Scudo Sports

Kaldırım ve engelli bandına park etmek yasak değil!

Scudo
@Mehmet Metin Levent

Silecek kırmak, lastik indirmek çözüm bu değildir beyefendi siz yinede bu yönteme başvurmayın sakın. Burası Türkiye %500 haklı da olsanız çıkar kabadayı biri o kırdığınız silecekleri size sokar canınızdan olursunuz.Abi öyleydi böyleydi şöyle yapmak istemiştim vs. vs. para da etmez sonra...Zaten etik te değil ne olursa olsun kimsenin özel malına zarar veremezsiniz hukuken de haklıyken haksız duruma düşersiniz.Fotoğraf çekip ilgili mercilere bildirmek yapabileceğiniz tek ve mantıklı şey kafanıza göre adalet dağıtmaya çalışmak çok yanlış insanları yanlış yöntemlere çözümlere sevk etmek çok yanlış.
 
Ben kavga eden iki sürücüden birisinin arabadan silah çıkartıp diğerine doğrulttuğunu görmüş biri olarak, kesinlikle tanımadığım insanlara atar gider yapmam. Eğer hayatınıza değer vermiyorsanız, aileniz filan yoksa, bakmakla yükümlü olduğunuz insanlar yoksa bildiğinizi okuyabilirsiniz. Sonuçta zarar görecek sadece sizsiniz. Ama açık konuşuyorum, o tanımadığınız adam tıpkı benim gördüğüm olaydaki gibi silahı çıkarıp suratınıza doğrulttuğunda geri vites yapıp sesinizi inceltecekseniz, en baştan hiç o toplara girmeyin. Ben bazen öfkeyle ters hareket yapan sürücülere dönüp ters ters bakıyorum. Adam hemen camdan kafasını uzatıp "bişey mi var kardeş" diyor. Bunun tercümesi aslında "bi konuşmaya başla da torpidodan haydarı çıkarıp sana bi dalayım"dır. Bu ülkede herkes kabadayı, herkes bıçkın delikanlı. Daha dün bana gelen özel mesajı "ucuza kaçmak" başlığında paylaştım. Adam adres ve telefon numarası istiyor benden :)

Böyle trafikte tansiyonun yükseldiği durumlarda ne yaptığımı size söyliim. 10'a kadar yavaş yavaş sayıyorum. Ve bunu yaparken de başka hiç bir aksiyona girmiyorum. Gözlerimi kapatıp ona kadar sayıyorum. Bu sayede o bir anlık hatayı yapmamış olmuyorum. Ona geldiğimde zaten öfken bir nebze azalmış oluyor. O bir anlık hata insanların hayatını karartan şey zaten. Hadi diyelim kaza yaptınız adam size çarptı, zaten iş işten geçmiş artık olan olmuş. O saatten sonra ne yapsanız boş. Eğer sağlamsanız, kaza söz konusu değilse, yolunuza devam edebilecek durumdaysanız hatta sadece bisikletinize zarar geldiyse bile öfkenizi yutup hayatınıza devam edin. Değmez arkadaşlar.
 
@ippon

Max Weber, devlet kavraminin siddeti kullanma tekelini elinde bulundurdugunu soylerken devleti insan toplulugu degil, insan ustu siyasi bir birlik olarak tanimlar. Bu birlik, mesurtiyetini de hukuksal otoriteden alir. Ancak Weber'e gore salt hukuki otorite yoktur. Ornegin geleneksel otorite de vardir.

Bireyin devletin siddetine riza gosterip gostermemesi mesrulukla alakali degildir. Yukarda bahsettigim gibi mesrutiyet hukuksal otoriteden gelir. Eger hukuksal otorite siddeti mesru kiliyorsa bireyin ne dediginin cok onemi yoktur. Ancak hukuksal otorite, bireysel siddeti de duzenliyor-engelliyor olabilir.

Birey hangi otoriteye boyun egecegine kendi karar verebilir. Ancak otoritelerin catistigi yerde sonuclarina da katlanacaktir.

Ornegin ben Kadikoy'de insana siddeti mesru gormuyorum (geleneksel otorite). Ayni hareketi X semtinde yaparsam arac sahibi insana siddeti de mesru gorecektir. Tabi eger karsisinda 1.95 mt boyunda, 102 kg bir dev gormezse. (oyle degilim ama velev ki :)) Bu da bizi son otorite olan karizmatik otoriteye goturuyor, bu durumda kurallari koyan "karakter" oluyor.

Tum bunlar Devlet denen mekanizmanin, her seyin ustunde olmasi gereken hukuksal otoritesinin yerlerde surunmesinden suregeliyor.

Emre Kongar'dan aldigim Sosyoloji derslerini hatirladim simdi :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Cenk Akbulut
hukuk örtük şiddettir, diyerek fikrimi özetlemiş olayım bu konuda :)

tabii şunu da bir kez daha hatırlatmış olalım: meşru olan bazen hukuki olmayabileceği gibi, bunun tersi de doğrudur: hukuki olan da bazen meşru olmayabilir.
 
