Haftanın Püfleri..

Mesut Girgiç

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Mart 2006
Mesaj
4.518
Tepki
11.737
Şehir
Konya
Şimdi de, düşmeden iniş teknikleri…(haddim olmayarak)
Hemen şunu hatırlatayım ki: kullandığım sistem SPD olmasına rağmen görülüyor ki, sertlik ayarı uygun yapılırsa düşerken veya düşmezken SPD sistem insanın ayağına hiç dolaşmıyor..
Neyse konumuza dönelim.
İlk foto da kameramanı kontrol ediyorum.. zira arkadaş üzerine düşerim diye hep geri geri kaçıyor.. ona uzaktan moral ve cesaret vermek için hem bisikletin üstünde ayağa kalkmışım, hem de korkma bu sefer düşmiycem söööözz.. diye bağırıyorum.. tabii sadece kendimizin değil, çevremizdeki insanların da güvenliğini düşünmek zorundayız..bu arada kameramanımda da kask var;) (hangi taktiği kullanarak düşmediğime dikkat edin şimdi..)


İkinci resim: burada selenin arkasına geçmişim.. ağırlığımı arkaya vermeye çalışıyorum. Zira resimde farkediliyormu bilmem. İndiğim arazide taş yuvarlasanız. Taaa aşağıdaki kameramanın üstüne kadar yuvarlanıp gidiyor nerdeyse.. :eek:
Buraya da bir not koyacam.. aslında eşofman altı yerine, uzun tayt daha güzel ve dinamik olur ama, sahnede soyunanlar gibi olmayalım diye üzerimdekini sonradan çıkarmıyorum.. (dışarıya faydası yok belki ama, içimde pedli tayt mevcut :p )


Ücüncü resim.. ineceğim yeri bir daha kontrol edip, hafızamda bu yerle ilgili eski kayıtları kontrol ediyorum.. :rolleyes:


Hafızam diyor ki: oğlum ironman.1, sen buradan düşme dersi vermiştin.. aynı ders tekrar olursa okurcuların, sıkılır sağa sinyal ver ve başka yoldan adam gibi in diyor.. (ne de güzel diyor)


Bu sefer de yan yan düşmeme dersi vermeye çalışıyorum.. zira uçurumun kenarında denge dersi başlıyor.. :cool:


Son resim.. ve bulduğum en yumuşak iniş yerinden güvenle iniyorum..
Evet en kısa yol en iyi bildiğin yol dur. En güvenli yol ise en düz yoldur.. :D :D :D


Yanınızda zincir, kask, eldiven, lastik tamir takımı vb. bulundurmadan ve gittiğiniz yeri arkada bıraktıklarınıza bildirmeden gitmeyin lütfen..

son söz: AKROBASİ TEHLİKELİDİR, EN GÜVENLİ DÜŞÜŞ HİÇ DÜŞMEMEKTİR.. DÜŞMEK KAÇINILMAZSA BİSİKLETİ KENDİNİZDEN UZAKLAŞTIRIN YADA SİZ ONDAN KAÇIN..

Haydi kalın sağlıcakla.
Bol pedallı bol eğlenceli sürüşleriniz olsun..
 
Scudo

Mesut Girgiç

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Mart 2006
Mesaj
4.518
Tepki
11.737
Şehir
Konya
Bu köşe de çok garip kaldı yahu.. :eek:
Birşeyler yazayım olmazsa...:rolleyes:

Hem yiyip hem kilo almamak istermisiniz?
O zaman glisemik indeks (Gİ) denen olayı beraberce inceleyelim.. :cool:

Yiyeceklerin kana geçtikten sonra, kan glikoz seviyesini yükseltme oranına glisemik indeks denir.
Mesela saf glikoz kan glikozunu %100 yükseltir. Pirinç plavı %80 civarında, saf undan buğday ekmeği %70, bulgur plavı %60 gibi. Çavdar ekmeği %55 vs. (yüzdeleri yaklaşık olarak ve tahminen söyledim, kesin rakamlar için bilimsel listelere bakılsın lütfen)

Eeee bu Gİ nin önemi nerden geliyor?
Şöyle: Eğer Gİ si yüksek gıda aldıktan sonra vücudunuz o anda glikozu yakacak bir faaliyet göstermiyorsa insülin hormonu kanda yükselerek bu glikozu depolamaya çalışır ve neticede yağa dönüşme durumu olabilir. Bu da size durduk yerde fazla kilo demektir.

Gİ si 60-70 den düşük gıdaları tercih eden kişiler ise hem karınlarını doyurmuş hemde insülin salınımını fazla uyarmadıkları için yediklerinin yağa dönüşme riskini azaltmış olurlar.


Sporcuların metabolizması için ise Gİ konusunun daha farklı yorumlanması gerekebilir. Yani bu söylenenler profesyonel sporcu beslenmesinden ziyade zayıflamak için spor yapanlar, hareketsiz yaşayanlar ve şeker hastaları için daha fazla önem taşımaktadır.
saygılarımla..
 

