Scudo Sports

Tour De France 2010

21 Temmuz 2010, Çarşamba / Sabah Gazetesi - Hıncal Uluç
*****************
Bir Fransa Turu ve.. Sporun pislikleri..

Fransa Turu bir efsanedir. 100 yıllık bir efsane.. Gazetecilik hayatıma bu efsane ile adım attım.. Yıl 1957.. Yeni Gün.. O zaman ne internet var, ne televizyon.. M.Ali Ağabey (Kışlalı) L'Equipe'e aboneydi. Dünyanın en büyük spor gazetesi. Turu kuran da L'Equipe'ti zaten.. Şimdi emekli büyükelçi Günaltay Şibay, o zaman bisikletçi, öğrenci. Fransızcası da var. L'Equipe'ten müthiş tur notları derlerdi. Kışlalı'nın Paris'te yaşayan bir arkadaşı var.. Gerard Esmeryan.. Onun imzasını atardık "Tur Mektupları" na..
Hiç unutmam.. Bir gün Genel Yayın Müdürümüz Cihat Bey (Baban) elinde gazete servise geldi. "Yahu M.Ali" dedi.. "Bu çocuk turu çok iyi yazıyor da, biraz Ermenice yazıyor.. Burada elden geçirip biraz Türkçe yapsanız.."
Zavallı Günaltay'la aylarca dalga geçmiştik.. Hâlâ da geçeriz ya.. Yazıları L'Equipe'den alıyoruz da, haberler.. Gazete en erken ertesi gün geliyor.. Haberler de, o zaman bir tek Anadolu Ajansı var, Tur'un adını bile bilmez.. Oysa biz manşetten giriyoruz her gün.. Etabı yazmak gerek.. Monte Carlo radyosu vardı, kısa dalgada.. Parazitli de olsa dinlenen. Fransızca ama iyi spor haberleri var.. Haydi kulağımızı dayıyoruz parazitlerin arasına.. Daha çok da Ahmet (Kışlalı, nur içinde yatsın) dayıyor, Fransızcası var ya.. Hem etap sonuçlarını not ediyor, hem genel klasmanı. Sarı Mayo kimde.. Dereceye göre giyilen Yeşil Mayo kimde?.. Dağlarda zirvelere ilk varışa göre giyilen puanlı mayo kimde.. Ertesi sabah Yeni Gün'de hepsi var.. Bugün Fransa Turu, spor servislerinden bir "Tık" uzak.. 10 saniye sonra tüm sonuçlar önünüzde, hiçbir sayfada yok..
O zaman "Spor Servisi" vardı çünkü..
Bir sabah 8 sütun manşetle çıktık.. "Turu Gaul aldı.."
Gaul, Charly Gaul.. Bir Lüksemburglu.. Fransız ve İtalyan devleri, mesela o efsane Louison Bobet'yi geçmişti..
Şimdi televizyon var. Her gün öğleden sonra evde ekran başındayım. Turu izlemek için. Artık işin içine helikopterler de girdiğinden çekimler müthiş.. Anlatımlarda EuroSport geçen yılın zevkini pek vermiyor.. Caner ve ona eşlik edenler bu yıl, kahvehane muhabbetini tercih etmiş gibiler.. Yarıştan başka her şeyi konuşuyorlar. Sarı Mayoyu dahi takip etmiyorlar.. Aradaki mesafeye göre sarı mayo o etap sonunda el değiştirecek belli.. Ama kahve muhabbetine öyle dalmışlar ki, farkında bile değiller..
Sarı mayonun farkında olmayan, yeşilin ve puantiyelinin olur mu?. Eurosport da artık sarı mayo dışında klasman vermediği için, yeşil ve puanlının kimde olduğunu ertesi gün etap başlarken görüp çıkarmaya uğraşıyoruz.. Oysa önemli. Özellikle giyene "Dağların Kralı" ünvanını getiren puanlı mayo çok önemli.. Bir zirve geçiliyor. Puanlar ekrana yazılıyor ama Caner bu zirvenin puanlı mayoyu nasıl etkilediğini söyleme zahmetine girmiyor, kahve muhabbetini bölmemek için..
