HAYDİ BİSİKLET SEVDALILARI, EYLEM ZAMANI....

Mehmet Altuğ demiş ki:

Sadece 6 ay önce ülkede meydana gelen depremlerde, resmi rakamlara göre 50 bin, gayriresmi verilere göre 300 bin insan öldü.

Ne değişti? HİÇ-BİR-ŞEY

Hepsini görüntüle...

Sesimizin çıkması gerekliliği ile ilgili olarak Mehmet abiye katılarak bir örnek vereyim. Şu anda Akbelen 'de orman katliamına karşı bir çok kişi direniyor ve savunmaya çalışıyor, hem de bu kadar orman yangını olurken. İnternette nasıl davranıldığını ve sanki ormanı savunmak yerine onlar katlediyormuşçasına davranıldığını görmüşsünüzdür. Hiç unutmadığım bir durum ise vaktiyle Tekel işçilerine Ankara'nın ayazında tazyikli su ve cop ile müdahale edilmesi hala gözümün önünden gitmiyor. Bu ülkede hak aramak falan yapmamız gerek son şey gibi bakılıyor. Önceki firmada hakkımı aradığım için mobbinglere uğrayıp tutanak tutturulmaya çalışıldığını biliyorum. İnsanlara ne denilirse sesini çıkarmasın "büyüklerimizin vardır bir bildiği" denilsin diyerek yerlerine otursunlar istiyorlar.
Peki bu durum böyle mi olacak? Tabi ki de hayır, hangi konuda olursa olsun kendi hakkımı aramaya devam edeceğim.
Hesaptaki kişiyi seversiniz sevmezsiniz bilemem ama görsel olarak nasıl müdahale edildiğine bir örnek olması adına paylaşıyorum.

Yarın öbür gün biz bisikletlilere de böyle davranırlarsa açıkçası şaşırmam. Sonuçta bisiklet veya ekipmanı sıfır alıyorsak ödediğimiz vergilerin dışında bir şey kazandırmıyoruz onların gözünde. Üstüne üstelik trafikte daha az yer kaplıyor, çevreyi koruyor, iklim krizine yol açmıyor ve fosil yakıt almıyoruz. Neredeyse hiç bir şey kazandırmıyoruz, öyle spormuş örnek olmaymış falan hep göstermelik reklam yapmalık işler. Gördük bisiklet federasyonu başına gelen kişiyi.

Tabi ki insanlar fikirlerini söyleme de özgür lakin bu forumda bisiklet kazasında /cinayetinde hayatını kaybetmiş bir insanı suçlayabilecek insanlar bile varken burada yazdıklarım veya yazmak istediklerim için farklı düşüncelere girebilecek insanlar hayli hayli vardır. Daha söyleyecek ve yazacak çok şey var ama benim kendi derdim bana yetip artıyor, başıma yeni dertler açılsın istemiyorum.

Semih Cavdar demiş ki:

Bir canın bedeli 12 bin 100 TL. Cezalar böyle olduğu sürece kim takar Yalova kaymakamını!!!

(link)

Hepsini görüntüle...

Şeytanın avukatlığını yapıyor gibi gözükücem ama... Bu olayın video kaydı olması lazım sürücünün ne kadar kusurlu olduğunu anlamak için. Geçen gün bisikletli 9-10 yaşında bir çocuk ara sokaktan fırlayarak (ben caddedeyim) sağ ön tekerin üstüne paaat diye yapıştı. Bir anda. Hızlı şekilde geldi direkt tosladı yani. Kaporta sağlam çizildi ama canı sağolsun, şansa çocuğa bişey olmadı, olsaydı başıma büyük bela almıştım, bi suçum olmaması rağmen. 10 yaşında çocuk ara sokak da olsa asfaltta bisiklet sürüyosa bunun vebali anne babasının üstünedir, benim görüşüm bu.

Vay arkadas ya, cidden bizden bir bok olmayacagini biraz daha iyi anladim.
Başligim birlestirildi, sonra bahane uretenler, basarili olmaz, gerek yok diyenler falan, hadi ölenlere rahmet, kalanlara başsağlığı devam...

firestone demiş ki:

Özel harekatçılar varmış bakın, çocuk yaralayıp kaçana operasyon düzenlenmiş. Bu özel harekatçılar 11 gündür Doğanay Güzelgün'ün katiline operasyon yapsaydı ya, daha önce sordum, duman mı oldu bu adam, ha?

https://twitter.com/x/status/1684915068578693120

Hepsini görüntüle...

Gönderinin altındaki yorumlara bir göz attım da.. şiddetin nasıl içselleştirildiğini görmek bir kez daha titretti içimi.. Deprem sürecinde de önlerine geleni yağmacı diye dövenlere alaylı bir dille verilen aptalca bir destek vardı..

Katilin kaçışı...

(link)

Kapıyı açar açmaz depar atmıştır diye düşünüyodum, bildiğin paytak paytak yürüyo herif. Hadi bisikletliler ayakkabıdan dolayı koşamıyor, orada bisikletliler dışında bir kişi bile yok muymuş arkadaş... Nasıl bir yüreksizlik bu? Biri arabasıyla birine vuruyo ve kimse bunun önüne çıkıp zaptetmeye, durdurmaya çalışmıyor. Arkasından kovalayan bisikliler de yakalayamamış haliyle.

