Scudo Sports

Meksika'da bisiklet aktivistleri kendi yollarını yapıyor.

Scudo
İşe yarayacağını düşünmüyorum. 4 tekerlekli araç kullanıcılarımız bile 50 yıldır olan şerit çizgisini kullanmayı bilmiyor. Bisiklet yolu için çizgi çekmenin bir işe yarama ihtimali çok düşük.
 
Kendi kendimize şerit çizip sonra kullanamayız zaten. Amaç ses duyurmak ve "biz bunu istiyoruz" demek. Zaten Türkiyeli vatandaşlar olarak konu ne olursa olsun devletten muhatap bulmak imkansız. Haklarımızı ancak böyle protestolarla alabiliyoruz.
 
@portakallimon Abi millet olarak icraat konusunda kimse arkan da durmaz. Yola çıkarsın arkana baktığında yola çıktığın insanlardan kimse kalmamış. sosyal
medyada ses getirilebilinir belki imza kampanyası gerekli kurumları ve belediyeleri etiketleyerek bir tweet gündemi yaratılabilir EYT (Emeklilikte yaşa takılanlar) en kötü ayda bir görüyorum onlar kadar etkili olamazmıyız.
 
Bugün facebookta bir sayfada gördüm, Hatay'da ki yolu anlatıyordu. Alttaki yorumlarda bir vatandaşımız da "gelirseniz bir yerlerinizde bomba patlar, biz hala deveye biniyoruz" tarzı yorumu vardı. Türkiye'yi daha önce motosikletle geçen birisi de yalanlamış.

Buna benzer çalışmaları ülkemizde de görmek isteriz, evet Hatay'da ki yol güzel bir örnek ama kaç insanın aktif kullandığı rotada yapıldı. Bizdeki çalışmalar sırf yaptık demek için yapılmış örnekler. Bizde böyle yeri boyasak kamu malına zarar vermekten işlem yaparlar. Önce bu tip projeler bir kullanıcılara danışılmalı. Biz bisikletçiler ve çevremizdeki 3-5 kişin dışında derdimizi bilen yok
 

Dosyalar

  • Screenshot_2020-08-22-00-46-44-162_com.facebook.katana.jpg
    Screenshot_2020-08-22-00-46-44-162_com.facebook.katana.jpg
    201,3 KB · Okunma: 43
Bu aktivisti bir eylem.
Sonuç değil süreç odaklı.
Yani bu bir tepkisellik çerçevesinde ifadesini bulan bir talep.
Farklı eylemlerle konuyu gündemde tutmak, somut beklentilere karşılık bulup yasal zeminde hak kazanmak için böylesi ve daha uçuk aksiyonlara ihtiyaç var.
Eylemciler ülke yasalarına göre gereken cezayı alacaktır ama zihin ve kalplerde iz bırakacakları kesin..
Ülkemiz içinse; medya sayesinde ters tepmesi, yarardan çok zarar getirmesi beklenebilecek bir eylem....
Çünkü hak ve özgürlüklere sahip çıkan, farklı ve insancıl taleplere ılımlı bakan bir medya kültürü artık çok azaldı ne yazık ki..
Egemen anlayışın dalkavukluğunu yapmayı basın-yayın standardı sanan, gelişen toplumun ihtiyaç ve beklentilerini mevcut yönetimin bakış açısından bakarak yorumlayan zavallı bir havuz medyası var...
 
İstanbul'dan örnek verecek olursam bisiklet kullanımı düşük olduğu için bisiklet yolları yaygınlaşmıyor. Bisiklet yolları yaygınlaşmadığı için de bisiklet kullanımı artmıyor (ya da birçok insanın tembellik nedeniye arkasına sığındığı bahane). Kısır döngü oluşmuş. Olan bisiklet yolları da işgale uğruyor ki, bir çok noktada ben çokça zaman kendim harici pek az bisikletliye rastladım.

