Ya ücretsiz dağıtılması önemli bir detay değil. Dediğim gibi ben bunu kötü görmüyorum. Benim de imkanım olsa Bilim ve Gelecek yayınlarının kitaplarını ücretsiz dağıtırım.
Zaman gazetesi arkadaşlarımın dükkanlarına bırakılıyor. Neden bırakıldığını kendileri bile bilmiyor
Ama bunu dağıtan gazetenin kendisi olmayabilir.
Zengin birileri alıyordur bolcana, al bunları tüm dükkanlara bırak diyordur.
Neyse ne yani... Tek başına önemli bir olay değil. Ama bir bütünün parçası. Bu bütünden de yukarıda bahsettim.
Milli Eğitim görevini yapamadı, öğrencileri cemaate bıraktı.
Kredi ve Yurtlar kurumu yeterli yurt tahsis edemedi. Öğrenciler özel yurtlara mecbur kaldı. Ben de mecbur kaldım. İstediğim özel yurtta kalabilecek param yoktu, ucuz olan cemaat yurdunda kaldım.
Ve devletin kurumları bu cemaatin faaliyetlerini gerektiği gibi denetlemediler.
Öğretmen açıkları kapatılamıyorken, ihtiyacın çok çok üzerinde imam yetiştirildi, sonra da bu imamlar başka mesleklere yönlendiriliyor.
Tübitak görevini yapamıyor, meydanı Harun Yahya'ya bıraktı.
Tabi bunların hiçbiri aslında "görevini yapamamak" değil. Hepsi de Adnan Menderes zamanında başlamış işgal senaryosunun hayata geçirilmesi.
Bunlar istisna falan değil.
O yurtlarda bana "roman okuma, kafan karışır" diyen de oldu, "satranç oynama, fazla zeka vesvese yapar" diyen de oldu. Bakın bunlar münferit olaylar işte. Bunları önemsemem. Ama Gülen cemaatindeki laiklik karşıtlığı, Atatürk karşıtlığı, şeriat yönetimi beklentisi (artık beklenti değil hedef) gibi şeyler kesinlikle istisna değil. Fakat cemaatin geneli ile Gülen'in kendisi arasında görüldüğü kadarıyal önemli bir fark var. Cemaatin tabanı kendince güzelliklerin peşinde. Gülen ise ABD'de neyin peşinde, onu çözemiyorum.
Gülen'in videolarını görüyoruz. "Zamanı gelene kadar sabırlı olun, hemen harekete geçmeyin" diyordu. Neyin zamanı gelecek? Tabii ki laik cumhuriyeti değiştirmenin.
Bu cemaatin içinden yetişen başbakanın eski videolarını görüyoruz. O yurtlarda 1994 yılında iken diyorlardı, Erdoğan'ı başbakan yapacağız diye. Neler diyordu başbakan:
* ''Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, diye!.. Yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek!.. Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına?.. Bu ne menem şey?''
* ''Laik ve Müslüman olunmaz, Ya Müslüman olacaksın ya laik''
* ''Ben Müslümanım diyenin tekrar yanıma gelip bir de aynı zamanda laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslümanın yaratıcısı Allah kesin hâkimiyet sahibidir. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir‘ lafı koskoca bir yalan!.. Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır.''
* ''Doğumevlerinde yalnız kadın doktorlar çalışacak!.. "
Bunlar da mı istisna şimdi?
Tabi hepsinin üstüne "değiştim artık, eskisi gibi değilim" de dedi.
Birkaç hafta önce Abdullah Öcalan da aynısını söyledi.
İkisi de değişmiş! Artık hangisini yersen.
Not: Bu yurtlardan birine Milliyet soktuğum için ihtar almıştım. Bir daha asla dediler. Başımı sokacak yer lazım olduğu için kurala uydum.
Ben inançları bu forumda tartışma taraftarı değilim. Siyasi görüşleri de tartışma taraftarı değilim. Ama şu anki süreç bunların hepsinin ötesinde. Durumumuz sadece görüş ve inanç ayrılıklarından ibaret değil. İşgal altındayız! Yıllardır organize süren bir işgal altındayız ve tüm anlattıklarım bu işgalin parçasıdır.
