir bisiklet ya da bisiklet yedek parçasının ithal edilmesine engel olmak için gümrük vergileri oldukça yüksek tutulmalı, alıcılar için yerli ürün daha cazip ve ucuz hale getirilmelidir.

8. Yerli üretim bisikletleri sadece yurt içindeki pazarlara değil yurt dışındaki pazarlara da sunmalıyız. Kalite ve maliyet bakımından yurt dışındaki bisikletler ile serbest piyasada rekabet edebilecek ürünler üretilmelidir. Bu noktada kalite çok önemlidir. Kaliteli mal yabancı piyasalarda en iyi reklam aracı olacaktır.

9. Yurt dışı pazarlarda hedef ülkeler olarak Almanya ve Hollanda merceğe alınmalıdır. Hollanda ve Almanya pazarına hitap eden göbekten vitesli şehir bisikletleri alanında uzmanlaşılmalıdır. Bu pazarlarda en kötü ihtimalle %10 pazar payı hedefi ile işe başlanmalıdır. Kaliteli ve sağlam mazemeden üretilen mallarla pazara girilmeli, Türk bisikleti efsanesi yaratılarak diğer firmalar dünyanın en büyük bisiklet pazarı olan bu ülkelerde zor durumda bırakılmalıdır. Bu efsaneyi yaratmak ve dış pazarlarda tekelleşmek için her türlü kapitalist pazarlama yöntemi acımasızca kullanılmalıdır.

10. Yerli üretim yapan bisiklet fabrikalarının maliyetlerini düşürmek için vergiler, enerji maliyetleri, sosyal sigorta primleri konusunda indirimler sağlanmalı, fabrikaların ihracattaki payı arttıkça vergi düşürülmeli ve ticaret bakanlığı tarafından firmaya tanımlanan ihracat hedefi aşıldığında tüm vergiler sıfırlanmalıdır. Dış piyasaların birinde ya da birkaçında tekelleşme başarısına ulaşma ihtimali olan firmalar devlet bankalarının ortak mülkiyetine alınmalı, düşük kredilerle dış piyasadaki rekabet savaşında güçlü kılınmalıdır.

11. Bisiklet endüstrisinde kullanılan hammaddelerdeki yerlilik oranı planlı olarak kademeli bir biçimde arttırılmalı, 5 yıl içinde yüzde yüz yerli hammadde kullanarak üretime geçmenin imkânları araştırılıp bu hedefe yönelik planlamalar yapılmalıdır. Hammaddesini yurt dışından temin eden bir sektörün mevcut ekonomik koşullarda dış piyasayı bir kenara bırakalım iç piyasada dahi rekabetçi olabilmesi mümkün değildir.

12. Yerli üretim yapan bisiklet firmalarının kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak için meslek liselerinde bisiklet üretecek ustabaşılar yetiştirmek için yeni programlar açılmalıdır. Bisiklet üreten fabrikalar belli bir noktada toplanabilirse o illerde "bisiklet meslek liseleri" açılmalıdır. Kadro, jant, vites seti üretimi ve tamiri konusunda uzmanlaşmış teknik eleman yetiştirilmeli, yerli üretim yapan bisiklet fabrikalarının nitelikli iş gücü ihtiyacı karşılanmalıdır.

13. Kişiye özel çelik ve karbon kadro üretimi alanında dünya pazarını domine edebilecek ustaların yetiştirilmesi için üniversitelerde ileri seviyede bisiklet kadro üretimi dersleri verecek bir "bisiklet üretim araştırmaları merkezi" kurulmalıdır. Dünyadaki kişiye özel bisiklet üretim piyasasında da etkin yer alabilecek efsane bisiklet ustaları yetiştirilmelidir.

14. Üniversitelerimizin teknoloji tasarım bölümlerinde bisiklet tasarımına yönelik dersler konulmalı, bisiklet üretimi yapan firmaların bisiklet tasarımı alanında uzmanlaşmış tasarımcı ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir planlamayla öğretim planları düzenlenmelidir.

15. Yerli üretim yapan her bisiklet firmasının bisiklet takımı kurması zorunlu tutulmalıdır. Kıta takımı düzeyinde bir bisiklet takımı kurmayan firmalara devlet desteği verilmemeli, takımı kapatan firmadan devlet desteği geri çekilmelidir. Firmaların ürettiği prototip bisikletler takım sporcuları tarafından her yol şartında kullanılarak sınanmalı ve takımdan sağlanan geri dönüşler ile bisikletlerde gerekli iyileştirmeler yapılmalıdır.

