Scudo Sports

Enflasyon

Türkiye'de Türk Lirasına olan güven de çok azaldı.
Bugün elimize bir miktar para geçse yapacağımız ilk iş döviz ve altın olmak oluyor.
Bu da Türk Lirasına olan güvenin azaldığının en net göstergesidir. Ülke ekonomisi için çok sıkıntılı bir durum.
 
  • Beğen
Tepkiler: RoninRider
Scudo
Hiperenflasyon, enflasyonun yılda yüzde 200 sınırını aştığı anlardaki halidir. Dörtnala enflasyon olarak da adlandırılır. Paranın değerini yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir.
Valla bu hızla %200'ü bir kaç ay içinde bulur 😡
Hiperenflasyonu, sıradan enflasyondan ayıran % kaç olduğundan çok mekanizmasıdır.

Hiperenflasyonda insanlar paranın değerini yitireceğini (veya yitirmiş olduğunu) düşündükleri için bir an önce ellerinden çıkarmak isterler, kimse para tutmak istemediği için de para çok hızlı değer kaybeder. "Çok para basıldığı için fiyatlar yükseldi" ilişkisi tersine döner, fiyatlar öyle hızlı yükselir ki darphane para basmaya yetişemez; reel anlamda piyasadaki para azalmasına rağmen fiyatlar hızla yükselir.

Genel kabul gören ekonomi bilgisi, hiperenflasyonun ayda %50'den az olmayacağı şeklindedir. Yıllık %200'ü nereden çıkardınız bilmiyorum ama özellikle de savaş veya kıtlık zamanı yıllık %200 üzeri enflasyon görülüp hiperenflasyona girilmeyebilir.
 
Hiperenflasyonu, sıradan enflasyondan ayıran % kaç olduğundan çok mekanizmasıdır.

Hiperenflasyonda insanlar paranın değerini yitireceğini (veya yitirmiş olduğunu) düşündükleri için bir an önce ellerinden çıkarmak isterler, kimse para tutmak istemediği için de para çok hızlı değer kaybeder. "Çok para basıldığı için fiyatlar yükseldi" ilişkisi tersine döner, fiyatlar öyle hızlı yükselir ki darphane para basmaya yetişemez; reel anlamda piyasadaki para azalmasına rağmen fiyatlar hızla yükselir.

Genel kabul gören ekonomi bilgisi, hiperenflasyonun ayda %50'den az olmayacağı şeklindedir. Yıllık %200'ü nereden çıkardınız bilmiyorum ama özellikle de savaş veya kıtlık zamanı yıllık %200 üzeri enflasyon görülüp hiperenflasyona girilmeyebilir.

Size katılıyorum. "Yıllık enflasyonun %200'ü geçmesi" durumunun hiperenflasyon sanılması durumu; sanırım mevzu wikipedia'da incelenmiş olacak ki oradan alıntılanmış gibi duruyor. Olabilir sorun değil, ama internette her çeşit bilgi var ne yazık ki.


(link)
 
Türkiye'de Türk Lirasına olan güven de çok azaldı.
Bugün elimize bir miktar para geçse yapacağımız ilk iş döviz ve altın olmak oluyor.
Bu da Türk Lirasına olan güvenin azaldığının en net göstergesidir. Ülke ekonomisi için çok sıkıntılı bir durum.

Değer koruma olayı. Bugün cebinde 1000TL varsa enflasyon 1-2 ay içerisinde 100 lirasını alacak ve 900TL'lik alım gücün kalacak. Dolar yada altın ise daha geniş olarak kabul görmüş değer saklama aracıdır.

Bu arada doların da kendi içinde yıllık %7'ye yakın enflasyon olduğunu hesaba katarsak, parasını dolarda tutanlarda ve KKM hesaplarında da reel olarak %7 kayıp var demektir. Bu detaydan kimse bahsetmiyor ama KKM'de reel %7'lik bir kayıp var. Biz de fon-altın-döviz-borsa ve güvenmesem de kısmi olarak da kripto ile bu %7'yi bir şekilde kurtarmaya çalışıyoruz.

Devlet tahvillerini %8'den sattı geçenlerde. Bankadan bir şekilde TL bazında kredi çekip tahvil alabilen birisi anında %30 kar elde ediyor.
EK: Birilerinin bu %30 karı da dolaylı olarak bizden çıkmış oluyor esasında.
 
Gelinen bu nokta sadece bir inat uğruna... Faiz enflasyonun sebebidir tezinin deney fareleri olduk yeminle....

