Hakim sınıfların "tümüyle gerçekleri" öğrenmemize izin vermesi mümkün mü?
Değil elbet... Öyle bir oluşuma asla izin vermezler.
Örnekler:
1) Doğan grubu rekor vergi cezasına çarptırıldı. Önce kıyamet koptu. Sonra sessizlik... Aylar sonra mahkeme sessiz sedasız takipsizlik kararı verdi. Yani aklandı. Ama Doğan grubu bu aklanmayı manşetten duyurmadı. Çünk gizli anlaşmanın sessiz sedasız olması gerekiyordu. Sen beni cezalandırma, ben de daha ılımlı olayım. Görünürde bazı yazarlarım sana verip veriştirip solcuların gazını alsınlar. Ama mesela tekrar düzenlenen cumhuriyet mitinglerini haber yapmayayım ki katılım artmasın. Ya da Çiğdem Atakuman'ın Bilim ve Teknik'ten atılmasını duyurmayayım ki ortalık ayaklanmasın...
2) Kanaltürk aylarca süren maliye denetiminden sonra satıldı. Adamlar işimizi yapamaz hale geldik demişlerdi. Ofisin her tarafında aylarca duran denetçiler...
Bugünün hükümetinin örnekleri olabilir ama ben bugünde değilim. Sağ-sol, laik-islamcı derdinde değilim. Olay, hakim sınıflar ile emekçiler arasındadır. Sağcı da olsa, sözde solcu da olsa... Hiçbir hakim sınıf halka gerçekleri anlatan bir medyayı yaşatmaz.
Bizim yukarıda saydığımız tercihlerin hiçbirinden gerçekleri öğrenemeyiz. Sadece hoşumuza gidenleri okumuş oluruz. Ben Bekir Coşkun'u severek okurum mesela. Tam benim düşündüğüm doğrultuda düşünür ve çok güzel ifade eder. Ama çalıştığı gazetenin tek derdinin cebini doldurmak ve halkı uyutmak olduğunu da, Bekir Coşkun'u veya gazetesini okuyarak tüm gerçekleri asla öğrenemeyecimi de bilirim.