16. Yerli üretim bisikletleri kullanan bir procontinental bisiklet takımı kurulmalı, bu takımla uluslararası prestijli yarışlara katılım sağlanmalıdır. Sözgelimi yerli üretim bir Türk bisikleti ile Paris-Roubaix'nin pavelerine mukavemet ederek ilk onun içine birkaç bisikletçi ile girebilen bir procontinental takım yaratılmalıdır. Bunu gerçekleştirmek için Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın denetiminde Türkiye Bisiklet Federasyonu'nun yürütücülüğünde 25 yıllık bir Bisiklet Sporu Strateji Belgesi Planı yapılmalıdır. (Hayal bile değil! Resmen sabuklama!)

17. Bütün bunları devlet kontrolü altına almak için ilgili bakanlıkların denetimi ve gözetimi altında "Bisiklet Endüstrisi Acil Eylem Planı" yapılmalı, tüm hedefler kısa, uzun, orta vadelerde planlanmalı, yapılan planda belirlenen hedeflere en az maliyetle en kısa zamanda ulaşabilmek için sektörün tüm bileşenleri seferber edilmelidir.

18. Ülke içinde bisiklet kullanımını özendirecek sonuç alıcı politikalar geliştirilmeli ve vakit kaybetmeden uygulanmalıdır. 5 yıl içinde şehir içinde bisikletli ulaşımın payını %25'e çıkaracak düzenlemeler yerel yönetimler tarafından yapılmalıdır. "Bisikletli Yaşam"ın inşa edilebilmesi için devlet va halkın bütünleşmesini sağlayacak bir "Bisikletli Yaşam Seferberliği" ilan edilmelidir.

Yukarıda sıraladığım maddeleri sadece bisiklet endüstrisi için geçerli kurallar olarak düşünmeyin. Bisiklet yazan her yere sözgelimi "yerli üretim uzay mekiği" yazın, durum değişmez. Yerli bir üretim istenen her türlü üretim alanında yapılması gerekenler, üç aşağı beş yukarı, yukarıda özetlediğim gibi olmalıdır. Belki birkaç maddesi yerli üretim yapılacak malın niteliğine göre güncellenebilir ama yazının temel mantığı değişmez. Bu yazımla yerli üretim bisiklet tartışmasını başlatıyorum. Umuyorum ki bu tartışma süreci nesnel doğrulara hızlı bir biçimde ulaşmamıza ve gerekli önlemleri ivedilikle almamıza vesile olur.

Nasıl ki Mustafa Kemâl çağdaş Türkiye'yi kurmak ve yüceltmek için ise Ulusal Kurtuluş Savaşını başlatarak işe başlamışsa başka bir önder de çıkıp Türk Bisiklet Endüstrisinin Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı tez vakitte başlatmalıdır.

(link)
 
Scudo
Okumaya basladim ama teessuflerimide mancinikla yolluyorum. Blogundan simdi haberim oldu dostum. Takilirim artik sayfana hehe .
 
@mariokaldato

Kesinlikle katılıyorum. Daha kısa yazılabilirdi. ????? Ben de diyorum bu gökten yağan kayalar nerden geliyor?
 
  • Hahaha
Tepkiler: mariokaldato
Ne yapcan ulkeyi. Kelepir bir devlet arazisine AVM yap icine de egitim sistemi yuzunden iş bulamamiş asgari ücretli eli ayfon lu genc tezgahtarlarla doldur. Alsana istihdam alsana ekonomi. Beyin bedava.
 
Aslında yerli uretime donmemiz gerektigini bisiklet uzerinden gayet net aktarmaya calismissiniz. Tebrik ederim.
Esas sorun devletin yerli uretimi planlaması, tesvigi ve desteklemesi. Hali hazırda maden isletme haklarinin, sektorlerinde lokomotif fabrikalarımızın satılıyor olması ve bunların genelde yabancı sermayeye gecmesi bir sorun teskil ediyor. Cunku bu hammadde girdi maliyetlerinizi etkileyecektir.
Aynı sekilde pek cok bankanın yabancı sermaye elinde olması kredilerde avantajlı tesvik sorunu yaratacaktır ki devlet kendisi bankacılık hizmeti vermek zorunda kalırsa bunun etkileride farkli yollardan halka dolaylı vergi yuku olarak geri doner.
Enerji yatırımlarımızın dengesiz, yetersiz ve gorunuse gore plansız işlemesi, bu nedenle pahalı enerji hizmeti arzı ki uretimde cok onemli bir maliyet etkenidir.
İc ve dış ticaret icin hammadde-son urunun toptan tasınmasında pahalı bir yontem olan karayoluna bagımlı olunması. demiryolu agimiz ve deniz tasimaciligimiz goruldugu gibi icler acisi...
Sosyal hakların ve işci gelirlerinin iyilestirilmesi ki Çin gibi ulkelerdeki işciler ile aynı sartlarda calistirilmak hic insani olmayacaktır.
Ayrıca sizin belirttiginiz konularda yer alan rekabet icin ithal mallara kota-vergi yuku konuldugu oranda, yerli mallara tesvik, vergi indirimi ve son kullanıcıya da yerli mallar icin daha dusuk KDV vergisi uygulaması, OTV uygulanmaması gibi duzenlemelerle ciddi atılımlara zemin hazırlanabilir.
Uzman ve kalifiye kadroların egitim yatırımı ayrı bir olgu :)
Yol uzun ve daha duzgun bir adım atılmamisken daha fazla gecikmemeliyiz. Ama iyi planlayarak entegre adımlar atılmalı.