Kaç gündür aklımdaydı, hiç kimse olmasa o kadar bisikletli var, uyuşturucu ve alkol almış biri nasıl kaçabilir diye daha bugün sürüş yaparken bile aklımdan geçti.

Böyle durumlarda tek noktaya odaklanmak büyük hata arkadaşlar, doktorsan veya ilkyardım bilgin sağlamsa hemen yaralının başına, bilmiyosan kazanın diğer tarafına.

Tabi bi de itin yaptığı iş dolayısıyla kafası nası olursa olsun kaçma/iz kaybettirme konusunda yeteneklerinin fazla gelişmiş olduğunu göz önünde bulundurmak lazım. Bi düşünsenize, içimizden kaç kişi gerçekten engellerle dolu bi güzergahta hayatı pahasına gücü yettiğince koşmuştur bu güne kadar? Bunlar için yaşam tarzı gibi bişey..

Neden hala yakalanmıyor?

Alıntıdır:

Doğanay Güzelgün'e çarpan otomobilin sürücüsü iki haftadan uzun süredir hala bulunamadı. Zanlının bulunup adalete teslim edilmesi, bu konuda resmi kurumlar üzerinde baskı oluşturmak ve kamuoyu yaratmak için bugün 21:00'dan itibaren aşağıdaki 3 seçenekli metinden birisini ve iki seçenekli görselden birisi ile birlikte başta Twitter olmak üzere Instagram vb sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak destek verirseniz seviniriz.

#doğanaygüzelgün'ün katil zanlısı hala yakalanamadı! @TC_icisleri @istanbul_EGM

#doğanaygüzelgün'ü öldüren kişi hala yakalanamadı! @TC_icisleri @istanbul_EGM

#doğanaygüzelgün'ün katili hala yakalanamadı! @TC_icisleri @istanbul_EGM

Unutma, unutturma..
Uyuma, uyandır...

Konu özelinde neredeyse her şey yazıldı çizildi, düşünüldü, paylaşıldı. Acıyı ve siniri anlayabiliyorum ve katılıyorum.

Fakat konuya biraz daha geniş bakmakta da fayda var.

Türkiye'de bisiklet kullanımı artıyor ve eğitim seviyesi düşüyor, dediğimizde sanırım buradaki çoğunluk hemfikir olacaktır.

Öyleyse, bu yüzden, bu kazaların maalesef artacağını öngörmek mümkün.
Tepkimizi tabii ki gösterelim; caydırıcı cezalar talep edelim fakat insanların yollarda her yıl böcek gibi ezildiği bir memlekette yaşadığımızı düşünürsek, sele üzerindeyken kendimize ve çevremize çok daha fazla dikkat etmemiz gerektiğini aklımızdan çıkarmayalım.

Şu iki ülkeyle refah, eğitim, bisiklet kültürü ve insan yaşamına verilen değer seviyeleriyle ilgili Türkiye'yi karşılaştırmak adil değil fakat fikir vermesi için İspanya'daki ve İtalya'daki bisikletli ölümlü kaza sayısına bakalım:


Kaynaklar:
(link)
(link)
(link).

Eren Çalışkan demiş ki:

Kadıköy'de turlamayla olmaz bu işler. Ankara'ya sürelim mesela İstanbul'dan, İzmir'den, Antalya'dan; yol üstünde katılanlarla birlikte çığ gibi büyüyelim meclis önünde binlerce bisikletçi buluşalım, derdimizi orda anlatalım.

Hepsini görüntüle...

Bu memlekette ana muhalefet lideri Ankara'dan Istanbul'a, o yaşına rağmen, onlarca/yüzlerce insanla, medya eşliğinde yürüdü.
Sizce bir şey değişti mi?

Bu tablo daha önce gönderilmişmiydi hatırlamıyorum.

Forumda, bisikletten daha fazla araba süren çok kişi vardır. Bir çoğumuz daha kuralların ne olduğundan, tabela okumaktan bile haberdar değiliz. Kurallara tam hakim birini hakem olarak yanımıza oturtsalar her sürüşte onlarca kural ihlali tespit edecektir.( En basitinden şehir içi 30km ve 50km hız sınırları, yaya geçidi vs sayabilirim). Biz araç sürerken bisikletli gördüğümüzde daha çok empati yapıyor olabiliriz ama bu bizi daha iyi sürücü yapmıyor maalesef. Kendimiz böyleyken de başkalarından bizi düşünmesini bekleyemiyorum ben. Trafikte bisiklet sürerken her zaman bunun bilincinde olmakta fayda var.

Arkamızda gözü yaşlı birilerini bırakmak istemiyorsak kendi tedbirimizi olabildiğince kendimiz almamız gerekiyor. Görünür ve dikkatli olmak, risk almamak aklıma ilk gelenler.

