Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Karbon Bisiklet mi Daha Hızlı , Çelik Bisiklet mi?

Ali Osman ALPARSLAN

Forum Demirbaşı
Kayıt
28 Eylül 2009
Mesaj
499
Tepki
80
Şehir
Kayseri / Mersin
İngiltere’de yaşayan, Chesterfield’da bir anestezi uzmanı olan Dr. Jeremy Groves, British Medical Journal'da da yayımlanan çalışmasında karbon kadrolu bisiklet ile çelik alaşımlı bisiklet arasında kayda değer bir fark olmadığını söylüyor. Bilimsel verileri kullanarak yaptığı çalışmasında ulaştığı sonuçlar çok ilginç.

Dr. Groves çalışmasında iki farklı bisiklet kullanmış: Karbon kadrolu bisiklet (9,5 kg) ve çelik alaşımlı bisiklet (13,5 kg). Çalışmasını ise Ocak 2010 ile Temmuz 2010 arasında periyodik olarak gerçekleştirmiş. Dr. Groves’in testinde seçtiği güzergâh toplam 43,5 km. Sheffield’ daki evinden Chesterfield Hastanesi’ne gidiş ve oradan tekrar geriye dönüş. Test boyunca yaptığı toplam mesafe, çelik alaşımlı bisikletinde 1342 km, karbon gövdeli bisikletinde ise 1144 km. Çalışmasının sonucuna göre iki bisiklet arasındaki toplam süre farkı 00:00:32 (saat:dakika:saniye). Dr. Groves testin sonundaki değerlendirmesinde, daha hafif bir bisikletin toplam sürede algılanabilir bir zaman farkı yaratmadığını söylüyor ve “Bisikletçilerin daha hafif bir bisiklet satın almaları yerine, kendi ağırlıklarını azaltmaları daha etkili bir sonuç yaratacaktır’’ diye ekliyor.

http://www.mtbtr.com/uploads/1313Z2.JPG

Dr. Groves çocukluğundan beri bisiklete hevesli olduğunu söylüyor. 70li yıllarda bir çocuk, 80li yıllarda öğrenci, 90larda genç bir doktorken, yerel ulaşımda önceliği hep bisiklet olmuş. Bir kaza sonucu bisikleti hurdaya dönünce, yenisini alamadığından, tekrar mecburi olarak “içten patlamalı” motorları kullanmaya başlamış. Bir kaç yıl sonra, yaşıtlarının baskısı, vücudunu zinde tutma isteği üzerine tekrar selesine dönmeye karar vermiş ve ikinci el çelik alaşımlı bir bisikleti 50 pounda almış, onarmış ve sağlamlaştırmış.

Önceleri, nöbete kalmadığı altı ay boyunca, Sheffield’daki evinden çalıştığı Chesterfield’daki hastanesine 43,5 km’lik güzergâhta bisikletini kullanmaya başlamış. Sonraları, nöbete kalmalar başlayınca, 55 dakikalık evden hastaneye varış süresinin azaltılabilir miyim diye düşünmüş ve yeni bir bisiklet araştırmaya başlamış.

Yeni bisiklet alma sürecinde fark ettiği en önemli husus ise şu olmuş: bisiklet dünyasında bisikletçilerin bilimsel verilere dayanarak çalışmaması. ‘’Öneride bulunanlardan hiç birisi, bir bisikletin diğerine göre nasıl daha etkili olacağını söylemiyor, sadece bir bisikletin diğerinden daha iyi olduğunu söylüyorlardı’’ diye ekliyor Dr. Groves. Satın alacağı bisikletin işine en yarayacak bisiklet olmasını isteyen Groves, İngiliz hükümetinin bisiklet kullanımı için sağladığı kolaylıkları incelemiş, ve iş güzergâhında kullanılan bisikletler için sağlanan, 1560$’a kadar çıkabilen vergi indiriminden yararlanmaya karar vermiş. Bu vergi avantajının hedefinin “temiz ulaşım ve çevre kirliliğini azaltma” olduğunu da belirtmemiz lazım. Fakat popüler basında çıkan habere göre, bu vergi avantajından yararlananların çoğu, bisikletlerini günlük ulaşım yerine hafta sonu boş zamanlarında, özellikle patika sürüşlerinde, kullanmayı tercih ediyorlarmış ve bu vergi avantajı insanları son teknoloji bisiklet almaya yöneltmiş. Dr. Groves araştırmaları sonucunda, önceki bisikletine göre daha hafif olan, tekerlekleri hafif ve ince, karbon kadrolu bir bisikleti 950 pounda almaya karar vermiş.