Ulkedeki mevcut tarım ve hayvancılıgı batırmıs, pazardan patates alamaz hale gelmisken, sanayi devrimine yeniden girismek ciddi dusunulmesi ve dogru yatırım hamleleri gerektiren bir hareket ;)
 
yerli üretim korel aş adamlar üretti de ne oldu yok niye corelliymiş adına takılmış. (acıtasyon üzerinden basit vatan millet sakarya durumları..) yok kaynak yerleri bilmem neymiş yok orası buymuş, burası şuymuş. ben korel aş, salkano ve ümit gibi firmaların yerin de olsam üretimi durdurur bir tane bisiklet üretmem nankör milletlere üretim felan yapılmaz.
 
"Kavramlar, olgular, fikirler" bu yazı bana ağır geldi! gidip biraz çizgi roman okuyayım.
 
@suat akman

Yapıcı önerileriniz için çok teşekkür ederim.
Yorumunuzdan yeni şeyler öğrendim.
Bu bilgiler ışığında sizin de izniniz olursa yazıda birtakım güncellemeler yapacağım.
?????
 
@Atasoy hocam keşke kelepir araziye yapsalar şehirlerin en güzel yerleri AVM doldu hele ki ankara... AVM ye girince afakanlar basıyor beni

AVM lerin bilinmeyenleri diye bir video var youtube da vakti olan izlesin... bir kere havalandırma sıfır sıfır oksijen dağda 2 saat koş yorulmazsın avm de 15 dk da vücüt bitik hale geliyor spot ışıklar başağrısı sürekli gürültü.... bu arada gürültünün tanımı şöyle: beynin yorumlayamadığı sesler gürültüdür ... habire uğultu vızıltı saçma sapan müzikler 1 saat kal pert ol çık.....
 
Yaziyi simdi okudum.

Flash tv de siyaset tartişan " Hulki Cevizoglu" turkcesi ile yazmamaya ozen gostermem gerekirse eger ;
Devletin oncelikle yapmasi gereken ulkeye korkunc bir doviz alımı yükü getiren araba-petrol -yedek parca uclusune mesafe koyarak bir sekilde simdiye kadar yaptiginin tam tersi bir politika uygulamalidir ( Bu mümkün mu? Bence degil çünkü devlet, hukumetin ulkeye zerre faydasi dokunmayan bir sürü , "Hizmet " dedigi seylerin borclariyla cebellesiyor, aradakiler komisyonlariyla isvicre bankalarina para akitiyor , ve bu cilgin borclanma tabiki buyuk cogunluk olan garibanin maasina, faturasina, pattes soganina yansiyor )
Oncelik diş gebelikten kurtulmak ve tuketim ekonomisini terk etmektir.
Mumkun mu ? Bence degil. . .
 
Son düzenleme:
@mariokaldato

Bu konuda kesinlikle haklısınız. Gelecek vizyonu olmayan, planlama ve tasarlamadan habersiz yöneticiler ile olmuyor bu işler.
Yazılarımı belli bir plan dahilinde yazıyorum. "Bisikletli Yaşam"ın inşa süreci hakkındaki bilgilerimi bu plan dahilinde daha önce blogumda yazdım.
Yani motorlu araç fetişizmi hakkında eleştirilerimi daha önce bu konuyla ilgili bir yazımda kaleme almıştım.
O yüzden bu yazıyı daha da uzatmamak için tekrar bu yazıda değinme gereği duymadım.
İlgilenen dostlarımız için linkini atıyorum.

