@Zekeriya Çab bahsettiğim impact testlerini açmışınız, sağolun

. Karbon normal stress çeşitlerinden çekme streslerine müthiş mukavim bir malzemedir. Ama basma mukavemeti görece daha zayıftır, bu sebeple bisiklet tasarımında bu konuya ayrıca dikkat edilir. Impact testleri esnasında, ortotrofik malzeme özelliği gösteren karbon fiberler, onları bir araya getirmiş olan matriksinden statik yüklerle karşılaştırıldığında daha kolay ayrılır, yoksa noodle effect dediğiniz çok yüksek oranda karbon liflerin kırılmasından değil fiberlerin matriksten kopmasıyla meydana gelir. Burada sizin de bahsetmiş olduğunuz, üretim yöntemleri ve matriksin, karbon fiberi boşluksuz kavramış olması çok önemlidir ama bu sadece bir parametre daha nicesi var. Giant, Bianchi ve daha nicesi, artık matriksin de mukavim değerlerini iyileştirmek ve çarpmalarda daha iyi sonuç almak için, güçlendirilmiş polimer ile karbon fiber kompozit kullanıyorlar "top end" modellerinde. Bu sayede yüzde 30 lara varan iyileşmeler söz konusu (giant advanced sl, advanced e göre çarpmalarda yüzde 14 daha mukavim). Rijitlik, bir malzemenin üstüne binen yüklere karşı şeklini koruma istediğidir, mukavemet ise dayanabileceği ilgili noktalarda ki maksimum stresleri ifade eder. Yani her rijit malzeme aynı oranda mukavim olacak diye bir şey yoktur. Rijit malzeme, ilgili alt yüke ilk geldiği anda "failure" olma ihtimali direk beklenirken, aynı malzemenin rijitliği önemsenmemiş fakat daha üst maks mukavemete sahip olan kuzeni ise akma yapar ama failure olmaz hemen. Karbonun bu iki konuda da 1 gr/cm3 başına tabiki, eline su dökebilmiş metal yok. Kadro kulağı ve bunun gibi yüke direk temas halinde bulunan yerlerde (statik olmayan anlık kuvvetler, impact loading), genelde metal kullanılmasının sebebi, bir şey olduğunda fark edelim diyedir, istenirse karbon da yapılabilir ve gayet güzel olur, fakat kadro kulağı gibi ufak boyutlu bölgelerde düşünülecek bilhassa polimerin, kadronun geri kalan kısmından farklı olması ekstra maliyet getirir. Kadro ile birlikte üretilen kadro kulakları bence bu sebeple çok randıman vermemektedir, çünkü rijit olmakta ve plastik deformasyon değerleri zayıf olmaktadır. Kompozit istenilirse esnekliği artırılabilir, dediğiniz gibi çünkü basmaya götürecek yük biçimleri (mesela iki uçtan kıvırma hareketinin yarattığı bending (bükme) momentleri, life 90 derece açı çivarında basmaya sebep olur ve esnemesini sağlanır fakat burada karbon fiber kompozit tasarımında kullanılan "stacking sequence" yani laminasyon biçimi büyük rol oynar, esneklik aranan şeyse burada gerçekleştirilen laminasyon yani karbon-epoksi laminelerin hangi açılara ne kadar miktarda sahip oldukları ne kadar katmandan oluştukları belirleyicidir. Karbon fiber tek başına esnek değildir, kompozit tasarımı bunda belirleyicidir. Kompozitin ise daha çok şok absorbe edici özelliği daha belirleyicidir. Metallerin aksine isotropik değildir, aksine, 2 malzemenin birleşiminden meydana gelir ve yine laminasyon ile titreşim absorbe yeteneği çok üst seviyeye çıkarılabilir.