Scudo Sports

TEKEL satıldı.

kriz evet bizi teğet geçti.. ancak bu söz okadar farklı yorumlandı ve başka yerlere çekildi ki suyu çıktı resmen.yahu teğet geçme ifadesi kriz bizi vurmadı anlamına geliyo.krizin gerçekten vurduğu ülkelere bi bakın bakalım ne durumdalar.elbetteki hem mevcut krizin,hemde bundan otlanan kesimin çabalarıyla belli bir kriz var.bu var olan kriz,dünya genelindekine nazaran çok küçük bir kriz.bunu görmek istemeyenler var.Türkiye bitti,yok şöle oldu böle oldu yaygara almış başını gidiyor.iyide kardeşim ülkene bide dışarıdan bak bakayım.yabancı memleketteki vatandaşlarımızla bi konuş bakalım.yada yabancıların gözüyle bi bak bakalım... biraz elinizi vicdanınıza koyun yahu.bu ülke hepimizin.birilerini kötüleyerek-köstekleyerek yada boş boş eleştirerek bir yerlere varılmaz.kolay değil dünya devi ülkeler ve çok büyük markalar kan ağlıyo.elbet bi tesiri olucak ama illa bizi vurdu ifadesine özlem duymak niye..
biz müteahitiz,malum en çok etkilenen konut sektörü.yani bizimde işimiz iyi sayılmaz.iyide bu durgunluk sadece insanlarda para olmadığından yada krizden değil.insanlara aşılanan kriz korkusundan.kimse elindeki parayı biryerlere kaçırmak istemiyo çünkü yaratılan gündemle kimse önünü göremiyor.bi indirim yapan firma olsun-bir ötv indirimi olsun-bir kampanya yapan mağaza olsun görüyoz kan ağlayan milletin parasız halini.
sony gibi bir dev binlerce kişiyi işten çıkarıyo.GM gibi bir başka dev iflas ediyo.birçok sektörde birçok marka,krizde yokolmamak için birleşiyor..bir çok ülkede ayakta banka kalmadı hepsine devlet el koyuyo.bizim ise birçok kurmumuz sektörümüz alanında söz sahibi markalarımız dimdik ayakta ve;krizde nasıl büyüdüklerini gazetelerde beyan beyan anlatıyolar.ama fırsat bu fırsat diyen kendi vatandaşımız hemen işçilerini kapı dışarı ediyo ve kriz güya bizi vurmuş oluyo...yahu bukadar basitmi bu işler.kim kimi kandırıyo..velhasıl yine uzadı gitti konu ve uzadıkça dağılıyo(= herksin görüşü kendine kimse kimseye empati kurmak zorunda değil.herkes sempati duyduğu insanlarla bir olur tartışma olmaz.. saygılar....
 
  • Beğen
Tepkiler: Erol KOLAS
Scudo
Krizin en çok vurduğu ülkelerden biri biziz.
Krizin kaynağı olan ülkelerin ekonomisi 2-3% küçülürken, biz 13% küçüldük.
Yani teğet falan geçmedi, bizi resmen mahvetti.

Diğer taraftan başbakanın "teğet geçti" demesini anlıyorum. "Çok fena kriz var" dese işte o zaman yakışık almazdı. Zaten krizde asıl problem insanların korkup tasarrufa yönelmeleri. Bunu mümkün olduğunca engellemek için de, başbakan ve diğer devlet erkanı elbette yalan söyleyecek, halkın korkmasını mümkün olduğunca engelleyecek. Kendisinin yaptığı az sayıda doğrudan biri budur :)

Herhangi bir ülkenin başbakanı kalkıp da "çok fena kriz geliyor" dese ben o adamdan şüphelenirim. Acaba krizden nasıl nemalanacak diye...
"Teğet geçiyor" diye beyanda bulunması, krizi önemsemediği veya yapılabilecek önlemleri düşünmediği anlamına gelmez. Düşündüğü anlamına da gelmez elbet :)
 