(link)
 
Ben yerli markalarda boyuma göre kadro bile bulamadım (195 cm), CUBE satın almak zorunda kaldım. Hem bana ekstra külfet oldu, hem de ülkeden döviz çıkışına sebep oldu.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
@Ali Kılıç 35.5
Eyvallah . Bisiklet endustrisinin ana elementi madenlerin işlenmesi ve alaşim uretme teknolojisidir. Turkiye secimlerde " 2023 " sloganlariyla inlerken , "amariha boru cikarttirmiyomus, anlaşmalar 2023 de bitiyormus, bi çiharalim dunyaya kafa tutacaz" geyikleriyle kaveler çalkalanirken bizim Ulke olarak maden işleme endustrisine yatırım yapmadigini bilmemektedir. Kim madeni işlerse guc ondadir ve bu bizde yoktur.
Bana kizacak fanatik arkadaslar belki bilmezler ama soyliyeyim Turkiye bor madenini cikariyor, işlemeden konteyniri 3000 dolar civarina, yanlis bilmiyorsam ham olarak ihraç ediyor.


Corelli firmasi cok harika bir yatirim yaparak bu sektorde kiymetlidir gozumde. Ve gittikce kalitelerini arttirmaktadirlar. Bizim yerli mal gömme fanatiklerimizinde firmanın bu onemli atagina çamur atmamalari gerekiyor bu asamada. Begenmezssin, almazssin bu kadar basit ; ama camur atmak etik degil. Bu insanlar tayvandan gelen envai turlu kadrolarin kaynaklarini hic mi gormemisler ?Ömurleri boyunca karbon kadrolarda mi gezindiler ? Anlamak mumkun degil.

Bir suru ünlü markanin ben size adeta taşmis , bir firat nehri gbi bol kepçeden attığı kaynaklari gosterebilirim. Parana göre bisiklet al kardesim :( millete oturdugun yerden saldirma!!!
 
Son düzenleme:
@ippon

Emeklemeden koşulmaz. Sizin verdiğiniz örnekler uç örnekler. Bu bisikletleri satın alacak ekonomik seviyede kaç kişi var? Türkiye'de kaç kişi bu bisikletlerden kullanıyor?
Türk bisiklet sanayii henüz emekleme aşamasındayken 25-30 yıl sonra üretebileceği ürünleri şimdiden üremesini beklemek akıl dışı bir yaklaşım.
Biz daha üretimde yerliliği konuşuyoruz, yüksek kalite, üst sınıf alıcılara hitap etme daha sonraki meseleler.
Her ülke kendi önündeki sorunu çözer.
Bu yazıyı İtalyan bisiklet sanayii üzerine kaleme alsaydım bunları söylemezdim doğal olarak. Çünkü onların nesnel gerçekliği bizimkinden çok daha farklı bir durumda.
 
konuyla alakasız ama ekonomi bu kadar kötüyken dolar nasıl bu kadar düşük seviyelerde?... wiggle ve aliexpress teki çoğu ürün burdan daha ucuza geliyor
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
2018 nisan ayı verilerine göre, 25 yaş üstü saatlik ücret ingiltere'de 7,83 sterlin . bu bisikletler de aşağı yukarı 5000/6000 sterlin. çok lüks sınıfında değiller yani.
 
Çekilin ''Pesimist'' geldi :booo:
Olmaz ya,boşuna kendinizi yormayın..
Bir taraf kadın erkek eşit değildir derken,sizin argeden filan bahsetmeniz trajikomik..!
Mesele dönüp dolaşıp dine geliyor..Niye biliyor musunuz?
Üretmek için adalet sisteminin tıkır tıkır işlemesine ihtiyacınız var..Adalet sistemi iyi değilse,üretim/bilim yapamazsınız..Bir yerde tıkanırsınız..
Bu ülke kağıt üstünde değil,gerçekten LAİK bir ülke olmak zorunda..Din,kamudan çıkarılmak zorunda..Din kamudan çıkmadığı müddetçe,istismar/adaletsizlik hiç bitmez..Böyle bir şey de olamayacağına göre,boşuna uğraşmaya gerek yok..!
 
@ippon

5000/6000 sterlin rakamını güncel kurdan Türk Lirasına çevirelim. Üzerine bir de gümrük vergisi koyalım. Türkiye'de orta sınıf bir insan dahi bu bisikletleri satın alamaz. Bütçesinden büyük fedakarlıklarda bulunarak satın alabilir. Özellikle son dönemde pek çok amatör bisikletçi bütçesini denk getiremediği için Salcano xrs 001 uci almak zorunda kalıyor. Neden? Çünkü kazançları daha iyisini almaya yetmiyor. İngiltere'de yaşamıyoruz. Türkiye'de yaşıyoruz. İstek ve arzularımızı bu gerçekliğe adapte etmek zorundayız.
 
Geri