(link)(link)Yemek yiyesim yoktu,fakat paçanın kokusu beni lokantaya çekiverdi.
(link)(link)Uşak merkezden bikaç kare.
(link)
(link)Uşak izmir yolu.ilk bakışta bisikletçi için güzel görünüyor.ama değil.köy yok.çeşme yok.ağaç yok.
(link)Kısa bir süre sonra gediz-Kütahya istikametine dönüyorum.
(link)
(link)Karşıki aile bulunduğum noktada pizza meşrubat satıyorlarmış.geldiğimde toplanmışlardı.Şuanda otostopla üç km ilerideki köylerine gimeye çalışıyorlar.
(link)Kimi içilir yazmış,kimi içilmez yazmış. ben içtim.
(link)saat 18.00 sıraları.karşıdan şirin bir köy görünüyor.müsait bir yer bulursam kalabilirim.
(link)Kahvede tanıştık.Ersan bey ve oğlu.samimi sohbeti dinlenecek,alçak gönüllü.ısrarla evine davet etti.kabul etmeyi uygun görmedim.telf.verdi.Abi bucıvarda bir sıkıntın olursa haberim olsun dedi.6-7km ileride konaklayabileceğim güzel biryer olduğunuda söylediler.
(link)Bisikletçi yolu dediğin böyle olacak kardeşim.
(link)işte bana tarif edilen yer.lokantası var.en önemlisi herkeze açık duş alma yerleri vardı.Hatta bir iki parça çamaşırımıda çok rahat yıkayabildim.Sahipleri ailece lokantanın üzerinde oturuyormuş.ara sıra kamyoncular uğruyor.23.30'a kadar çene çalıp yattım.bu bölge genelde doğası ve trafiği ile çok uygun.Sabah 08.45'te ayrıldım. kahvaltımı Gedizde yapacağım.8km.
(link)
(link)Tarhana festivali yapılıyormuş.Ama daha erken olmalı.Benim bildiğim tarhana güzün başlarında yapılır.
(link)22.temmuz 2007 08.45.sıraları gedize giriyorum.seçim günü olduğundan olsa gerek esnafın çoğu kapalı.Kahvaltılık birşeyler alıp ilçe parkında atıştırdıktan sonra acele etmedim.Çavdarhisar yolu hakkında bilgi almaya çalıştım.verilen bilgiler hiçte hoş değildi.Daha gediz yakınlarıda dağların başladığı, zorlu rampaların olduğu söyleniyordu.
(link)
(link)
(link)
(link)saat 12.00-13.00 sıraları, günün tam ortası.yanlış,kötü zamanda tura çıkmışım.sıcak mahvediyor insanı.şu anda zirveye yakın yerlerdeyim.Su içtiğim halde damağım kuruyor,dudaklarımda çatlıyor.iyice bittim.
(link)rampaların bittiği noktaya yakın,Yayla köyün karşısındaki bu çeşmenin değerini benden iyi kimse bilemez.
(link)Malum çeşmede serinledikten kısa bir süre sonra inişe geçmeye başladım.çam ormanları ve yol yine harika.Gediz -Çavdarhisar arasında Yol üzerinde bulunan Yunuslar köyünde Tavuk-Salata-ayran-çay 4,5 ytl. birgüzel karnımı doyurup çayımıda içtikten sonra, lokantanın yakınındaki bahçede çimenlerin üzerinde iki saat kadar bir güzel kestirdim.Biraz fazla kalmışım.
(link)
(link)Tur boyunca sıkıldığım, içime karamsarlık çöken tek bölgeydi.Çavdarhisardan önceki 10-15km'lik alan.Ruhum sıksıldı.
(link)
(link)(link)(link)B en pek anlamam.Bu kareleri meraklı arkadaşlar için çektim.
(link)Geniş düz ovada kurulu tipik içanadolu ilçesi.Kişibaşına düşen bisiklet sayısı Türkiye ortalamasının kesin üzerindedir. Her parkın, kahvehanenin önü bisiklet doluydu.saat 16.00, hava kararmadan biraz daha yol alıp,nerelerde kamp kurabileceğimi öğrenmeye çalışıyorum.Kütahya 50km. ve Kütahyadan önce ciddi dağlarolduğu,zor çıkacağımı söylüyorlar.Ancak dağlar başlamadan önce Çavdarhisar'a 25km mesafede Yalnızsaray köyü yakınlarında kamp kurabileceğimi öğrenip yola çıkıyorum.
(link)(link)(link)Çavdarhisardan ayrılalı 8-10km olmuştu.Tam birkaç gündür niye aksilik olmuyor diye düşünürken ortalık tozduman.göz gözü görmüyor.Yol çalışması.Dağın başı.Yolun dışından yürüyerek gitme şansın bile yok.Hertaraf orman.Otobüsler,tırlar,kamyonlar geçtikçe kayboluyorum.yolda yumruk gibi taşlar.tahminen 4km yürümek zoruda kalıyorum.Uşaktan Dumlupınar istikametini seçmediğim için pişman oldum.