"Teğet geçiyor" diye beyanda bulunması, krizi önemsemediği veya yapılabilecek önlemleri düşünmediği anlamına gelmez. Düşündüğü anlamına da gelmez elbet
bu söze katılıyorum ki zaten anlatmaya çalıştığım bu ancak.krizin en çok bizi vurduğu konusuna asla katılmıyorum.usa ekonomisi ile bizimki arasında dağlar kadar fark var.onların ekonomisinin %2 oranında küçülmesi bizim ekonomimizin %2sine denk gelmez.Türkiye yine iyi durumda da içerden bakan göremez.insan kendisini şahsi çemberinden değerlendiremez.kendine dışarıdan bakmalı.
varolan krizi bazı kesimler iyice büyütüp sizinde benimde dediğim gibi halkın gözünü korkutuyor ve asıl kriz burda başlıyor.başbakanın yaptığı sayılı doğru yok sayılı yanlış var.ayrıca hiç bi iş yapmayıp masa başında maaşını alan bi insan hata yapmaz.ancak sürekli didinen ve eskiden beri süregelen olumsuzlara çare arayan mutlaka onca icraatin içinde yanlış da yapar. hatasız insan olmaz.millet sağolsun sadece cebine giren paraya bakıp değerlendirme yaptığı için hepsi boş..çok özlüyolar heralde geçmiş hükümetleri(=
 
Türkiye'nin iyi durumda olduğu fikrine katılmıyorum. Sonuçta 13% küçülmüşsün. Dehşet bir oran!
Kendi çalıştığım işletmeden örnek vereyim.
Türkiye'nin büyük işletmelerinden birindeyim. Şu anda 2007'nin yarı kapasitesinde çalışıyoruz. Geçen yıl işçi sayısında yaklaşık 20% oranında azaltmaya gidildi. Daha fazla çıkarmamaya çalışıyorlar ama yarı kapasite ile nereye kadar... Kalanların ikramiyeleri erteleniyor, zorunlu izin kullandırılıyor.

Ben iyi bir üniversitede ingilizce işletme okudum. Sınavda kendi puan türümde il birincisi olmuştum. Kendi puan türünde en yüksek puana sahip olan ingilizce işletme bölümleri tıp ile veya iyi mühendislikler ile eşdeğerdeydi. Çok sevinmiştim kazandığımda. Çok iyi yerlere gelecektik, yüksek imkanlara sahip olacaktık. O şirketten bu şirkete transfer olacatık :) Öyleydi çünkü o zamanlar.
Yanlış anlamayın ama çoğu meslekle kıyaslanmayacak imkanları vardı. Öğretmenliği, polisliği vb hiç düşünmezdik bile. Kat be kat fazla imkanlarımız vardı.
Şimdi ise pişmanım. Keşke öğretmen olsaymışım diyorum. Zaten daha severek yapacağım bir meslekti. Ayrıca şu anda sahip olduğumuz imkanlar eşitlenmiş durumda. Hatta özel ders verirsen benden çok daha iyisin. Polislerin durumu ise zaten bizden daha iyi. Askerin durumu da daha iyi.

Kendi puan türünde il birincisi olmuş biri "keşke öğretmen olsaymışım" veya "keşke askerde kalsaymışım" veya "acaba tur rehberliği mi yapsam" diye düşünüyorsa... Bu neyi gösterir! Bana bunlar düşündürtülüyorsa özel sektörün durumu vahim demektir.

Ha, diğer taraftan bir şeyden şüphelenmiyor da değilim. Malum, başbakan -kendi ülkesinin olsa da- karşı mahallenin bazı ürünleri için boykot çağrısı yapma cüretini gösterebiliyor. Bundan daha fazlasını da yapıyor olabilir. Kendi mahallesini ihalelerle falan destekliyor, ötekileri köstekliyor olabilir. Hoşuna gitmeyene maliye denetçisi gönderdiğini biliyoruz.
Belki de karşı mahalleye geçsem, çok daha iyi imkanlara sahip olacağımdır!!! Belki de bu kadar kötü durumda olan sadece mahallelerden biridir.

