Ben bahsedilen gruplarla bir kez Çeşmealtına, bir kez Seferihisar'a, bir kez şehiriçi tura bir kez de Selçuk Meryemana'ya gittim, eleştiriler biraz acımasız olmuş. En azından benim gittiklerimde hiçkimse alkol tüketmemişti(bu; o gruplarda hiçkimse alkol tüketmiyor manasına gelmez), evet, tek-tük sigara içen vardı molalarda, (ben şahsen sigara içen biri olarak, bisiklete bindiğimde asla içmem), fakat yazılanları okuyan biri, o gruplardaki insanların ağızlarında sigara, ellerinde bira şişeleri ile Kordonda turladıklarını falan sanabilir. Tur şekilleri; her ne kadar çoğu MTB kullanıyorsa da (ben dahil), aslında şehiriçi gezinti turu, yani citybike ile yapılacak turlar olarak gözlemliyorum, bu tarz turlarda insanların elbetteki performans amaçlı turlarda yaptığı eforu sarfetmeleri beklenemez, insanlar spor için bisiklete binerler, insanlar gezmek için bisiklete binerler, insanlar sadece boş vakitlerini doldurmak için ya da sadece sosyalleşmek için de bisiklete biniyor olabilirler. Bu noktada olayı; "eğer bisiklete biniyor iseniz, bizim gibi binmelisiniz, doğrusunu biz biniyoruz, bisiklete binmenin başka şekli yoktur" noktasına getirmenin de yanlış olduğunu düşünüyorum. Eğer sportif bisikletçilikten (ne demekse) bahsediyorsak, dünyada veledromu olmayıpta, olimpiyata bisikletçilerini gönderen tek ülkeyiz herhalde, bence buna kafa patlatmalıyız, insanların İzmir'de, gece turlarında kaç km. gittikleri, turda kahveye mi parka mı oturdukları, yada ne içip yediklerinden ziyade... Çünkü şimdi tepeden baktığı-mız/-nız (sadece bisiklete, bizim bindiğimiz(!) gibi binmediklerinden) o insanlar, sayılarının (en azından benim yaşadığım şehirde) fazlalığı ve kalabalık organizasyonlarında dikkati bisiklete çektiklerinden dolayı, belki bisiklet sporuna ilginin artması, ilgiye cevapsız kalamayacak olan kamu otoritesinin de bu spora daha fazla kaynak ayırıp, belki ilerde bahsettiğim eksiklikleri gidermesine sebep olacak.
"Karı-kız muhabbeti, güzel kızlarla tanışma" konularına hiç girmeyeceğim, bu cümleler, sadece o gruplardaki az sayıdaki bayan arkadaşı töhmet altında bırakır, başkasına faydası olmaz (muhakkak o yüzden de gelen vardır,doğru, fakat grupların amacının, sırf bu ihtiyaca hizmet ediyormuş şekilde genellemek yanlış)
Son olarak arkadaşlar; bırakalım insanlar bisiklete binsinler, sahil yolunda yada Balçova tepelerinde, ister tur biskletine binsinler ister mtb.'ye, isterlerse inatla (benim gibi

mtb ile asfalt lastiği ile şehiriçi turu yapsınlar, ister haftasonu 10 km. yapıp mangal yaksınlar eve dönsünler, ister 80-90 km. performans yapsınlar, yeterki bisiklete binsinler, çünkü daha sayımız o kadar az ki, az olduğumuzdan olimpik sporcularımız antrenmanlarını yurtdışındaki salonlarda yapıyorlar. Bence zaman; birbirimizi anlama ve yanyana durma zamanı, birbirimizi kırma zamanı değil.