MehmetAliB.
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 20 Ekim 2013
- Mesaj
- 2.108
- Tepki
- 4.648
- Şehir
- Antalya
Kazanma Anı
Flanders ile Paris-Roubaix arasında uçurum var. Flanders’ta yollar her gün otomobiller tarafından kullanılıyor, korunuyor, vesaire. Diğeri... tamamen bambaşka. Onu en iyi şöyle tanımlayabilirim: toprak bir yol bulmuşlar, üzerinden helikopterle uçup koca koca taşları serpiştirmişler. İşte bu Paris-Roubaix. O derece kötü. Rezalet. Chris Horner
Paris Roubaix'i diğer yarışlardan farklı kılan kazanma anıdır. Tüm takımlardan yarışçılar 256 km yol boyunca çarpışa çarpışa yaralıları geride bırakıp velodramın içine girerler ve tirbünlerin çoşkulu haykırışları içinde velodramda bir tur atıp bitiş çizgisini geçerler. İşte o an muhteşemdir. Mutlak galibiyetin sevinci sporcunun toz toprak içindeki alnından akan tere karışıp yere düşer. Muhteşem bir sevinç görüntüsü görürüz. Az önce bir devi alt etmiş savaşçı haklı gururuyla kollarını havaya kaldırır. Seyirciler çoşkuyla bağırır. Kilometrelerce Roubaix cehenneminden geçip bitişe varan birinci alkışlayan seyircilerin önünde kısa bir tur atıp yorgunluktan çimenlerin üstüne yığılır.
Sonda söyleyeceğimi başta söyledim. Şimdi gelelim bu tek günlük klasiğin neden dev olduğuna. 5 büyük anıtsal klasiğin en şöhretlisi. Onu şöhretli yapan tarihsel arka planı, Fransız izleyicinin bisiklet sporuna dair kültürlülüğü, en zorlusu olması ve aslında biz bisikletseverleriz. Şöhretinden dolayı Klasiklerin Kraliçesi diye adlandırılıyor. Diğer adlandırma da yarış hakkında gayet iyi bilgi veriyor aslında: Hell of The North, Kuzeyin Cehennemi. Paris'in 60 km ötesindeki Compiegne kasabasından başlıyor ve Roubaix velodramında son buluyor. Ödülü de bir taş. Roubaix kaldırımlarından sökülmüş kendini çok iyi özetleyen ödül, hem ikonik hem de ironik...
yenilen sarsıntı deprem yemiş gibi
paris -rube onun adı
benzemez düz asfalta
ne favori isimler düştü
lens korktu ,
gelemedi rubeye
tv 'den cips ile izledi
paris-rube onun adı
tek dünyada şanı
rube derki
canınıza okurum
favori mavori tanımam
ben zorum
ödülüm
taştır benim.
Ozan@Kudret Kurtcebe
Yarışı bitirme zevkine erişmiş sporcular üstlerindeki tozu çamuru temizlemek için velodram duşlarının yolunu tutuyorlar. Bu duşlarda her kazanan için adına bir rozet kazınıyor. Ve yıllar sonrasına ''Bu yarışın fatihi burada yıkanmıştı'' dedirtiyor.
Bitiş anından bahsettik. Şimdi de kendinden bahsedelim. Yarış başlangıçta kaymak asfalttan geçse de kabaca ortasından sona zorlaşmaya başlıyor. Roubaix savaşı çok uzun soluklu. Önce kaymak asfaltlı büyük bir peleton göreceğiz. Yol zamanla daralıp genişleyecek, daralıp genişleyecek. Bu anlarda peletonda kalabilmek için herkes öne atılacak. Her sektörde her virajın sonunda tempo artırmaya aday takımlar hatta kişiler olacak. Bu yüzden sürekli bir efor söz konusu. Favoriler, yardımcıları, herkes sürekli yüksek güç harcamak zorunda. İddialıları kaçırmamak için, ortalarda kalıp düşenlerden etkilenmemek için, öyle ya düşmelerin garanti olduğu yarışta ortalarda yatışa geçtiysen senin de kazaya karışman garanti, her an tetikte olmalısın. Hatta madem savaşçısın, düştükten sonra kalkıp devam etmelisin.