(link)(link)(link)Servis yolu bitiyor.Göynükören köyü yakınlarındaki ilk çeşmeye atıyorum kendimi.Ağzım,burnum,heryerim toz içinde.Çeşmenin başında iki dede.Köyleri 1,5km ileride dağın başında.vakit geçirmek içinçeşmeye kadar yürüyüp yoldan geçen arabaları seyrediyorlarmış.Dünyayla bağlantısı yok gibi, çok ıssız bir yer.Beni görünce şaşırıyorlar.Sadık DEDE 80 yaşındaymış,Adaşım İbrahim dede 90.tanışıyoruz.Dünyadan haberleri yok.Sinir,Stres olmayınca dağ köyünde yaşlarına göre çok dinçler.Eversen, hayır demezler gibi.İbrahim dede Bolayır'da askerliğini yapmış.İkinci dünya savaşında.Alamanı bekledik ama gelmedi.diyor.Biraz dinlendikten sonra soyunuyorum.Şortla kalıyorum.Saçımı,başımı,heryerimi sabunlayıp yıkanıyorum.Dedeler beni seyrediyor.Resimlerini çektiğimde,flaş görmediklerini tahmin ediyorum.traktörün sahibi geliyor.üçümüzün resminide ona çektiriyorum.Ellerini öpüp ayrılıyorum.çok mutlu oluyorlar.
Hedefimdeki petrol istasyonuna 19.00da varıyorum.Ovanın sonunda dağların başlangıcı.ve eksik bilgi.moralim bozuluyor.İstasyon henüz inşaat halinde.Hertaraf toz içinde.Yiyecek yok.Saatta geç oluyor. Sahibiyle konuşuyorım.dağları göstererek,orayı aşarsan 11-12 km sonra Gelinkaya köyünün çok güzel olduğunu,yiyecek sorunuda,kamp sorunuda olmayacağını söylüyor.Mesafe birşey değilde,dağ,rampa olunca kesin geceye kalırım.Rampa kaç km'dir diyorum.En fazla 1-1,5km diyor.Okadarsa benburayı hava kararmadan aşarım.Bu arada çay içiyoruz.Saat 19.30' geçti.yola çıkıyorum.(Niye bikaçgündür aksilik olmuyor diye düşünmüştüm'ya)
(link)dağlara tırmanmaya başladığım sıralarda güneş batmak üzereydi.Ben güneşin batışını resmederken BENİM ÖN LASTİK SON NEFESİNİ VERİYORMUŞ.Etrafa bakıyorum.uygun biryer bulup hava kararmadan tamiratı bitirmem lazım.Nasıl olsa tüm malzemelerim var.Tekeri, lastiği söküyorum.Patlağı tesbit etmek için pompayı alıp hava basmaya çalışıyorum.Bir gözümde yolda.Uygun bir araç görürsem yardımisteyeceğim.Benim bastığım hava lastiğe değil dışarı gidiyor.Nasıl olur.Tekrar deniyorum.Olmuyor.Bin kilometredir taşıdığım pompa bisiklete uyumlu değil.Ucuzya.Sevinerek almıştık onu.Şi
mdi kontrol benden çıktı.Vazgeçtim.Yapabileceğim hiçbirşey yok.Hava tamamen kararmadan bir araç durdurmam lazım.Karanlıkta,dağın başında kimse durupta beni almaz.Bu arada çadır kurabileceğim uygun yerde bakıyorum.Bikaç uygun gördüğüm araca işaret ettim.Kimi havaya bakıyor, kimi ters istikamete.kimsenin umurunda değil.Uzaktan bir traktör bana doğru ilerliyor.Kesin köylüdür.İnşallah öyledir.Mağdur olan birine yardım etmeyecek köylü tanımadım.Yaklaşıyor.ben işaret etmeden duruyor.Geçmişolsun diyor.Tanışıyoruz.Durumu anlatıyorum.Traktörde kompresör varmış.Birde iki litrelik pet şişe veriyor.Suyu yok. Şişeyi boylamasına kesip benim mataradaki suyu döküyorum. Hava karardı.Traktörün ışığından faydalanıyoruz.Patlağı bulup tamir ediyorum.(Hayatımda ilk bisiklet lastiği tamirimdi)Arkadaşın adı İsmail.iki km.ileriden köyüne dönecekmiş.Beraberce yola çıkıyoruz.İçimdende =inşallah rampanın sonundan döner= diye dua ediyorum.Habire tırmanıyoruz.Petrol istasyonundaki arkadaş bana rampanın 1-1,5km olduğunu söylemişti.Alakası yok.Traktörcü arkadaş,abi seni aldığım yerle bizim köyün sapağı iki km.rampanın tamamı üç km. diyor.Köyüne döneceği noktaya geliyoruz.Tam rampanın sonundayız.Traktörden iniyorum.İsmail,abi diyor bundan sonrası GElinkayaya kadar iniş diyor.İkide fotoğrafını çekip benim pompayıda,çocukların topunu şişirsin diye ona veriyorum.(Edirne'ye kadar pompasız geldim.) Yola çıkıyorum.Zifiri karanlık.ışık yok.Ağır ve kontrollü bir şekilde 22.45 sıraları Gelinkaya'ya ulaşıyorum.
İşte bunun için Şehirleri sevmiyorum.İçindekileri yozlaştırdığı için.Şehirde,özellikle büyük şehirlerde yaşayan arkadaşlar,alınmayın bu gerçek.
GELİKAYA GELİNKAYA, birşey yazmayacağım.Gidip görün.
(link)
(link)DEVAM EDECEK......