Neyse.. Söylemek istediklerim bu değil aslında.. Bir giriş yapmak istedim, bizim medya bisiklet sporuna çok uzak olduğu için..
Bu yıl iki pislik yaşadık. Efsane turun adına yakışmayan iki pislik.. İlki Reinshaw'dan.. Müthiş bir taktisyen. Her liderin takımında olmasını istediği türden yardımcı. Özellikle sprintlerde lideri Cavendish'e bir yol açışı var ki görmelisiniz.. Ama bu defa inanılmaz bir şey yaptı.. Yolu açmak için yanındaki bisikletçiye kafa attı.. Hem de bir kaç defa.. O hızla o kafa dengeyi bozar ve düşürür. O zaman maazallah!.. Reinshaw'ı hemen ihraç ettiler Tur'dan, ayıbı için..
Ama bir başka ayıbın sahibi Contador'a sarı mayo giydirdiler..
Contador geçen yılki Tur'un galibi.. Ayni takımda koştuğu Lance Armstrong'u nasıl kıskandığı, nasıl sabote ettiğini görüyor ve okuyorduk. Lance bu yüzden takımdan ayrıldı, kendi takımını kurdu ve bu yıla "8'inci defa kazanmak için" girdi, ama arka arkaya üç kaza geçirince ayni etapta çok gerilerde kaldı.Tur Lance için bitti ama meydan Contador'a kalmadı.
1957'den bu yana ilk defa bir başka Lüksemburglu hem de genç Andy Schleck çıktı ve sarı mayoyu ele geçirdi. Hem de ne ele geçirme.. Andy'nin takımı zayıf. Ona destek olacak tek adam var, ağabeyi Frank. O da müthiş bir taktisyen, ama üçüncü etapta sakatlanıp yarış dışı kaldı.
Andy, güçlü Contador takımına karşı adeta tek başına savaştı ve sarı mayoyu eline geçirdi. Pazartesi günü Pireneler'in en zorlu etaplarından biri vardı. Contador gene Andy'nin peşine takılmış gidiyor ve toplamda 31 saniye önde olan rakibini kolluyordu.. Finişe 30 kilometre kala çok sert bir tırmanış başladı. Son 20 kilometre inişti ve Contador iyi inişçiydi. Andy inişe kalmadan arayı açmak için tam tırmanış başında müthiş bir atak yaptı. Contador cevap veremedi. Geride kaldı.. Ara açılmaya başlamıştı ki, Andy'nin bisikleti sarsıldı..
Zinciri atmıştı. Durdu. Onun durduğunu görür görmez de Contador atak yaptı. Fransa Turu'nun ve sporun adına yakışmayan bir atak. Sportmenlik, büyüklük, durup genç rakibini beklemesini gerektirirken, Contador sarı mayo için atak yaptı..
Andy bisikletinden inip zinciri yerine takarken 40 saniye kadar kaybetti ve bu fark Contador'a sarı mayoyu giydirdi. Ne var ki giyerken podyum etrafında toplanan seyircilerin "Yuh" tempolarını ekranlardan bütün dünya duydu.. Contador, Tur'u belki bu yıl da kazanacak, ama benim nazarımda artık kesinlikle sporcu değil o.. Bisikletin pisliği.. Sarı mayoyu lekeleyen adam..
Bu arada.. Fransa Turu sonuna yaklaşıyor. Yarın Pireneler'in son, ama en zorlu etabı koşulacak. Andy'nin sarı mayoyu geri alması için belki de son şansı.. Müthiş doğal güzellikler içinde, müthiş bir spor izlemek istiyorsanız, saat 15.00'den itibaren Eurosport kanalının başında olun.. Caner, sen de ne olur, yarışı anlat bugün..
***

