@Anonim hocam çok iyi bir konuya değinmişsiniz. Konu geneline bakınca yazılan mesajların çoğunluğu ya D vitamini ile doğru orantılı yada dini yaşam şeklinin olumsuz etkisi yahut beslenme önerilerini geçememiş. Modern yaşam sisteminin olumsuzluklarından da bahsedilmiş.
Peki D vitaminsiz yaşamak alın yazısı olmuşmudur. Çok göreceli bir kavram. Sosyal statüne yada geçim limitine baktığımızda maalesef olmuştur diyebiliyoruz. Yaşadığımız , çalıştığımız yerlerden tutunda yeme şeklimize kadar bir çok olumsuzluk günümüz modern insanını etkilemektedir.
Dünya nüfusunun dünyayı doyuramayacak seviyeye gelmesiyle birlikte bilim insanları hibrit ve gdo lü tohumları geliştirmek zorunda kaldılar. Bilim adına Dünya Gıda Yönetimine yönelik çok büyük bir adımdı. Aslında film bundan sonra koptu. İnsanoğlunun gen sistemi olsun besin sistemi olsun İnsanı ciddi derecede hayrete düşüren yeni hastalıklara kapı aralanmış oldu.
Bir başka etkende globalleşen dünyanın farklı yerlerinde yetişen meyve, sebze ve gıda ürünlerinin dünyaya olan yayılımıydı. Buda yemememiz yada yenmesi kendi coğrafi bölgelerinde daha isabetli vitamin katkısı sağlayacak gıdaları aldığımız için vücuda yani gıda sistemine zarar veren bir sorun olmasıydı. Gulutein yahut guluteinsiz olayına girmeyeceğim dahi.
Peki Dünya Sağlık Sistemi ne yaptı , yeni nesil aşılar, yeni nesil ilaçlar ve yeni nesil bir çok hastalık icat etti. Hakli yada haksız olmadı efendim ilaç şirketlerinin yeni oyunları onada girmeyeceğim.
Peki aldığımız vitaminlere dinin olumsuz etkileri varmı. Bir din afyonla , aşırı alkolle( aşırı kelimesi diğer dinleride düşünerek bağımlılık olarak kullanıldı),insanların aşırı tüketimiyle veya İnsana ve doğaya zarar verecek olumsuzluklarla mücadele etmiyorsa o Din şüphesiz vitamin katkısına olumsuz yönde etki ediyordur. Yoksa hiç bir din yokturki insanları zehirleyen afyon olsun. Haşhaşilik hariç. İnsanları zehirleyen afyonun kendisidir.
Çocuklarda yada yetişkinlerde görülen bağırsak sorunları, mantarları veya parazitleri. Aslında vücutta hayat bulan tüm hastalıkların sebebi dersem yukarıdan aşağıya doğru yazmış olduğum tüm satırların hakkını vermiş olurum. Bu mantarlar çocuklarda silsile ile parazite , bağırsak içi kızamık ve çiçeğe kadar sebeb olmaktadır. Bu bağırsak hastalıklara çocuklara verdiği zararın bir üst evresine atlayarak Çocuk Psikiyatrisi Anabilimdalının altındaki bir çok alt hastalığa sebeb olmaktadır. Yazdıklarımı ne yanlış okuyorsunuz nede yanlış anlıyorsunuz. Bağırsak hastalıkları öyle bir hal alıyor ki kakasını yapamayan çocukların bir çoğunda Otizm etkisi gösteriyor. Son dönemlerde Dünya Otizm örgütü bu konuyu ciddi bir şekilde gündeme aldı. Çocuklara teşhis konulmadan önce yeme içme ve bağırsak sorunlarının kontrolü hakkında tavsiyelerde bulundu . Çekilen emar ve tomografilerde 1 haftaya yakın kakasını yapamayan çocukların bağırsaklarındaki dışkıların taşlaşmış olduğuna şahit olundu. En tuhaf olanı ise küçücük bedenlerde bu dışkı atamama olayının hemoroide eski dilde basura ve makat damarlarında çatlamaya sebeb olmasıydı. Çocuklarında bu problem çözüldükten sonra normale dönüş sağlayan ve Otizm teşhisi düşürülmüş bir çok aile var. Birde bu mantarların ( bağırsak sorunlarının) Dikkat eksikliği ve Hiperaktiviteye davetiye çıkardığı Tıp dünyası tarafından kabul ediliyor. Ve batı toplumunda çocuklara guluteinsiz ; nişasta, makarna, erişte , bulgur , pirinç ,ekmek, kek, pasta veya benzeri gıda takviyesi yapılarak çocuklar bağırsaktan kaynaklı sorunlardan kurtarılmaya çalışılıyor.
