dünyadaki eğilim markalaşmadır. her sektördeki piyasa lideri örnek alınır. o lider kadar bilinir olmak istenir. liderin üzerindeki baskı, sektöre yeni giren oyuncudan kat be kat fazladır. o nedenle liderler, fark yaratmak zorundadır. buradaki asıl amaç, marka abilinirliliğini ve güvenirliliğini en üst düzeye taşımak, olası kötü rakipleri ve rakip namzetlerini elemektir.
salcano ng020 bisiklet aldım. bisikleti o yılın ocak başında duyuruldu fiyatıyla özellikleri ile. gerçekten aynı komponentlerle benzer bir bisikleti toplamak isteseniz, bisiklet ng020 nin 2,4 katına mal oluyordu. anlayacağınız kaçırılmaz fırsat. ankara bayinden red bisikleti bulduk gittik ve almak istediğimizi söyledik ve 100 lira gibi bir kapora verdik. şubat sonu ya da mart başı olması gerekiyor bu dediğim zaman. bisikleti beklemeye başladık. fabrika uzunca bir süre 10lu ruble uyumlu zincir bekledi, ben de bisikleti bekledim. haziran ayı ortasına doğru geldi. ve sele borusu defolu geldi. uzun etmedik ve bisikleti aldık. bisiklet güzel. akıcı, kadrosu karbon kadrolarla yarışacak hafiflikte. servisle uğraşmadım. parçalayıp sattım çünkü flatbar bir yol bisikleti aldım.
servis hadisesi önemli. defolu seleborusunu (rithchey di seleborusu wcs parlak siyah) talep edemedim. çünkü satın aldığım yer uğraşmamamı bunu telkin etti (sanırım takarken kendisi zedelemişti). bir giant kadro ömür boyu garanti veriyorsa ve sorgusuz kadroyu değiştiriyorsa 550 euro civarı bir kadro yatırımı yapacak şekilde bisikletle ilgiliyseniz düşünebilirsiniz. ama benim gibi haftasonu bisikletçisi iseniz ve yetkili servislerden ziyade alışkanlıkla gittiğiniz yılların bisikletçisi mağazalarınız varsa, bir salcano alıp efendi efendi kendiniz tamir eder edemediğiniz yerde de müdavimi olduğunuz mağazalara gider sorunu çözersiniz.
salcanoyu değerlendirmem gerekirse, bisikletleri, üst grupta iyi. servisi için yorumum yok sayılır. satış ise kötü. bizden dünya markası çıkamamasının sebebi kısa vadeli düşünme huyumuz sanırım. zira zamanında anadol bile mısıra arabistana falan satılan bir otomobildi ki bir çok parçası devşirmeydi. ama markalaşamadı. süreklilik sağlayamadı. bunda insanımızın yabancı mal hayranlığı da etken elbette. japon saat sanayi otorite olacak bilgi birikimine ulaşana kadar her japonun ihtiyacı olmasa da her yıl bir saat alması düşündürücü bir detay. ya da Biz burada iyi gemiler yapmaliyiz,
Eger basarabiliyorsak kar ederek,
Eger mecbursak zarara katlanarak,
Ancak daima iyi gemiler yapmaliyiz.
Bir Japon Ilkesi
ilkesi düstur edinilmedikçe, herkesin pazarı olmaya devam edeceğiz. üstelik 1 liraya bizden madenlerimizden cevheri satın alıp, işleyip, bize 100 liraya mamül satarak.
dünyadaki eğilim markalaşmadır. her sektördeki piyasa lideri örnek alınır. o lider kadar bilinir olmak istenir. liderin üzerindeki baskı, sektöre yeni giren oyuncudan kat be kat fazladır. o nedenle liderler, fark yaratmak zorundadır. buradaki asıl amaç, marka abilinirliliğini ve güvenirliliğini en üst düzeye taşımak, olası kötü rakipleri ve rakip namzetlerini elemektir.
salcano ng020 bisiklet aldım. bisikleti o yılın ocak başında duyuruldu fiyatıyla özellikleri ile. gerçekten aynı komponentlerle benzer bir bisikleti toplamak isteseniz, bisiklet ng020 nin 2,4 katına mal oluyordu. anlayacağınız kaçırılmaz fırsat. ankara bayinden red bisikleti bulduk gittik ve almak istediğimizi söyledik ve 100 lira gibi bir kapora verdik. şubat sonu ya da mart başı olması gerekiyor bu dediğim zaman. bisikleti beklemeye başladık. fabrika uzunca bir süre 10lu ruble uyumlu zincir bekledi, ben de bisikleti bekledim. haziran ayı ortasına doğru geldi. ve sele borusu defolu geldi. uzun etmedik ve bisikleti aldık. bisiklet güzel. akıcı, kadrosu karbon kadrolarla yarışacak hafiflikte. servisle uğraşmadım. parçalayıp sattım çünkü flatbar bir yol bisikleti aldım.
servis hadisesi önemli. defolu seleborusunu (rithchey di seleborusu wcs parlak siyah) talep edemedim. çünkü satın aldığım yer uğraşmamamı bunu telkin etti (sanırım takarken kendisi zedelemişti). bir giant kadro ömür boyu garanti veriyorsa ve sorgusuz kadroyu değiştiriyorsa 550 euro civarı bir kadro yatırımı yapacak şekilde bisikletle ilgiliyseniz düşünebilirsiniz. ama benim gibi haftasonu bisikletçisi iseniz ve yetkili servislerden ziyade alışkanlıkla gittiğiniz yılların bisikletçisi mağazalarınız varsa, bir salcano alıp efendi efendi kendiniz tamir eder edemediğiniz yerde de müdavimi olduğunuz mağazalara gider sorunu çözersiniz.
salcanoyu değerlendirmem gerekirse, bisikletleri, üst grupta iyi. servisi için yorumum yok sayılır. satış ise kötü. bizden dünya markası çıkamamasının sebebi kısa vadeli düşünme huyumuz sanırım. zira zamanında anadol bile mısıra arabistana falan satılan bir otomobildi ki bir çok parçası devşirmeydi. ama markalaşamadı. süreklilik sağlayamadı. bunda insanımızın yabancı mal hayranlığı da etken elbette. japon saat sanayi otorite olacak bilgi birikimine ulaşana kadar her japonun ihtiyacı olmasa da her yıl bir saat alması düşündürücü bir detay. ya da Biz burada iyi gemiler yapmaliyiz,
Eger basarabiliyorsak kar ederek,
Eger mecbursak zarara katlanarak,
Ancak daima iyi gemiler yapmaliyiz.
Bir Japon Ilkesi
ilkesi düstur edinilmedikçe, herkesin pazarı olmaya devam edeceğiz. üstelik 1 liraya bizden madenlerimizden cevheri satın alıp, işleyip, bize 100 liraya mamül satarak.