Bu bir bisiklet yazısı.. Tam 5863 vuruş. Yani 2 bin vuruştan ötesine "Uzun" diyen spor müdürleri, bir baksınlar bakalım, kendi futbol yazıları kaç kez tıklanmış, bu 3 misli uzun bisiklet yazısını kaç kişi okumuş.. Ve sonra cevap versinler..
Millet mi okumuyor, yoksa onlar spor yazmaya cesaret mi edemiyorlar?.
 
Scudo
Lance kaçtı, kazansa süper olurdu... Ama kaçanların son sprinti ve atakları ayrı bir psikoloji ve performans gerektirir, Lance de bu yoktu, yada yeterince istemedi.

Belki daha fazla konuşulması gereken Thor'un iki HC yi sarı mayo ile açıp son sprint puanını alarak yeşil mayoyu kazanmasıdır.

Bırakalım dünü gelelim yarına;
http://www.letour.fr/PHOTOS/TDF/2010/1700/PROFIL.gif
En önemli tırmanma etabı gelmiş kapımıza dayanmış. 4 tırmanma kapısı var, sırası ile;

3 + 15 + 15 + 40 tırmanma puanı verecek. Turda başka tırmanış kalmadı, dolayısı ile yarın puanlı mayo (turu bitirirse) garantilenecek. Tırmanmaları lider geçen 73 puan alır. Ki kaçış gurubunun büyüklüğüne göre alttakilerin alma şansı var. Kaçanların durumuna göre Charteau atak yapabilir. Özellikle Moreau tehlikeli bir puanda. Moreau atağa katıldığı anda Charteau de katılacaktır.

1. CHARTEAU Anthony 153 BBOX BOUYGUES TELECOM 143 pts
2. MOREAU Christophe 166 CAISSE D’EPARGNE 128 pts
3. CUNEGO Damiano 201 LAMPRE - FARNESE 99 pts
4. CASAR Sandy 62 FDJ 93 pts
5. PINEAU Jérôme 135 QUICK STEP 92 pts
6. VOECKLER Thomas 151 BBOX BOUYGUES TELECOM 82 pts

-------------------
Sarı mayo için durum daha da ilginç. Hepimiz okuduk izledik, Andy Contadora bileniyor. Bu arada podyum için mücadele de kızgın:

1. CONTADOR Alberto 1 ASTANA 78h 29' 10"
2. SCHLECK Andy 11 TEAM SAXO BANK 78h 29' 18" + 00' 08"
3. SANCHEZ Samuel 181 EUSKALTEL - EUSKADI 78h 31' 10" + 02' 00"
4. MENCHOV Denis 191 RABOBANK 78h 31' 23" + 02' 13"
5. VAN DEN BROECK Jurgen 101 OMEGA PHARMA - LOTTO 78h 32' 49" + 03' 39"
6. GESINK Robert 195 RABOBANK 78h 34' 11" + 05' 01"
7. LEIPHEIMER Levi 25 TEAM RADIOSHACK 78h 34' 35" + 05' 25"
8. RODRIGUEZ OLIVER Joaquin 77 KATUSHA TEAM 78h 34' 55" + 05' 45"
 
Hıncal Uluç, Fabian Cancellara'dan bahsetmeden Andy Schleck'in nasıl tek başına savaştığını falan söylüyor, ki bayağı saçmalamış. Ayrıca Caner Eler'in sunuşu konusunda haksız olduğunu düşünüyorum. Turu ondan daha kapsamlı anlatacak bir sunucu biraz zor bulunur. Bahsettiği gibi kırmızı benekli mayoyu ya da yeşili falan çok merak edenler açıp hesap yaparlar; kaldı ki bunları da anlatıyor Caner durmadan.

5863 vuruş demişsiniz ama 3000'i palavra olduktan sonra bir şey ifade etmiyor.
 
Hıncal Uluç'a saygılar.
Fransa turunu neden izlediğimizi bize tekrar hatırlattığı için.
Bu adamların neyi başardığını görebilmek için geçtiğimiz cumartesi günü İznik ten Uludağ Otellere kadar bisikletle çıktım.

Birkaç çakal hariç yarışan herkese saygılarımı sunuyorum tekrar.
Beden ile başarılacak bir şey değil yaptıkları. Ruh , bilinçaltı, düşünce gücü, adına ne derseniz bir başka güç devreye giriyor olmalı bir yerde.