Son iki senedir İstanbul'da aktif olarak bisiklet sürmüyorum ama en azından 2 sene öncesine kadar hep böyleydi. Yirmi senedir değişmeyen şeylerin son iki yılda değiştiğini de sanmıyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: suyunsesi
İstanbul'dan örnek verecek olursam bisiklet kullanımı düşük olduğu için bisiklet yolları yaygınlaşmıyor. Bisiklet yolları yaygınlaşmadığı için de bisiklet kullanımı artmıyor (ya da birçok insanın tembellik nedeniye arkasına sığındığı bahane). Kısır döngü oluşmuş. Olan bisiklet yolları da işgale uğruyor ki, bir çok noktada ben çokça zaman kendim harici pek az bisikletliye rastladım.

Son iki senedir İstanbul'da aktif olarak bisiklet sürmüyorum ama en azından 2 sene öncesine kadar hep böyleydi. Yirmi senedir değişmeyen şeylerin son iki yılda değiştiğini de sanmıyorum.
Bu kısır döngü değil malesef. Bisiklet kullanımı yaygınlaşmadan bisiklet yolu yapmak kaynak israfidir.
Bisiklet yolu yapılmasının da bisiklet kullanımının artmasındaki etkisi çok az. Bisiklet altyapısı gelişmiş olan ulkelerin tamamında bisiklet kullanımı artmış, insanlar bu yuzden yol talep etmiş ve yapılmıştır.
Bisiklet altyapısı/yolu yapıldığı için ciddi derecede bisiklet kullanımı artan bir tane numunelik ülke yok.

Bisiklet kullanımının artması için de en büyük beklenti güvenlik. Bunun üzerine yapılmış bir sürü çalışma var internet uzerinde. Güvenliğin artması için de bisiklet yolunun önemi sonlarda. Özellikle Turkiye'de kurallar uygulansa bisiklet güvenliği ciddi derecede artacak.
Bu yüzden bisiklet topluluklarının/cemiyetlerinin yerel yönetimlerden taleplerini de anlamıyorum. Tamam bu şartlar altında toplanın sarayın ya da meclisin önüne gidip protesto yapın diyemem ( yaptırmazlar zaten ) ama yerel yonetimler yerine emniyet ve trafik birimlerinden yapılacak talepler, protestolar daha etkili olacaktır diye düşünüyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: suyunsesi ve MakRo
Bisiklet yollarını tercih değil zorunluluk olarak gören yasalarımız olduğu sürece bisiklet yolu adı altında yaya yollarıyla iç içe maviye boyanmış alanlar biz bisikletçilerin ayağına vurulmuş prangalardan ibarettir

Dipnot: Bisiklet yolu olan yerlerde bisiklet yolundan gitmeyen bisikletliler mevcut kanunlarca suç işlemektedir..
 
1-2 ay önce Medium'da bir yazı okudum. Çok aradım linklemek için ama bulamadım.

Portland yerel yönetimi bir caddeye gereğinden çok fazla bisiklet park standları yerleştiriyor. Hatta bizdeki gibi esnafların bazıları karşı çıkıyor. Arabaların park edemeyeceğinden çekiniyorlar ve müşteri kaybedeceklerini düşünüyorlar. Bu standlar fazla yerleştirildiği için önce çoğunlukla boş kalıyorlar. Sonra çok kısa zaman içinde bisikletçileri çekmeye başlıyor bölge. Standlar dolup taşmaya başlıyor. Bisikletçiler alışverişe gelip gidiyorlar. Dükkanının önünde stand olmayan esnaflar da yönetime istekte bulunmaya başlamışlar.

Bu deneme/araştırma başarılı oluyor. Sonuç, bisiklet altyapısı varsa bisikletçiler çoğalıyor. Bu yöntemi yaymaya karar vermişler. Bugün Amerika'da Portland'da ciddi bisiklet kültürü olmasında altyapının payı da büyük olmalı diye düşünüyorum.

Devlet kültürünün bisiklete karşı olan stigmaya katkısı gözardı edilemez. Örneğin anne/babaların da ilk dediği şey "bisiklet tehlikeli, yapma". Bu insanlar bu önyargıyı çevrelerinden öğrendiler. Türkiye'de de yönetimler bisiklet konusunda harekete geçse ve altyapı kurmaya başlasalar bu stigma kırılır. Siz çocuklarınıza "bisiklet güvenli" diyebilirsiniz.