Bu arada en hızlı Rube rekoru geçen sene GVA tarafından kırıldı: 45.204 km/s
Kaldırımlardan geçersin. Bu kaldırımlar senin için özenle seçildi) Bir keresinde 60-70 km sonrası Arnavut kaldırımlı bir kasabaya girmiş ve acının aslında ne olduğunu o zaman görmüştüm. Hiçte bozuk asfalt gibi değil, ya da arazide gitmek gibi. Bu bambaşka bir şey. Sadece bedenen değil zihnen de göçüyorsun. Her yıl çamurdan dolayı kapandıkları için, traktörler yüzünden bozuldukları için bakım onarımdan geçiriliyor Rube kaldırımları. Tabi bazılarının arası da özenle açılıyor... Ronde kaldırımlarından farklı olarak daha iri ve daha sert kenarlı oldukları söylenir, doğrudur. Kaldırım yolun Ronde'de bir sınırı vardır ama Rube için bunu söylemek pek mümkün değil. Sınırlar belirsizce toprağa çimenlere tarlaya ormana karışır. Kimi zaman yoldan tarlaya geçen bisikletçileri görebiliriz. işte bu anlarda seyirciler için yağmur duası vaktidir. Çünkü yağmur yağarsa Roubaix cehenneminin korkunç yüzü daha da belirginleşir.
Yarış o kadar zordur ki Mark Cavendish gibi biri ''Bitirmek için yarışacağım'' der. Lance Armstrong gibiler bu yarışa katılamaz bile. Flaman kaldırımlarında nasıl bir şey olduğunu görmüştür çünkü. Spor literatürüne ''Beyazlar becermez'' olarak giren tanım, burada pekala ''Dopinkçiler becermez'' olmuştur. Yarışı bitiremeyip kaldırımlarda bırakanları görürüz. Kenara çekilirler. Savaşçı karakterlilik sadece klasikçilere özgü değil. Burada kimlerin savaşçı olmadıklarını görürüz. Hatta bir tanesinin geçen sene kaçıp otobana geçmişliği var. Otoyolda bisiklet yasağı olduğu için Fransız jandarması tarafından takım otobüsüne götürülmüştü uyanık arkadaş.
Daha önceden kazanmış Spartaküs Fabian Cancellara gibi modern zaman gladyatörlerini saygıyla selamlayıp şu an yarışanlar içinde daha önce kimler kazanmış bir bakalım:
2017: Greg Van Avermaet (Belçika)
2016: Mathew Hayman (Avusturya)
2015: John Degenkolb (Almanya)
2014: Niki Terpstra (Hollanda)
Bu senenin kazanabilecek öne çıkan bisikletçilerine geçelim. Greipel gibi saf sprinterleri eleyelim, Wiggins gibi genel klasmancıları eleyelim, Atapuma gibi tırmanışçıları eleyelim. Yarışın son 95 km civarı Arden ormanının içinden geçerken kaldırım yolda kazanaMAyacakların tamamı belli olacak zaten. Ağaçların arasından kazanabilecek küçük gruplar geçecek. Kazanabilecekler listesi uzun, teker teker anlatmak yerine isim listesi yeterli olur sanırım.
*****Quick Step takımının tamamı ve Greg Van Avermaet
****Peter Sagan, Geraint Thomas, Gianni Moscon, John Degenkolb ve ebedi kaybeden Sep Vanmarcke
***Mathew Hayman, Jasper Stüyven, Mads Pedersen, Arnaud Démare, Alexander Kristoff, ekleme: Tabi ki Tony Martin
Oliver Naesen, Ian Stannard, Wout van Aert, Edvald Boasson Hagen, Heinrich Haussler, Edward Theuns ve diğer bütün savaşçılar. Çünkü Roubaix demokratik bir yarıştır. Ödülünü en çok isteyene, en çok hak edene verir.
Sarper Günsal'ın deyimiyle ''Bu yarışı izlemeyen artık bisiklet yarışı izliyorum demesin'' sözüyle bağlıyor, yarışların en güzeline, Rube cehennemine hoş geldiniz diyorum.