Bu ülke -kurulduğu dönem dışında- hiçbir zaman iyi yönetilemedi. Zaten bu ülke hiçbir zaman kendi kendini yönetmedi. "Manda kabul etmeyiiiz" dedik ama ister kabul et, ister etme... Eski hükümetlerin de özlenecek tarafları yoktu elbet. Ekonomik yönden uzun yıllardır en iyi dönem bu hükümet döneminde yaşandı. Ama bunun da ne kadarı bu hükümetin payıdır, tartışılır. İşler tüm dünyada iyiye giderken, senin de işlerin aynı ölçüde iyiye gidiyorsa... Ama işler tersine döndüğünde güm diye çakılıyorsan, bundan kendine biçtiğin pay sadece iyi dönemler olmamalı.
 
bazı konularda hemfikirim ancak bazılarındada değilim abi.ülke iyi derken kastım,herşey güllük gülistanlık anlamında değildi.bizde tek bir güç yok.bişiler kötü ise hükümet sorumludur ama iyi giden hiç bir işte hükümet söz konusu olmaz.ben buna karşıyım.biz bir dünya devi değiliz,ülke ekonomimiz dünya lideri de değil.yani zorlukları dertsiz tasasız aşamayız malesef.mutlaka birşeylerden feragat edicezki en az hasarla gün yüzüne çıkalım.işsizlik,bu ülkenin en ciddi sorunlarından biri evet ama,bu gerçek hükümetle ilişkilendirilcek bi olay değil.işsizlik tüm dünya genelinde var ve bizim ülkemizdede hep vardı.ha diyeceksiniz ki hiç bukadar çok değildi.doğru.ancak bu tepkiyi tetikleyen etkiyi okumadan birilerine mal etmek biraz vicdansızlık oluyo.bu ülkenin gidişatını etkileyen tek güç yok.
patronlar bahaneyle işçi çıkarmasın diye hükümetin yardım projesi var.buna rağmen bi çok firma başvuru yapmayıp işçi çıkarmayı uygun görüyo.yardım başvurusunda bulunan birçok firmada açılan piyasa şartlarından biraz olsun nefes alıp başvurularını geri çekti.üretimin yarıya indiği de doğru elbette.kendimizden örnek vereyim bende. biz yeni geçen sene paşlamayı planladığımız yeni bloklara başlıyamıyoruz.niye? e talep yok ta ondan.insanların gözü korkutulursa herkes kabuğuna çekilir.ve kimse talep olmayan malı üretmez.e üretim olmayıncada en başta fabrikalar hemen işçi çıkarır.
hep sölüyorum.bu ülke hepimizin.başa gelen herkes karalanıyor.adet edinilmiş.yapılan hiçbir olumlu iş telafuz edilmezken en ufak yanlışlar dillendirilerek dedikodusu yapılıyor.elbette bu ülke hiçbir zaman dört dörtlük yönetilemez.amaç siyaset yapmak değil ancak gerçekleri herzaman konuşurum kimse yanlış anlamasın.bu ülkeye hükümetten çok daha zararı dokunanlar var.madem ülkemizi bukadar seviyoruz niye bunlarlada savaşmıyoruz? herşeyi baştakilerden bilmek ne kolay. ben başbakanı değil başbakan,ist.belediye başkanlığı zamanından tanıyorum.yani bireysel olarak tanıyorum medyadan takip ediyorum anlamında değil.o yüzden özelliklede kendisine nefretle bakan bazı medyanın dedikodularına kulak asıpta saçmalıklarını dikkate almam.hiçbir hükümetin bukadar katı eleştirildiğini görmedim.doğrulardan çok yalanlarla eleştirilen bi hükümet aklımda yok.ben kimseyi savunmuyorum yine tekrarlıyorum.aranızda birilerinin reklamını yaptığımı düşünen var ise aklından geçirmesin.ben doğrudan yanayım.haksızlığa kim uğrarsa,kimin hakkında hakketmediği dedikodular duyarsam hemen düzeltmeye çalırım kimsenin avukatı değilim..
bu arada abi ismini bilmiyorum ama kimse kariyer için tahsil yapmaz.seni de başarından ötürü tebrik ederim.. umarım birgün enazından çocuklarımız torunlarımız aynı başarıyı gösterdiklerinde karşılığını alıcakları bir eğitim sistemine ve ülkeye kavuşuruz diyorum...herkese saygılar sevgiler....
 
ya arkadaşlar kimse kusurabakmasın kullandığım notebook yurtdışından geldiği için klavye üzerindeki tuşlar yazıldığı gibi değil.bende ezbere yazdığım için görüyorumda bazen yanlışlarım oluyo...
 