Finişi geçen sporcunun sıktığı yumruğunda var o ruh,
arkadaşına sarılıp ağlayan cadel in gözyaşlarında,
düşen sarı mayoyu görüp yavaşlayan ulrich in arkaya dönüp bakışında ve eliyle yanındakilere yavaş işareti yapmasında,
15 yıl önce ölen arkadaşlarının yanından geçerken gösterdikleri saygıda var

Gandhi'nin dediği gibi "güç bedenden değil dayanma gücünden geliyor".
Spor ruhunu hissetmek için tekrar ekran başına.
cantador sineği bu güzel yemeğin tadını bozamaz.
 
takip ettiğim kadarıyla Caner Eler in anlatımını bisiklet sporuyla uzun yıllardır haşır neşir olanlar beyenmezken benim gibi bu işe yeni merak salmış insanlar gayet zevkle dinliyor
 
@orkun tuluO kümede sayılırsam eğer, ben Caner'in anlatışını beğeniyorum. Elbette ingilizce yayın ile karşılaştırmak anlamsız olur, ama Türkiye şartları değerlendirilince Caner oldukça iyi anlatıyor.

Bisikleti anlatmak zordur.
 
  • Beğen
Tepkiler: orkun tulu
@gurol

bisikleti anlatmak için kelime bulmak lazım.
ve bunu anlamış olan insanların dinleyebilmesi için aynı dili konuşmak lazım.
o yüzden aydan çelik ve caner eler...

yokuşu tırmanırlarken çektikleri acıyı, cohen'in famous blue raincoat'ına denk düşürmüşlerdi bi keresinde...virtüöz gibi enstrumanları kullandıklarından bahsederler...

bisiklet ironidir. hıncal uluç pek ironik değildir. ama işte önde gideni olduğu için kalemi iş yapar...
burada asıl iş bizlere düşmekte. kaleme güvenden gelmekte. bu sıralar radikalde, tarafta, haber türkte, birgünde de yazılar çıkmakta aslında.


bisiklet manifestosu

eşitliktir: bazen o sizi taşır, bazen siz onu.
özgürlüktür: ferman padişahın, dağlar bizimdir.
kardeşliktir: bir ağaç gibi tek ve hür öte yandan.
tevazudur: estağfurullah beri yandan.
çocukluktur: hayatla izdivacın balayı günlerinden.
aylaklıktır: akreple yelkovana nispet.
sükunettir: ne der filozof: gürültü, zekayla ters orantılıdır.
idraktir: hepimiz gogol'un palto'sundan çıktık.
rüyadır: üç yaşında başlar, hayat boyu sürer.
hayal gücüdür: durduğunda devrilir.
dengedir: statükoyla alakasız.
şeytan arabasıdır: itaat mi, o da kim?
aşktır: her bahar sırtınızı ürpertir.
libidodur: düz duvarlar sizindir.
bahardır: papatyalarla aynı nebatattan.
yazdır: yaz yaz bitmez bir metnin iki noktası.
kıştır: her mevsim vivaldi.
kendisidir: doğan görünümlü şahin değil.
devrimdir: gerçekçi olur imkansızı ister.
ütopyadır: ayaklar hep havada.
kırmızıdır: hayali cihan değer, hele bir ihtimal iken.
muhaliftir: iktidara müdanasız.
mesttir: ömer hayyam'ın üzüm suyundan.
bir lokma bir hırkadır: derviş soyundan.
şehrazat'tır bağdat'ta: binbir geceden süzülür.
kerameti kendinden menkuldür: bir bilen bilir, bir de binen
bi tur versenedir: boş arsaların rant'a yenik düşmediği zamanlardan.
aşüftedir: yoldan çıkartır.
mor külhanidir: kendi kendine çalan bir davul zurna.
rosinantedir: don kişot'un altında olsaydı değirmenler bizimdi.
rüzgargülüdür: kır evinin verandasında.
yelken, balık dümen, su: hepsi birdendir.
isyandır: bush'u iki kere dehledi üzerinden.
şarabi eşkiyadır: şan verir ortalığa her bahar.
köroğludur: otomobil icat olur mertlik bozulur.
tek kişilik karnavaldır: dünyanın sokaklarından.
müslüman mahallesinde salyangozdur: eyvallahı yoktur aleme.
kel-alakadır: bütün bağlamlardan muaf.
 