Sonuç olarak bisikletçilerin sayısı altyapı ile artacak, tersi değil bence. Yönetimlere sesimizi duyuramazsak isterse herkes bisikletçi olsun, altyapı kuracak mentaliteleri yok.
 
1-2 ay önce Medium'da bir yazı okudum. Çok aradım linklemek için ama bulamadım.

Portland yerel yönetimi bir caddeye gereğinden çok fazla bisiklet park standları yerleştiriyor. Hatta bizdeki gibi esnafların bazıları karşı çıkıyor. Arabaların park edemeyeceğinden çekiniyorlar ve müşteri kaybedeceklerini düşünüyorlar. Bu standlar fazla yerleştirildiği için önce çoğunlukla boş kalıyorlar. Sonra çok kısa zaman içinde bisikletçileri çekmeye başlıyor bölge. Standlar dolup taşmaya başlıyor. Bisikletçiler alışverişe gelip gidiyorlar. Dükkanının önünde stand olmayan esnaflar da yönetime istekte bulunmaya başlamışlar.

Bu deneme/araştırma başarılı oluyor. Sonuç, bisiklet altyapısı varsa bisikletçiler çoğalıyor. Bu yöntemi yaymaya karar vermişler. Bugün Amerika'da Portland'da ciddi bisiklet kültürü olmasında altyapının payı da büyük olmalı diye düşünüyorum.

Devlet kültürünün bisiklete karşı olan stigmaya katkısı gözardı edilemez. Örneğin anne/babaların da ilk dediği şey "bisiklet tehlikeli, yapma". Bu insanlar bu önyargıyı çevrelerinden öğrendiler. Türkiye'de de yönetimler bisiklet konusunda harekete geçse ve altyapı kurmaya başlasalar bu stigma kırılır. Siz çocuklarınıza "bisiklet güvenli" diyebilirsiniz.

Sonuç olarak bisikletçilerin sayısı altyapı ile artacak, tersi değil bence. Yönetimlere sesimizi duyuramazsak isterse herkes bisikletçi olsun, altyapı kuracak mentaliteleri yok.

Merhaba,

Ozellikle pandemi surecinde bu tarz uygulamalar bisiklet kullanimini pozitif yonde arttirdi, pek cok ornegi var. Benim merak ettigim bu uygulama bisiklet kullanicilarinin guvenlik algisini nasil arttirmis, bunun icin yapilan bir calisma var mi bildiginiz? Yani Portland'da Turkiye oldugu gibi bisiklet kullanimin onundeki en buyuk engel guvenlik meselesiydi de bu park standlari yerlestirildikten sonra mi bu sorun cozulmus?

Anne babalarinizin da soyledigi ve onlarin aklina kazinmis olan guvenlik sorunu, kullanicilar cocuklarina "bisiklet guvenli" dediginde mi kirilacak?

Bir de bisiklet altyapisi ile bisikletli guvenligi sorununu cozen ve bisiklet kullanimini arttiran herhangi bir ulke var mi ornek olarak verebileceginiz?
 
  • Beğen
Tepkiler: Hami Bulut
@umutcelik Merhaba.

Yönetimin girişimi örneği olarak verdim bunu. Portland'da asıl problem bisikletlerini parkedecek yerlerinin olmaması sanırım. Yazıyı bulamadım ama ayrılmış bisiklet yoluna sahip bir yerdi sanırım.

Ailelerin güvenlik çekincesi kültürün onlardaki yansıması. Sadece aileler değil yani. Ben uzun süredir bisiklet kullanmama rağmen her gün birilerinin beni taciz edeceğini göze alıp yola çıkıyorum. Ayrılmış bisiklet yolu yok çünkü yaşadığım yerde. Yalnızca araba yollarında kullanıyorum. Bence altyapı ile bu problem kırılabilir. Anne/babalar "bisiklet güvenli" dediğinde bu yine kültürün yansıması olacak. Anne/babalar stigmayı belirlemiyorlar demiyorum yani, yansıtıyorlar.

