Ne acayip bir döneme geldik hala idrak edemiyorum. Bir arkadaşımla her zaman deriz keşke ya 2000 yıl sonra uzaylı, bilim kurgu filmlerinden çıkılmış bir döneme denk gelseydik (hoş böyle giderse o da zor), yada 2000 yıl önce hiçlikte yaşasaydık. Ülkede neye dokunsam elimde kalıyor. Eğitim aldı başını gitti bir yerlere, aklı olan bir şekilde beyin göçüyle gidiyor zaten. Ülkenin cenneti andıran dağları, koyları, ormanları, nehirleri anası ağladı. Yandı, otel oldu, maden oldu, her dere tepesine bir hes oldu. Orman yangınlarına 2021den beri elimden geldiğince gönüllü gidiyorum.
Günün Fotoğrafı şu manzara 1 haftadır aklımdan çıkmıyor. Önceki halini çok iyi hatırlıyor olmamdan kaynaklanıyor galiba. Ekim 2024te müdahale ettiğimiz yerdeki sıcaklığı düşündüğüm hala hissedebiliyorum. Toplumun genel olarak ahlakı yerin dibine değil taaa magmaya indi. Herkes alavere, tokatçılık derdinde. Haberleri açıp izliyorsun vuran vurana haberin başından sonuna kaos. Geçen haberde 189 suç kaydı olan kadını gösterdiler, içeri girmemek için sürekli hamile kalıyormuş. Yakalanmış hapse atılmış 14. çocuğuna hamile kaldığı için serbest bırakılmış. Böyle bir bireyden gelen 14 çocuğun topluma ne gibi bir faydası olabilir ki?
Azınlık Raporu filmindeki gibi bir sistem olsa ülkemizde o da hata verir. Adalet, hak, hukuk yargı olarak yazılacak çok şey var ama forum kuralları, farklı görüşten birinin pireyi deve yapma ihtimali vs. vs. diyerek küçük bir örnekle bitireyim.
Hakim Neye Gülüyorsun?
Deniz Gezmiş: Duvarda adalet yazıyor ona gülüyorum.
Ve hepsinin sonu olarak dünyadaki 32 yıllık varlığım son bir kaç gününde olan birisi olarak, aklıma şu karikatür geldi. Böyle yazınca ulan yoksa.. falan diye düşünmeyin, 32 bitip 33 oluyor.