Scudo Sports

Karbon Bisiklet mi Daha Hızlı , Çelik Bisiklet mi?

Bir konu daha var. Yorumcularin soyledigi gibi cogumuz celikle baslayip alu'ya sonra karbona gectik (veya sadece celikten alu'ya ya da celikten direk karbona). Ancak bu gecis buyuk ihtimalle genellikle mutevazi celik kadro ve donanimdan orta-ust seviye alu veya karbon kadro ve donanima dogru oldu. Baska bir deyisle, celik kadronun en iyisinden ve dura ace'le donatilmis olanindan baslamadik ise. Eger bu soyledigimde gerceklik payi varsa karsilastirmayi dogru yapalim. Orta-ust seviye celik ve donanim bir tarafta, orta-ust seviye karbon ve donanim diger tarafta. Bildigim kadariyla iyi karbon kadro artik seri uretiliyor. Iyi celik kadro icin siparis verip beklemek gerekiyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: sadana
Scudo
eskiden bir bisikleti bir kilo hafifletmek 1000 amerikan dolarına mal oluyordu. şimdilerde meblağ ne kadar?
 
bisikleti hafifletmen yerine kendimizi hafifletmek daha iyi demiş hiç bu açıdan bakmamıştım hem maliyet açısından hemde sağlık açısından daha mantıklı :D
 
@***xXx***

Foruma giriş şubat 2007, ilk mesaj haziran 2011 valla helal olsun 4,5 sene beklemişsiniz ilk mesaj için :D
 
Herkese selamlar;

Konuyla ilgilenen arkadaşlar için bende tecrübelerime dayanan nacizane bir yorumumu eklemek isterim.

Ben gerek karbon gerek ise çelik her iki tip yol bisikletinide kullanan biri olarak nacizane bir yorumda bulunabilirim. Öncelikle her iki bisikletimde kadroları ve donanımları ile oldukça iyi seviye bisikletler. Karbon Wilier ve çelik Tommasini. Karbon olan 6,7kg, çelik olan ise 7,2kg ağırlığında. Benim edindiğim tecrübeler de açıkça bana gösterdiki, çelik olan bisikletimle aynı güzergahı daha hızlı ve yorucu olmadan tamamlıyorum.

3 tip antrenman güzergahım var. 20 , 35 ve 67km lik parkurlar. üçündede tırmanışlar var. Özellikle 67 km olan rotamda tırmanma üzerine 3 iyi rampa var. İstanbul da yaşayanlar ve İstanbul-Silivri yolunu bilenler Devebağırtan ve Haramidere rampalarına yabancı değillerdir sanırım.

En kısa ve tek tırmanışı olan (20km) parkurda wilier ile elde ettiğim en iyi süre 36' 36'' ortalama hız 32.6km/h. Tommasini ile 37' 39'' ile ortalama 31,3km/h. Burada Wilier ile 1 dakika daha iyi bir süre elde etmişim. Ancak parkur uzadıkça ve tırmanışlar arttıkça durum tam tersine dönüyor.

Daha uzun ve sert tırmanışları olan parkurda (67km) Wilier ile elde ettiğim süre 2H 22' 40'', ortalama 28,3km/h. Tommasini ile ise 2H 16' 24'' ve ortalama 29,5 km/h.

Bu dereceler kondüsyon ve günlük bedensel duruma göre farklılık gösterebilir tabi ama benim vardığım sonuç şu;

Hafif bisiklet ani ataklara daha seri cevap verebiliyor ve kısa mesafelerde bedensel yorgunluk nispeten az olduğundan, dinç olduğunuz sürece size küçük bir miktar avantaj yaratabiliyor. Ancak çelik kadro tartışılamayacak kadar daha konforlu ve iş uzun sürüşlere geldiğinde karbon olan bisikletime göre çok daha az yoruyor. Çünki bisiklet beni hırpalamıyor ve daha dinç kalabiliyorum. Ayrıca sürüşü çok daha zevkli. Ancak neredeyse ikibuçuk saate yakın bir sürüşte bile aradaki fark sadece 1,2km/h ortalama. İşte mesele burada. Karbon bisikletim yaklaşık 500gr daha hafif olsada beni daha hızlı yapamıyor. Olay yine benim bisiklet üzerinde ne kadar dinç ve istekli kalabildiğimde bitiyor. Bu benim bizzat tecrübe ettiğim karşılaştırmalar ve iki bisiklette alanında iyi bisikletler.

Bu konu başlığındaki karşılaştırmaya gelecek olursak, benim tecrübelerimde paralel diyebilirim.