Örnek verebileceğim ülke yok, altyapıların ve kullanımın tarihini araştırmadım. Mesela İstanbul'da bir yere yeni bisiklet yolu yapıldığında orada bisikletçiler görmeye başlıyorsunuz. Benzer şekilde köyümüzde asfalt yapıldığında (20 sene önce yaklaşık) bir sürü köylü araba satın aldı. Altyapının kullanıcıları çekmesi gözlenemez bir şey değil.
 
@umutcelik Merhaba.

Yönetimin girişimi örneği olarak verdim bunu. Portland'da asıl problem bisikletlerini parkedecek yerlerinin olmaması sanırım. Yazıyı bulamadım ama ayrılmış bisiklet yoluna sahip bir yerdi sanırım.

Ailelerin güvenlik çekincesi kültürün onlardaki yansıması. Sadece aileler değil yani. Ben uzun süredir bisiklet kullanmama rağmen her gün birilerinin beni taciz edeceğini göze alıp yola çıkıyorum. Ayrılmış bisiklet yolu yok çünkü yaşadığım yerde. Yalnızca araba yollarında kullanıyorum. Bence altyapı ile bu problem kırılabilir. Anne/babalar "bisiklet güvenli" dediğinde bu yine kültürün yansıması olacak. Anne/babalar stigmayı belirlemiyorlar demiyorum yani, yansıtıyorlar.

Örnek verebileceğim ülke yok, altyapıların ve kullanımın tarihini araştırmadım. Mesela İstanbul'da bir yere yeni bisiklet yolu yapıldığında orada bisikletçiler görmeye başlıyorsunuz. Benzer şekilde köyümüzde asfalt yapıldığında (20 sene önce yaklaşık) bir sürü köylü araba satın aldı. Altyapının kullanıcıları çekmesi gözlenemez bir şey değil.

Tekrar merhaba,

Portlandaki uygulama, Turkiye'den farkli bir soruna cozum getirmis sizin de belirttiginiz gibi. Sorunlar farkli olduguna gore cozum icin de farkli uygulama yapilmasi gerektigi konusunda siz de ayni fikirdesiniz sanirim.

Guvenlik cekincesi kulturden degil, hayatin gerceklerinden kaynaklaniyor. Sizin de belirttiginiz gibi her gun birilerinin sizi taciz etmesini goze alarak yola cikiyorsunuz, bu taciz ihtimali kulturel mi sizce? Trafik polisleri kurallari uygulasa ve tacizcilere islem yapsa, tacizciler yine de bundan vazgecmeyip kulturel kodlari sebebiyle tacize devam mi edecek?

Ayrilmis bisiklet yolunun bisikletli guvenligini arttirmasi cok dogal bu konua haklisiniz, sizce Turkiye'nin ayrilmis bisiklet yoluna harcayabilecegi kaynagi var mi?

Anne babalar "guvenli" dediginde bu nasil yansima olacak, stigma ( damga, isaret ) belirlemede belirlemeyip nasil yansitiyorlar o kismi da anlayamadim kusuruma bakmayin.

Istanbul'da bisiklet yolu yapildiginda bisikletci goruyorsunuz, bu cok normal beklenen de bu tabi ki ama benim anlatmak istedigim Istanbul'a ayristirilmis bisiklet yolu yapildiginda mi kullanici sayisi artip halkin geneli bisiklet kullanmaya baslar yoksa trafik kurallari olmasi gerektigi sekilde uygulanip, dunyanin pek cok ulkesinde oldugu gibi arac ve bisikletle ayni yolu paylastiginda mi? Sizce hangisi Turkiye gibi ekonomik kaynaklari kisitli, Istanbul gibi sehir planlamasinin degistirilmesinin hemen hemen imkansiz oldugu bir yer icin uygun?
 
  • Beğen
Tepkiler: Ronin45
Bisiklet yollarını tercih değil zorunluluk olarak gören yasalarımız olduğu sürece bisiklet yolu adı altında yaya yollarıyla iç içe maviye boyanmış alanlar biz bisikletçilerin ayağına vurulmuş prangalardan ibarettir

Dipnot: Bisiklet yolu olan yerlerde bisiklet yolundan gitmeyen bisikletliler mevcut kanunlarca suç işlemektedir..
Bu Türkiye'ye has bir kural değil Avrupa'da da böyle, hatta ceza yeme olasılığınız da Türkiye'dekinin 100 misli diyebilirim :)
Devlet bakın size ayrı yol yaptım arabaların yolunu işgal etmeyin ki orada da trafik daha seri şekilde aksın diyor. Haklı da.
 