Ya da... komplo üretenlere pek aldırış etmem ama acaba dememek için kendimi zor tutuyorum. Acaba diyorum gerçekten ekonomiden bir iç savaş çıkarıp şeriat mı gelecek. 1923'ün rövanşı 2023'te geri mi alınmaya çalışılacak... yok ya abi abartı dediğimiz ne olduysa olunca ülkede, kafalar karışık haliyle!

Şunu da ekleyeyim: Bu yaz seçim olmalıydı...

Sonra düşünüyorum... hadi oldu diyelim bu beceriksizler ve artıklar ordusu mu hükümet kuracak? Yıllardır emniyeti, askeri zapt etmiş AKP bunları uzaktan mı izleyecek, kim bakan olsun kim başbakan olsun, parlamenter sistem mi, başkanlık mı, başkan kim olacak ve ne diyecek kavgası kaç ay sürer??? harbiden bir ... olmaz gibi geliyor artık bu ülkeden?
 
Gelinen bu nokta sadece bir inat uğruna... Faiz enflasyonun sebebidir tezinin deney fareleri olduk yeminle....

Ya da... komplo üretenlere pek aldırış etmem ama acaba dememek için kendimi zor tutuyorum. Acaba diyorum gerçekten ekonomiden bir iç savaş çıkarıp şeriat mı gelecek. 1923'ün rövanşı 2023'te geri mi alınmaya çalışılacak... yok ya abi abartı dediğimiz ne olduysa olunca ülkede, kafalar karışık haliyle!

Şunu da ekleyeyim: Bu yaz seçim olmalıydı...

Sonra düşünüyorum... hadi oldu diyelim bu beceriksizler ve artıklar ordusu mu hükümet kuracak? Yıllardır emniyeti, askeri zapt etmiş AKP bunları uzaktan mı izleyecek, kim bakan olsun kim başbakan olsun, parlamenter sistem mi, başkanlık mı, başkan kim olacak ve ne diyecek kavgası kaç ay sürer??? harbiden bir ... olmaz gibi geliyor artık bu ülkeden?

Dibin de dibini görmüş Osmanlıdan geri döndürülmüş bir ülkenin vatandaşlarıysa bu insanlar, elbet bu düşüşün de bir frenlemesi ve geri dönüşü olacaktır diyerek umudumu kaybetmemeye çalışıyorum. Bence sizler de öyle yapın.
 
Hiperenflasyonu, sıradan enflasyondan ayıran % kaç olduğundan çok mekanizmasıdır.

Hiperenflasyonda insanlar paranın değerini yitireceğini (veya yitirmiş olduğunu) düşündükleri için bir an önce ellerinden çıkarmak isterler, kimse para tutmak istemediği için de para çok hızlı değer kaybeder. "Çok para basıldığı için fiyatlar yükseldi" ilişkisi tersine döner, fiyatlar öyle hızlı yükselir ki darphane para basmaya yetişemez; reel anlamda piyasadaki para azalmasına rağmen fiyatlar hızla yükselir.

Genel kabul gören ekonomi bilgisi, hiperenflasyonun ayda %50'den az olmayacağı şeklindedir. Yıllık %200'ü nereden çıkardınız bilmiyorum ama özellikle de savaş veya kıtlık zamanı yıllık %200 üzeri enflasyon görülüp hiperenflasyona girilmeyebilir.
Valla kaynak bu
(link)
 
Hani ''Fala inanma, falsız da kalma'' derler ya Vikipedi de o kıvamda bir şey.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ozan Güneri
Enflasyon olması başka bir konu. Konu enflasyonu olduğunda az gibi gösterip, enflasyon değerleri baz alınan listelerde yakıt ve bazı temel gıdaların bulunmaması, insanların, halkın hiçe sayılması, ülkenin içinin boşaltılması ve ne yazıktır ki sırf takım tutar gibi "en azından alnı secdeye değiyor" dediklerinin başka uzuvlarının kendi hangi uzuvlarına dediğinin farkında olmayışları, esas tablo çok daha vahim.
 
"Enflasyon, organize bir hırsızlıktır"

Eğer bir ülkenin vatandaşları, ülkenin yönetimini hırsızlara teslim ederse, onlar da yetkiyi aldıklarında en iyi bildikleri şeyi yaparlar. Bunda şaşılacak bir şey yoktur.

Tüm bunlardan geriye de ahlakı erozyona uğramış bir ülke, umutları tükenmiş bir gençlik ve yoksulluğun pençesinde kıvranan bir halk kalır. Venezüella ve Lübnan deneyimleri, varacağımız noktanın, bugünlerde yaşadıklarımıza çok da uzak olmayan örnekleridir.