Son olarak, 1 veya 2 ay sonra tamamen detaylı teknik tablolar ile foruma bu karşılaştırmayı detaylı olarak konu açacağım. O süreye kadar yaptığım denemeler içinde her iki bisikletimlede daha hatasız ve temiz bir sürüş yakalamış olurum, kondüsyonumda bisikletleri daha çok zorlayacak daha iyi bir seviyeye ulaşmış olur ve daha sağlıklı bir kıyaslama yapabilirim.

O zamana kadar herkese mutlu sürüşler dilerim.

http://img847.imageshack.us/img847/9056/imperiale1.jpghttp://img854.imageshack.us/img854/4108/tecno1.jpg
http://img811.imageshack.us/img811/3396/test1ca.jpg
 
çelik - alu - karbon üçünüde kullanmış biri olarak kendi fikirlerimi şöyle belirtebilirm ; üçününde birbirine göre avantajları mevcut, çelik darbeye karşı mukavemetli,bir miktar esnek kg olarak ağır fakat görüntü olarak çok şık ve zarif üzerine atılan boyayı renk ve kalite olarak her zerresine kadar gösterir, heleki bazı bölümleri kromajlı ise 10 tane karbon bisikletin arasında gelinlik kız gibi durur,çocuğunuza hatta torununuza kalır, yok verniği kalkmış ,taş gelmiş göçük oluşmuş, yok azıcık lifleri açılmış gibi sorunları olmaz :D alu yada karbon bisikleti silerek parlatamazsınız ama çelik kadro bu imkanı size verir, eğer yarışlara katılmayacaksam sadece zevkim ve spor için bisiklete bineceksem çelik kadroyu tercih ederim. Alu kadrolar çelikten sonra görüntü ve zerafet açısından 2. sırayı alıyor paslanma yapmaz az daha hafiftir çeliğe göre biraz daha esnektir, kaynakları tesviye edilmemişse oldukça çirkin görünür taş çarpması veya ufak tefek kazalarda bile kadroda oldukça çirkin görüntüler oluşturuyor kullanılmış alu kadrolarda bol bol göçüklere rastlayabilirsiniz ama kaliteli alu kadrolar da oldukça şık zarif ve kullanışlı olabiliyor .Karbona gelince herkesin bildiği gibi çok az esner, oldukça hafif ama darbeye karşı mukavemeti çok zayıf en ufak bir kaza sonrası bile binlerce dolarlık kadronunuzu çöpe atmak zorunda kalabiliyorsunuz yurt dışında kazalı karbon kadroların çatlaklar için filiminin çekildiğini biliyorum dıştan olmasa bile karbon kadrolar içten de çatlayabiliyor, görüntü olarak hertürlü form ,kıvrım vs verilebiliyor ama bu ona hiç bir estetik katmıyor rengarenk boyanmış odun gibi görünmeye devam ediyor düz yolda çelik- alu - karbon üçününde birbirinden pek farkı yok ama 150 km lik inişli çıkışlı bir yarışta karbon kadro çelik ve aludan çok daha fazla performanslı, kısacası bana göre yarışıyorsam karbona ,geziyorsam çeliğe binerim.;)
 
: ) hızlanma diye bir durum söz konusu. iki bisikletle ilk hız farklıdır illaki..

yarışçıları eleştirirken, çeşitli handikapları atlamış görünüyor
 
paylaşım için çok teşekkürler faydalı bir yazı en azından kafası karışık arkadaşlar için.
 
57:25 - Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.
 
Bundan yaklaşık 1 ay önce başlamış olduğum kıyaslamadan sonra sürüşlerime devam ettim. 1 ay önceye göre ciddi toparlanmış olsamda iş hayatım yüzünden hala eski düzeyimde değilim, zaten şu satten sonra bir miktar daha yükselse bile eskisi gibi artık zor. Neyse konu bu değil ancak şu var ki yaz başında yeni yeni pedallamaya başladığım zamanlara oranla bisikletleri daha çok zorladım. Bu sefer her iki bisiklet ile de ciddi rüzgâr muhalefeti olmayan bir kaç sürüş yakalayabildim. Daha önemlisi iki bisikletim ile de testleri çok çok daha güvenilir olan Bryton marka bir uydu takip GPS cihazı ile gerçekleştirdim, hız ölçümü tekerlekten olmadığı için bu doğal olarak km saatlerine göre daha hatasız veriler elde etmeme yardımcı oldu. Ancak yapmış olduğum kıyaslama yinede değişmedi. Hala toplamda yarım kilo daha hafif olan karbon bisiklet ile daha hızlı bir sürüş gerçekleştiremedim. Yol konforu ve hissiyatıda göz önüne alınınca Nivacrome kadroma deve yüküyle verdiğim her kuruşu onu benim için yapan Irio ustaya helal ediyorum demekten başka birşey geçmiyor içimden