  • Beğen
Tepkiler: necmeddin
@umutcelik Portland örneği yerel yönetim girişimi örneği. Bisiklet parkları yapılmadan önce zaten orada fazla bisiklet yokmuş ve parklar gereğinden çok fazla yapılmış. Yapılan parklar sonradan doluyor ama. Park yapmak için önce insanların bisikletlerini sokakta buldukları yerlere bağlamalarını beklememişler yani. Yerel yönetim girişimi vatandaş kullanımından önce gelir. Bu örneği göstermek istedim. Problemler farklı ama çözüm aynı. Yönetimin adım atması.

Türkiye'deki şiddet (trafik dahil) bence kültürel. Her bir ara sokakta bile trafik şiddeti var. Bunu denetlemek bisiklet yolundan daha ucuzdur.

Ben Türkiye'nin ayrılmış bisiklet yoluna ayıracak kaynağının fazlasıyla olduğunu düşünüyorum. Bu politik konu. Türkiye halihazırda verimsiz ve faydasız projelere inanılmaz paralar harcıyor. Para harcanırken öncelik sosyal amaçlar değil de sermayeyi ve ayrıcalıklı sınıfa faydalı olmak olduğundan bir kaynak sıkıntısı olduğunu düşünebilirsiniz. Buna net bir örnek: Türkiye'de bazen yeni binalarda otopark zorunluluğu konusu gündeme gelir. Her seferinde de müteahhitler tarafından bu konu bastırılır. Sonuç olarak da İstanbul'un her bir köşesinde sokakları arabalar işgal ediyor. Çünkü burada sermaye sınıfı > insan. Kısaca kaynak var, sadece sosyal mentalite lazım.

Stigma konusunda sorduğunuzu anlamadım.

Bence trafik kurallarının uygulanmasından önce altyapı yaparak halkı bisiklete yönlendirirsiniz. Hareketin yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan yukarıya çalışacağını düşünüyorum. Herkes bisikletini alıp yollara çıkmaya başladığında değişiklikler başlar. Bisiklet konusunda önyargıları olan biri trafik kuralları var diye bir anda saygı duymaya başlamayacak zaten.
 
  • Beğen
Tepkiler: Yeni_kullanıcı
Bu Türkiye'ye has bir kural değil Avrupa'da da böyle, hatta ceza yeme olasılığınız da Türkiye'dekinin 100 misli diyebilirim :)
Devlet bakın size ayrı yol yaptım arabaların yolunu işgal etmeyin ki orada da trafik daha seri şekilde aksın diyor. Haklı da.

Haklı olduğunuz kadar haksızsınız da, EU’ da logar kapaklarının, mazgalların üzeri mavi boyanıp size “al bisiklet yolu sana!” diye kakalanmıyor. Ayrıca işin bir de bisiklet yoluna mecbur etmekle kalmayıp azami hız olarak 25 km/saatin belirlenmiş olması bisikletin trafik ve ulaşımdan uzaklaştırılması, yayaların dibinde mavilerde fink atmasını amaçlamaktadır.

biz bisikletlikerin bile unuttuğu bir şey var o da; bisikletin bir taşıt, Bir ulaşım aracı olduğudur.

Özellikle 25 km hız sınırını bisikleti performans ve yarış amaçlı kullanan kişilerinde olduğu unutulmaması için belirttim. Antrenman yapılan rotalarda bisiklet yolları yapıldığını bir düşünün, insanların içine düşeceği ikilemi gözünüzün önüne getirin.
Son olarak yine diyeceğim şudue ki “ bisiklet yolları zorunluluk değil, tercih olmalıdır”.
 