ABD tarafından cahil bırakılıp hazır asker yapılıyoruz, manda yapılıyoruz. Ben bu yüzden dertliyim ve paylaşma gereği duyuyorum.
Zaman gazetesi arkadaşlarımın dükkanlarına bırakılıyor. Neden bırakıldığını kendileri bile bilmiyor
Zengin birileri alıyordur bolcana, al bunları tüm dükkanlara bırak diyordur.
Neyse ne yani... Tek başına önemli bir olay değil. Ama bir bütünün parçası. Bu bütünden de yukarıda bahsettim.
Milli Eğitim görevini yapamadı, öğrencileri cemaate bıraktı.
Kredi ve Yurtlar kurumu yeterli yurt tahsis edemedi. Öğrenciler özel yurtlara mecbur kaldı. Ben de mecbur kaldım. İstediğim özel yurtta kalabilecek param yoktu, ucuz olan cemaat yurdunda kaldım.
Ve devletin kurumları bu cemaatin faaliyetlerini gerektiği gibi denetlemediler.
Öğretmen açıkları kapatılamıyorken, ihtiyacın çok çok üzerinde imam yetiştirildi, sonra da bu imamlar başka mesleklere yönlendiriliyor.
Tübitak görevini yapamıyor, meydanı Harun Yahya'ya bıraktı.
Tabi bunların hiçbiri aslında "görevini yapamamak" değil. Hepsi de Adnan Menderes zamanında başlamış işgal senaryosunun hayata geçirilmesi.
Bunlar istisna falan değil.
O yurtlarda bana "roman okuma, kafan karışır" diyen de oldu, "satranç oynama, fazla zeka vesvese yapar" diyen de oldu. Bakın bunlar münferit olaylar işte. Bunları önemsemem. Ama Gülen cemaatindeki laiklik karşıtlığı, Atatürk karşıtlığı, şeriat yönetimi beklentisi (artık beklenti değil hedef) gibi şeyler kesinlikle istisna değil. Fakat cemaatin geneli ile Gülen'in kendisi arasında görüldüğü kadarıyal önemli bir fark var. Cemaatin tabanı kendince güzelliklerin peşinde. Gülen ise ABD'de neyin peşinde, onu çözemiyorum.
Gülen'in videolarını görüyoruz. "Zamanı gelene kadar sabırlı olun, hemen harekete geçmeyin" diyordu. Neyin zamanı gelecek? Tabii ki laik cumhuriyeti değiştirmenin.
Bu cemaatin içinden yetişen başbakanın eski videolarını görüyoruz. O yurtlarda 1994 yılında iken diyorlardı, Erdoğan'ı başbakan yapacağız diye. Neler diyordu başbakan:
* ''Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, diye!.. Yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek!.. Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına?.. Bu ne menem şey?''
* ''Laik ve Müslüman olunmaz, Ya Müslüman olacaksın ya laik''
* ''Ben Müslümanım diyenin tekrar yanıma gelip bir de aynı zamanda laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslümanın yaratıcısı Allah kesin hâkimiyet sahibidir. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir‘ lafı koskoca bir yalan!.. Egemenlik kayıtsız şartsız Allah'ındır.''
* ''Doğumevlerinde yalnız kadın doktorlar çalışacak!.. "
Bunlar da mı istisna şimdi?
Tabi hepsinin üstüne "değiştim artık, eskisi gibi değilim" de dedi.
Birkaç hafta önce Abdullah Öcalan da aynısını söyledi.
İkisi de değişmiş! Artık hangisini yersen.
Not: Bu yurtlardan birine Milliyet soktuğum için ihtar almıştım. Bir daha asla dediler. Başımı sokacak yer lazım olduğu için kurala uydum.
Ben inançları bu forumda tartışma taraftarı değilim. Siyasi görüşleri de tartışma taraftarı değilim. Ama şu anki süreç bunların hepsinin ötesinde. Durumumuz sadece görüş ve inanç ayrılıklarından ibaret değil. İşgal altındayız! Yıllardır organize süren bir işgal altındayız ve tüm anlattıklarım bu işgalin parçasıdır.
ABD tarafından cahil bırakılıp hazır asker yapılıyoruz, manda yapılıyoruz. Ben bu yüzden dertliyim ve paylaşma gereği duyuyorum.