Telekomdan örnek vereyim:
Telekom bizimken aylık abonman fiyatına 100 kontor bedava konusma hakkımız vardı. bunlar birikirdi birikirdi toplam 657 kontor bedava hakkımızın olduğunu biliyordum. Fakat şimdiye bakın aylık 7 lira sabit ücret veriyoruz,görüşme ucretini ayrı ödüyoruz, KDV + ÖTV derken fatura oluyor 20 TL. Daha önce aylık 7 lira ödeyip üstüne kontor kazanırken şimdi daha da borçlu çıkıyoruz.

üstelik hafta sonu ve gece indirimleri de yakında kaldırılıyor.

hani nerde devlet? ben de buna kızıyorum bir kontrol mekanizması yok, çalışmıyor, çalışmadığı için bu hallerdeyiz.
 
Daya Sırtını Devlete , Al maaşı ikramiyeni Lojmanını altına arabanı oh ne güzel memleket,

Gel Özel sektöre en güzel kovulma şekli bakınız...

"Sizin bilgi ve tecrübeniz bizim için maalesef fazla, umarım layık olduğunuz yere gelirsiniz , Muhasebeye ugrayın çıkışınızı yapsınlar"

Devlette aynı işi yapan kadrolu olarak çalışanın maaşı ile yine Devlette Taşaron çalışan kişinin maaşı arasında 9 kata varan farklar var, işi yükü genelde taşaronda, grev zamanı taşaron çalışmak zorunda çalışmassa kovulur çalışırsa dövülür...

Devlette birçok işte görünüp ,heryerden maaşa bağlananların hesabını bilen yok,

Yani Devlette bu şekilde çalışanlara hiç üzülmemekteyim bilhakis umut verici,

(Kalkınıyor gibi ama ;Haala Adaletinizi Göremedik, Bekliyoruz...)

Saygılar
 
  • Beğen
Tepkiler: İlyas ŞANLI
Kutlarım. :bayrak: Sigaralara geçen günlerde 2 kere zam bindi, son zam 50 kuruşdu. Sigara içenlere sigara da satamıyoruz artık, markete gelen fiyatı görünce koyarlar koyarlar daha da zam koyarlar diyo, arada lafı biz yiyoruz, esnafa yazık bide, bir karton Marl.ora nerden şuan da nerden baksan en az bi 55.00 lira. eee buda en çok satan sigara yapın bakalım hesabını bir esnaf bu sigaradan bir almaya en az 2 karton alırsa, ve rafda da 49 çeşit sigarası olursa. Bi reyon kaça patlar?
 
yeter ya yeter resmen gözümün önünde memeleketimi satıcaklar yakında şimdilik taksit taksit satıyolarrr nefret ediyorum bunu yapanlardan :mad:
 
Bu ülkede sırtını devlete yaslayıp yangelip yat maaşı kap zihniyetli insanlar olduğu sürece burada bütün konuşmalar, yazışmalar feryatlar figanlar boşa arkadaşlar.
Hiç siyasete girmeden, parti tutmayı futbol takımı tutar gibi fanatizme götürmeden, lütfen herkes görüşlerini sağduyulu, birbirini sen şucusun sen bucu gibi suçlamadan dile getirmesinde fayda var.
asıl mesele şu ki; birşekilde devlet dairesine girmeyi hayal ederek ve bu yolda her türlü torpil vs. ne gerekiyorsa yaparak kendini kurtarmayı amaç edinmekle bir yere varılamayacağıdır. Devletimizi sevip sahip çıkmak ancak devlet kurumlarında çalışanların özel sektörde çalışanlar kadar işine sahip çıkması ve onlarla rekabet edecek konumda olmasıyla olur. Bu da hem çalışanların daha fazlada oradaki amir, müdür, makam sahiplerinin çözümler üretmesi işlerine özel sektördeki gibi daha fazla sahip çıkmasıyla, karlılıklarını artırması ile olur. Nasıl olsa artık kadroluyuz işten atılmayız yok mesai bitti, arkadaş izinde yarın gel, devam ettiği sürece bir bakmışız yarın zarar ettiğinden satışta.
 
Arkadaşlar ülkemizde hızla sigara kullanımı azalmaktaydı. Hatta depolar tek tek kapanıyordu. Hatta yurt içi sigara kullanımı belkide dahada azalacak. O zaman aklınıza şöyle bir soru gelebilir. Bu adamalar ne diye Tekel'i alıyorlar. Bu durumu öngöremiyorlar mı?