  • Beğen
Tepkiler: Hami Bulut
@umutcelik Portland örneği yerel yönetim girişimi örneği. Bisiklet parkları yapılmadan önce zaten orada fazla bisiklet yokmuş ve parklar gereğinden çok fazla yapılmış. Yapılan parklar sonradan doluyor ama. Park yapmak için önce insanların bisikletlerini sokakta buldukları yerlere bağlamalarını beklememişler yani. Yerel yönetim girişimi vatandaş kullanımından önce gelir. Bu örneği göstermek istedim. Problemler farklı ama çözüm aynı. Yönetimin adım atması.

Türkiye'deki şiddet (trafik dahil) bence kültürel. Her bir ara sokakta bile trafik şiddeti var. Bunu denetlemek bisiklet yolundan daha ucuzdur.

Ben Türkiye'nin ayrılmış bisiklet yoluna ayıracak kaynağının fazlasıyla olduğunu düşünüyorum. Bu politik konu. Türkiye halihazırda verimsiz ve faydasız projelere inanılmaz paralar harcıyor. Para harcanırken öncelik sosyal amaçlar değil de sermayeyi ve ayrıcalıklı sınıfa faydalı olmak olduğundan bir kaynak sıkıntısı olduğunu düşünebilirsiniz. Buna net bir örnek: Türkiye'de bazen yeni binalarda otopark zorunluluğu konusu gündeme gelir. Her seferinde de müteahhitler tarafından bu konu bastırılır. Sonuç olarak da İstanbul'un her bir köşesinde sokakları arabalar işgal ediyor. Çünkü burada sermaye sınıfı > insan. Kısaca kaynak var, sadece sosyal mentalite lazım.

Stigma konusunda sorduğunuzu anlamadım.

Bence trafik kurallarının uygulanmasından önce altyapı yaparak halkı bisiklete yönlendirirsiniz. Hareketin yukarıdan aşağıya değil, aşağıdan yukarıya çalışacağını düşünüyorum. Herkes bisikletini alıp yollara çıkmaya başladığında değişiklikler başlar. Bisiklet konusunda önyargıları olan biri trafik kuralları var diye bir anda saygı duymaya başlamayacak zaten.

Hocam Portland'da sorun park yeri, Türkiye'nin genelinde güvenlik.
Portland'da çözüm park yerlerinin arttırılması. Çözüm aynı derseniz, Turkiye'deki çözümün de park yerlerinin arttırılması anlamı çıkar.

Yonetimin ( yerel yonetim diyelim ) adım atması, çözümün aynı olması değil, çözümü aynı yerden beklemenizdir. Bu çerçevede degerlendirirsek, belediye nasıl bisikletli güvenliği sağlayabilir? Belediyenin trafik duzenleme, ceza kesme yetkisi var mı kurallara uymayan araçlara?

Hadi diyelim kaynak var, Türkiye'nin muazzam dış borcu ve batan ekonomisini görmezden gelelim, ayrılmış bisiklet yollarina akittilar parayi fizibilite gibi muhendislik ve ekonomi konularını görmezden gelerek, İstanbul özelinde depremi de sallamadilar, dedicated bisiklet yolu yapmak için imar planı ne kadar uygun? Yolun her iki tarafinda bisiklet yolu yapılabilecek genislikte kaç cadde var büyük sehirlerde?

Sizin kurallardan önce altyapı yapma fikrinizi destekleyen herhangi bir örnek yok dunya üzerinde, bu düşüncelerinizi destekleyecek somut verdiniz ya da bunun uzerine yapılmış bir çalışma var mi?
Haklı olduğunuz kadar haksızsınız da, EU’ da logar kapaklarının, mazgalların üzeri mavi boyanıp size “al bisiklet yolu sana!” diye kakalanmıyor. Ayrıca işin bir de bisiklet yoluna mecbur etmekle kalmayıp azami hız olarak 25 km/saatin belirlenmiş olması bisikletin trafik ve ulaşımdan uzaklaştırılması, yayaların dibinde mavilerde fink atmasını amaçlamaktadır.

biz bisikletlikerin bile unuttuğu bir şey var o da; bisikletin bir taşıt, Bir ulaşım aracı olduğudur.