Steel is Real... Gerisi palavra.

http://img847.imageshack.us/img847/9056/imperiale1.jpghttp://img854.imageshack.us/img854/4108/tecno1.jpg
http://img854.imageshack.us/img854/7748/tablo67.jpg
 
@Ali Osman ALPARSLAN
Bu çeviri yazısı ve çizelgeleri ile dolgun güzel bir içerik oluşmuş. Emeği geçenlere teşekkürler. Böyle güzel bir konu yorumları da beraberinde getirmiş. Ama eğri oturup doğru konuşalım çünkü küçük itirazım var. Karbon esnek bir malzeme değildir aksine kırılgandır. Bu yüzden sentetik lif olan Aramid ile birlikte kompozit olarak üretilir. Yani birinin dikey mukavemeti (sağlamlık) fazlayken diğerinin çekme mukavemeti (esneklik) iyidir. Yanlış hatırlamıyorsam aramid, çeliğe göre 5 kat esner. Bildiğin naylon yahu. Dolayısıyla karbon lifler tek başına esnek değildir.

Aytaç'ın bu testi kendisi yapması çok güzel olmuş. Ama 500 gr.'lık fark standart sapmanın bile altında olduğunu düşünüyorum. O yüzden testin 10 kg.'dan daha ağır çelik kadrolar ile yapılması kanaatimce farkı daha doğru ortaya koyacaktır. Hatta tersi bile çıkabilir o yüzden ki 500 gr.'lık fark bence hiç uygun sayılmaz.

Gelin bir de benim 18 kg.'lık çelik bisikletle yapın şu testi yahu...:)

Zannedersem her bir tekerim 2 kg. ağırlığında. Geriye kalanı 14 kg. ve çift amortisörlü olduğu için çok yorucu. Belki amortisörsüz bir 14'lük yavru ile bu test daha fark edilir sonuçlar ortaya koyacaktır.

Başarılar...
 
  • Beğen
Tepkiler: Aytaç Biber
@Salih Dinçer

Sizin bahsettiğiniz 18kg lık bisiklet çelik değil, bildiğimiz demir olabilir ancak. Hi-Ten yani. Tabi ki 3000 dolarlık bir karbon yol kadrosu ile 100-150 liralık demir kadrolar kıyaslanmaz. Esas böyle bir kıyaslama saçma olur. Benim kıyas yaptığım iki kadroda yapımında kullanılan malzeme ve işçilikleri ile iddialı kadrolar, ikiside yol bisikleti kadrosu ve iki kadroda hemen hemen aynı maliyette. Uzun lafın kısası ikisi içinde bir mazeret sözkonusu değil. Yani kıyaslama bana göre oldukça yerinde.
 
Benim işçiliğe ve malzeme kalitesindeki seçime bir itirazım yok ve bence bu test hiç yerinde olmamış. Şöyle örnekleyim:

Test sanki McLaren F1 ile Ferrari 599 arasında yapılmış gibi. Bence ikinci bisikleti benzer konfigurasyonlarda ama örneğin bir Audi ile yapmak daha mantıklı. Bizim burada da farkımız Dr Groves'un yaptığı gibi 13,5 kg.'lık bisiklet bilemediniz 14'lük bir çelik yavru ile yapmaktır. İşte olayımız bu olmalı...:)
 
@Salih Dinçer

Salih bey;

Burada Dr. Groves' un ortaya koyduğu sonuç farklı bir amaç için. O pahalı bir bisikletin, daha mütevazi bir bisiklet ile arasında ne ölçüde bir fark olduğu ve maliyet fdarkının buna değip değmeyeceği konusunda bir sonuca ulaşmaya çabalamış.

Ben ise bu testten ilham alarak daha farklı bir sonuç için test gerçekleştirdim. Benim amacım düşük maliyetli bir bisiklet ile yüksek maliyetli bir bisikleti ve aradaki farkını kıyaslamak değil. Benim amacım iyi bir karbon kadronun, iyi bir custom el yapımı çelik kadro karşısında ne sonuç çıkaracağı idi.
 
