Scudo Sports

İstanbul Maltepe Veledrom pisti ve güvenlik zafiyeti

@sargonnas "Çekil! Soldayım! Çekilin! " "uzaa", "çık şuradan" gibi kimsenin kimseyi azarlamaya hakkı yok, bunda hem fikiriz. Yavaş gitmek suç değil, azarlanacak bir şey de değil, benim yazdıgım uyarı cümlelerine bakarsanız, azarlama yok, sadece kaza yaşanmaması için sesli uyarılar.
Bence bu iki konuda da hem fikiriz.
 
Scudo
@Fatih ÇT Merhaba Fatih bey , benim demek istedigimi yanlis anlamissiniz yada ben yanlis ifade ettim .
kisaca toparlayarak ifade edeyim ; ben velodromu , genelde ya sogumak icin yada aksamlari is donusu sahilyolundaki trafik yogunlugunda surmek istemedigim zamanlarda kullaniyorum. Ancak , sali ve persembe sizin akademi surusleriniz oldugunu da bildigim icin ve velodromdaki kalabalik suruslerde , (bence) risk cok fazla oldugu icin , o saatlerde surmeyi kisisel olarak tercih etmiyorum. yoksa , sizden yada disardan herhangi birisi bana , burada bu saatlerde surme demedi zaten diyemez de. Sonucta halka acik bir spor kompleksi ve herkesin kullanim hakki olan bir yer.
 
@cevis Hakan Bey, çabanızı ve azminizi takdir ile karşılıyorum ancak aşağıda alıntı yaptığım bölümdeki yaklaşımızın doğru olmadığını düşünüyorum.

"Uyarsaydınız" ifadesi de çok basit bir savunma. Tek sen değilsin ki, her antrenmanda senin gibi onlarcası var. Hepsine durup veledrom kurallarını anlatmak orada antrenman yapan grupların görevi mi? Sen spor yapmak için kullandığın alanın kurallarını bilmekle mükellef değil misin? Yazılı ya da yazısız kural ve kanunlarda ben bilmiyordum dediğinde sorumluluğun kalkıyor mu?
Her antrenmanda onlarcası ile karşılaşıyor olmanız, beklentinizin biraz yüksek olduğunu göstermiyor mu? Önceki bir mesajda da bahsetmiştim; yavaş olanın dıştan gitmesi gerektiği hiç bir yerde yazmıyor. Oraya ilk defa gidenler de önceden "neymiş bu velodromun kuralları" diye araştırıp öğrenmiyordur diye tahmin ediyorum. Yani Velodrom'u kullananların çok büyük bir çoğunluğunun ya hiç bilgisi yok ya da seyrettiği pist yarışları ile sınırlı. Orada da yarış dinamiklerinin doğası gereği hızlı bisikletçi öndekini hep dıştan geçiyor...

Yalnız ben hala veledrom kurallarında hala anlaşamadık diye anlıyorum yazdıklarınızdan. Kimse yarış yapmıyor orada, daha hızlı gidene ödül vermiyorlar. Hız karşılaştırması yapmak anlamsız. Çekilin dememek lazım zaten, 35 ile giden 40'a, 40 ile giden 45'e kendisi bir uyarı almadan yol vererek bir dış çizgiye çıkması lazım. Kural çok basit.

"Soldayız" ya da "Lütfen bir dış çizgiye" diye uyardıklarımız zaten kurala uymayan kişiler.
Velodromda hiç kimse arkasından geleni göremeyeceği için kendiliğinden yol vermesi mümkün değil. Manevra sorumluluğu tamamen arkadan gelen hızlı bisikletçide olduğu için önde gidenin yol vermesini beklemek değil, "kulvarda kal" (veya "soldayız") deyip yavaş gidenin etrafından geçmek daha doğru. Atletizm pistinde arkadan gelen bağırarak yavaş koşucunun yana çekilmesini ister ama bisiklette hız ve dinamikler farklı.

Çeşitli motorlu araç sürücülerine benzetilmekten haklı olarak bıktınız ama sol şeritte selektör yapan beyaz BMW gibi gitmek size yakışmıyor.
 