Son zamanlarda Tıp Camiası beyinden ziyade İnsan vücudunun gerçek beyninin bağırsaklar olduğuna işaret ediyor. Yani almış olduğumuz gıdalar midede işlem gördükten sonra bağırsak yoluyla atılıyor. İktisatta girdi zahmetsiz ve uygun olursa çıktı olarak maddi olarak kaliteli bir yaşam sürersiniz. Almış olduğumuz besin yada vitaminler sorunlu olursa bağırsak sıkıntı veriyor. Hazımsıklık, kabızlık ve en kötüsü bunların sonucunda böbreklere olan zarar. Bizde deyimdir Karın Ağrısı , bazen kızdığımızda ne karın ağrısı diye bahsederiz. Bağırsaklardaki parazit yada mantarlar kabızlık yapacağı gibi ishal etkiside yaratırlar şüphesiz buda tehlikelidir çünkü Bağışıklık Sistemine direk saldırır. İyi bir bağırsak sistemi eşittir iyi bir bağışıklık sistemi nokta.
Giyinme olayına da değinmek istiyorum. Güneş ışınları net bir şekilde özellikle yaz aylarında dik bir açıyla alınırsa yarardan çok zarar verirler. Sonuçta vücut açık bir şekilde en büyük Radyasyon kaynağı olan güneşe maruz kalıyor. Bu demek değildir ki güneşten istifade etmeyelim ve D vitamini almayalım. Beyaz , boz (gri galiba) giyim şekli ile gerekli olanı alır vücut gerisini yansıtır. İnsanoğlu dünyada hayat bulduğundan beridir en iyi izole yöntemi budur. Eskiden Anadoluda yaşlı ninelerimiz yazları beyaz örtü kışları ise renkli giyerlerdi. Dedelerimiz ise sıcak havalarda beyaz tülbentler kullanırlardı. Yani yaz aylarında güneşe direk maruz kalmadan renk yansıtan izole giysi sistemiyle hem D vitamini alacağız hemde vücudumuzu aşırı sıcaktan ve radyasyondan korumuş olacağız. Kış aylarında yada güneş ışınlarını tam dik almadığımız zamanlarda eskilerin yaptığı gibi renkli kıyafetle düşük açıyla gelen ışınları vücudumuzda tutarak Bağışıklık Sistemimizi güçlendireceğiz.
Peki globalleşmenin ( söylemesi çok zor 😅 ) vitamin üzerine etkisi. Vücut Sağlık Sisteminin bozulmasında en önemli faktörlerden. Yaw arkadaş tropikal bölgelerde yetişen her meyve yada sebze bu bölge dışındaki insanlara faydalı değildir. Yani afrika, çin, olmadı brezilya usulü siz deyin meksika usulü her gıda her iklimde her insana aynı vitamini verir. Anamın bıyığı olaydı babam olurdu demekle aynı. O zaman olay ne başka iklimlerin her meyvesi diğer iklimlerdekine aynı vitamini vermez. Bir çok tıp dergisinde bilimsel makale olarak kaleme alındı.Vücut tanımıyor çünkü kandaki değerlerde olmaması gereken değerler ortaya çıkıyor. Tüm insanlığın kullandığı ortak besinlerde alınan vitamin kanda aynı değerleri 3 aşağı 5 yukarı veriyor. Bu olayı çok güzel bir afrika atasözüyle taçlandırmak istiyorum. " Afrikada bir fil sizi öldürebilir, bir aslan sizi öldürebilir fakat bir Karamamba kesinlikle öldürür". Anadoluda sultan engereği yada güneydoğu anadoluda kobraya rastlamazsanız , çoğu tokatçı yılandır . Sadece vitamin değil hayvanlar bile iklimlere özgü. Yani yaşadığın iklim haricindeki herşeye vücut tepki vermektedir. Vücudun o vitamini yada besini işleyebilmesi için o iklime alışması gerekiyor. Bu konu çok uzun yoruldum be ne global gıda ve vitaminmiş.