Yeni bisikletinin eskisine oranla daha az rahat olmasına rağmen çok güzel olduğunu söylüyor Dr. Groves. Sürüş zamanlarında dramatik bir düşüş yaşamamış, fakat güneşli bir günde hastaneye 43 dakikada ulaşarak, en hızlı süresini yapmış. Yeni bisikletini aldıktan sonra çelik alaşımlı bisikletinin garajın tenha bir köşesinde epey beklediğini belirtiyor. Ta ki, yeni bisikletinin lastiği patlayana kadar... Yol saatini eski bisikletine takıp yola çıkan Dr. Groves, iş yerine ne kadar sürede varacağını ölçmüş, çıkan sonuç ise şaşırtıcı: 44 dakika. Dr Groves “ O an bir dakikalık farkın 900 pound edip etmeyeceğini düşündüm’’ diyor, ya da bunun bir şans eseri olduğunu belirtiyor. “Sadece bir seçenek vardı: bilimsel metotlarla test etmek.“ Dr. Groves tek dakikalık farkı görmezlikten gelmek yerine, test etmeye karar vermiş.

Metotlar

İki bisiklet de geleneksel düşük gidonlu yol bisikleti olarak tasarlanmış, birisi çelik alaşımlı kadrodan oluşurken, diğeri karbon kadroya sahip. (Tablo 1) İki bisiklette de eş donanım ve ışıklar kullanılmış. Ocak 2010 – Temmuz 2010 arası yapılan testte, hangi bisiklete bineceğine yazı-tura seçeneği karar vermiş. Gidiş-dönüş toplam 43,5 km’lik güzergâhta ölçümler Sigma BC906 yol bilgisayarı ile yapılmış, giyilen kıyafetler hava durumuna uygun olarak seçilmiş ve sürüş esnasında su taşınmamış.

Güzergahın çoğunluğu şehir içi yollardan oluşuyor, bölünmüş yol mesafesi 1 km, köy yolu mesafesi ise 3 km, 100 metrelik de tarla geçişi bulunuyor. Gidiş - dönüş yolu boyunca toplam tırmanma mesafesi, 843 m. Ulaşım süreleri hesaplanmış ve bilgisayara kaydedilmiş.
http://www.mtbtr.com/uploads/1313Z3.JPG

Değerler

Altı aylık çalışma süresince, çelik alaşımlı bisikletle toplam yapılan seyahat 1302 km ölçülmüş, 30 sürüş yapılmış, karbon kadrolu bisiklet ile yapılan toplam seyahat ise 26 sürüş ile 1144 km. Çelik bisikletle yapılan sürüşte iki kez lastik patlamış, karbon kadrolu’da ise bir sürüş meslektaşının evine daveti yüzünden hesap dışı kalmış. (Tablo 2)
http://www.mtbtr.com/uploads/1313Z4.JPG
İki bisikletle de ulaşılan en hızlı zaman rekoru 58 km/s. En yavaş ulaşım zamanı ise karbon bisiklette, etkili kar yağışı altında alınan süre gidiş dönüş toplam 2:03:20 (saat:dakika:saniye). En hızlı ulaşım süresi ise çelik bisiklette, 1:37:40. Çelik alaşımlı bisikletle ulaşılan ortalama ulaşım süresi 1:47:48, karbon bisiklette ise 1:48:21. İki bisiklet arasındaki ortalama süre farkı sadece 32 saniye.
Bisikletçinin ulaşımını etkileyen faktörler

Yerçekimi

İki bisiklet arasındaki ağırlık farkı 4 kg, bisikletçinin ağırlığı ise 76 kg. (Tablo 3) 843 metrelik tırmanış süresince harcanan enerji çelik alaşımlı bisiklette 740 kilojoule iken, karbon kadro bisiklette 706 kj. Fark, 34 kilojoule, yani % 5 lik bir fark oluşmuş.
http://www.mtbtr.com/uploads/1313Z5.JPG

Dönüş Direnci

İki bisiklet arasındaki dönüş direnci farkı 0.2 Newton. Çelik alaşımlı bisiklette bu farkı kapatmak için 1.2 watt lık bir güç harcamak gerektiği ifade ediliyor.