@Fatih ÇT Merhaba Fatih bey , benim demek istedigimi yanlis anlamissiniz yada ben yanlis ifade ettim .
kisaca toparlayarak ifade edeyim ; ben velodromu , genelde ya sogumak icin yada aksamlari is donusu sahilyolundaki trafik yogunlugunda surmek istemedigim zamanlarda kullaniyorum. Ancak , sali ve persembe sizin akademi surusleriniz oldugunu da bildigim icin ve velodromdaki kalabalik suruslerde , (bence) risk cok fazla oldugu icin , o saatlerde surmeyi kisisel olarak tercih etmiyorum. yoksa , sizden yada disardan herhangi birisi bana , burada bu saatlerde surme demedi zaten diyemez de. Sonucta halka acik bir spor kompleksi ve herkesin kullanim hakki olan bir yer.

Hayır, ben sizi anladım. Sizin yazdıklarınızı yanlış anlayan diğer arkadaş için yazdım o cümleleri. Yoksa söyledikleriniz açık ve net, hiç bir yanlış yok.
 
  • Beğen
Tepkiler: a.valverde
Velodrom kimsenin olmadığı gibi ayrıca hepimizin. Sürekli bisiklet süren biri olmak durumunda değil oraya giren. Şehir bisikletlisi, market bisikletlisi, belediye bisikletlisi... Aslında tek kural ve kontrolü var bir bisiklet ve kaskla girmek. (Onun dışındaki kuralları uygulayacak ve uygulatacak bir mecra yok.) Yani ben 7 yaşındaki oğlumun kaskını takıp orada ona sürüş teknikleri gösterebilirim. Ve bunu istediğim saatte istediğim hatta yapabilirim. Bu da haliyle yavaş olacaktır. Ve 7 yaşındaki çocuk zigzag yapabilir. Ben ne kadar yazılı olmayan kuralları bilsem de bilmeyenler olabilir. Keşke antreman saatleri klüplere ayırabilecek velodromlar olsa da antremanlarınızı-mızı oralarda rahat rahat yapsak.
Dikkatli olunması konusunda önümüzdekini uyarmak hepimizin görevi ama sakinlikle anlatılmalı. Ama ben ısrarla beyaz çizgide 20 ile giden kişiye bağıramam. Haddim değil orası onun da alanı. Bu yazışmalar tek bir bisiklet klübüne itaf edilmemeli. 3'lü, 5'li hızlı gruplar var. Herkes bişeyleri dert etmeden hızlı gitme niyetinde orda.
Ben şahsen 1 yıla yakındır gitmiyorum ama çok giderdim açıldığı andan itibaren. Kimsenin olmadığı saatlerde tempo ve grup sürüşü en mantıklısı.
 
Velodromda hiç kimse arkasından geleni göremeyeceği için kendiliğinden yol vermesi mümkün değil. Manevra sorumluluğu tamamen arkadan gelen hızlı bisikletçide olduğu için önde gidenin yol vermesini beklemek değil, "kulvarda kal" (veya "soldayız") deyip yavaş gidenin etrafından geçmek daha doğru. Atletizm pistinde arkadan gelen bağırarak yavaş koşucunun yana çekilmesini ister ama bisiklette hız ve dinamikler farklı.

Murat bey, evet arkadan geleni görmeyebilir. Haklısınız, ama aynı kişi bir kez uyarı yapıldıktan ile içten dönenlerin kendinden hızlı döndüğünü anlayıp, bir kulvar dıştan sürmesini bekliyoruz.

