Ben olayın köşe yazarlığı boyutuna takıldım. Özelden gidecek olursak bisiklet sitelerine giriyoruz. Yabancı markalarda binbir teknik kavram, testler, arge çalışması o kadar yoğunki takip eden birisinin odaklanması bile bir hayli zor. Bizde ne kadro geometrisinden haber veren, ne teknik bir tabir, ne bir arge çalışması yasak savma kabilinden dostlar alışverişte görsün mantığıyla yazılmış özensiz tanıtım siteleri. Aynı şeyler köşe yazarlığında genel olarak söylemek gerekirse gazetecilik içinde geçerli. Şu vatandaşın yazdığı şeylerin herhangibir münevver, mürekkep yalamış birisinin elinden çıktığını söylemek mümkünmü. kıraathanede oturan memedemmiyi getirsen aynısını hatta daha içi dolu olanını yazar. Yani bunu yazman için okumuş olmaya gerek yok. Bunun adınada gazetecilik deniliyor. Savunma mekanizmasıda pek kolay. Halk böyle istiyor, halkın ağzından yazıyoruz, entel dantellik yapmıyoruz. Entel dantellik yapsan ne olacak o birikim sende varmı. Onun için basında ucuz bir horoz dövüşü dışında bir şey görmüyorum.