Hava direnci (rüzgar)

24 km/s hızla giden tur bisikletinde ( karbon ya da çelik kadro farketmez ) bisikleti götürmek için gereken enerji miktarı 170 watt.

Kış ve Yaz Karşılaştırması

Kış dönemi ( 20 Ocak – 19 Nisan ) ve yaz dönemi ( 21 Nisan – 22 Temmuz ) arasındaki ortalama fark 00:06:50 (Tablo 4)

http://www.mtbtr.com/uploads/1313Z6.JPG

Karşılaştırmalar

Sonuçlar gösteriyor ki, 43 km’lik sürüş güzergâhında, karbon kadrolu bisiklet ve çelik alaşımlı bisiklet arasında kayda değer bir zaman farkı çıkmamış. Ne kadar az ağırlık o kadar hızlı sürüş inanışı aslında sezgilere göre varılan bir karar gibi görünüyor. Dr. Groves bu farkın neden ortaya çıktığını araştırmış.

Bisiklet ağırlığında %30luk bir azalma aslında ilk bakışta çok fazla gibi görünebilir, ama toplam değer olarak baktığımızda (bisikletçi + bisiklet) toplamda %4 lük bir azalma anlamına geliyor. Ağırlıktaki azalmanın yerçekimi, sürtünme, rüzgâr direnci ve ivmelenme kuvveti gibi bisikletçiye etki eden kuvvetlere karşı ne kadar işe yaradığını incelemek gerekiyor.

Yerçekimi

Hafif bisikletin en önemli avantajı tırmanış sırasında önemli kolaylık sağlaması. Çelik alaşımlı bisikleti kullanmak, tırmanırken ekstra %5lik bir enerji tüketimi demek, fakat toplamda ise daha az enerji demek, tırmanırken harcanan potansiyel yer çekimi enerjisi, inerken kinetik enerjiye dönüşüyor.

Dönüş Direnci

Asfalt zeminde sürtünmenin etkisi nispeten az, tekerin yüzeyle temas ettiği alana ve yan çeperine bağlı.İmalatçılar, her arka ve ön her iki tekerin de aynı dirence sahip olduğunu ifade ediyorlar.

Direnç

Direnç göz önünde bulundurulması gereken önemli faktörlerden biri. Ağırlıktan bağımsız ve hızın küpüyle orantılı bir değer. Çelik alaşımlı bisiklette sürtünmeyi aşmak için gereken güç sürtünmeyi aşmak için gerekenin tam yedi katı. Hızın artmasıyla üstel olarak artan direnç kuvveti, bisikletin hızını aksi yönde etkileyen önemli bir kuvvet olarak ölçülmüş.

İvmelenme

İvmelenme biraz daha karışık, ölçerken iki faktör ortaya çıkıyor, tekerleri döndürmek için gereken kuvvet ve bisikletin geri kalanı ile bisikletçiyi hızlandırmak için gereken kuvvet. Bunun için wikipedia’da ‘’bisiklet performansı’’ çalışması önemli bir kaynak. İnce kenarlı tekerler önemli bir avantaj sunuyorlar, ama sadece çok hızlanıp yavaşlayacağınız bir güzergahta gidiyorsanız, Dr. Groves’ın kullandığı güzergahta fazla bir etkisi olmamış.

Kış ve Yaz Karşılaştırması

İki mevsim arasında, istatistiki olarak önemli farklılıklar ölçülmüş. Dr. Groves yaz kıyafeti olarak, sıkı tayt kullanmış, kış şartlarında kullandığı bol kıyafet ise direnç kuvvetini %30 artırmış. Kış mevsiminde, sürüş zamanını etkileyen diğer bir faktör ise kaza yapma endişesi olmuş. Dr. Groves yerler buzlu ya da hava yağışlı ise daha ihtiyatlı sürdüğünü belirtiyor.