Diğer yandan kişisel olarak ben ve ekibim ise bu konuya azami ölçüde dikkat ederiz. Arkamızı kollarız. Yol veririz. Nasıl mı?
Gözümüz dönüşlerde çapraz şekilde arkada olur. Düzlüklerde geriyi görmüyoruz ama dönüşlerde siz de deneyin net şekilde arkadan gelen ekipler görülüyor. Çeyrek ya da yarım tur geriden gelen ekibi arkada gördüğümüzde, direk bir kulvar yukarı çıkar ve uyarı almadan o ekibin geçmesine izin veririz.
Aslında, bu sadece beyaz ile kırmızı çizgi arasında olduğumuz durumlarda geçerli. Normalde de ilk girişimizde ısınma sırasında dönen ekiplere bakar, hızımıza ve dönen kişilere göre kulvarımızı belirleriz.
Yani arkadan geleni görmemek, senden hızlı dönenleri fark etmemek konusunda size kısmen katılmıyorum. Biraz yol bisikleti sürmiş kişilerin bunu kolayca idrak edebileceğini düşünüyorum.
Laylaylom sahilde sürer gibi süren kişilerin bunları fark etmesini zaten ikimiz de beklemiyoruz. O kısımda size katılıyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Murat B.
Selamlar öncelikle. Ben velocity216 takımından İsmet. Forumu aktif kullanan biri değilim fakat oklar bize çevrilince haklı olarak yazma ihtiyacı hissettim. Velodrom antrenmanlarında bizim için en önemli konulardan biri sürüş güvenliğidir. 10-15 kişi peş peşe yüksek hızda giderken aralardaki mesafe ortalama 10-15 cm kadar ve tüm sürüş boyunca fren yapmak , ani şerit değiştirmek, pedal kesmek gibi şeyleri yapmıyoruz. Aradaki mesafeyi sadece kadansla sabit tutuyoruz. Fakat biri yan taraftan kontrolsüz ortadaki çimlere yada şeride girdiği zaman işler değişiyor. Öndeki bir kişi fren yaptığı zaman arkada akordiyon etkisi yapıyor. Trende arkadaki kişi ortaya sesini iletemiyor. Adam müzik dinliyor yada geldiğimizi farketmemis olabilir. Bu yüzden duyduğundan emin olmak zorundayız. Nabzı 180 atan birinin uzun sakin cümleler kurması çok zor zaten nefes nefese kaldıki o sürede uzayıp gidiyorsunuz. Ben kısaca ''dikkat, soldayiz ''gibi bir uyarıda bulunuyorum. Trafikte makas atan bmw gibi aralara girip koca treni insanların arasında kivirmaya kalkarsak o gece hepimiz soluğu acilde alırız. Pist beton olmasına rağmen mavi alanda 30-35 sürmeye çalışan arkadaşlar da var. Beton+ boya+ toz birleştiği zaman zeminin sürtünme katsayısı azalıyor ve sürekli virajlarda birileri düşüyor. Yoksa velodromda aynı gün programı çakışan başka kalabalık ekiplerle de mavi çizgide süren afacanlarla da uyum içinde sürüyoruz .
 
Hocam Allah korusun , tamamen jenerik senaryo ; piskopatın birine denk gelseniz, adam azarlandığı için gruptaki kişiye bişi fırlatsa o da ciddi risk . Zincirleme ciddi kaza olur . Ölçüsüz azarlayan arkadaşlar bunu da hesap etsin Ekibi bu açıdan riske atıyorlar .
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Ben bu velodroma hiç gitmedim ama anladığım kadarıyla problemlerin çıkış noktası kurallar konusunda anlaşamamak. Şu anki haliyle herkesin istediği gibi kullanma hakkı var orayı, kamu hizmeti için yapılmış. Belki belediyenin velodrom kurallarını öğretmesi ve uygulatması için bir yöntemler düşünülebilir. Sırf "antrenman yapmayanlar sarı çizginin üzerinde sürecektir" kuralı bile problemlerin büyük kısmını çözer sanki.

Kamu kurumları istek bombardımanına tutulmadan hızlı reaksiyon vermiyor. Eğer velodrom konusunda tecrübeli kişiler bir metin yazarsa burada paylaşılır, hepimiz belediyeyi darlarız bu konuda.
 
Murat bey, evet arkadan geleni görmeyebilir. Haklısınız, ama aynı kişi bir kez uyarı yapıldıktan ile içten dönenlerin kendinden hızlı döndüğünü anlayıp, bir kulvar dıştan sürmesini bekliyoruz.

Diğer yandan kişisel olarak ben ve ekibim ise bu konuya azami ölçüde dikkat ederiz. Arkamızı kollarız. Yol veririz. Nasıl mı?
Gözümüz dönüşlerde çapraz şekilde arkada olur. Düzlüklerde geriyi görmüyoruz ama dönüşlerde siz de deneyin net şekilde arkadan gelen ekipler görülüyor. Çeyrek ya da yarım tur geriden gelen ekibi arkada gördüğümüzde, direk bir kulvar yukarı çıkar ve uyarı almadan o ekibin geçmesine izin veririz.
Aslında, bu sadece beyaz ile kırmızı çizgi arasında olduğumuz durumlarda geçerli. Normalde de ilk girişimizde ısınma sırasında dönen ekiplere bakar, hızımıza ve dönen kişilere göre kulvarımızı belirleriz.
Yani arkadan geleni görmemek, senden hızlı dönenleri fark etmemek konusunda size kısmen katılmıyorum. Biraz yol bisikleti sürmiş kişilerin bunu kolayca idrak edebileceğini düşünüyorum.
Laylaylom sahilde sürer gibi süren kişilerin bunları fark etmesini zaten ikimiz de beklemiyoruz. O kısımda size katılıyorum.