Kıssadan hisse: Ver yetkiyi, gör etkiyi.
 
Ne kadar beceriksiz, kafası basmaz, vicdansız, gamsız, itikat ve idrak sıfır, adını yazarken bile hangi harfleri kullanacağını hatırlayamayan bilmem ne bela insan müsvettesi varsa hepsi bir arada nasıl toplanabilir? Bunun yanına tükürdüğü laflara ekmek banıp ağzına tıka tıka yiyen ve dansözden de dönekleri eklemeden geçmek büyük haksızlık olur. Bu nasıl mümkün oldu? Demokrasi ile... Demokrasi kulağa hoş gelen ancak doğuştan hastalıklı bir rejim.. Neden hastalıklı? Çünkü mümkünatını Sürülerin seçim adaleti ile sağlıyor.. Platon ve Aristotales denilen adamlar günümüzden 2500 yıl önce bu işi çözmüşler.. İnsanlar yönetilmeye ancak aklını kullanan insanlarca adalet getirebilir, huzur ve ideal yaşam gelebilir diyordular. Aristotales ki, Büyük iskender in hocasıdır, adam sistematik mantığın ya da klasik mantığın kurucusudur ve adam organon diye kitap yazmıştır. Organon nedir? Mantıktır, doğru düşünmenin yöntemi, şeklidir. Tabi bizimkiler ne yapmıştır? Tanrı temellendirmesi sadece bu.. Tanrı temellendirmesi....Her neyse, bu adamlardan Nasibini alanlar zaten şu an dünyayı yönetiyor. Bırakın ülkesini yönetmeyi..Özellikle platon, bir ülkeyi yöneten ya bir filozof olmalı ya da bir ülke bir filozof tarafından yönetilmeli der. Oysa bizde öyle mi? Bizim zübükler, ne matematik bilir ne coğrafya.. Ne bir yabancı kültürü tanır ne de ağzından samimi bir lütuf mırıldanması...Bu konuda üstadlardan biri Platon hakkında '' ( Koskoca )Tarih, platon a düşülmüş bir dip nottur. '' derken aslında bizim, dünyanın, kimlerden nasibini almış ya da almamış olduğu gün gibi ortada.. Bizim coğrafyamız sakattı. Seçkinler, elitler, jönler, zaman zaman gelip gittiler nizam vermek ya da durumu iyileştirmek , yenilen golleri azaltmak ya da en azından gol yememek adına pek çok çabaya tutuştular ancak kimya bir türlü uyuşmadı. Hayatı boyunca ezilmek isteyen, ezilmeyi kaderi gören, duyduğu acıların O na Yüce Yaratıcı tarafından öteki hayatında vereceği mükafatlar adına birer test, sınav olduğu vurgusu etrafında çiçeklenip böceklenmiş, kokuşmuş, bozulmuş, ne bir gelecek ne de o anı kurtarabilen bir çözümden yoksun, abuk sabuk bir safsata etrafında toplanmaya hevesli milyonlar yaşamış, ölmüş ve malesef de doğmakta..Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen bir adam vardı zamanında.. Bu millet ne bu adamın farkında oldu adamı geçtim ne de sözün.. Şimdilerde, doğurmak isterse kaç çocuk yapmalı? Yemek yiyecekse porsiyonunun ne kadar olması gerektiği, ahlakının eğitiminin hayatının kendisinin yerine O na mutabık kalınarak ancak mümkün olabileceğini sanarak güne gözlerini açıyor ve kapatıyor. Burada ne bir idrak, ne farkındalık, ne itiraz...Fakat bir umuttur yaşamak diye bir söz var ya.. Ben de diyorum ki bir umuttur, ölüm.. Ya bizler için ya da Bir'i için..Aslında problem ne kadar büyükse çözüm de o kadar kolaydır derler.. Bence de..
 
Türkiye'deki enflasyonun belli nedeni kamu israfıdır.
Bunu dile getiren ve tedavi edeceğini söyleyen bir muhalefetin olmaması daha da trajik.
Sanırım herkes kamu kaynaklarını birazda biz tırtıklayalım diye hesap yapıyor.
Biraz faizi yükseltiriz, biraz da karşılıksız para basarız oldu bitti.
 
Türkiye'deki enflasyonun belli nedeni kamu israfıdır.
Bunu dile getiren ve tedavi edeceğini söyleyen bir muhalefetin olmaması daha da trajik.
Sanırım herkes kamu kaynaklarını birazda biz tırtıklayalım diye hesap yapıyor.
Biraz faizi yükseltiriz, biraz da karşılıksız para basarız oldu bitti.
Kamu harcamalarını kısacağını iddia eden ve bu iddia ile oy isteyen muhalefet hep muhalefet olarak kalır.
Muhalefete yüklenmek kolaydır, o yüzden asıl meseleleri tartışmak yerine bu kolay yolu tercih edenler olmaktadır. Onun gibi bir şey bu da biraz.
 