Flanders ile Paris-Roubaix arasında uçurum var. Flanders’ta yollar her gün otomobiller tarafından kullanılıyor, korunuyor, vesaire. Diğeri... tamamen bambaşka. Onu en iyi şöyle tanımlayabilirim: toprak bir yol bulmuşlar, üzerinden helikopterle uçup koca koca taşları serpiştirmişler. İşte bu Paris-Roubaix. O derece kötü. Rezalet. Chris Horner
Paris Roubaix'i diğer yarışlardan farklı kılan kazanma anıdır. Tüm takımlardan yarışçılar 256 km yol boyunca çarpışa çarpışa yaralıları geride bırakıp velodramın içine girerler ve tirbünlerin çoşkulu haykırışları içinde velodramda bir tur atıp bitiş çizgisini geçerler. İşte o an muhteşemdir. Mutlak galibiyetin sevinci sporcunun toz toprak içindeki alnından akan tere karışıp yere düşer. Muhteşem bir sevinç görüntüsü görürüz. Az önce bir devi alt etmiş savaşçı haklı gururuyla kollarını havaya kaldırır. Seyirciler çoşkuyla bağırır. Kilometrelerce Roubaix cehenneminden geçip bitişe varan birinci alkışlayan seyircilerin önünde kısa bir tur atıp yorgunluktan çimenlerin üstüne yığılır.
Sonda söyleyeceğimi başta söyledim. Şimdi gelelim bu tek günlük klasiğin neden dev olduğuna. 5 büyük anıtsal klasiğin en şöhretlisi. Onu şöhretli yapan tarihsel arka planı, Fransız izleyicinin bisiklet sporuna dair kültürlülüğü, en zorlusu olması ve aslında biz bisikletseverleriz. Şöhretinden dolayı Klasiklerin Kraliçesi diye adlandırılıyor. Diğer adlandırma da yarış hakkında gayet iyi bilgi veriyor aslında: Hell of The North, Kuzeyin Cehennemi. Paris'in 60 km ötesindeki Compiegne kasabasından başlıyor ve Roubaix velodramında son buluyor. Ödülü de bir taş. Roubaix kaldırımlarından sökülmüş kendini çok iyi özetleyen ödül, hem ikonik hem de ironik...
yenilen sarsıntı deprem yemiş gibi
paris -rube onun adı
benzemez düz asfalta
ne favori isimler düştü
lens korktu ,
gelemedi rubeye
tv 'den cips ile izledi
paris-rube onun adı
tek dünyada şanı
rube derki
canınıza okurum
favori mavori tanımam
ben zorum
ödülüm
taştır benim.
Ozan@Kudret Kurtcebe
Yarışı bitirme zevkine erişmiş sporcular üstlerindeki tozu çamuru temizlemek için velodram duşlarının yolunu tutuyorlar. Bu duşlarda her kazanan için adına bir rozet kazınıyor. Ve yıllar sonrasına ''Bu yarışın fatihi burada yıkanmıştı'' dedirtiyor.
Bitiş anından bahsettik. Şimdi de kendinden bahsedelim. Yarış başlangıçta kaymak asfalttan geçse de kabaca ortasından sona zorlaşmaya başlıyor. Roubaix savaşı çok uzun soluklu. Önce kaymak asfaltlı büyük bir peleton göreceğiz. Yol zamanla daralıp genişleyecek, daralıp genişleyecek. Bu anlarda peletonda kalabilmek için herkes öne atılacak. Her sektörde her virajın sonunda tempo artırmaya aday takımlar hatta kişiler olacak. Bu yüzden sürekli bir efor söz konusu. Favoriler, yardımcıları, herkes sürekli yüksek güç harcamak zorunda. İddialıları kaçırmamak için, ortalarda kalıp düşenlerden etkilenmemek için, öyle ya düşmelerin garanti olduğu yarışta ortalarda yatışa geçtiysen senin de kazaya karışman garanti, her an tetikte olmalısın. Hatta madem savaşçısın, düştükten sonra kalkıp devam etmelisin.