Veledrom'u kullananlar ağırlık olarak grup halinde sürüyorsa haklısınız. Başka grubun daha hızlı olduğunu takım takip yarışlarında olduğu gibi karşı düzlükteyken rahatça gözlemleyebilir, onlar daha hızlı ise dışardan sürebilirsiniz. Fakat aynı anda bireysel olarak süren 40-50 kişi olduğunu, bunların hızlarının da ısınma veya soğuma turlarından 30 saniyelik sprint intervallerine kadar değiştiğini düşünün. Bu durumda en güvenli sürüş, herkesin hızına uygun ve mümkün olduğunca sabit bir çizgide gitmesi, önündekininden hızlı olanın da geçeceği kulvarı kontrol edip önündekini sözlü olarak uyardıktan sonra "sollaması".

"Arkamdan gelen varsa çekilip yol vereyim" diye kafayı çevirip arkayı kontrol etmeniz, arkanızdaki tarafından "şerit değiştirme sinyali" olarak algılanıp temposunu veya şeridini gereksiz değiştirmesine sebep olabilir bu arada.

Benim düşünceme göre sorunun temel nedenlerinden birisi çok farklı hedefleri ve becerileri olan insanların velodromu aynı anda kullanıyor olması. Mesela ben orada sürmeye çok meraklı birisi olsam, bir pist bisikleti alıp kullanmak isterim, fakat frensiz bisikleti o kadar kalabalık yerde sürmeye cesaret edemem. İBB için haftanın 4 saatini gruplara, 4 saatini pist bisikleti kullanıcılarına, 2 saatini yeni başlayanlara (hatta belki 2 saatini de patencilere) tahsis etmek; bir de "acil durumda 112'yi arayın", "çöp atmayın" gibi herkese malum şeyler yerine şuna benzer kurallar içeren bir tabela koymak çok zor olmamalı:
(link)
 
Fakat aynı anda bireysel olarak süren 40-50 kişi olduğunu, bunların hızlarının da ısınma veya soğuma turlarından 30 saniyelik sprint intervallerine kadar değiştiğini düşünün

Evet, bireyselde arkadan gelini kestirmek fark etmek zor, haklısın. Bizim en çok yaşadığımız sorunun çözümü bu şekilde mümkün oluyor. Aynı zamanda burada tartışılan asıl problem de bu oldugu için o şekilde yazmıştım.
Biz grup olarak sürdüğümüz için yavaş gidenlerin bizi fark etmelerini bekliyoruz, en azından uyarı sonrasında
 
  • Beğen
Tepkiler: Murat B.
2018 yılının Haziran ayında dünya pist bisikleti şampiyonu Alman bisikletçi Cristina Vogel, velodromda antrenman yaptığı sırada, kendinden daha düşük hızda seyreden başka bir bisikletçiyle çarpışması sonucu karıştığı kazada omuriliğine aldığı darbe sebebiyle bir daha yürüyemeyecek hale gelmişti bildiğiniz gibi. O dönemde yakından takip ettiğim bu başarılı sporcunun başına gelen bu talihsiz kaza beni çok etkilemişti. Sporcu, aylarca hastanede yatmış, çeşitli ameliyatlarla tekrar ayağa kaldırılmaya çalışılmış fakat sonuç alınamamış ve aylar sonra tekerlekli sandalye ile hastaneden taburcu edilmişti...

46539153_101.jpg

Uzun bir süre ne bu konu ile ilgili konuşmuş, ne de kazanın oluş şekliyle alakalı bir söylemde bulunmuştu... İlk aylarını çok zor ve moralsiz atlatmış, daha sonra konuk olduğu TV programları, röportajlar ve yöneltilmek istediği farklı spor dalları (okçuluk gibi) gibi onu tekrar hayata bağlayan şeyler bulmuş ve aylar sonra tekrar gülümseyebilmeye başlamış, bu yeni hayatına da alışabilmişti...

Kazadan uzun süre sonra, kazaya sebep olduğunu tahmin ettiğimiz diğer kadın bisikletçi verdiği röportajda Kristina'dan özür dilemişti... Kazaya sebep kendisi mi yoksa Kristina mı bilinmez ama, Kristina'nın bu kaza sonucu hayatının değişmesinden sebeple kendisini fazlasıyla suçlu hissettiği açıktı... Kristinanın onu affedip affetmediğini bilmiyorum, bazen insan sadece kendinden söylenmesi bekleneni söyler, ama içinden bunu söylemez...