Herkese güvenli ve sağlıklı sürüşler dilerim.

sccetin demiş ki:

Bu memlekette ana muhalefet lideri Ankara'dan Istanbul'a, o yaşına rağmen, onlarca/yüzlerce insanla, medya eşliğinde yürüdü.
Sizce bir şey değişti mi?

Hepsini görüntüle...

Alacağınız cevap sizin için önemsizse neden soru soruyorsunuz? Önemliyse niye siliyorsunuz?

@Eren Çalışkan Sorunun cevabını içermemesinden olabilir mi? Armut soruluyor, elma ile cevap veriliyor.

İktidardaki partiyi eleştirebiliriz, çünkü konu (bisikletli cinayetleri) iktidarın bunu bir "sorun" olarak görmemesi ile alakalı. Ama gidip de muhalefet partilerinden birinin kendi iç hesaplaşmalarıyla ilgili bir cevap vermek... Saçmalık.

Can Çelik demiş ki:

@Eren Çalışkan Sorunun cevabını içermemesinden olabilir mi? Armut soruluyor, elma ile cevap veriliyor.

İktidardaki partiyi eleştirebiliriz, çünkü konu (bisikletli cinayetleri) iktidarın bunu bir "sorun" olarak görmemesi ile alakalı. Ama gidip de muhalefet partilerinden birinin kendi iç hesaplaşmalarıyla ilgili bir cevap vermek... Saçmalık.

Hepsini görüntüle...

Can Bey bu sorunun cevabını sizden isteseydim sizi etiketlerdim. Armut, elma ya da patlıcan saygı kuralları çerçevesinde neye nasıl cevap verdiğim beni ilgilendirir. Her cevabımın sizi tatmin etmesi gerekmiyor, size göre ''saçmalık'' olması da herhangi bir uyarı, neden gösterilmeden silinmesini gerektirmiyor.

Eren Çalışkan demiş ki:

Alacağınız cevap sizin için önemsizse neden soru soruyorsunuz? Önemliyse niye siliyorsunuz?

Hepsini görüntüle...

Alacağım cevabın önemsiz olacağını düşündüğümü nereden çıkardınız? Silinen nedir? Haberim yok.

Eren Çalışkan demiş ki:

Kadıköy'de turlamayla olmaz bu işler. Ankara'ya sürelim mesela İstanbul'dan, İzmir'den, Antalya'dan; yol üstünde katılanlarla birlikte çığ gibi büyüyelim meclis önünde binlerce bisikletçi buluşalım, derdimizi orda anlatalım.

Hepsini görüntüle...

Buna biraz daha net cevap vereyim:

Istanbul'dan, İzmir'den, Antalya'dan meclisin önüne beraber bisiklet sürecek kişi sayısı bırakın binleri 50'yi geçmez diye düşünüyorum. Hem millet işinden gücünden izin alamayacak hem o kadar yolu yakın hızlarda sürecek insan sayısı belli hem de böyle bir toplum bilinci yok.

Hadi hepsini yaptınız, meclisin önünde muhatap bulacağınızı mı sanıyorsunuz? Şanslıysanız yerel veya ulusal basından bir iki kamera olur bu kadar.

Bu yüzden, Kadıköy'deki yüzlerce kişilik "turlama", önerdiğiniz eylemden hem daha gerçekçi olur hem daha etkili.

sccetin demiş ki:

Bu yüzden, Kadıköy'deki yüzlerce kişilik "turlama", önerdiğiniz eylemden hem daha gerçekçi olur hem daha etkili.

Hepsini görüntüle...

Genel bir protesto için mantıklı, ama Doğanay Güzelgün'ün öldürüldüğü olay özelinde Kadıköy ilçe sınırları içinde kalmak yerine toplu sürüş etkinliği rotasının Bostancı Nero-Maltepe arasında olması ve oradan Gülsuyu mahallesine uğrayıp mahalle içinde de bol bol slogan atılarak bir tür atılması gerektiğini düşünüyorum, Doğanay'ın katilinin mahallesinde eylem yapmak şart.

Eren Çalışkan demiş ki:

Can Bey bu sorunun cevabını sizden isteseydim sizi etiketlerdim. Armut, elma ya da patlıcan saygı kuralları çerçevesinde neye nasıl cevap verdiğim beni ilgilendirir. Her cevabımın sizi tatmin etmesi gerekmiyor, size göre ''saçmalık'' olması da herhangi bir uyarı, neden gösterilmeden silinmesini gerektirmiyor.

Hepsini görüntüle...

1 - Benim cevap vermem soruyu yönelttiğin kişinin cevap vermeyeceği anlamına gelmiyor. Nitekim vermiş.
2 - Forumda yanlış/mantıksız görülen gönderilerin yanlış olduğunu belirtmeye bütün üyelerin hakkı var.
3 - "Saygı kuralları çerçevesinde" yi vurgulamışsın. Saygı yeterli değil, aynı şekilde "mantığa" da uygun olmalı yazılanlar. Yazdığın cevap sırf bana göre değil yönetime göre de saçmaymış ki silmişler.

Elma sorulurken elmadan cevap gerekir mantıken, armuttan değil.