İzmir

Burakcım mrb, sevindim burdada görüştüğümüze.

öncelkle teşekkür ederim mustafa bey bisiklet benim için apayrı bi olay örneğin canın sıkıldı atla tek başına kafa dinle bir yoldaş, çok neşelisindir kafa nereye ben oraya, çok duygulusundur tak kulaklığını bak keyfine ve bunları yaparken ekstradan bi para harcaman gerekmiyor aksine sporunuda yapmış oluyorsun daha biçok olaylarla örneklendirebilir bunları en son olarakda bunları tabikide severek ve steyerek yapıyorum toplumun bazı kesimleri her ne kadarda yadırgasalarda yılmak yok pedallamaya devam
bu arada bisikletim whistle miwok 1161D mtb

kapanmış sanırım...

herkese merhabalar

çocukken ve gençlik yıllarındaki tutkuma bisiklete çok uzun aradan sonra geri dönmeye karar verdim.Önce eski emektarı depodan çıkarıp bugun bakıma götürdüm.bisikletçide uzak olduğu için ilk antremanımıda yapmış oldum

herkese keyifli paylaşımlar

Güneyden esen kuvvetli rüzgar nedeniyle Mavişehir bisiklet yolu yine sular altında kaldı.

http://www.evrenuyanik.com/bisikletforum/bisikletyolu-1.jpg

O güzergah her zaman sıkıntılı çok rüzgarlı oluyor yada kokulu

sıklıkla yaşanan bir manzaradır bu her kötü hava sonrası o yüzden en güzeli vur kendini dağlara

Rüzgar denizden estiğinde deniz herzaman rüzgarın şiddetine göre kabarır. Bu sadece bugünlük mesele değil, dünya kurulduğundan beri böyledir. Yani azıcık hakikatle ilişki kursalar bunu görebilirlerdi, ya da gördü iseler kendileri oraya yol yaptı diye doğanın kanunun değişeceğini zannederek kendilerini aldatmasa idiler. Kilisenin taaaa newton zamanından beri haberi var; doğada yaratılışından gelen kanunlar var, bir karmaşa içinde değil. Sen söyledin ya da karar verdin diye kanun değişmiyor veya düzelmiyor, aksine sen hakikati inkar ettikçe bozuluyorsun.
Umarım milletin parası pahasına gördükleri bu hakikate sırtlarını dönüp denize küfretmek yerine hatalarını düzeltirler.

Türk Tarihine bakılırsa;Genellikle yerleşim bölgeleri tepeler üzerindedir.Avanos'da önceleri Kızılırmak kenarına ev yapılmamıştır.İlkbahar başlamasıyla birlikte taşan ırmağın sularının altında kalmamak için,hemde ırmak kenarında ıslık çalarak kolgezen keskin ayazını yememek içindir.Şimdilerde ise ırmak veya göl,deniz yataklarını doldurup dev binalar inşa ediyorlar.Deprem esnasında ise karton binalar onca canı alıp yerle bir oluyorlar.Bunu Gölcük depreminde yaşamak zorunda kaldık.Atalarımız"Doğa ile güreşilmez"diyerek nokta koymuşlar.Fakat vicdan yerine cüzdan taşımayı tercih eden dinsizlerdoğa kanunlarına kafa tutmağa devam ediyorlar.

Eskiler bilir bu bölge aslında bataklıktı.Çeşitli göçmen kuşlar buradaki sazlıklara yuva kurardı yaz aylarında.

Sonra ne oldu?Bu bölgeye kamyonlarla toprak taş hafriyat dolduruldu, kuşların yuvalarının üzerine yüksek binalar, milyon liralık villalar yapıldı.Bir de dalga geçer gibi, albatros, pelikan gibi kuş isimleri verildi o binalara.

Bitmedi.Şu anda carrefour ve çevresindeki yüksek binaların olduğu taraf var ya...orası eskiden Karşıyaka çöp toplama alanıydı.Çöplerin üzerine toprak döküp silindirle düzelttiler.Metan gazı patlaması olmasın diye belirli aralıklarla havalandırma borularını dikine yere çaktılar.20 yıl sonrada imara açtılar.

Buna bence çare bulurlar diye düşünüyorum bisiklet yolu için değil tabi. Resmin çekildiği yerde villalar var bugün oradan geri döndüm. Tam dikkat etmedim ama o villalar denizin altında kalıyor diplerine kadar girmişti deniz.