Böyle düşünmek yanlış olur. Çünkü onlar aslen yurt içinde satmayı düşünmüyor bu sigaraları. Daha çok yurt dışına satacaklar. Bu benim fikrim. Burda üretimi ucuza getirip bu işten baya bir karda elde edebilirler. Orayı efektif bir şekilde işletebilirler. Yani öyle akılsız falan değiller.

Peki böyle bir şeyi biz niye düşünmüyordikki diye sorabilirsiniz. Bizim bu tür politikalarımız olsa bile sanırım çok zayıf kalıyor. Yani bu kurum bizde kalacak olsaydı devletimize yük olmaktan başka bir işe yaramayacaktı. Memurun ve işçinin patronu devlettir. Sadece aldığı maaşa bakarlar. Ve ne yazıkki devlet, işçi ve memur genelde iyi işletmeci değildir.
 
@murat ateş

Evet bu konuda sana tamamen katılıyorum sonuçta her satışın bir nedeni var genelde insanımız işine geldiğini görür işine gelmediğini görmez herkes yakında herşeyin satılacağını söylüyor :) hatta ülke bile elden gidiyor diyenler var bu şahısların tek taraflı düşündüğü açıktır.Türkiye Cumhuriyeti dünya ülkeleri genelince son zamanlarda çıtasını aşırı yükselttiğine inanıyorum ve en üst mercilere geleceğimizede yürekten inanıyorum bir tekelin satılmasıyla bir kaç yerin yüzdeleri yada ihale üzerine belli süreli yabancılara verilmesi bizim yararımıza oldugunuda hatırlatmakta fayda buluyorum...
 
@Kadir KAMACI

Citanin asiri yukseldigi yadsinamaz bir gercek, ancak bu sadece belli bir kesim icin gecerli...
 
  • Beğen
Tepkiler: sadana
@Kadir KAMACI

bir tekelin satılmasıyla bir kaç yerin yüzdeleri yada ihale üzerine belli süreli yabancılara verilmesi bizim yararımıza oldugunuda hatırlatmakta fayda buluyorum... demişsiniz, bunun ne gibi bir faydası olacak bunu da açıklayın öyleyse. O zaman her şeyi yabancılara verelim, madem ki faydası var. Ayrıca çıtanı yükselttiği kanısına nasıl kapılıyorsunuz anlamıyorum. Dış borcu sürekli katlanan, Milli gelirinin büyük bölümünün ülkenin küçük bir bölümü tarafından sahip olunduğu bir ülke nasıl olacak da çıtayı yükseltecek. Artan işsizlik oranları vs. leri saymıyorum. Piyasaya pompalanan bedava dolarlar suyunu çektiği zaman ne olacak? Ülkemiz şu anda ABD nin piyasaya pompaladığı paralarla ayakta tutulmaya çalışılıyor. Üretim sektörü her geçen gün azalıyorsa gelişmişlikten bahsetmeye gerek yok.
 
Herbil kardeş sen fazla siyasete girdin sana vermem gereken cevaplar yine siyasi kapıya çıkacak burası bisiklet forumu siyaset forumu değil artı bu benim görüşümdü seninle benim aynı görüşe sahip olmadığımız her şekilde ortada krizden bahsederken dünyanın kriz yaşadığını unutma 75 milyonluk bir ülkede yaşıyorsun bu 15 kişilik bir ailenin reisi olup da evdeki herkesin ihtiyacını bir e bir karşılamaya benzer ve şuda varki kimse kalkıpta yapılan yenilikleri söylemiyor o satıldı bu satıldı yapılan yollar ??? Metrobüs ? ilçelerebile tramvay geldi demekki belli bir harcama belli bir gelişim içindeymişiz ... Yönetimi sevmeyebilirsiniz sevgi sizin özgürlüğünüzdür ama saygı mecburiyetinizdir bu benim içinde geçerli halkın kendi isteği ile iktidara gelmiş ülke yönetimi içinde geçerlidir bir şahısa kin besleyerek yaptığı herşeyi olumsuz karşılayan tek görüşlerde sizlersiniz benim için doğru doğrudur yanlış yanlıştır düşmanımda olsa....
 