Özellikle 25 km hız sınırını bisikleti performans ve yarış amaçlı kullanan kişilerinde olduğu unutulmaması için belirttim. Antrenman yapılan rotalarda bisiklet yolları yapıldığını bir düşünün, insanların içine düşeceği ikilemi gözünüzün önüne getirin.
Son olarak yine diyeceğim şudue ki “ bisiklet yolları zorunluluk değil, tercih olmalıdır”.

Merhaba,
Ben EU'da hem de bisiklet altyapisinin feristahi olan yerde yasiyorum. Bisiklet yollarinda bol bol logar kapagi, yama, yeri geldiginde de mazgal var. Mavi yerine genelde kirmiziya boyuyorlar. Bahsettiginiz logar, kapaksiz, mazgalsiz bisiklet yolu hangi ulkede var? Daha once de vermistim bir ornek, misal bu nadir sehir ici suruslerinden birisi. Bahsettiklerinizden bolca gorebilirsiniz videoda.


Hollanda ve Avrupa'nin pek cok ulkesinde de sehir icinde bisiklet icin maksimum hiz 25 km/s ile sinirlandirilmis durumda, hatta ortalama hizlari goz onune alirsak Hollanda'da bisikletle yapilan yolculuklarda ortalama hic 12-13 km/s civarinda. Sizce hiz sinirinin arttirilmasi bisikleti nasil ulasima yaklastiracak?

Performans surusu yapmak isteyen yol bisikleti kullanicilari ise dunyanin her yerinde oldugu gibi sehir disina, cikacaklar. Cidden sehir icinde yol bisikletlilerin antreman yapacagi bisiklet yolu altyapisi beklentiniz var mi? Boyle altyapiya ve hiz limitlerine sahip herhangi bir sehir/ulke biliyor musunuz dunya uzerinde?

Performans surusu icin yine Amsterdam'dan ornek vereyim, burasi Ronder Hoep. Sehre cok yakin, 25 bin kisiden daha fazla insanin strava kaydinin bulundugu en populer yol bisikletcisi rotalarindan birisi

(link)

Bu da tum segmentin bastan basa videosu sikilmadan izlemek isterseniz. Bu yolda sizin bahsettiginize yakin bir altyapi dahi yok fakat bu her gun yuzlerce bisikletcinin bu rotada performans antremani yapmasina da engel olmuyor.

 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Ronin45
@umutcelik Hocam argümanlarınız semantik üzerine veya popülist. Ben size "haklısınız" diyeyim bu verimsiz tartışma ile zaman kaybetmeyelim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Serrchi
Merhaba,
Ben EU'da hem de bisiklet altyapisinin feristahi olan yerde yasiyorum.

Türkiye'den feriştahlara selam olsun,belli ki memleketten uzun zamandır ayrı kalmışsınız, Türkiye'de bisiklet yolu diye dayatılan şeyler aklınızdan uçmuş gitmiş. Bahsettiğiniz video da gayet olması gerektiği gibi yayalardan ziyade araç trafiğine entegre bir bisiklet yolu yapısı mevcut, tam da benim burada olmasını belirttiğim gibi.

Burada olan aksaklıkların dile getirilmesini Avrupadan örnek vererek, aynı şeymiş gibi göstermeye çalışmak Avrupa'da yaşayıp ''Ehonomi Eyi'' diyen yurttaşlarımız ile aynı kefede nazarımca.

Bayramda filan memlekete el öpmeye geldiğinizde bisikletinizi de yanınızda getirin, şu Avrupa Standartlarında olan Bisiklet yollarımızda bir iki sürüş yapın, o zaman ne kadar da bi haber olduğunuzu anlayacaksınız.

Burada en ufak bisiklet semineri/forumu/söyleşisi ne olursa olsun ilk konu ''bisiklet yollarının olmaması, az olması, yetmemesi'' olarak kontak açılıyor,her yere bisiklet yolu yapılması gerektiğine kadar konu gidiyor (maazallah dedikleri gibi olursa Şile'ye bile gidemeyecek Performans odaklı kullanan bir bisikletli) ama konuşanların bir çoğu bisikleti bir taşıt olarak bile algılayamıyor, bisikleti hayatına entegre edemiyor, önce yol bekliyor ve zaten olanda bir işe yaramıyor..
 
Geri