Trafik

Bisiklet, ister karbon kadrolu, ister çelik alaşımlı olsun kavşaklarda ve ışıklarda durmak ya da yavaşlamak gerekmiş.
Ne Yapmalıyız?

Araştırmaya göre karbon kadro bisiklet sahibi olmak ile çelik alaşım bisiklet sahibi olmak arasında önemli bir fark göze çarpmıyor, bisiklet imalatçıları gerçekten önemli yararlar sağlıyorlar, bunların yadsınamayacağı bir gerçek ama her yeni ürünü satın almak yerine bulgulara dayanarak en iyi seçimi yapmak bizim için daha iyi sonuç verir. Dr. Groves karbon gövdeli bisiklet sahibi olmanın, daha az komforlu olmasına rağmen kendisini daha iyi hissettirdiğini söylüyor, güzel havalarda da karbon gövdeli bisikletini kullandığını söylüyor, ama çelik alaşımlı bisikletinin yerini alamayacağını belirtiyor, çünkü daha konforlu, daha değerli ve daha karakterli.

Eğer karbon bisikletiniz çalınırsa yerine yenisini koymanız zor olabilir, buna harcayacağımız parayı daha iyi ışık ve daha iyi kıyafetlere harcamak daha mantıklı değil mi?

MTBTR'den ALINTIDIR..
 
Scudo
Daha önce forumda bununla ilgili bir yazım vardı, tekrar yazmak istiyorum.

Bisikletin X, gövdemizin Y ağırlığı olsun. Bizim bacaklarımız X+Y ağırlığını hareket ettirmek zorunda bisiklet giderken.

X ağırlığından atacağımız 1 kilo, toplamdaki 80 kilo içinde neredeyse hiçbir yere sahip değil.


Ekleme;
Tabii ki bunlar günlük ulaşım için geçerli. Eğer yarıştaysak, 1 kilo ile tasarruf ettiğimiz enerji sayesinde 3 saniye daha fazla sprint atabilirsek kazanırız :)
 
@Gökhan Toros

Çok mantıklı :) Yukarki yazıda tek bayır çıkarken farketmiş. :rolleyes:
Fazla gram hesabı yapmamak en iyisi. :p
 
mtbr tr de bu yazıyı bikeradar.com'dan araklamış çevirmiş.

(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: Selim Siliğ
@Goflet

Gökhan , adam zaten alıntıdır yazmış.Fırsatcılık yapma.Ben yazdım ibareside yok.Ne kadar fırsatcısnız..Lütfen konu kirliliği yapmada bilgi paylaşımın da bulun.



Bence bir bisikleti test ederken sadece kadro olarak değil genel donanım olarak test etmek gerekir. Her şey karbon veya çelik kadro değildir.

Bir Car bon kadroya Shimano sis ile toplamak ile Çelik bir kadroya xtr toplamak arasın da aman aman bir şey fark etmemiş gibi olursun. Çünkü total da ağırlıkları ortalama olarak aynı olur.

Birde bu testin, nasıl bir alanda yapıldığı. Zorlu Patika yollarda o çelik kadro ile çıkmasını da tavsiye ederim. O zaman car bon kadro’nun muhteşemliğini görür ve bu testi yapmanın gereksiz olduğunu anlardı.

Car bon kadro ile bir çelik veya titanyum kadroyu ile dahi kıyaslamak bence hiç ama hiç mantıklı değil. Bir bisiklet her şeyi ile bir bisiklettir. Yani entegredir.

Eğer bu kıyaslama performans ise örnek olarak Bilal'i verebiliriz.Adam her iki malzeme ile de 1. :) Buda ayrı bir konu.

Konu için teşekkürler.

Bunlar yanlış da olabilir. Ben bildiklerimi yazdım. İyi forumlar.
 
Yazıda geçen '' Hafif bisikletin en önemli avantajı tırmanış sırasında önemli kolaylık sağlaması. Çelik alaşımlı bisikleti kullanmak, tırmanırken ekstra %5lik bir enerji tüketimi demek, fakat toplamda ise daha az enerji demek, tırmanırken harcanan potansiyel yer çekimi enerjisi, inerken kinetik enerjiye dönüşüyor
'' ifadesine katılmamak mümkün değil. Benim de çelik kadrolu ağır bisikletimle yokuş çıkmak zor, alu kadrolu daha hafif bisikletimle youş çıkmak daha kolayken, inişlerde çelik kadro ağır bisiklet öne çıkıyor. Daha hızlı iniş yapabiliyorum ve ilginç bir biçimde kendini daha güvenli hissediyorum.