Ben bireysel silahlanmanın yasal olması gerektiği görüşündeyim. Ayrıca yasaların nefsi müdafa'yı meşru kılacak biçimde esnetilmesini de destekliyorum. Kısaca Amerikan tipi bir yasal düzenlemenin Türkiye'de de yapılması gerektiği görüşündeyim. Atıyorum gerekli silah eğitimini almış her yetişkin insanın kendisini müdafa edebilmek için 9mm'ye kadar olan bir tabancayı "gizli" bir şekilde taşıyabilme ve gerektiğinde, yasalar çerçevesinde nefsi müdafa için kullanabilme hakkı olmalı. Eğer bu dediğim olsa Türkiye'de hiç kimsenin bir başkasına durduk yere dayılanacak cesareti kendisinde bulacağını sanmıyorum. Zannedilenin aksine vurma/vurulma olaylarında bi patlama olacağını da sanmıyorum. Güçlü olduğunu bilmenin insanları agresyona daha az meyilli yaptığını okumuştum. Yani o silahın üzerinizde olduğunu bilmek size ekstra bir güven ve soğukkanlılık duygusu veriyor ve nispeten daha ağırbaşlı davranıyorsunuz herhangi bir kavga gürültü durumunda. Aynı şey sanırım iyi derecede uzak doğu dövüş sporları bilen insanlarda da varmış. Karşı tarafı kolayca dövebileceklerini bildikleri için bu gücü kullanmak yerine ortamı yumuşatma yoluna gidermiş bu insanlar.

Tabi bunlar varsayım. Ancak devletin vatandaşını koruyamadığı bir gerçek. Ve bu yüzden de güçlünün güçsüzü ezdiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu hiç hoş bi durum değil. Trafik kazalarında hapisten yırtan BMW sürücülerini okuyup duruyoruz. Suç cezasız kaldığında malesef insanlar suç işlemekten korkmamaya başlıyorlar. O yüzden eğer devlet vatandaşını koruyamıyorsa, vatandaşına kendisini koruma hakkını vermeli.

Bu fikrimi çok ekstrem bulanlar için sizi daha da şaşırtacak bir şey söyleyeyim. Bence "düello" da yasal olmalı. Ve her iki tarafın da kabul ettiği bir düello'da karşı tarafı öldüren insan cinayetle filan yargılanmamalı.
 
  • Beğen
Tepkiler: emir yakup bulut
@boing

Bence de olmalı. Bisikletforumda biri ötekine dayılandığında, adını adresini telefonunu ver hele dediğinde düello yapmalılar, hayatta kalan foruma moderatör olmalı.

Lahavle.
 
Genel olarak okumaya çalıştım. Günlük hayattaki seçeneklerimiz dışında bir öneri/tavsiye gelmemiş.

Bugün defalarca arabayla görmemezlikten geldiler. Sağ şeridi ortalamış ve ortalama 45 km hızla giderken sol şeritte giden ve önündeki araçlar sola dönerken beklememek için sağa doğru yaklaşmaya ve beni sıkıştırmaya çalıştı. Hadi buyrun bakalım önerileriniz neler ?
Ben yaptığımı söyleyeyim beni de eleştirin ki doğruyu yapayım. Kornam var uzun bastım 3-4 sn ve sıkıştırmasına rağmen şeridimde gitmeye devam ettim. Önündeki araçlardan dolayı durma esnasında ters bir bakış attım.
 
nüfusu 100 bin den az olan ve trafik sorunu olmayan bir ilde yaşayan birisi olarak

-sıkıştırma
-park ve ya sağ dönüş için beni geçip önümde ani fren yapan mı dersin
-karşı şerite geçip bana selektör yapıp üstüme süren mi dersin
-acelesi yokmuş gibi karşıya geçen,babasının yoluymuş gibi yola atlayan mı dersin

her türlü kafaya sahip yurdumun insanı var bence şehiriçi 20-30 km saat hızla gidilmeli 30 dan sonrası artık tehlikeli çünkü ne kadar hızlı gidersen o kadar frenleme mesafen artıyor
 