  • Beğen
Tepkiler: tatata ve SRT
Bütün turun en zevkli etabı çoktan başladı ama yayın hala başlamadı.Eurosport 2 mi veriyor yayını ? Eğer öyleyse nasıl bir yayıncılık anlayışı anlamıyorum.Sen bütün etapları canlı ver sonra turun en zevkli etabını izletme seyircine.İlginç..
 
  • Beğen
Tepkiler: Cem Unden
@serhad

Hem de ne ele geçirmeymiş ? Duyanda 5dk fark yaptı,sanacak

Andy'nin takımı gerçekten zayıf mı beyler?Ben bu işten anlamıyorum,yardımcı olun,lütfen:):):)
Saxo Bank (SAX)
11 SCHLECK Andy LUX
12 BRESCHEL Matti DEN
13 CANCELLARA Fabian SUI
14 FUGLSANG Jakob DEN
15 O'GRADY Stuart AUS
16 SCHLECK Fränk LUX
17 SÖRENSEN Chris Anker DEN
18 SÖRENSEN Nicki DEN
19 VOIGT Jens GER
 
  • Beğen
Tepkiler: Barış Kılınç
Saxo Bank'ın sportif direktörü bile olayın çok normal olduğunu üzerinde durulmasının yersiz oldugunu söylerken anti-contador cuların feryat figan devam etmesi çok komik oluyor :D
 
@M Kerem Demirel

O zaman, Contador bizzat "Hata yaptım, Andy'den özür dilerim" demişken hala onu savunmak da komik oluyor :)

Zaten yurtdışındaki yorumcuların yazdıklarına bakınca da bu konuda fikir birliği yokmuş gibi gözüküyor...

Ben Contador'dan nefret etmeme rağmen, yaptığı şeyin doğru olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, aynı akşam şahsen özür dilemesini de takdir ettim.

Andy'nin başına gelen mekanik arıza dışarıdan kaynaklanmadı, muhtemelen bisikletin ayarları nedeniyle oldu. Bence kendisinin ve teknisyenlerinin hatasıdır, beklemek gerekmezdi. Yarın müthiş heyecanlı bir etap olacak, umarım Andy Contador'u toz bulutu içinde bırakır. Bunu çok istiyorum...
 
@levo_redkidYıllar önce İtalya bisiklet turunda ünlü bir sporcunun zinciri kopmuştu. Eurosport spikeri , akşama mekanikerlerle büyük kavga var diye yorumlamıştı olayı. Benim anlamadığım şey ,bu özel üretim ,yeni model ,ABD veya Avrupa piyasalarında bile 6 aydan erken bulamayacağınız bisikletlerde bile zincir atması ;beni şaşırtıyor.

Burada Andy'nin de hatası vardır. Zincir çoğu zaman tecrübesizlikten de atar;vites değiştirirken zincire çok yüklenirseniz yada çok gergin kalırsa içindeki statik enerji birden zincirde büyük enerji oluşturur ve onu zıplatır. Tabii Andy ,çok atak yapmadığı için kırk yılda bir yaptığı atak onu heyecanlandırdı.:):):):)Kimileri diyecek ki taşın üzerinden zıpladı vs.vs.

Andy'nin fizik yapısı beni üzüyor. Eğer başarılı olursa etrafı Lance Armstrong gibi ideal sporcu fiziğinden sıyrılmış ; sıfır beden manken bisikletçiler saracak:) :) :) :) :) :) :) :) :D :D :D :D :D

Boy:186cm
Kilo:67kg
 
albertonun özür videosunu izledim. sadece doğruyu yapmaya çalışan bir çocuk gördüm ben. bu çocukların süper yetenekleri onları olgun yapmıyor. bu süper bacaklardan fazlasını beklemek de haksızlık. eğer lance kalitesinde ve aynı jenerasyonda 2 yarışçı daha olsaydı, bu denge de 2 nesil daha sürseydi, şu anda futbol değil bisiklet izliyor olurduk tv de muhtemelen. yapılan sporun yaşı ilerledikçe popülerliği artıyor kişisel fikrime göre. bu sayede sporcular, izleyenlerin etik beklentilerine de hitap etmeye başlıyor, bu sayede de sporun izlenirliği artıyor.
demem o ki; TR de popüler bisiklet için, hafta sonu mahalli yarışlar, 40 larında yarışçılar lazım. meslek sahibi, bisiklet malzemesini kendi parasıyla alan, bu sayede sponsor da çeken bir spor.

