Duyan da zannedecek ki memlekette herkes fayda/maliyet analizi yapıyor, verimlilik zirve yapmış. Esas mesele bahane bulmaya çalışmaları. Böyle her şeye karışanlara verilecek en güzel cevap "çok kazandiriyor, gunde 3-5 bin kaliyor" diye sallamak. Cevap veren ciddi mi yoksa dalga mi geçiyor anlamıyorlar, için için bu işte o kadar para var mı diye düşünüyorlar.@umutcelik Oltamı, kovamı aldım balığa çıkmak için evden çıkdım mahalleden esnaf bir abimiz ya dedi hayırdır dedim balığa abi ya dedi, kaç para kilosu uğraşmaya değermi hadi buyur bakalım bisiklete bu kadar para verilirminin başka bir modeli abimiz bu gülümsedim ve gittim yanından adam sanıyorki cepde para yok beleşden balığa gidiyorum yahu mübarek bu bir hobi kimisi ava gider, kimi film ve müzik arşivi yapar, kimide bisiklete biner aklıma her geldiğin de gülerim.
Özel sektörde çalışırken haftanın 6 günü, sürekli değişen vardiyalarda çalışırdım. Sadece bir günlük iznimiz olurdu, onda da uyumaya çalışırdınız. Bu tip bir hayat tarzını 6 aydan fazla sürdürmek insanın psikolojisinde ve hatta fiziksel sağlığında kalıcı hasarlar bırakıyor. Ben iki sene dayanabildim. Türk insanının aşırı asabi olmasını ve en ufak şeyde düşünmeden hareket edip hayatını karartmasını ben bu tip hayatlar yaşanmasına bağlıyorum. "Zaten cehennem hayatı yaşıyorum, kaybedecek neyim var" anlayışı yerleşiyor.Malesef Turkiye'de halkın alim gücü düşük. Hobi için para harcamak lüks. Üstüne uzun çalışma saatleri ve büyük şehirlerde trafikte eklenince kişinin kendine ayrılabileceği zaman da az o yüzden insanlar hobi, meşgale sahibi değil. Kısıtlı zamanda en ucuza yapılabilcek şey geleni geçeni izleyip dedikodu yapmak.
Üniversitede çalışmaya başladım, daha sonra okulu bıraktım atıldım vs.Özel sektörde çalışırken haftanın 6 günü, sürekli değişen vardiyalarda çalışırdım. Sadece bir günlük iznimiz olurdu. Bırakın boş zamanı, uyku düzeniniz şaşar uyuyamazdınız bile. Bu tip bir hayat tarzını 6 aydan fazla sürdürmek insanın psikolojisinde ve hatta fiziksel sağlığında kalıcı hasarlar bırakıyor. Ben iki sene dayanabildim. Türk insanının aşırı asabi olmasını ve en ufak şeyde düşünmeden hareket edip hayatını karartmasını ben bu tip hayatlar yaşanmasına bağlıyorum. "Zaten cehennem hayatı yaşıyorum, kaybedecek neyim var" anlayışı yerleşiyor.
ben az biraz pareto okuduğumu anımsar gibiyimYorumları okuyunca Vilfredo Pareto'nun kitaplarının derhal Türkçeye çevirilmesi gerektiği sonucuna ulaşıyorum.
Hani çevirilse okunacak mı?
Ondan da emin değilim.
Hayatınızda iş için ne kadar cok vakit ayırırsanız kendiniz için de o kadar az vakit ayırıyorsunuz. Sonuçta bir hafta 168 saat, bunu arttırmak mümkün değil.günlük çalışma saatlerinin konuyla ilgisini anlamadım. @laka bahsettiğiniz düzende 8 yıl çalıştım. mağazacıydım. düzenli çalışma saatim yoktu. bir gün 10:00-19:00, bir gün 13:00-22:00 arası çalışırdım. haftada bir gün de 10:00-22:00 çalışıp 1 gün hafta içi izin yapardım. zor şartlardı ama bir şekilde kendime vakit ayırmayı, sosyalleşmeyi ve bisiklete binmeyi başarırdım.
bazı günlerde @umutcelik 'in bir haftada çalıştığı saati 3 günde çalışırdım tek seferlik de değil, aylarca çalışırdım.