madem herkes dökülüyor bende söyleyeyim. hanımın falan haberi yok aman diyeyim konu buradan dışarıya çıkmasın. bir ay oldu sanırım. kızım doğdu bugün kırk günü doldu hatta allah esirgesin. arabamı yıkamaya götürdüm dönüşte yol vermeme mevzu oldu ama sizi temin ederim ben haklıydım, hani haberlerde çıkıyor ya yol vermeme facia ile sonuçlandı ölü yaralı falan tarzında. şaka maka az daha nalları dikiyorduk. ben hakkımı almaya çalışırken öndeki aniden durmuş bende ona toslamış bulundum çünkü önüme değil yanımdaki hakkımı almaya çalışan araçla ilgileniyordum. ona yol vermemekle ilgileniyordum. bunlar meğerse iki araçlarmış. iki araçtan iki kişi indi birisi zaten ön cama direk uçan tekmeyle girdi baktım ben çıkamadan bunlar arabaya girecekler emniyet kemerini çıkarmaya çalışıyorum ne olduğunu anlayamadan çektiler aldılar beni sonradan diyorum tabi, acaba emniyet kemerini çıkarmasamıydım. neyse arada kaldım tabi çevre esnaf-insanlar gelip ayırana kadar baya hırpalandım esnaf zor kurtardı beni. neyse sonuç olarak iki şey çok zoruma gitti. birincisi sol kolum ezik, göğsümde ağrı, sol yüzük parmağı çatlak, sağ yüzük parmağı çatlak kızımı kucağıma alamadım on gün falan. bir parmak diyorsun ne kadar seni engelleyebilir yok ama öyle olmuyormuş kızımı kucağıma alamamak çok zoruma gitti. ikincisi de tabi haklıyken dayak yemek. aracıma verilen zararı falan saymıyorum.
yukarıda "boing" kardeşinde dediği gibi bir daha sittin sene işim olmaz. bir dakika geç giderim yaa ne olacak ki çoluğum var çocuğum var hiç gerek yok çünkü insanlar şer arkadaşlar şer. haklı haksız yok burada silahı olsa vuracak, bıçağı olsa kesecek hakkımı alacağım diye haklıyım diye bu tür atraksyonlara girmeye hiç gerek yok. ben hakkımı ahirette her türlü alırım. he yine "boing" kardeşin dediği gibi kaybedeceğiniz bir şey yoksa direk dalın.
 
Bu başlıktaki yorumları okuyup dün akşam izlediğim altı ay ömrü kalmış adam konulu film ile birleştirdim.Şu sonuca vardım;eğer altı ay ömrüm kalmış olsaydı bende silecekleri yamulturdum herhalde :)
 
Şimdi aynı şeyi siz kendiniz için düşünün. Arabanızı park ettiğiniz yere doğru yaklaşırken birisinin silecekleri yamulttuğunu yada arabaya başka bir zarar verdiğini görüyorsunuz. Ne yaparsınız?
 
Benim arabayı aldılar götürdüler vallahi. Beylikdüzün de ana cadde üzerine bırakır herkes aracını bir baktım araba yok meğerse kaldırımda yaklaşık 4-5 adım mesafede yangın 198728 bunlarından varmış. (Adını bulamadım).Cezayı yedim bir daha park ettiğim yere 10 sefer bakıyorum. Ben daima şunu savunurum devlet olarak cezayı sen kesmezsen herkes kendi kanunu oluşturmaya çalışır. Bizim oralarda gücü yeten gücük tavuğa derler.(Gücü yeten yetene manasında) Bizim sokağın başında dönülmez tabelası var koy bir trafik polisi kessin cezayı yada koy bir kamera plakaya göre göndersin. İnsanlarda Pavlov Köpeği etkisi yarat. Ne oluyor ama bizde kurallara uyan enayi, salak uymayan süper akıllı. Daha bu sabah başıma geldi ışıklarda geçmeye çalışırken yandan geldi araba hoppp önümüze geçti ışıklardan bizden önce geçti. Arkasında kocaman Osmanlı tuğrası. Sorsan oruçludur. Yaklaşıp kul hakkından haberin var mı diyecektim yine sevgili oğlum ve karım aklıma geldi vazgeçtim. Ne zaman haklılar haksızlar kadar cesur olur o zaman adalet yerini bulur.
 
Son düzenleme:
@murat serbet

Eee, böyle öküzlük, böyle hayvanlık yaparsam, bunu da yaparlar, der; yapmamaya çalışırım.

Ama burası Türkiye, farkındalık ve özeleştiri kültürü yerlerde sürünür bu topraklarda.
 
@Mert E.
Bu işlerin hepsi öküzlük olmayabilir. Dalgınlık olabilir mesela. Kimse kimsenin malına zarar veremez. Bunu hiçbir kuralı çiğnemeyen, asla böyle bir yere park etmeyen biri olarak söylüyorum. Sizin orada gördüğünüz şeyi park eden kişi fark etmiş mi acaba? Taksiciler sürekli bu park kurallarını ihlal ediyorlar. Hem de arabanın da sürekli içindeler. Onlara da tepkimizi gösterelim. Onlar içindeyken silecekleri yamultalım o zaman.
 
@murat serbet

Fark edecek. Fark etmemesine olanak yok çünkü. Fark edememişse de fark etmesine yarar bir dahakine.

Sadece taksici değil arabanın içindeki herkese bu konuda çemkiriyorum zaten. Aaa arabanın içinde, bulaşmayım demiyorum. Özellikle bebek arabasıyla daha etkili oluyor.

Bir keresinde gene böyle kaldırıma parkedip benek arabasının sıkışacağı kadar yer kalan bir aracın şoförüne kaldırımdan çeker misin dedim; nereye park edicem 5 dakika bekleyeceğim zaten dedi. Peki dedim, dar yerden bebek arabasıyla lambur lumbur geçtim, tutacak kısmı cart diye çizdi çamurluğunu. Özür bile dilemedim, indi baktı, baktığıyla kaldı.
 
Geri