Ulan ne tespit oldu be...
 
hadi yarını yorumlayalım...

ilk 10 fena kapışacak gibi. zaman farkı fazla yok andy de contadora meydan okudu. ama gel gör ki menchov, Leipheimer, sanchez de saldırabilirler...

evet?
ali, gürol, mustafa çakar, mustafa içdağ, hornet, ayla abla, fırat ve herkesler...

program kaçta başlayacak biliyor musunuz?
dakkasında ekran başındayım.

hıncal uluç'un bisiklet yazısı medya açısından güzel ama hıncal uluç yazdığı için talihsiz olmuş :)
o muhabbetlerden pek bi şey anlayamamış. kulağına vuvuzela ile durumu fısıldamak isterdim.
 
Arkadaşlar, bu Contador-Schleck meselesinde yorumlarımız, kusura bakmayın ama, biraz aşırı fanatikçe ve hatta holiganca olmuyor mu? Ülkemizde bisiklete
verilen (verilmeyen !) öneme kıyasla futbol dünyasını eleştiren bizler, Contadorcular ve Schleckciler olarak bir karşılaşsak döner bıçaklarıyla birbirimize gireceğiz galiba. "Pislik", "sinek" ve beşbenzeri aşağılayıcı sıfatlar.
Ve hatta milliyetine hakaret edecek edecek kadar faşizan, ırkçı yaklaşımlar. Yok boğaları öldüren milletin evladıymış da bilmem ne... E bize de biri çıkar "Bir bayramları var, gerekli gereksiz kan gövdeyi götürüyor, her sene kaçan develer, boğalar sokaklarda öldürülüyor, bunlar da onların evladı" derse ne olacak?
Öte yandan, bu Caner Eler ve konuk yorumcularına olan düşmanlık nedir bunu da anlamak mümkün değil? Kahvehane sohbetiymiş... Onların içsin de sen üstüne anca fal bakarsın "üç vakte kadar mı, beş vakte kadar mı desem falanca sarı mayoyu alır" diye... Attığımız olur olmaz mesajlarla orayı kahvehaneye çeviren kim, yok beni okumadın, adım geçmedi diye? İzlediğimiz nihayet görsel bir yayın, bakıver yayınlanan sonuçlara. Adamlar şahsen benim ve sanırım çğunluğumuzun madden ve manen gerçekleştiremeyeceğimiz ölçüde konuyu yazılı, sesli, görsel basın-yayın ve medyadan takip edip aktarıyorlar. Teknik bilgisi de var içinde, dedikodusu da. Sen o mikrofonu arasıra kazara eline alan bir Onur Salman'a denk gel de bak Çince yorumu bile tercih ediyor musun, etmiyor musun? Adam bir yandan yarış radyosunu dinliyor, bir yandan gelen e-postalara bakıyor, geçilen yerler hakkında coğrafi-kültürel harika bilgiler veriyor, dört lisanı geçtim, Felemenkçe bile anında çeviri yapıyor, şişkin egolu, cilalı imaj devrine dahil olmuş beyler yine beğenemiyor, bir sosyal zayıflığımız olarak ne yazık ki dönüp en yakınındakine vuruyor. O yüzden de hiç dikey büyüyemiyoruz, forumlar bölünüyor, dernekler, platformlar bölünüyor, düşman kardeşlar haline geliyorlar. Son birşey daha, İngiliz yorumcu da sürekli yarışı anlatmıyor. Tam 45 dakika steyşınvagon otomobillerden bahsettiğini bile hatırlıyorum. O zamanlar Türkçe yayın, ve en önemlisi Caner Eler yoktu...
 
Geri