Kazanın ne bir kaydı, ne de incelemesi var. Kaza gündeme dahi getirilmiyor çok aradım bulamadım. Kim suçlu onu da bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey velodromda 2 bisikletçinin çarpıştığı ve bu kaza sonucu 1990 doğumlu bir dünya şampiyonunun hayatının değiştiği...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Başkalarının yaşantılarından pay çıkarma veya tecrübe edinme konusunda pek iyi sayılmayız orası kesin. Ama konumuza bu derece yakın (velodrom kazası) ve bu derece ciddi sonuçlar doğurmuş (Dünya şampiyonunun yürüyemez hale gelmesi) bir örnek varken hatırlatmamak olmaz.

Bu tartışma bir şekilde kapanır. Kendince haklı olan öyle kalır, kimsenin ne birbirine saygısı, ne de anlayışı değişir. Ama velodromda gelip gelinebilecek en kötü nokta, yukarıdaki talihsiz örnektir.

Bir taraf uzun yıllardır velodromda olduklarının, artık sağır sultanın bile onların her Salı ve Perşembe orada olduğunu bildiklerinin altını çizmekte ve çok kalabalığızzz çok hızlıyızzzz vurgusu yapıp anlayış beklemekte, ki bu grubun bana göre en haklı sebebi: Performans olarak üst seviyede oluşları ve bu performanslarını da trafiğe kapalı, bisikletlilere tahsis edilmiş bu bölgede geliştirmeye çalışmalarıdır. Bundan daha haklı bir mücadele olamaz. Ama tavırlarında problem olduğunu daha klavye yazılarından bile farkettim, kendi adıma konuşuyorum.

Diğer taraf ise velodromu görünce heyecanlanıp 2 tur atmak isteyen daha yavaş olan bisikletçiler. Kuralları bilmiyor olabilirler, velodroma ilk kez çıkmış da olabilirler, ama bağırılmayı ve azarlanmayı haketmiyorlar, çünkü velodrom salı ve perşembe günleri BİLE %100 onlara tahsis edilmiş değil. Giderler belgelerini alırlar velodromu salı ve perşembe akşamları 4 saatliğine kapattıklarına dair, tartışmayı sonlandırırlar. Bunun haricindeki "biz daha kalablığız, biz daha hızlıyız, biz 5 yıldır buradayız gibi "ilkel" ve bana vahşi doğayı çağrıştıran söylemleri sadece gruba duyduğum sempatiyi düşürür. Hele ki, hemen birkaç yorum yukarıdaki, içlerinden birinin yazdığı uzun yazının son 2 paragrafı akıllara zarar. Resmen hakaret ve küçük düşürme var ifadelerin içinde. Peki bu cürreti ona veren ne? Yukarıda saydığım 3 ilkel söylem. Daha kalabalıkmış, daha hızlı ve daha eskiymiş. :kötü:

Sorun şu ki, biz velocitynin ne kadar eski ve köklü olduğunu, ne kadar kalabalık ve hızlı olduğunu zaten biliyoruz. Bunları bize hatırlatmak yerine, orta yolu bulucu ve empatiye davet eden söylemlerle ortamı yumuşatan ifaderde bulunan bir basın sözcülerinin olmasını onlara yakıştırırdım. Şu durumda kendilerini getirdikleri noktada: Salı ve perşembe akşamları, önlerine çıkanlara bağıra çağıra velodromda tur atan bir gruptan farksızlar. Çok kalabalıklar, eyvallah, çok hızlılar, eyvallah, çok eskiler, eyvallah. Ama sportmen değiller. Bütünleştirici değiller, büyük değiller, büyük olmak için büyüklük yapmak gerekir, büyüklük taslamak gerekmez... "Yol vereceksin" diyorlar, "Biz burdaysak siz yoksunuz" diyorlar adeta. Yukarıda bir forumdaşın benzetmesi harika: Sol şeritte sellektör yapan beyaz bmw'yi oynuyorlar.