Gerçek anlamda yarışmayan insanların karbona yatırım yapmasının bir anlamı yok. Çeliğin yarım kilo ağır bir bisiklete neden olması bizler için önemsiz. Eğer Contador'u kovalayacak kapasitede olsaydık o zaman karbon alırdık. Zaten almazdık bize verirlerdi bedavadan :)

Ben titanyum kullanıyorum. Karbon ile çelik arasında bir yerde olduğunu söyleyebiliriz. İyi elden çıkan pahalı bir çelik için en iyi seçim deniyor. Titanyum da pahalı ama gerçek anlamda ölümsüz olan ve paslanmayan bir malzeme.

Seçim kullanıcıya kalmış. Ben asla karbona para vermem ;)
 
  • Beğen
Tepkiler: Salih Dinçer
@Çagatay Çimşit
Ben de...:)

Temelde malzeme kömürleştirilerek/yakılarak üretiliyormuş. Ama üretim tekniklerinin maliyetli oluşu bu malzemeyi çok pahalı kılıyor. Bir de tüm canlıların karbon temelli olması bisiklet ile insan arasında organik bir bağ kurduruyor. Madem çelik de karbon kadar hafif olabiliyormuş (Aytaç Bey'in testinden bunu öğrenmiş oldum) ne gerek var karbon gibi kırılgan ve güvensiz bir malzemeye para vermeye. Çoğumuz yarışlarda değiliz ya...

Sevgiler, saygılar...
 
@Çagatay Çimşit

Öncelikle, endrüstrinin aluminyum ve karbona boğulmuş olması ve üst düzey yarışlarda çelik kadrolar göremiyor olmamız tamamen işin ticari boyutu ile ilgili. Yoksa Moser' in çelik kadrolar ile kırdığı rekorlar hala kırılmayı bekliyor olmazdı. Profesyonel yarışlar en verimli reklamdır. Burada gördüğümüz kadrolar marketlerde 2000-5000 dolar etiketler ile satılır ve Asya' nın sınırsız üretim kapasitesi sayesinde yüzbinlerce üretilip satılırlar. Bu markalar buradan hareketle daha basit karbon kadrolarıda yine yüzbinlerce hatta milyonlarca üretip satarlar. Bu seri üretim yapan üreticiler için ciddiyeti olan bir pazar ve kârdır.

Ancak, yüksek seviye el işçiliği ve tecrübe ile üretilen çelik kadrolar yüzbinlerce üretilip satılamazlar. Çünki tek bir ya da bir kaç ustanın iş gücü ve üretim kapasitesi buna imkan vermez, bu mümkün değildir. Örneğin benim kullandığım Tecno yılda sadece birkaç yüz adet üretilir. Tommasini' nin tüm modelleri ile toplam yıllık üretimi ise sadece 2500 dür. Bu diğer el yapımı kadro üretcileri içinde (Pegoretti, Milani, Bertoletti vs. vs. vs.) üç aşağı beş yukarı benzer üretim adetleri ile geçerlidir. Bu nedenlerle yarışlar bu üreticiler için vazgeçilmez reklam araçları değildir.;) Sporcular zaten yarışlarda kullanacakları bisiklet modellerini kendileri seçmek gibi bir özgürlüğe sahip değillerdir ancak Petacchi gibi bazı sprinterler çelik kadroları kullandıkları dönemlerin daha iyi olduğunu kendi ağızları ile pek çok kez dile getirmişlerdir.

Gelelim yazınızda belirttiğiniz şu iddiaya:
@Çagatay Çimşit

Bu benim de en ateşli savunduğum, inandığım ve bizzat tecrübe ettiğim şeydir.

Ve son olarak;

@Çagatay Çimşit

Muhtemelen kullandığım Imperiale, benim de satın almış olduğum son karbon kadrodur. Birdaha açıkçası bende hiç düşünmüyorum.:)
 
@Aytaç Biber

Bisikletten bisiklete geçme ara süreniz nedir ?

Ör;

Çarşamba sabahı a bisikletiyle,
Perşembe sabahı b bisikletiyle çıktım...
 
@reha genç

2 gün sürer 1 gün dinlenirim veya çok çok hafif aktif dinlenme şeklinde sürüş yaparım.

Bir gün birini diğer gün diğerini şeklinde sürmüyorum. 2 şer sürüşte bir diğerine geçiyorum. 2 sürüşün biri kısa diğeri uzun mesafe oluyor genelde. Her gün tablodaki test güzergahını kullanmıyorum tabi ancak dış faktörlerden en az etkilendiğim ve tırmanışları iyi olan rotam o olduğu için kıyaslama verilerini o rota üzerinde tutuyorum.
 
Geri