Geçen diğer başlıklarda da bahsettim, konu başlığıyla da alakalı.
Bu işlere kafa yoran bir arkadaşınız olarak diyorum ki: Kuruş kuruş birikim yapın. Hayatının hiçbir döneminde cimrilik yapmamış eli açık birisi olarak söylüyorum bunu. Kuruş kuruş da olsa, ayda 10.000 lira bile kazanıyor olsanız birikim yapın.
Bugün iphone'a keyif için vermek yerine kenara koyacağınız bir para yarın kurtuluş biletiniz olabilir. Tüm ekonominin tepetaklak olacağı bir durumda sizi üç ay idare edebilir.
Azla yetinmeyi şimdiden öğrenin. Çocuğunuz varsa onun eğitimini, sağlığını düşünün, ona sürekli oyuncak alarak, onu bolluğa alıştırarak sevginizi gösterme yoluna sakın girmeyin. İleride durumunuz sarsılır bunalıma girer. Yoksunluk ne kadar kötü ve zararlıysa aşırı bolluk da bir o kadar zararlıdır.
Ekonomi çok iyi, dünya lideriyiz gibi söylemlere asla inanmayın. Turizmden sanayiye, tekstilden kültüre kadar herkes zor durumda. İnşaat denilen.olay bile bitme noktasına gelmiş.
Derslere gittiğim evlerde yaşayanlar genelde gelir durumu iyi olan insanlar. Çoğu çok eski öğrencim. Haliyle aileden biriyim. Kimi zaman dertleri konuşuyoruz velilerimle. Herbiri son üç yılda çektikleri dertleri anlatıyor.
Biri tekstilci, çok tanınmış, kadın giyim üzerine. Hocam diyor velim, fabrikayı kapatabiliriz. Zira kriz geçer az daha sabredelim diyen arkadaşlar en son elindeki birikimi de kaybettiler diyor.
Bir diğeri diş doktoru, muayenehane sahibi, artık insanlar dişlerini yaptırmıyor dedi.
Başka bir velim inşaat sektöründen, iki çocuğunu da kolejden alıp devlet okuluna vermek zorunda kaldı bu yıl.
Bir başkası sigortacı. Geçen ay 14 çalışanını işten çıkardı. Adamın eşi öğlen büroya gidip yemek yapıyor.
Bakın tekstilden, sağlığa kadar olan bir krizi bizzat görüyorum.
Bunu söylemem belki ayıp ama çoğu öğrencim eski olduğu için duygusal bir bağ var, bazı velilerimden ücret almıyorum artık. Çünkü gerçekten sıkıntıda hepsi.
Eski krizlerde patronun krizini emekçi çekerdi. Şu an patron dahi sıkıntıda. Kobi'de durum bu. Ha büyük patron kendini kurtarır ama küçük patronun şu beş yılı belirsiz.
Bizlerin zaten belirsiz.
Bir arkadaşımın iki yıldır kafasını ütülüyorum, birikim yap fazla lüks takılıyorsun falan diye. Gerizekalıca konuşuyordum ona göre. Çünkü o hep kazanırdı. İşinden olsa da bir ton iş vardı.
Olmadı ama. İşsiz kaldı birkaç ay önce. Kriz sebebiyle iş bulamıyor. İkinci arabanın borcu, kredi kartı borçları vb. Boğuluyor adeta.
Keşke seni dinleseydim çok doğru söylüyormuşsun diyor.
Ben üç yıldır birikim yapıyorum. Kuruş kuruş. Çok bir şey olmadı ama olsun. En kötü durumda beş yıl nasıl idare ederim, kaç liraya ihtiyacım olur onu hesap edin. Sonra iphone mu alırsınız, ikinci arabayı mı edinirsiniz ondan sonra düşünün.
Öykücülükten gelen bir dürtü. İnsanlarla sık tanışır ve konuşurum. Hikayelerini öğrenirim. İşsizlikten, gelecek kaygısından, yoksunluktan başka bir hikaye yok.
Berber ya, mahallenin berberi, 15 liraya saç kesen adam.
Müşteri eskiden saç düzelttirmeye gelirdi, sakal traşı için gelirdi, artık papaz gibi oluyor da saçları ancak o zaman geliyor diyor. Adam çırağı işten çıkarmış. Müşteri 1 lira vermiyormuş diye.
Ben mi?
Ben bahşiş vermem dostlarım...
Ekleme yapayım, Kasım seçimlerinden sonra Fed muhtemelen faiz artırımına girecek. O zaman büyük bir aparkat hissedecek Türkiye.
Geçen diğer başlıkta yazmıştım sanırım sebebini.