Bakın velodromu en haklı amaç için onlar kullanıyor olabilir, velodromun hakkını en iyi veren grup da onlar olabilir. Ama bu performansın verdiği egoyla, söylemlerini en üst perdeden yaptıkları da yukarıdaki yorumlarla sabit. Tartışmayı başlatan forumdaşın tepki gösterdiği nokta en başından beri üsluptu, fakat velocity konuyu farklı yerlere çekme ve üslubu hala "ignore etme" peşinde. Üstelik bu yüksek sesi de antrenmanın verdiği adrenaline ve yüksek nabza bağlamakta. "Allah Allah" demesinin sebebi de nabzının zone 4'te olmasıymış. Kendimden biliyorum, benim de zone 4'de kalbim "Allah, Allah" diye atıyor Elhamdülillah

Ne kadar hızlıysan o kadar fazla bağırıp çağırıyorsun demek :snzdglsn: Velocity'den öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin. Merakla takip ediyorum
 
2018 yılının Haziran ayında dünya pist bisikleti şampiyonu Alman bisikletçi Cristina Vogel, velodromda antrenman yaptığı sırada, kendinden daha düşük hızda seyreden başka bir bisikletçiyle çarpışması sonucu karıştığı kazada omuriliğine aldığı darbe sebebiyle bir daha yürüyemeyecek hale gelmişti bildiğiniz gibi. O dönemde yakından takip ettiğim bu başarılı sporcunun başına gelen bu talihsiz kaza beni çok etkilemişti. Sporcu, aylarca hastanede yatmış, çeşitli ameliyatlarla tekrar ayağa kaldırılmaya çalışılmış fakat sonuç alınamamış ve aylar sonra tekerlekli sandalye ile hastaneden taburcu edilmişti...

240919 dosyayı görüntüle

Uzun bir süre ne bu konu ile ilgili konuşmuş, ne de kazanın oluş şekliyle alakalı bir söylemde bulunmuştu... İlk aylarını çok zor ve moralsiz atlatmış, daha sonra konuk olduğu TV programları, röportajlar ve yöneltilmek istediği farklı spor dalları (okçuluk gibi) gibi onu tekrar hayata bağlayan şeyler bulmuş ve aylar sonra tekrar gülümseyebilmeye başlamış, bu yeni hayatına da alışabilmişti...

Kazadan uzun süre sonra, kazaya sebep olduğunu tahmin ettiğimiz diğer kadın bisikletçi verdiği röportajda Kristina'dan özür dilemişti... Kazaya sebep kendisi mi yoksa Kristina mı bilinmez ama, Kristina'nın bu kaza sonucu hayatının değişmesinden sebeple kendisini fazlasıyla suçlu hissettiği açıktı... Kristinanın onu affedip affetmediğini bilmiyorum, bazen insan sadece kendinden söylenmesi bekleneni söyler, ama içinden bunu söylemez...

Kazanın ne bir kaydı, ne de incelemesi var. Kaza gündeme dahi getirilmiyor çok aradım bulamadım. Kim suçlu onu da bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey velodromda 2 bisikletçinin çarpıştığı ve bu kaza sonucu 1990 doğumlu bir dünya şampiyonunun hayatının değiştiği...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Başkalarının yaşantılarından pay çıkarma veya tecrübe edinme konusunda pek iyi sayılmayız orası kesin. Ama konumuza bu derece yakın (velodrom kazası) ve bu derece ciddi sonuçlar doğurmuş (Dünya şampiyonunun yürüyemez hale gelmesi) bir örnek varken hatırlatmamak olmaz.

Bu tartışma bir şekilde kapanır. Kendince haklı olan öyle kalır, kimsenin ne birbirine saygısı, ne de anlayışı değişir. Ama velodromda gelip gelinebilecek en kötü nokta, yukarıdaki talihsiz örnektir.

Bir taraf uzun yıllardır velodromda olduklarının, artık sağır sultanın bile onların her Salı ve Perşembe orada olduğunu bildiklerinin altını çizmekte ve çok kalabalığızzz çok hızlıyızzzz vurgusu yapıp anlayış beklemekte, ki bu grubun bana göre en haklı sebebi: Performans olarak üst seviyede oluşları ve bu performanslarını da trafiğe kapalı, bisikletlilere tahsis edilmiş bu bölgede geliştirmeye çalışmalarıdır. Bundan daha haklı bir mücadele olamaz. Ama tavırlarında problem olduğunu daha klavye yazılarından bile farkettim, kendi adıma konuşuyorum.