Eski yıllarda deniz taşması ve su baskınları daha zararlı yaşanıyormuş bu muhitte. Sonradan bisiklet yolu olan set yapılarak denizle binalar arasında bir miktar yükselti koyulmuş. Yoksa villalar deniz seviyesinden aşağıda evet. Bisiklet yolunun geçtiği set olmasa su zaten mütemadiyen basacak villaları. Ayrıca su pompaları yapıldı deniz taşarsa taşan suyu tekrar denize pompalamak ve evlere sokaklara su baskınını önlemek için.

Buna rağmen basında çıkan bir haber görmüştüm, villa sahiplerinden biri yapılan set nedeniyle manzarası kesiliyor diye dava açmış, bisiklet yolunun kaldırılmasını istemiş. Bahsedilen setin yüksekliği de varsa yokta 1 metredir herhalde. Gören duyan da villanın önüne gökdelen diktiler sanacak. İnsanları anlamak zor. Ayrıca tüm kamuya faydası olan, gerek su baskınlarını önlemek için, gerekse kent sakinleri tarafından yürüyüş ve bisiklet yolu olarak kullanılan bir alan. Bencilliğin düşüncesizliğin böylesi.

Kaynak: (link)

İzmir'de belediye, yağmurlarda ve deniz kabardığında sürekli su basan Mavişehir sahiline 2 milyon masraf ederek su tahliye istasyonu ve set yaptı. Ancak sahildeki bir villanın sahibi "Manzaram bozuldu" diyerek dava açtı. Mahkeme de set ve istasyonun kaldırılmasına karar verdi. Karşıyaka'da 1997'de Emlak Bankası tarafından yapılan Mavişehir 2. Etap Konutları, bölge deniz seviyesinin altında olduğu için dolgu yapılarak kotunun yükseltilmesi gerekiyordu. Ancak yeteri projedeki kadar yükseltilmeyince, yağmur sularının deşarj hatları da deniz seviyesinin yaklaşık 40 santim altında kaldı ve bölge her yağmur yağdığında sular altında kaldı. Soruna sözüm arayan Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZSU Genel Müdürlüğü mevcut zemin kotları yükseltilemeyeceğinden TOKİ ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmayla bölgeye yağmur sularının deşarjı için bir pompa istasyonu ile 1 kilometrelik bir kanal yapıldı. Ayrıca med-cezir sırasında şiddetli rüzgârda deniz kabardığında bölgeyi su basmaması için sahil bandındaki villaların önünden başlayarak, Gediz Nehri'nin eski yatağının döküldüğü yere kadar olan bölgede kıyıya 1 metre 40 santimetrelik bir set inşa edildi. Setin üzeri de bisiklet yoluna dönüştürüldü. Belediyeye yaklaşık 2 milyon TL'ye mal olan projeyle bölge su baskınlarından kurtuldu.

Ancak sahildeki villalardan birinde oturan Oktay Yar, İzmir 2. İdare Mahkemesi'ne başvurarak, yapılan setin denizle insan ilişkisini yok ettiğini, görsel tüm bağlantıyı engellediğini ve kendisinin de aralarında bulunduğu bölge sakinlerinin denizden yararlanma hakkının ellerinden alındığını iddia etti. Set ve tahliye istasyonunun villaların değerini düşürdüğünü de belirten Yar, bölgedeki med-cezir yüksekliğinin en fazla yarım metre olduğunu, setin ise gereğinden fazla yüksek yapıldığını öne sürerek, ikisinin de kaldırılmasını istedi. Mahkeme tarafından atanan üniversite öğretim üyesi bilirkişiler ise istasyonun ve kanalın yoğun yağış nedeniyle oluşan suları tahliye etmek için kurulduğu, deniz kabarması sonucu oluşacak baskınların önlenmesi için yapılan setin de teknik açıdan uygun yerde inşa edildiği yönünde rapor hazırladı. İZSU da projeyi savundu. Ancak mahkeme projeyi, imar planlarında bulunmadığı için iptaline, pompa istasyonu ile kanal ve setin de kaldırılmasına karar verdi.

İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, Danıştay'a başvurarak karara itiraz ederken, sert tepki gösteren Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak ise "Bir vatandaş çıktı ve manzarası bozulduğu gerekçesiyle dava açtı. Ne hikmetse idare mahkemeleri de hemen karar veriyor. Böyle şey olmaz. Yıllardır bölgede su baskınlarıyla boğuştuk. Bizi yine aynı durum bekliyor. Mavişehir'de opera binası yapıyoruz. Biz hizmet etmek istiyoruz" dedi.

Davayı açan Oktay Yar'ın avukatı Mehmet Emin Keleş ise "Çevre sakinlerinin isteklerine ve önerileri göz önüne alınmadan, med-cezirin yarım metre olduğu yerde üç katı yüksekliğinde duvar inşa edildi. Ben yaptım oldu mantığıyla hareket edilemez. Eskiden evinin önü denizken şimdi araya set çekildi. Yelkenlisini bile denize indiremiyor. Önceden manzara olarak denizi seyrediyordu, şimdi manzara olarak setleri seyrediyor. Belediyeden kararı uygulayarak sistemi kaldırılmasını istiyoruz" diye konuştu.

08.10.2010 tarihli bu haberde bahsi geçen davayı açan avukat med-cezirin yarım metre olduğu yerde üç katı yüksekliğinde duvar inşa edildi diye sitem etmiş ama görünen o ki üç katı yükseklik de yeterli gelmemiş.

Kaldirsinlar seti evin birinci kati iskele ikinci kati atlama kulesi olur.kamu yarari varsa sahsi yarar ufak kalir. O yol izmirdeki en guvenli guzergah trafik yok islek yanliz degilsin.tabi bunu o kadar parasini villaya vermis birine anlatmak zor

Türkçenin ve mantığın bozukluğuyla perdelenen bir dava olmuş anlaşılan. Şimdi iddia sadece med cezire, yani suyun alçalıp yükselmesine, dayandırıldıysa mahkeme doğru karar vermiş sayılır. Nihayetinde türkiyenin kıyı kesiminde o kadar fark olan bir gelgit yaşamıyor. Avukatın söylemide mahkemenin kararıda doğru. Nevarki, suyun ayın hareketine bağlı yükselmesi ve aynı zamanada denizden gelen kuvvetli rüzgar , kırılan dalgayla beraber 1-1.5 metre yukarıdaki sahili sular altında bırakabilir. Buradaki dalga boyu rüzgarın kuvvetiyle doğru orantılı şekilde artacaktır.
Avukatın, davacıyı kendi yelkenlisini bile suya indiremiyor diye savunması da ironik olmuş. Yelkenci adamın kafası çalışır. Yaptığı spor gereği rüzgar nedir, suyun kabarması nedir bilir. İşin içinde başka bir şey var gibi. elbette bu saçmalıklar kurgusu orada yaşayanların derdini hafifletmediği gibi, hazinenin boşa giden paralarınıda geri gerirmiyor.

Adamın evinin önündeki set komple kalksın evinin etrafındangeçsin iyi yalıtım yapılsın. Bir fırtına çıksın deniz evi alsın götürsün adamda sularda kaybolsun, pislik dolu ve kokan denizle bir ömür boyu yaşasın.

Ben o bölgede bisiklet yolundan vazgeçmeye hazırım.Yalnız bir şartım var.

Belediye orada yaptığı işi tamamen eski haline getirecek yani seti sıfırlayacak, bütün dolgu malzemesini kamyonlara yükleyip götürecek.Pompa istasyonunu da sökecek, tahliye kanallarını dolduracak.Ve bir daha oraya adımını atmayacak.Beş kuruş harcamayacak.Böyle olursa ben varım.Hatta geleyim yardım edeyim kazma kürekle.

Burası Karşıyaka daki Yunus heykalinin olduğu alana benziyor.Yoksa yanılıyormuyum.Merhum Cemak Gürsel'in evinin olduğu yer civarımıdır?Doğaya duyarlı genclerimizin aktif oluşu bana umut veriyor.Freiburg'dan sevgi dolu selamlar.

Merhaba,

İlk önce bisikletimi aldım daha sonra sitenize üye oldum.
Umuyorum ki siteniz vasıtası ile geniş bir bilgi yelpazesine ulaşacağım ve yeni arkadaşlar ediceneceğim.

Benim bisikletim Carraro Sportive 225.

İyi günler.