@Kursat akin
Kürşat bey, eleştirilerin federasyona yönelmesi gerektiği hususunda size katılıyorum. Lakin kendi yarışını yapan insanların bu organizasyonları "liberal ekonomi" kuralları ve teamülleri içinde yapıp yapmadıklarına da yakından bakmak gerekir. Tartışmaya vesile olan organizasyonun sahibi Kemal Canfedai aslında spor camiasına değil turizm sektörüne hizmet vermekte olan biri. Bu organizasyonları da "bisiklet turizmi" başlığı altına yerleştirip kendi otellerinin de reklamını yaparak turizm sektörüne yeni bir "kanal" açmaya çalışıyor. Ticari rakipleriyle ve eski federasyonla hayli çatışmalı bir hikâyesi var, aşağıda kendi anlatımıyla okursunuz. Geçmişte yapmayı başaramadığı organizasyonların müsebbibi olarak eski federasyon başkanı Emin Müftüoğlu'nu görürken, bugün başarıyor olmasında verdiği destek nedeniyle yeni başkan Erol Küçükbakırcı'ya teşekkürü ihmal etmiyor. Federasyon seçimlerinde sandık görevlisi olmayı da ihmal etmediğini not düşelim ayrıca, bu yüzden tepki de görmüş rakiplerinden. Alanya'da "ticari" faaliyet gösteriyor ama lobiciliğini Konyalı kimliğiyle yapıyor.
Değindiğim bu ayrıntılar bizde sporun diğer bütün kapitalist ülkelerde olduğu gibi politikayla ve ticaretle nasıl iç içe olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Ortada ne bisiklet sporunun candan fedailiğini yapan bir organizatör var, ne de biz zaten üstümüze düşen vazifemizi yapıyoruz ve böyle organizasyonlara da ayrıca destek veriyoruz diyen bir federasyon. Davulun sesi yakından çok farklı ve manzara hiç masum değil.
(link)
Kemal Canfedai'nin iki yıl önceki bu açıklamasının son kısmını ayrıca alıntılıyorum burada. Şimdi hepimizin ona sorması lazım: Peki iki yılda ne değişti? Veryansın ettiğiniz, size köstek olduğunu söylediğiniz yönetimin yerine gelen yönetim iki yılda ne yaptı? Bu sözlerinizi bu yönetime de aynıyla tekrarlayabilir misiniz? Bütün derdiniz size engel olan Müftüoğlu'nun gitmesi ve onun yerine gerekli izinleri almada size destek olan Küçükbakırcı'nın mı gelmesiydi? Bu yüzden mi lobicilik yaptınız, sandık başında durdunuz? Türkiye Bisiklet Sporu tarihsel bir atılım yaptı da bizim mi haberimiz olmuyor?
"İsteyen araştırsın Türkiye Bisiklet Sporu tarihinin en kötü dönemlerini yaşıyor. Milli sporcu sayısı 78 milyonun yaşadığı bir ülkeye yakışmayacak sayıda. En fazla bütçesi olan 4. Federasyon, en az sporcusu olan 25. Federasyon. Gittiğim uluslararası yarışlarda ya hiç yokuz, ya da yarışı tamamlayamıyoruz. 18 yaşında Türkiye’nin en yetenekli ve güçlü genç sporcusu Batuhan Özgür geçen ay Doha’da yapılan Dünya Şampiyonası öncesi sosyal medya hesabına “bu benim son şansım” yazdı. Kimse Bisiklet Sporu çağ atladı, çok başarılıyız demesin. Çok zayıf takımların davet edildiği, güçlü takımların kabul edilmediği komik yarışlardan aldığımız puanlarla gittiğimiz 2012 ve 2016 olimpiyatlarında sporcularımızın %90’ı yarışı tamamlayamadılar. Avrupa ve Dünya Şampiyonalarına Elite Erkek ve Bayan kategorisinde sporcu götüremiyoruz. Açılan takım sayısı komik, kapanan takım sayısı ciddi. Koskoca ülkede tek Kıta Takımı var Torku Şeker Spor. Oda düne kadar kapandı kapanacak açıldı açılacak. Ben yeni Başkan Erol Küçükbakırcı ve yeni yönetimle ülkemizde çok fazla sayıda sporcu ve takımla bölgesel bisiklet ligleri kurulacağına ve en çok sporcu ve takım içeren bölgenin de 12 ay bisiklet sporu yapma imkanı olan ALANYA olacağına inanıyorum. \ \ Alanya için endişelenmeyin. Hem ülkemizde hem de Dünya çapında Bisiklet ve Triathlon sporlarında kış aylarında Alanya’da çok fazla sayıda antrenman yapan takım ve bunun bir getirisi olan ulusal ve uluslararası yarışmalar göreceksiniz”dedi."
Kemal Canfedai benim bu yorumlarıma bakıp bilhassa kendisine yöneldiğimi düşünmesin, ismi ve hikâyesi bunları konuşmamıza sadece vesile oluyor aslında. Bizler de meselemizin sadece üç beş kuruştan ibaret olmadığını, konuşmamız gereken çok başka hususların da olduğunu görelim lütfen. Bizler karşımıza geçip işte "hizmet" diyen her insana ve yapıya heves ve saflıkla "müşteri" oldukça daha çok polemik yaparız böyle, cebimizdeki üçü beşi konuşuruz sabah akşam, onlar da bize "ben bunu ücretsiz yapmasını da bilirim ama böyle yapıyorum, işine geliyorsa kardeşim" demek cüretini bulurlar kendilerinde. Bisikletin fiyat takip eden tüketicisi değil kültürünü konuşup tartışan kullanıcısı olmadıkça, sporun müşterisi ve müştekisi değil bizatihi kolektif faili ve yapılandırıcısı olmadıkça da bu meselelerin içinden çıkamayız.