Diğer taraf ise velodromu görünce heyecanlanıp 2 tur atmak isteyen daha yavaş olan bisikletçiler. Kuralları bilmiyor olabilirler, velodroma ilk kez çıkmış da olabilirler, ama bağırılmayı ve azarlanmayı haketmiyorlar, çünkü velodrom salı ve perşembe günleri BİLE %100 onlara tahsis edilmiş değil. Giderler belgelerini alırlar velodromu salı ve perşembe akşamları 4 saatliğine kapattıklarına dair, tartışmayı sonlandırırlar. Bunun haricindeki "biz daha kalablığız, biz daha hızlıyız, biz 5 yıldır buradayız gibi "ilkel" ve bana vahşi doğayı çağrıştıran söylemleri sadece gruba duyduğum sempatiyi düşürür. Hele ki, hemen birkaç yorum yukarıdaki, içlerinden birinin yazdığı uzun yazının son 2 paragrafı akıllara zarar. Resmen hakaret ve küçük düşürme var ifadelerin içinde. Peki bu cürreti ona veren ne? Yukarıda saydığım 3 ilkel söylem. Daha kalabalıkmış, daha hızlı ve daha eskiymiş. :kötü:

Sorun şu ki, biz velocitynin ne kadar eski ve köklü olduğunu, ne kadar kalabalık ve hızlı olduğunu zaten biliyoruz. Bunları bize hatırlatmak yerine, orta yolu bulucu ve empatiye davet eden söylemlerle ortamı yumuşatan ifaderde bulunan bir basın sözcülerinin olmasını onlara yakıştırırdım. Şu durumda kendilerini getirdikleri noktada: Salı ve perşembe akşamları, önlerine çıkanlara bağıra çağıra velodromda tur atan bir gruptan farksızlar. Çok kalabalıklar, eyvallah, çok hızlılar, eyvallah, çok eskiler, eyvallah. Ama sportmen değiller. Bütünleştirici değiller, büyük değiller, büyük olmak için büyüklük yapmak gerekir, büyüklük taslamak gerekmez... "Yol vereceksin" diyorlar, "Biz burdaysak siz yoksunuz" diyorlar adeta. Yukarıda bir forumdaşın benzetmesi harika: Sol şeritte sellektör yapan beyaz bmw'yi oynuyorlar.

Bakın velodromu en haklı amaç için onlar kullanıyor olabilir, velodromun hakkını en iyi veren grup da onlar olabilir. Ama bu performansın verdiği egoyla, söylemlerini en üst perdeden yaptıkları da yukarıdaki yorumlarla sabit. Tartışmayı başlatan forumdaşın tepki gösterdiği nokta en başından beri üsluptu, fakat velocity konuyu farklı yerlere çekme ve üslubu hala "ignore etme" peşinde. Üstelik bu yüksek sesi de antrenmanın verdiği adrenaline ve yüksek nabza bağlamakta. "Allah Allah" demesinin sebebi de nabzının zone 4'te olmasıymış. Kendimden biliyorum, benim de zone 4'de kalbim "Allah, Allah" diye atıyor Elhamdülillah

Ne kadar hızlıysan o kadar fazla bağırıp çağırıyorsun demek :snzdglsn: Velocity'den öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin. Merakla takip ediyorum

Bu çok üst telden abartma cümleleri veledroma gelip video kaydı altında bizimle sohbet ederek de tekrarlamak ister misin? Yazarak anlaşamayacağız bunu anlıyorum buradan. Açalım kamerayı, sohbet edelim, sen gördüğün çarpıklığı anlat, biz ne demek istediğimizi anlatalım ve bunu veledrom üzerine sohbet diyerek youtube'a yükleyelim ve linki buraya bırakalım.

O atıfta bulunduğun uzun yazıda herkesin veledromu kullanabilmesi ve yol bisikletiyle alakalı incelikleri öğrenebilmesi için 4 yıldır ücretsiz ve herkese açık bir eğitim verdiğimizden bahsetmiştim. Bunu verirken de en hızlı alanı sürekli boş bıraktırdığımızdan da söz ettim. Kibir ve ego bunun neresinde?

B takım akademi için park bahçeler müdürlüğünden resmi iznimiz var ayrıca. Dileyenle dilekçeyi paylaşabileceğim gibi güvenliklere sorarak da teyit edebilrisiniz. Bu izni alırken alanın kapalı olup olmaması gerektiği soruldu bize, biz de zaten herkesin katılımını beklediğimiz bir proje olduğunu ve alanı kapatmanın yaptığımız şey ile alakasız kalacağını söyleyerek reddetmiştik. Daha önce Veledrom Şovalyeleri için de kapatılmıştı burası, yarış olması sebebi ile.

Hızlıymışsınız eyvallah, eskiymişsiniz vs gibi cümlelerle yaptığın şovun hiçbir karşılığı yok bizim tarafımızda. Gel kamera kaydı altı altında bir sohbet ile konuyu tatlıya bağlayalım. Açık çek.
 