Kamu harcamalarını kısacağını iddia eden ve bu iddia ile oy isteyen muhalefet hep muhalefet olarak kalır.
Muhalefete yüklenmek kolaydır, o yüzden asıl meseleleri tartışmak yerine bu kolay yolu tercih edenler olmaktadır. Onun gibi bir şey bu da biraz.
Kamu harcamaları demedim, kamu israfı dedim. Bu ikisi farklı.
Kendi adıma konuşacak olursam benim ilk öncelikli meselem ülkedeki enflasyondur. Sonra mülteci sorunu vs. diye gidiyor.
Muhalefet enflasyonun teşhisini koyup çözüm önerisi sunmuyorsa neden kendilerine oy vereyim?
Ya da sizler enflasyondan hiç rahatsız değil misiniz?
 
Son düzenleme:
Ekonomiyi yazı-tura atarak yönetseler şuan daha iyi olurduk.
Öyle bir ekonomi ki ilerigörüşlü olmak zorundasın; mesela 3 ay sonra neye ihtiyacın olacak bunu tahmin etmek zorundasın, yoksa fiyat ×2 olabiliyor.
Bir ülkenin en büyük banknotuyla pazardan yalnızca 5 kilo biber alabiliyorsan biz bitmişiz demektir. Bence bunun yegane sebebi ise BOP eşbaşkanının görevini iyi yapması, ak parti genel başkanının ise görevini kötü yapmasıdır. Arkadaş her gün videoları çıkıyor şu suri, Afgan, Pakistanlıların. Kimse mi ülkenin geleceğinden korkmuyor bu mülteci problemi(istila)ülkeyi hem ekonomik açıdan hem de sosyokültürel açıdan bitirdi. Daha çok şey yazılır da adalet de yozlaştığı için korkuyoruz
 
Arkadaşlar devlet (link)göre 2007 yılında ki toplam kamu istihdamı 2.073.070 kişi iken 2022 yılı itibari ile bu rakam 4.877.270 kişi olmuştur.
Kamu istihdamını azaltmak üzere kanuni düzenlemeler yapılmış olsa da bunlar, uygulamada bir şekilde atlanarak kamu istihdamı artarak büyümüştür.
Türkiye'nin bugün ki nüfusu düşünüldüğünde resmi rakamlara göre (link) kişi olmuştur.
Kaba bir hesapla bir memur ailesinin
4 kişiden oluştuğu düşünüldüğünde 19.509.080 kişi devlet eli ile ekmek parasını kazanmaktadır.
Bunun yanında 13.644.030 kişi emeklidir.
31.947.252 kişi 24 yaş altındadır. Yani ekonomiye hiçbir katkısı yoktur.(Bunların bir kısmı elbette memur çocukları olacaktır.)
Yine kaba bir hesapla 24 yaş altı bu nüfusun bir kısmının memur çocuğu olarak düşünülüp düşülür ise 25 milyon kadar iş hayatına girmemiş birey olacaktır.
Bu rakamları topladığımızda 58.180.110 kişi toplamda Çalışmayan ve ya devlet eli ile yaşamı sürdürmektedir.
Kısacası 26.500.163 kişinin aktif olarak çalıştığı(yada işsiz olduğu) bir toplumsal yapı içerisindeyiz.
Bu rakam nüfusumuz düşünüldüğünde çok düşük kalmaktadır.
Bir yandan sokağa çıktığınız bütün kahvelerin(cafe vb) yerlerin ağzına kadar dolu olarak akşama kadar vakit öldüren(bu kadar insanın sokakta ne işi var?) insanlar varken ekonomik kalkınmadan bahsedemeyiz.
Halen toplumumun nufusun 4'te 1 kadarının üretimi ile ayakla kalmaya çalışmaktadır.
Her 4 kişiden 3'ü aktif olarak çalışma hayatına katılamamaktadır.
Bu konuda devletin vatandaşları için iş üretemediği, özel sektörün çok küçük olduğu
toplumun tembel olduğu vb. bir çok türlü yorum yapılabilir.
Ancak en büyük sorunumuz
Devletin giderek büyümesidir. Ülkenin aktif nüfus potansiyelinin kullanımının önüne geçmektedir.
Parlak gençlerimiz devlet memurluğu hayali ile kolay bir yaşam ve huzur peşinde koşmaktadırlar ki bunda son derece haklılardır.