Fakat günlük değil de uzun mesafli sürüşlerde ağırlık hakikatten fark ediyor. Kendi kendime '' biraz kilo verebilsem '' diyorum. Ama rejim de zor geliyor:)
 
Aslında zaman farkı şöylede kapanmış olabilir, belki çelik kadroyla bayırı daha yavaş çıkıyodur ama bayır aşağıda çelik kadro ağır olduğu için karbon kadroya göre daha hızlı iniceğine göre süre farkını bu şekilde kapatıyo olabilir. :D Sonuçta harcanan güç çelik kadroda daha fazla :). 2 saat bisiklet üstünde durmuş, 10-15 saat pedal çevirince daha iyi anlaşılır bence aradaki fark. :)
 
  • Beğen
Tepkiler: alper öztürk
@sadana

bişeyi merak ediyorum; Car ile bon 'u birbirinden ayrı yazarak bişeylere gönderme mi yapıyorsun? :) Yanlış anlama cidden merak ettim bir anlam ve önemi var mıdır diye.
 
  • Beğen
Tepkiler: İslam Gölge
Düz yolda 20 kiloluk bisikletide sabit hızda götürürsün. Hafifletmenin amacı ani ivmelenmeyi,yokuşları daha az yorularak çıkmayı sağlamak vs değilmidir zaten ? Bu test bana biraz saçma geldi diyebilirim. O kadar çok değişken durum var ki.. İnsanın o günkü psikolojik durumu,rüzgar direnci vs vs. Tek birşeye katılırım o da işe gidip gelmek için pahalı bir bisiklete gerek olmadığına :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Ahmet Türkölmez
@Güney Tuncer

:) 40 yıl düşünsem bundan bir anlam çıkarmazdım.

Ben daha önceki yazılarım da belirttiğim gibi, yazılarımı Word belgesinde yazıyorum ve sonra foruma kopya yapıyorum. Daha anlaşılır olması açısından.

Senin yazdıklarını düzelttiğim gibi.;)


(link)
 
Forumda ki çoğu kişinin de savunduğu tez böylece çürütülmüş oldu.
Bisiklet hobisini taklitten ibaret sananlara da güzel bir ders olmuştur umarım :)
Çoğunun savunduğu tezde bunun normal şartlarda değil ama yarışlarda çok faydalı olacağını savunuyor. Ama ne yazık ki bu tez de çürütülmeye layık gibi duruyor. Etki edebilir ama yarış kazandırabilecek kadar büyük bir etki yaratmasını beklemek biraz hayalperestlik. Tıpkı Usain Bolt'un başarısını ayakkabılarına bağlamak gibi bir şey.
Ya kardeşim düşünün lütfen! Beyniniz acımaz ;)

Sevgiler :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Semican Baydur
Bisikletin hafif olmasından ziyade kadronun belirli bir esnekliğe sahip olması önemli. Vücutla ahenk içerisinde her pedal adımıyla birlikte bir miktar esneyen bisiklet ile çok rijit bir bisikleti karşılaştırdığınızda esnek bisikletle hem daha hızlı sprint atıp daha az yoruluyorsunuz, hem de eklemlerinizde ağrı oluşmuyor. Çok esnek bir bisiklet ise uyguladığınız gücü boşa harcamanıza neden olabiliyor, kullanım amacına göre belirli bir esnekliğe sahip olmalı. Esneyen kadro ile pedal adımında kaybettiğinizi sandığınız enerji, uyguladığınız gücün bitip diğer pedala geçişiyle birlikte kadrodan kranka geri dönmekte. Yay nasıl ezilirse tekrar geri açılıyorsa bisiklet kadrosu da aynı şekilde enerjiyi yok etmeyip biniciye iade ediyor.