Şahsen merak ettim veledromda hiç zincirleme bir kaza meydana geldimi?Yok ya bir gidip izlemem lazım gerçekten merak ettim. 😀
Edit: merakım o hızlarda kalabalık ile nasıl koordine oluyorsunuz?
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: a.valverde
Çakı falan vardır bunların üzerinde dikkat edin :snzdglsn: Çok uzatmayın, @PianoMan @ErzincanLee . Zaten en başından beri kalabalığız ayağınızı denk alın vurgusu yapıyorlardı, sinirlendirmemek lazım bunları. Ben şahsen uzak durmaya şu an karar verdim. Forumda tanışıp tartışıp, dışarıda buluşup kavga eden tiplere döneceğiz bunlara kalsak. Karbon bisiklete biniyor olmaları medeni olmalarını garantilemiyor maalesef, bu son yorumu da ispat oldu. Birbilerini bıçaklarlar yakında zaten,"velodromda yol verme kavgası kanlı bitti" diye izleriz şov haberde.

Uzak durunuz :harika:
 
@Serkan Mıstınoğlu Hocam ben zaten sağlık sorunları olan biriyim. Hiç uğraşamam benim tek merakım sürüş stillerini merak ettim. yoksa banane düz yolda kullandım da veledromu kaldi.
 
  • Beğen
Tepkiler: Road_Runner
Çakı falan vardır bunların üzerinde dikkat edin :snzdglsn: Çok uzatmayın, @PianoMan @ErzincanLee . Zaten en başından beri kalabalığız ayağınızı denk alın vurgusu yapıyorlardı, sinirlendirmemek lazım bunları. Ben şahsen uzak durmaya şu an karar verdim. Forumda tanışıp tartışıp, dışarıda buluşup kavga eden tiplere döneceğiz bunlara kalsak. Karbon bisiklete biniyor olmaları medeni olmalarını garantilemiyor maalesef, bu son yorumu da ispat oldu. Birbilerini bıçaklarlar yakında zaten,"velodromda yol verme kavgası kanlı bitti" diye izleriz şov haberde.

Uzak durunuz :harika:
Hocam arada benim de zoruma giden, atılan aklı selim mesajlardan sonra görmezden geldiğim bir iki cümle oldu ama nihayetinde bunlar yazışmalarda olur, iletişim nispeten yazışarak daha zor .
Ben yapıcı tarafları seçiyorum yazılanlardan ,arkadaşlar da derdini anlatmış ,olayı yaşayan olarak ; gruba yazdığı bize yakışmaz şeklindeki paylaşımı benim için yeterli oldu . Benim aklımdan asla geçmedi geçmeyecek de bu camia da biz kalabalığız döveriz gibi bi tavır , şahsi düşüncem. veledrom olmazsa olmazım zaten değil ben orayı sürüş sonrası tribünün de dinlendiğim yada ilave 20 tur falan attığım bi yer olarak kullanıyorum .Orada sürmek için zaten çıkmıyorum. Salı perşembe yapmayıveririm naçizane elimden bu gelir . Çünkü benim de tercihim sakinken sürmek diğer türlü ben de keyif almam arkadaşların da keyfini kaçırmam. Ben akşam inşallah gideceğim uygun olan olursa da sohbete çaya beklerim olmazlarsa da biraz izler giderim . Zerre şüphem de yok başıma bişi geleceğinden , kapansın bence gönül koyamaya değmez
 
@Serkan Mıstınoğlu Hocam ben zaten sağlık sorunları olan biriyim. Hiç uğraşamam benim tek merakım sürüş stillerini merak ettim. yoksa banane düz yolda kullandım da veledromu kaldi.
Velodrome daha düz değil mi?

Birde şu kurallara gelirsek, daha yavaş sürenin daha içte sürmesi gerekmez mi? Ben mi yanlış anlıyorum yoksa kuralları ya da fizik kuralları orası için geçerli değil mi? Hani öğrettilerdi ya, merkez kaç kuvveti, hızlandıkça açılırsın gibi şeyler.
 
@Cemal Ç. iç kulvarlar hızlılar içindir, sağ tarafa geçip yol verilir. Şu video ile daha iyi görebilirsiniz:


Eğer önünüzdeki size yol vermezse, sayıca da üstünseniz ve o habitatta daha eskiyseniz gönlünüzce bağırıp çağırabilirsiniz. Çünkü zaten daha kalabalıksınız, olası bir kavgada kazanan taraf olacağınız aşikar. Bunlar yazılı olmayan ama herkesin bildiği velodrom kurallarıdır :harika:
 
Geri