Uzun lafın kısası sürülmeyen tarladan ot çıkar, taş çıkar ama Arpa buğday çıkmaz.
Gerek devlet politikaları gerekse toplumsal yapı sonucu ortaya çıkmış olan bu durumun çözülmesi maalesef olası gözükmemektedir.
Üzücüdür ama gerçektir. Ben Türkiye'nin hiçbir zaman kalkınmayı başarabileceğine inanmayanlardanım.
Çünkü alt yapısı ve toplumsal düzeni bunun için uygun değildir.
Ekonomik krizler dışa bağımlı fakir(çalışmayan) ülkeler için normal bir olgudur. 5-10-20 senedir bir yaşanır.
Düzeleceğini beklemeyin iktidar değişikliği ile zaten mevcut iktidar son 20 yılda uyguladığı politikalar ile ülkenin temel taşlarını tamamen yerinden çıkarmıştır.
Ekonomik olarak bu ülkenin toparlanması benim gözümde artık mümkün değildir.
 
Son düzenleme:
Kamu harcamaları demedim, kamu israfı dedim. Bu ikisi farklı.
Kendi adıma konuşacak olursam benim ilk öncelikli meselem ülkedeki enflasyondur. Sonra mülteci sorunu vs. diye gidiyor.
Muhalefet enflasyonun teşhisini koyup çözüm önerisi sunmuyorsa neden kendilerine oy vereyim?
Ya da sizler enflasyondan hiç rahatsız değil misiniz?
Muhalefete gelene kadar ülkeyi soyup soğana çeviren mevcut yönetime bakmak gerekli. Satacak bir şey bırakmadılar. Teşhis yapacaksa muhalefet olsun yoksa muhalefet olmasın bunlar ülkeyi yok etmeye devam etsin görüşü biraz körü körüne girmek değil mi. 90 lı yıllarda da enflasyon vardı. Ama en azından gerçek değerlerde vardı. Yalan dolan değil, insanları aptal yerine koyarak ha bir de et sırası vardı sıra olmasın diye zam yaptık diyecek kadar küstah değil aptal olan bir idareci zihniyeti var. Ama baştaki ne ki halk ne olsun. Bu ülke bunu çok ama çok hak etti. Şimdi ağlama zamanı. Ben de yıllardır bana "e başka adam mı var" diyenlere, şimdi "ne olacak" dediklerinde, bana ne a.. çoğunluk sensin git çözümü bul diyorum.
Çok kullanılan bir laf vardır, bu millet padişahını bir günde göğe çıkarıp bir günde yere çalar tadında. O yere çalması aydınlanmaıs olarak algılanmasın, kendisine daha iyi bir rüzgar bulduğu için öncekine ihtiyacı olmamasından kaynaklıdır, yoksa çok da idealist olduğundan falan da değil.
 
Muhalefete gelene kadar ülkeyi soyup soğana çeviren mevcut yönetime bakmak gerekli. Satacak bir şey bırakmadılar. Teşhis yapacaksa muhalefet olsun yoksa muhalefet olmasın bunlar ülkeyi yok etmeye devam etsin görüşü biraz körü körüne girmek değil mi. 90 lı yıllarda da enflasyon vardı. Ama en azından gerçek değerlerde vardı. Yalan dolan değil, insanları aptal yerine koyarak ha bir de et sırası vardı sıra olmasın diye zam yaptık diyecek kadar küstah değil aptal olan bir idareci zihniyeti var. Ama baştaki ne ki halk ne olsun. Bu ülke bunu çok ama çok hak etti. Şimdi ağlama zamanı. Ben de yıllardır bana "e başka adam mı var" diyenlere, şimdi "ne olacak" dediklerinde, bana ne a.. çoğunluk sensin git çözümü bul diyorum.
Çok kullanılan bir laf vardır, bu millet padişahını bir günde göğe çıkarıp bir günde yere çalar tadında. O yere çalması aydınlanmaıs olarak algılanmasın, kendisine daha iyi bir rüzgar bulduğu için öncekine ihtiyacı olmamasından kaynaklıdır, yoksa çok da idealist olduğundan falan da değil.
Söyledikleriniz ile aynı fikirdeyim.
Sadece sizden farklı olarak mevcut yönetimin batırdığı ekonomiyi düzeltmesi için tek çaremizin muhalefet olduğunu ve fakat muhalefetin de
bu batmış ekonomiden bizi kurtaracak projelerin olmadığını söylemekteyim. Sanırım bunu doğru ifade edemedim.
 
Geri