Mart ayında çalıştığım iş yerinden tüm haklarımı da alarak ayrılma şansına sahip oldum. Neyse ki hem ufak bi birikimim hem de 5 yıllık tazminatım olduğu için sıkıntı yaşamadan geçinebiliyoruz ki zaten hem eşim çalışıyor hem ben de kendi çapımda ufak tefek işler yapıyorum. Okulu bitirdikten hemen sonra çalışmaya başladım, çok ağır ama çok zevkli bi işti ve bu nedenle çalışma hayatı hoşuma gitti. Çalıştığım firma da iyi bi firmaydı. Sonra daha da iyi şartlarla daha da iyi bi firmaya geçtim, Perşembe günü işten ayrılıp takip eden Pazartesi günü mesaiye başladım. Bir süre sonra kariyerim için çok iyi olacağını düşünerek bir iş değişikliği daha yaptım, bu sefer il de değiştirdim üstelik. Hem de 3 haftalık bebeğimizle birlikte. Cuma günü işten ayrıldım, 1 hafta ara vererek bi sonraki hafta Pazartesi mesaiye başladım. O aradaki 1 haftada da zaten ev aramadır, taşınmadır, temizliktir, yerleşmedir gibi işlerle uğraşarak geçti. Yani 2015'te başladığım bu maratona 2024 Mart ayında ilk kez başka bi iş bulmadan son vermiş oldum.
3 aydan biraz fazla zaman geçti ve bu sürede şunu fark ettim. Ne kadar sevdiğim işleri iyi firmalarda iyi şartlarda yapmış da olsam kendim ve ailem için yaşayamadığım pek çok haz varmış. Sabahları oğluma kahvaltı hazırlayıp birlikte bir şeyler yiyoruz, onu okula götürüp getiriyorum, rahatça yemek yapıyorum, bulaşık yıkıyorum, ütü yapıyorum, evin o kadar fazla eksiği gediği varmış ki hala uğraş uğraş bitmedi ve her yaptığım şey beni mutlu ettiği kadar eşimi de inanılmaz mutlu ediyor. Kafama esiyor bisiklete biniyorum, koşmaya çıkıyorum. Hafta sonları gayet dinç bir şekilde ailem için kahvaltı hazırlayabiliyorum, iki tarafın da yorgun olduğu Cumartesi kahvaltılarını genellikle kahve-kek ikilisiyle geçirirdik. Bilgisayar oyunu oynamaya başladım tekrar, şu hani herkesin bahsettiği "çocukla kaliteli zaman geçirme" geyiğinin gerçek manasını keşfettim resmen, evde olduğu zamanlar şu an daha çok o "yoruldum artık yeter" demeye başladı mesela. Belki hepsinden önemlisi eşim de benim kadar olmasa da önceye göre kendisine çok daha fazla zaman ayırabiliyor. Evliler bilir; mutlu evliliğin sırrı o evdeki kadının mutluluğuna doğrudan bağlıdır

Şu an aklıma gelmeyen daha bir çok şey sayabilirim bu şekilde.
Yani diyeceğim o ki; ben hiç beklemediğim şekilde aslında iyi yaptığımı düşündüğüm pek şeyi aslında ne kadar daha farklı yapabileceğimi gördüm. "Daha iyi" demek istemiyorum zira ben küçüklüğümden beri kendimi evcimen biri olarak nitelendiririm. Bazen ara ara iş görüşmelerine gidiyorum, oğlum "sen götürmeyecek misin artık beni okula" diye soruyor, üzülüyor. Nasıl olacak bilemiyorum, aktif bir gelire sahip olmadan bu şekilde yaşamak sürdürülebilir bir yöntem değil, bazı (basit) hayat standartlarımız var ve bunlardan da taviz vermek istemiyorum. Ama şundan 3-4 ay öncesindeki kariyer hedeflerimle bugünkülerin birbirlerinden muazzam bi şekilde farklı hale geldiklerini söyleyebilirim..