Bir başlangıç hikayesi, çay çekirdek okunası bir macera
Yaklaşık bir hafta önce foruma üye olup ne nedir tartışmasına atıldığım ilk gün şansımın yardımı ile Cumhur abi ile tanıştım, bana fazlasıyla yardımcı olurken bir arkadaşının sattığı Merida marka Speeder 200 modelli bisikleti önerdi.
Fiyat bütçemin üzerindeydi lakin dert etmememi bütçem dahilinde indirimi yaptıracağını söyledi, nitekim fazlasıyla yardımcı oldu.
Bisiklet sahibi Aydın/kuşadası'nda yaşayan Hasan abi, bir kaç telefon görüşmesi sonucu zaten sonuna kadar güven hissini yaşatan Cumhur abinin sözüyle maceram kağıt üstünde başladı.
Yol masrafı ekipman için ayırdığım parayı yutacağı için ve kargoya güvenemediğim için treni kullanmaya karar verdim.
Perşembe günü sabah saat 4:20'de bindim saat 7:30 gibi Çamlık istasyonunda inip minibüs ile Kuşadası'na indim.
Bkz: koymayı beceremediğim fotoğraf
Hasan abi ile buluştuk ve ben canavarı ilk görüşüm,
Bisiklete ilk etapta binemedim çünkü pedal yoktu, kahvaltı faslı bitince milyoncudan bir pedal alıp taktık.
Sohbet koyulaştı tren saatini beklerken birlikte birer çay içtik ve yolculuğun ilk adımı, lastikleri söküp tren garına böyle gittik.
Ve bu da Ecriyııın !!!
Montelesik ve yolculuk başlamaya hazırdı..
Sonrası trene beni almadılar, tren 2 dakika geç geldi biz o sıra muhabbet ediyorduk hem geç kalma sorunu hem taşıma olayı sonucunda ben dımdızlak saat 5:10 trenini beklemek ya da kallavi bir maceraya atılmak arasında kaldım.
Tabii içimdeki çocuk bas git dedi ve onu dinledim..
Daha 5 km yol anca yapmıştım ki ilk darbe milyoncudan alınan pedaldan geldi,
120kg'a dayanamadı yavrucağız
Yoldan geçen araçlara el ederken İzmir'li iş elbiseleri satan Erol abi yanaştı;
At arkaya sen gel öne yeğenim!
Sohbet devam etti bir süre, Germekcik sanayiye kadar bıraktı sağolsun.
Adamsın Erol abi!!
Pedalımı yaptırdıktan sonra neredeyse Köşk'e kadar sürdüm, ilk tecrübem olduğu için otoyolda ücretli olan yola girdim. Belki de ücretini veren bilinçlidir mantığıyla sanırım..
Sonra tabii ki yarı yolda motor su kaynattı, yoruldum acıktım bir şeyler yedim, ve Nazilli'ye kadar biraz sürdüm.
Şanstır ki yol üstü su çikolata derken benzinlikte tanıştığım Kayseri'li bir abi Buharkent'e gidiyormuş gel götüreyim seni dedi atladık gittik.
Buharkent sonrası zordu, yağmur yağmış hava serinlemiş ama üşümeme sebep oldu, enerjim bitti ama heyecanım 30 km kadar yol yapmam için gazladı beni.
Sonuca gelecek olursak, bir bisiklet almak için adım attığım ilk sefer inanılmaz bir macera yaşadım.
Kendime buna hazır mıyım sorusunu sormadım bile, yaparım dedim ve yaklaşık 70 km civarında bir yol yaptım.
Şimdi kas kırıkları ve toto ağrısı ile yatakta uzanıyorum, her şeye rağmen yaşadığım bu efsane başlangıç maceram ilk adımda beni müthiş motive etti, devamı illa ki olacaktır naçizane sizlere aktarmak istedim.
Bisiklet hayatmış, yeni anladım.
Tr. Cumhur abi ve Hasan abiye binlerce kez teşekkürler, iyi ki tanımışım sizleri..