Bu sabahı çekilmez kılan, bu sabahın pazartesi olmasından ziyade, pırıl pırıl pırıldayan güneşti efendim.
Israrcı çalar saatime boyun eğip gözlerimi araladığımda perdeden süzülen o aydınlığın güneş olmasına ihtimal veremedim önce. Acele adımlarla balkon kapısına yöneldim ve her bir adımda gözlerimi kısmak zorunda kaldım o parlak ışık karşısında. Balkon kapısını araladığımda yüzüme vuran sabah tazeliğinden çok güneşin ışığıydı. "Ahh!" dedim, bir kez daha yapmıştı yapacağını güneş, bütün yaz yaptığı gibi..
Perşembe ara ara bulutların arasına gizlenirken, ne de şakacı olduğunu düşünmüştüm. Cuma günü ise çılgınlar gibi bir yağmur boşanınca gökten, işte dedim, gitti yine..O an yaşadığım kayıp duygusunu kelimelerle tarif etmekte zorlanıyorum.
8-5 mesaimin son bir saati karanlıkta geçiyorken, her cuma, cumartesi ve pazar güneşin birazcık olsa kendini göstereceğini, hiç değilse öyle çılgınca yağmayacağını hayal eder dururum-hayal ediyorum, evet.Gerçekleştiğinde de hayal gibi oluyor

Demem o ki bisiklet sever Karadenizliler,
Güneşin her cuma kaybolup, her pazartesi hiçbir şey olmamış gibi sırıtması bana çok dokunuyor, hüzünleniyor, üzülüyorum..
Bunu da en iyi siz anlarsınız diye düşündüm ve paylaşmak istedim.
Sağlıcakla kalın efendim.
İyi seyirler