Dinlerde geçen gıdalar . Şarap ve ekmek ikisininde çoğu zararlı . Bıldırcın eti ve helva . Bıldırcını doğal olarak bulmak sorun kudret helvasının gökten inmesi lazım. Covid 19 yayıldığı ve reankarnasyon iklimlerinde yenilen fantazi yiyecekleri düşününce mide bulantısı geliyor. Yüce kitabımız Kuran ne diyor. " vettin vezzeytun " kısa bir ayet Yüce Allah incire ve zeytine yemin olsunki diyor. Şu iki niğmet tüm insanlık için vitamin çeşitlerinin bir çoğunu barındıran ortak bir besindir. Zeytin yağı her derda devadır. Hakeza incir vücuttaki kistleri , iltihapları, bağırsak problemlerini, kabızlığı çözen nadir besinlerdendir. Aslında güneş ışığıyla kurutulmuş bir çok besin D vitamini deposudur dersek güneşin faydalarına ve D vitaminine hakkını vermiş oluruz. Yine dinimizin emirlerindendir. Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz. Burdaki anlamı bizler fazla besinleri dökmeyin , atmayın olarak anladık. Olay yeme ve içmede aşırıya kaçmamaktır. Yanı vücuta lazım olan ne ise alınmalı. Alınması yetmez yakmak için çalışmak yada hareketli bir yaşam sürmek icap eder. Eskiler der ya azı karar çoğu zarar. Dengeli bir beslenme sistemi ve yaşam sistemine sahipsek birçok sağlık sorunundan kurtulmuş oluyoruz. Yazacak ortak besin ve vitaminler çoğumuzun bildiği ve coğrafyamızda yetişen sebze ve meyve dersem sanırım yeterli . Başka bir mesajda alınması ve kullanım şekliyle yazabilirim gerçekten yoruldum.
Son olarak sağlık sistemi yönünden ele alırsak. Kesinlikle doktorlarınızın tavsiyesine uyun vitamin konusunda. Hele birde yapılan testler var ise. Çünkü en erken 6 yılda mezun oluyor ve hayatı boyunca tıp öğrenciliği devam ediyor. Bir doktorun zeka seviyesi ortalama birçok insanın üstünde. En iyi bağışıklık sistemi güven duygusudur ve yüksek moraldir. Lütfen Tabiblerimize güvenelim. Farklı doktor görüşlerinide illaki alabiliriz. Kan bağışı hem bizim vucudumuzu tazeleyecek hemde zor durumda olan insanlara yaşama şansı verecektir. Ünlü futbolcular ve sporcuların dahi yaptırdığı Hacamat olayını dini bir yobazlıkmış gibi görmek yerine deneyin lütfen. Yılda 2 defa tarama hacamatı ve bir kezde usturaya vurulmuş kafa hacamatı yaptıran biri olarak vücuda olan faydalarını saymakla bitiremem.
Benden bu kadar ve şunu vurgulamak isterim. Alın yazısı olayını tüm dinleri baz alarak anlatmak istedim. Gıda kısmında hem incili hem tevratı ( Eski ve yeni Ahit dahil okudum), hem asya dinlerinin bir çoğunu araştırmış biri olarak bir çoğumuzun bildiği gıdaları esas alarak anlatmaya çalıştım. Özelden yada genelden sadece İslamdan değilde diğer dinleride ortak konular alarak yazın lütfen denilmesi olmuştur. Yanlış kelamım olduysa bağışlayın ve cahilliğime hoş görün. Bir müslüman olarak her dine saygı duymak dinimin emridir. Saygısızlık haddime değildir.
Böyle önemli bir başlığı 3 sayfada bırakmışız. 2 saati geçti yazıyorum. Buyurun bu konu üzerinde daha iyi fikir alış verişinde bulunalım. Hatta tartışalım, kavgada çıkaralım ki hayati bir konuya geniş bir yer ayıralım. Belki bu arada farklı bilgilere yelken açmış oluruz.
Sağlıklı günler, sağlıklı sürüşler ve sağlıklı forumlar diliyorum. Saygılarımla ,kalın sağlıcakla.