Bu noktada hafif kadrolar ile ağır kadrolar birbirinden ayrılmakta. Özellikle çelik kadrolar söz konusu olduğunda boruları daha ince olan bir bisiklet ile daha az yorulup daha hızlı tırmanır, daha iyi sprint atarsınız. Elimde bununla ilgili bir test var fakat Türkçe'ye çevirip foruma koyacak vakti henüz bulamadım.
 
Miura, bu bahsettiğinizi ben kendi cromoly bisikletimde aynen görüyorum , sprint yaptığımda çok ahenkli bir salınımla bu esneme güç olarak geri geliyor.

Daha önce kullandığım dandik marka aluminyum ve çok fazla esnek olan kadromda esneklik güç kaybına neden oluyordu , aşırı rijit olan scott marka karbon kadromda ise bir pedala verilen güç bitip diğerine geçerken arada boşluk ve güç kaybı olduğunu hissedebiliyordum. Ama çelik kadromda ise çok ahenkli bir sprint pedallaması yapabiliyorum. Aynen anlattığınız gibi.
 
çoğumuz çelikten alüminyuma oradan da karbon kadro ve komponente geçişi yaşamıştır. her üst segmente geçişte farkları binerken açıkça gördük. bu yazıyı okuyunca pat diye geri mi dönerseniz yoksa kendi tecrübelerinize göre karbonun daha iyi olduğunu düşünüp yola devam mı edersiniz? benim cevabım tabiki karbon kadro.
hali hazırda 2 bisikletim var , biri karbon diğer alloy. o kadar çok fark var ki binişte bu yazıyı anca güzel bir düşünce ve küçük çapta bir araştırma diye hafızamda saklamayı tercih ederim.
hadi bunun böyle olduğunu kabul ettik diyelim..
o kadar firma , o kadar sporcu ve takımın milyonlarca hatta milyarlarca euronun döndüğü piyasada karbon gibi maliyeti yüksek bir ürüne bu kadar zaman ve para harcamaması lazım.çeliği kes,kaynakla bitsin ve sat git.
bir aklı evvel çıkıpta 3 büyük turun birine çelik kadro ile çıksında bi görelim 3000 küsür km içindeki performansını...
İlk 10'a girsin veya renkli bir forma kapsın o vakit bu yazıyı çerçeveletip odama asacağım.. :)
 
Karbon okadar rijitki sürekli zeminden kaynaklanan bozukluklarla vücudumuz dövülüyor. Karbon titreşim emer evet ama belli bir frekanstaki , yüksek frekanstaki titreşimleri emer , daha düşük frekanslı engebelerde esnemediği için aslında çok konforsuzdur. Biz sıradan binicilerin okadar rijitliğe ihtiyacımız yok. Dünya kupası için koşan adamla da aynı ekipmanı kullanmak abes değil mi.
 
İlk mesajdaki test ortamı fazla dikkate alınmıyor galiba. Fazla engebenin ve yokuşun olmadığı temiz bir yol ve orta mesafeli bir sürüş söz konusu. Yani bisikletin şehir içinde günlük ulaşım aracı olarak kullanılması simule edilmiş. Bunu unutmadan sonuçları değerlendirmek lazım.

Düzgün yolları kullanarak sakin sakin işe gidip gelirken kullandığım ve de en fazla keyif aldığım bisikletim evet çelik bir hardtail. Ama bu ve bu testin sonucuna göre bir yol yada mtb yarışçısına "kardeşim git çelik bisiklet al finişe daha önce girersin.." diyemem. Yulardaki testi yapan da diyemez zaten. Bugün yol ve xc dağ bisikleti yarışlarında nerdeyse yüzde yüz oranında karbon bisikletler kullanılıyor. Ortada ayrıca böyle bir realite var.
 
  • Beğen
Tepkiler: sadana
@Güney Tuncer

İlk yorumum..
Birde bu testin, nasıl bir alanda yapıldığı. Zorlu Patika yollarda o çelik kadro ile çıkmasını da tavsiye ederim. O zaman car bon kadro’nun muhteşemliğini görür ve bu testi yapmanın gereksiz olduğunu anlardı.

Güney abi, benim "Car bon" yazısını sadece okumuşsun. Ben senin yazdıklarını yazdım zaten. :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Güney Tuncer
Geri