şimdi ofis çalışanıyım. saatlerim düzenli. 09:00-19:00 arası çalışıyorum. pazar günleri tatil. c.tesi de yarım gün ama onun yerine bir hafta tam çalışıp bir hafta çalışmıyorum. sosyalleşmek, kendime vakit ayırmak ve bisiklete binmek konusunda çok bir farkı olmadı bu düzenin. en büyük farkı uyuma-uyanma ve yemek saati düzenimin standart olması oldu.
bazı fırsatları yaratmak, bazı şeyler için zaman ayırmak çoğu ölçüde insanın kendi elinde olan bir şey.
Hayatınızda iş için ne kadar cok vakit ayırırsanız kendiniz için de o kadar az vakit ayırıyorsunuz. Sonuçta bir hafta 168 saat, bunu arttırmak mümkün değil.
Insanların zaman yönetim yetenekleri farklı olabilir, siz bu konuda iyiymissiniz ne mutlu size.
Diğer yandan haftada 80 saat çalıştıktan sonra bunu 55'e düşürünce arada cok fark olmuyorsa burada da başka çelişki var
@Ali Kılıç 35.5 hangi konulardan bahsediyor yazar? tavsiye ettiğiniz bir kitabı varmı ben çok meraklıyımdır yeni bir yazarı okuyup keşfetmeye... merak ettim şimdi...
Türkçede benim bildiğim iki kitabı var. Bizim sosyoloji ekolümüz Amerikan ekolüne yakın olduğu için İtalyanlar ile pek ilgilenmiyoruz. Durumlar böyle maalesef.ben az biraz pareto okuduğumu anımsar gibiyim
aklımda kalanları yazayım .. elitler teorisini geliştiren iktisatçı ve sosyolog (matematik eğitimi de görmüştü yanılmıyorsam). her iktidarın ve bürokrasinin kendi elit sınıfını yaratacağını ve toplumların elitler tarafından yönetilmesi gerektiğini sistemleştirmeye çalışmıştır. mosca 'nın ardılı diye hatırlıyorum. sağlam bir marx karşıtlığı da söz konusu . italyan faşizmine de ön ayak olmuşluğu vardı sanırım. şimdilik bu kadar, konu dağılmasın. saygılar208920 dosyayı görüntüle
İki kitabı var. Satış rakamlarından ne kadar okunduğu anlaşılıyor. Okumanızı tavsiye ederim. Seçkinler üzerine yazdığı kitabında bizim kahvehane üslubu ile tartıştığımız bu konunun sosyolojik teorisini yapmış.
Türkçede benim bildiğim iki kitabı var. Bizim sosyoloji ekolümüz Amerikan ekolüne yakın olduğu için İtalyanlar ile pek ilgilenmiyoruz. Durumlar böyle maalesef.
Yatım olsa internette takılır mıyım be abicim Hatunları toplar denize açılırım mis gibi. Ne işim olur internette forumda filan.@laka, nickini hatırlayamadım şimdi ama sizin yazdıklarınız birkaç yıl önce bu forumda yazan birini hatırlatıyor. Yatıyla ülkeyi terketmiş (yanlış hatırlamıyorsam maltaydı) bir uçak teknisyeniydi. O da pahalı bir bisiklet yerine ucuzunu seçip kapitalizme alet olmadığını anlatmaya çalışıyordu. Güzel atışmalara vesile olmuştu, bu konu da içerik ve sebep olduğu tartışma ortamı olarak ona çok benziyor.
Eğer o iseniz bu kadar uzun aralar verip özletmeyin lütfen kendinizi. Sayenizde ne inciler dökülüyor