Bu arada en hızlı Rube rekoru geçen sene GVA tarafından kırıldı: 45.204 km/s
Kaldırımlardan geçersin. Bu kaldırımlar senin için özenle seçildi) Bir keresinde 60-70 km sonrası Arnavut kaldırımlı bir kasabaya girmiş ve acının aslında ne olduğunu o zaman görmüştüm. Hiçte bozuk asfalt gibi değil, ya da arazide gitmek gibi. Bu bambaşka bir şey. Sadece bedenen değil zihnen de göçüyorsun. Her yıl çamurdan dolayı kapandıkları için, traktörler yüzünden bozuldukları için bakım onarımdan geçiriliyor Rube kaldırımları. Tabi bazılarının arası da özenle açılıyor... Ronde kaldırımlarından farklı olarak daha iri ve daha sert kenarlı oldukları söylenir, doğrudur. Kaldırım yolun Ronde'de bir sınırı vardır ama Rube için bunu söylemek pek mümkün değil. Sınırlar belirsizce toprağa çimenlere tarlaya ormana karışır. Kimi zaman yoldan tarlaya geçen bisikletçileri görebiliriz. işte bu anlarda seyirciler için yağmur duası vaktidir. Çünkü yağmur yağarsa Roubaix cehenneminin korkunç yüzü daha da belirginleşir.
Yarış o kadar zordur ki Mark Cavendish gibi biri ''Bitirmek için yarışacağım'' der. Lance Armstrong gibiler bu yarışa katılamaz bile. Flaman kaldırımlarında nasıl bir şey olduğunu görmüştür çünkü. Spor literatürüne ''Beyazlar becermez'' olarak giren tanım, burada pekala ''Dopinkçiler becermez'' olmuştur. Yarışı bitiremeyip kaldırımlarda bırakanları görürüz. Kenara çekilirler. Savaşçı karakterlilik sadece klasikçilere özgü değil. Burada kimlerin savaşçı olmadıklarını görürüz. Hatta bir tanesinin geçen sene kaçıp otobana geçmişliği var. Otoyolda bisiklet yasağı olduğu için Fransız jandarması tarafından takım otobüsüne götürülmüştü uyanık arkadaş.
Daha önceden kazanmış Spartaküs Fabian Cancellara gibi modern zaman gladyatörlerini saygıyla selamlayıp şu an yarışanlar içinde daha önce kimler kazanmış bir bakalım:
2017: Greg Van Avermaet (Belçika)
2016: Mathew Hayman (Avusturya)
2015: John Degenkolb (Almanya)
2014: Niki Terpstra (Hollanda)
Bu senenin kazanabilecek öne çıkan bisikletçilerine geçelim. Greipel gibi saf sprinterleri eleyelim, Wiggins gibi genel klasmancıları eleyelim, Atapuma gibi tırmanışçıları eleyelim. Yarışın son 95 km civarı Arden ormanının içinden geçerken kaldırım yolda kazanaMAyacakların tamamı belli olacak zaten. Ağaçların arasından kazanabilecek küçük gruplar geçecek. Kazanabilecekler listesi uzun, teker teker anlatmak yerine isim listesi yeterli olur sanırım.
*****Quick Step takımının tamamı ve Greg Van Avermaet
****Peter Sagan, Geraint Thomas, Gianni Moscon, John Degenkolb ve ebedi kaybeden Sep Vanmarcke
***Mathew Hayman, Jasper Stüyven, Mads Pedersen, Arnaud Démare, Alexander Kristoff, ekleme: Tabi ki Tony Martin
Oliver Naesen, Ian Stannard, Wout van Aert, Edvald Boasson Hagen, Heinrich Haussler, Edward Theuns ve diğer bütün savaşçılar. Çünkü Roubaix demokratik bir yarıştır. Ödülünü en çok isteyene, en çok hak edene verir.
Sarper Günsal'ın deyimiyle ''Bu yarışı izlemeyen artık bisiklet yarışı izliyorum demesin'' sözüyle bağlıyor, yarışların en güzeline, Rube cehennemine hoş geldiniz diyorum.