Pamukova' ya 7 Km. kala kaldığım tesislerden hareket ettiğimde o sabah hava yine görüldüğü gibiydi. Biraz yokladı. uzun sürmedi. Birdahada eve gelene kadar onu görmedim.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
İznik-Orhangazi arası 2007 turumda geçtiğim güzergahtı. Bisikletçi için en güvenli ve manzarasıyla harika yerlerden biriydi.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
İki yıl önce burada kavun peynir yemiştim. Yine aynı yerde kavun peynir yiyorum. Hoşuma gitti. Güzel bir duygu.
(link)
Tur için güzel yol değilmi. Ayrıca bu yola kamyon girmesi yasak.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Burası İznik gölünün Orhangazi tarafı. Mesire yeridir. Fotoğraftaki genç Abdullah. Babasının arka cephede köfteci dükkanı vardı. Belediye onları kapatınca işlerine burada seyyar devam ediyorlarmış. Apo iki yıl öncesine göre okadar değişmişki, ben onu tanıyamadım. Daha sonra babası gelince beni hatırladı. Başlarına çok üzücü bir olay gelmiş. Çok üzüldüm. Haberi olmadan Fot. çektim. (Babasıyla konuştuk. Annesini kaybetmiş) Kapalı olan dükkanda kalmam için bana yardımcı oldular. Köftelerini çok beğendim.Eline sağlık Apo.
(link)
(link)
(link)
06.00'da mesire yerinden ayrılıp, Orhangazi'de çorbamı içiyorum. Yola devam.
(link)
(link)
(link)
Gemlik-Bursa çıkışı çok tehlikeli. Emniyet şeridi yok. Ayrıca bariyerler olunca zaman zaman yolun dışından yürümek gerekiyor.
(link)
(link)
(link)
Saat 11.00 sıraları Bursa'ya giriyorum. Transit yola devam. Daha pedal basmaya doyamadımki.
(link)
(link)
Rüzgar sürekli sağ omuzumu okşuyor. Henüz bir zararı yok.
(link)
Bursa-Karacabey arasındaki şahane yolda zevkle seyrederek, Uluabat köyüne geliyorum. Köyün girişinde bir köprü vardır. Ulubatlı hasan'ın da bir kare Fot. alırım, ayrıca birşeylerde atıştırırım diye düşünürken; o anda köprüden geççiyorum. Trafik akıyor. Bir anda sol omuzumun dibinde devasa kırmızı kamyon. Kamyon ile köprü kaldırımına sıkışıyorum. Altında kalacağım. Kendimi köprünün kaldırımına bırakıyorum. Yola düşsem arkadan gelen araçların altında kalma ihtimalim yüksek. Bisikletin yarısı yolda ben kaldırımda. Herkes bana bakıyor. Kendimi unutup hemen bisikleti kaldırıma çektim. Nutkum tutuldu. Yürüyerek köprüden çıktım. Kamyon kayboldu bile. Muhatap yok. Üzerimi kontrol ettim. Kırık çıkıkta yok gibi. Yaşıyorum da. Bisiklette sağlam. Eee daha ne istiyorsun. Dizim gördüğünüz gibi. Sağ omuzumda biraz sıyrık. Siz olsanız ne yapabilirdiniz. İçten içe o düşüş halime birazda güldüm. Forumda yayınlayacağım bir yaram oldu. Bakın size göstereyim.
(link)
(link)
Karacabey'in hemen çıkışı. Karadeniz'de karşılaştığım fırtınanın aynısı burada. Gördüğünüz yolda 7 Km. yürümüşüm. Hava alanı gibi yol. Rüzgar felaket.
(link)
(link)
(link)
Bandırma'ya girdiğimde sahne bu. Bandırmanın 4 Km çıkışındaki Pet. İstysna. zor atıyorum kendimi. Rüzgardan kafam davul gibi oldu. Çadırımı kurmak için rüzgar almayan bir yer göstermelerini rica ettim. Uygun bir yer bulduk. Arka cephe. Bisikletimide onların göz önüne kilitledim.
(link)
Şu anda Bandırma'nın 4 Km. dışındayım. Bandırma-Edincik arası. Hesabıma göre son gecem. Yarın akşam rahat yatağımda yatacağımın hayalleri ile uyuyorum. Bakalım. Bir aksilik olmazsa.
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
İşte FB.'li arkadaşlarım için Tur'un sonlarında yakalayabildiğim bir kare. Hem üzülürdüm, hemde beni topa tutabilirlerdi. (Hepsi Kırmızı-Beyaz için değilmi) Hepinize selamlar.
(link)
(link)
Devam ediyor.../.