@Kadir KAMACI

Fazlasıyla siyasete girdin diyorsun ama yanılıyorsun. Yazdıklarım içerisinde hükümetle ilgili bir şey geçmiyor. Siyasi bişey yazmadım. Yazdığım ekonomik gözlemler, özelleştirmeleri eleştirmek siyasi bir görüşü temsil etmez.! İktidarlar değişse bile özelleştirmeler yapılıyor.
Yapılan yeniliklerden bahsetmişsiniz ama yazdıklarınız yenilik değilki. Yol yapmak yenilik midir.? Esas yenilik otoban yaptım diye övünmek yerine demiryolu ağını arttırdım demektir. haklımıyım haksız mıyım. bu hükümet yada bundan önceki hükümetler, kaç km demiryolu yaptılar bana söylermisiniz. Metrobüs demişsiniz . Newyork, moskova vb metroları yüzlerce km yi bulmuşken bizim istanbul metrossu kaç km de? siz kalkmışsınız metrobüsten bahsediyorsunuz. Hem istanbul demek Türkiye demek mi? Türkiye nin heryerinde metrobüs mü var. Hangi ilçelerde tramvay var. Ben adana da yaşıyorum. Türkiye nin 5. büyük şehri ama burada ne metro var, ne metrobüs var. 10-15 yaşındaki otobüs ve minibüslere talim ediyoruz.

Konuyu dağıtmadan şunu da eklemek isterim. Eğer tekel in satış rakamlarına bakarsanız bunun özelleştirme değil, tam bir peşkeş çekilme olduğunu anlarsınız. Özelleştimede hükümetlerin savunduğu şey hep şu olmuştur. Çok işçi çalışıyor, verimsiz çalışıyor. Peki size sormak isterim, verimsiz çalışan bir işyerini düzeltmek çok mu zor. Koskoca bir devlet bunu başaramaz mı? Bunlar bir sorun olabilir ama sorunu toptan çözmek için satmak mı gerekir. Mesela sizin bir parmağınız kanayınca, bunu tedavi etmek yerine kolunuzun yarısından kesiyormusunuz. Bu da tamamen aynı durum.
Satılan (pardon peşkeş çekilen) kurumlardan elde edilen paralar nereye gidiyor orası ayrı bir soru, büyük baş lar bu paraların yol olacağını söylediler. (Sanki bizim 10 şeritli yollara ihtiyacımız varmış gibi !!!!!!!!
 
Arkadaşlar devletlerin asli görevleri ticari işletme yürütmek değildir.
Bu arada herşey satılıyor, yok peşkeş çekiliyor gibi fanatik söylemlerden sakınmak gerekli diye düşünüyorum. Hem bu arada bazı kurumlar aşırı hantallaşmış idare uyumuş hizmet yürütülmüyor kar da elde edilemiyorsa tabiki bir çare gerekli ama bu illaki satılması değil.
Yinede başka çare yoksa şartlar gerektirdiği gibi satılabimeli veya idaresi değiştirilebilmeli. Devletin bazı kurumlarında bu da mümkün değil.
Baştada belirttiğim gibi devletin asli görevi ticaret vs değil.
 
  • Beğen
Tepkiler: KMCPro
"Baştada belirttiğim gibi devletin asli görevi ticaret vs değil." sözüne aynen katılıyorum Ama bu işletmelerin amacı kar amacı güdmek değil, istihdam yaratıp piyasayı kontrol altında tutmaktır. Aynı şekilde petkim, petrol ofisinin de görevleri aynıydı. Petkim özelleştirildikten sonra petrol hammadde piyası altüst olmuştur. Plastik hammadde fiyatları kontrol dışına çıkmıştır.
 