Mesut Girgiç

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Mart 2006
Mesaj
4.518
Tepki
11.737
Şehir
Konya
İronman arge bisiklet ekibinin sıvı-elektrolit dengesinin kaynağı nedir diye sorarsanız:

Bizim ekipte yaş meyve sebzeyi iron-ergin getirir. Kayısı, muz vb. gibi potasyumdan zengin antioksidanlı gıdalardan o sorumludur. Kendisi de tıbbiyelidir.;)

Dede; lezzetçi ve yağ cıdır. Yanlış anlaşışmasın yağ cı derken. Zeytinyağlı sarma, dolma, sucuk, pasta, börek, kaşarpeyniri, badem,ceviz, fındık gibi kuru yemiş vb.
Yağ, süt ve süt ürünlerini de o getirir. Dolayısıyla kalsiyum ve magnezyumumuzu o temin eder. ;)

Ben de komplex karponhidrat (doğal tam tahıl ekmekleri) kaynaklı fosfor ile, protein (balık konserveleri) kaynaklı fosforu getiririm. Ben biraz forsluyum (pardon fosforlu diycektim).:D

Ayrıca ironman-tuzu denen bir tuz çeşidi kullanırız. Konuya biraz daha ciddi bir tarzla devam edecek olursak.:cool:

Dengeli elektrolit sıvılarının sade suya göre barsaklardan emilimleri daha hızlı olur ancak hazır içecekler tercih edilmiyorsa, geziler arasındaki beslenme molalarında normal sofra tuzu (Sodyum klorür) ve diyet tuz (potasyum klorür) karışımı (ironman-tıuzu) tercih edilebilir.
Ayrıca yine bu amaca hizmet için Doğal Maden suları da tüketilebilir.

Tuzlu ayran vb. gıdalar ise hem kalsiyum, hem magnezyum yönünden zengindir. hemde eğer ironman-tuzu ilave edilmişse sodyum, potasyum ve klor gibi hücre içi ve hücre dışı hakim anyon ve katyonların da çoğunu ihtiva etmiş olur.

Hadi bakalım hayırlı olsun. Artık hiçbir sırrımız kalmadı gizli.. Tüm Türkiye iron olup çıkarsa hiş şaşmam (çok sevinirim )
 

Mesut Girgiç

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Mart 2006
Mesaj
4.518
Tepki
11.737
Şehir
Konya
"Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir; ama biz bu yolu yitirdik. Hırs insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı. Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi. Hızımızı artırdık ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekamızı da katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz ama az hissediyoruz. Makinalaşmadan çok insanlığa, zekadan çok iyilik ve anlayışa gereksinimimiz var. İnsancıl değerlerimizi koruyamazsak hayat korkunç olur, hep yitiririz. Siz insanlar güçlüsünüz. Makinaları yapacak güç süzdedir. Bu hayatı olağanüstü bir mutluluk serivenine çevirecek olan yine sizlersiniz.. "

Bu sözlerin sahibi 1889 da İngilterede doğdu. 7 ile 17 yaşları arasını kimsesizler yurdunda geçirdi. Gençliğinde uzun yıllar sokaklarda yatıp kalktı ve daha sonra ayda 60 dolar maaşla insanları güldürmeye çalıştı.
Bu 60 dolara takılıp ta zaten yukarıdaki sözler bir fakirin söyleyebileceği zühürt tesellisinden başka bir şeye benzemiyor diye düşünme ihtimali olanlara hitaben devam edelim. Hayatını yukardaki sözlerinde yer alan düsturlara göre yaşayan şahsın şu anki serveti ise milyar dolarlarla ölçülüyor. Kendisi 1977 de İsviçrede öldü.

İsteyen bu şahsın kim olduğunu düşünsün... Merak eden olursa bilahare adını paylaşırız..

Sevgi ve selamlar.
 

tırt kaptan

Forum Demirbaşı
Kayıt
30 Temmuz 2006
Mesaj
589
Tepki
640
Şehir
Marmaris/Gökova
Yıllarca çok kötü bir öğrenci olarak hayatımda ilk defa bir soruya balıklama atlıyorum ve cevap veriyorum: Kendileri Charlie Chaplin olmakla beraber gerçek bir Şövalye dir.
Not: Dürüst olmak gerekirse soruyu doğru bilmiştim ama teyid etmek için malum google kullandım. Kopya sayılmaz di mi?
 

Mesut Girgiç

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Mart 2006
Mesaj
4.518
Tepki
11.737
Şehir
Konya
@tırt kaptan
Belki mevcut sistemin kötü bir öğrencisi olabilirsiniz, ama bence hayatın iyi öğrencilerindensiniz.. :)
100 üzerinden 200 veriyorum. Notum biraz astronomik oldu ama ben de bu sistemin hocası değilim zaten.:)

Size hediye olarak adını zikrettiğiniz şahsın bir sözünü daha hatırlatayım.

kendisi Albert Einstein'e hitaben şöyle demiş:
"Beni anladıkları için, seni anlamadıkları için alkışlıyorlar":eek: :eek: :eek:;)