2009 yılı hariç,sadece 2002-2008 arasında satılan bazı kuruluşlar:

ERDEMİR,
İSDEMİR,
PETKİM
Divrigi Demir Madeni,
Hekimhan Demir Madeni,
İskenderun İsdemir Limanı,
Ereğli Erdemir Limanı
ÇELBOR
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Tasfiye edildi)
TÜPRAŞ Blok Satış,
TÜPRAŞ USAŞ Hissesi,
TÜPRAŞ 18 Taşınmaz
Amasya Şeker Fabrikası
Kütahya Şeker Fabrikası,
Adapazarı Şeker Fabrikası
ESGAZ, BURSAGAZ .
ETİ Elektrometalurji A.Ş.,
ETİ Gümüş A.Ş,
ETİ Bakır A.Ş,
ETİ Krom A.Ş
Çayeli Bakın İşletmesi A.Ş.
K.B.İ. A.Ş. Samsun İşletmesi
K.B.İ. A.Ş. Murgul İşletmesi
Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.
Çeşme Limanı,
Kuşadası Limanı
Trabzon Limanı,
Dikili Limanı
Şehir Hat. Hiz. ve Gemiler,
Sümer Holding-BUMAS
Sümer Holding.-Merinos Halı
Sümer Holding.-Eryağ A.Ş.
TEKEL Alkollü İçkiler
TEKEL İkiz Kuleler,
SEKA- Afyon, Balıkesir, Aksu, Kastamonu, Karacasu, Akkuş Yibitaş Torba İşletmesi,
HAVELSAN A.Ş.
ASPİLSAN Askeri Pil San. ve Tic. A.Ş.
MEYBUZ A.Ş.
İstanbul ve Kütahya'da 3 Arsa ve çeşitli İllerde 24 Taşınmaz
USAŞ Hissesi ve USAŞ'ın 11 Lojmanı
TÜGSAŞ A.Ş. Gemlik Gübre San. A.Ş.
SAMSUN Gübre San. A.Ş.
İGSAŞ
SÜTAŞ
KTHY
EBÜAŞ - 6 adet Taşınmaz
Deniz Nakliyatı T.A.Ş. 3 Tanker
Başak Sigorta A.Ş.
Hilton Oteli
Araç Muayene İstasyonları
T.C.D.D. İzmir Limanı
T.C.D.D. Derince Limanı
Sümer Holding A.Ş.'ye ait Mazıdağı Fosfat Tesisleri
Sümer Holding A.Ş. NİTRO-MAK Makine Kimya Nitro Nobel Kimya Sanayi A.Ş. Sümer Holding A.Ş. Barit Öğütme Tesisi

Bu süre içinde, Türkiye’de bankaların yüzde 44’ü, sigorta şirketlerinin yüzde 80’i, IMKB’nin yüzde 70’i yabancıların eline geçti. Cari açık ise Cumhuriyet döneminin en yüksek seviyesine ulaştı. 1950 ile 2002 yılları arasında 52 yılda Türkiye’nin cari açığı 48 milyar dolar iken bu 5,5 yıllık dönemde 141 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde iç borçlar 130 milyar dolardan 263 milyar dolara yükseldi. Dış borç ise 148 milyar dolardan 445 milyar dolara çıktı. Yapılan özelleştirmeler cari açık ile dış borcu kapatmaya yetmedi. Çünkü Türkiye, yüksek faizle borçlanmaya devam etti. Özelleştirme için gelen yabancı sermaye yatırım yapmak bir yana, 50 milyar dolara yakın parayı ülke dışına çıkardı.

Bazı sorular:
Türkiye’nin en büyük sanayi devleri ile stratejik kuruluşların tartışmalı şekilde satılması, birçok soruyu gündeme getiriyor.
İşte bunlardan birkaçı:
—Dünyadaki krizle birlikte kamulaştırma furyası yaşanırken, Türkiye’de özelleştirme politikalarında bir değişiklik olmayacak mı?
—Özelleştirme Kanununa göre, satılan şirketlerin faaliyetlerine devam etmeleri gerekirken, yüzde 40’ının ticari işlerini sürdürmediği doğru mu?
—Özelleştirilen kuruluşların, ‘faaliyeti sürdürme’ konusundaki denetimleri neden yapılmıyor?
—Satılan şirketlerin çoğu, binaları ve arsaları için mi alınıyor? Yoksa özelleştirmelerin cazibesi bundan mı?
—Hükümet, dünyadaki kriz hızla yayılırken bu yıl özelleştirmeleri nasıl yapacak?
—Özelleştirildikten sonra faaliyeti sona eren ve kapanan şirketler için hiçbir işlem yapılmamasının hesabını kim ve ne zaman verecek?

Not:Alıntıdır
 
Geri