Scudo Sports

Dolar 8 Plus

Abi anlamıyorum ya 1990 ve üstünde doğanlar benim gibiler oy vermiyor.Full orta yaş krizinde olanlar ve yaşlı dayılar ,amcalar bu ülkeyi batırıyor.Evladım eskiden tüp guyruğu varidi,Diyerek.Benim gördüğüm yeni Venezuela başla birşey değil.Zaten Maduroyla'da iyi kankalar.Belki soruyordur, kanka nasıl daha da kötü yaparız diye.Nasılsa kendinden daha tecrübeli.Şuan aşçılık 2.sınıf öğrencisiyim.Bölümü bitirir bitirmez, bakery açıp insanlara istihdam, ülkeye katma değer sağlayacaktım.Ama akrabalarım da diyor oralar tehlikeli olmaya başladı.Ekonominiz iyice kötüleşiyor ,sen gel buraya İsviçre'ye gitme gibi bir olayım olmasını hiç istemiyorum.Zira ben gidersem sen gidersen kim kurtaracak bu ülkeyi diye de düşünmekteyim.Diğer tarafım da s*ktir et bu ülkeyi dünya adına büyük bir zincir kur tüm dünyaya katma değer kazandır.Dünyanın iyiliği için çalış.İki tarafımından riskleri var.Zira Benim yaşıtlarım da gitmek için elinden geleni yapıyor.Gidersem bu ülkeye herhangi bir katkım olamayacağından yakınıyorum.Kalırsam da bazen diyorum içimden oğlum İsmet Türkiye'de 300 tane restoran açıp ,binlerce kişiye istihdam sağlasan ne olur, zincir kursan ne olur, bir gün bir gece ansızın polis evini basar ve 300 restoranına da kayyum atanır.Bu yazıyı paylaşırken bile korkmaktayım.Zira Şanışerin'de dediği gibi.Ülkemin polisinden korkar oldum.
#SUSAMAM
sen ülkeye fayda sağlamak için değil kendin için yaşa, ülke sana ne fayda sağladı da kendini borçlu hissediyorsun? faydayı geç gençliğimizi yediler. ingiliz veledinin 2 köpek gezdirip zevkine 100£'e aldığı külüstüre ben bisikletim diye biniyorum. isviçreye gitme imkanın varsa hala düşünmen garip.
 
Scudo
@Burak B. zaten dua etsinlerde yeni ABD başkanı adayı olan vatandaş seçilmesin yoksa bize kök söktürür.
Söktürmezse namerttir!
Abi anlamıyorum ya 1990 ve üstünde doğanlar benim gibiler oy vermiyor.Full orta yaş krizinde olanlar ve yaşlı dayılar ,amcalar bu ülkeyi batırıyor.Evladım eskiden tüp guyruğu varidi,Diyerek.Benim gördüğüm yeni Venezuela başla birşey değil.Zaten Maduroyla'da iyi kankalar.Belki soruyordur, kanka nasıl daha da kötü yaparız diye.Nasılsa kendinden daha tecrübeli.Şuan aşçılık 2.sınıf öğrencisiyim.Bölümü bitirir bitirmez, bakery açıp insanlara istihdam, ülkeye katma değer sağlayacaktım.Ama akrabalarım da diyor oralar tehlikeli olmaya başladı.Ekonominiz iyice kötüleşiyor ,sen gel buraya İsviçre'ye gitme gibi bir olayım olmasını hiç istemiyorum.Zira ben gidersem sen gidersen kim kurtaracak bu ülkeyi diye de düşünmekteyim.Diğer tarafım da s*ktir et bu ülkeyi dünya adına büyük bir zincir kur tüm dünyaya katma değer kazandır.Dünyanın iyiliği için çalış.İki tarafımından riskleri var.Zira Benim yaşıtlarım da gitmek için elinden geleni yapıyor.Gidersem bu ülkeye herhangi bir katkım olamayacağından yakınıyorum.Kalırsam da bazen diyorum içimden oğlum İsmet Türkiye'de 300 tane restoran açıp ,binlerce kişiye istihdam sağlasan ne olur, zincir kursan ne olur, bir gün bir gece ansızın polis evini basar ve 300 restoranına da kayyum atanır.Bu yazıyı paylaşırken bile korkmaktayım.Zira Şanışerin'de dediği gibi.Ülkemin polisinden korkar oldum.
#SUSAMAM
Kardeşim bu ülke artık iflah olmaz. Sen kendini kurtarmaya bak.
 
Full orta yaş krizinde olanlar ve yaşlı dayılar ,amcalar bu ülkeyi batırıyor.Evladım eskiden tüp guyruğu varidi,Diyerek.

Demokrasi, seçme-seçilme hakkı gibi kavramları yeniden tanımlamamız gerekiyor. Mesela şu ilkeleri hayata geçirmeye çalışabiliriz:

1. Seçme ve seçilme hakkını kullanmanın nasıl bir alt sınırı varsa, bir üst sınırı da olmalı. Bir vatandaş 18 yaşında seçme/seçilme hakkını kazanıyor; 60-65 yaşlarına geldiğinde de bu hakkı kaybetmeli. Kafa yapısı 50 yıl önceki hayat koşullarına göre şekillenmiş insanlar, yeni nesillerin hayatlarını etkileyecek kararlarda söz sahibi olmamalı.

2. Gelir vergisi mükellefi olmayan vatandaşların oy kullanmaması gerekiyor. Ülkeden sürekli alan, ülkeye hiçbir şey vermeyenler ülkeyi yönetecek olanları belirleyemez.

3. Son 5 yıl düzenli olarak ülkede ikamet etmeyen vatandaşların oy hakkı olmaması gerekli. Farklı bir ülkede yaşayan, ülkeye sadece senede 10 gün gelen, seçimde kullandığı oyun sonuçlarıyla birebir yüzleşmeyen, yarattığı sorunlardan izole olan, "Türkiye cennet, kıymetini bilin! Ama bizim orada kurulu düzenimiz var, dönemiyoruz" diye sayıklayan insanlar oy kullanmasın.
 
@eshquiaa Iyide ucu yine bize kaçacak 🤣 yakında döviz cinsinden borçlar ödenemez ise ki şuan zaten ödendiğini sanmıyorum. Bu açığı bu seferde elimizdeki altın rezervini kullanarak kapatmaya çalışacaklar buda daha büyük sıkıntı bence bir ülkenin ekonomik gücünü döviz kuru değil elinde tuttuğu altın rezervi belirler söylediklerim yanlış ise buyrun siz düzeltin (Not:Ddöviz önemsiz ise yaramaz anlamında algılamayın)
 
Demokrasi, seçme-seçilme hakkı gibi kavramları yeniden tanımlamamız gerekiyor. Mesela şu ilkeleri hayata geçirmeye çalışabiliriz:

1. Seçme ve seçilme hakkını kullanmanın nasıl bir alt sınırı varsa, bir üst sınırı da olmalı. Bir vatandaş 18 yaşında seçme/seçilme hakkını kazanıyor; 60-65 yaşlarına geldiğinde de bu hakkı kaybetmeli. Kafa yapısı 50 yıl önceki hayat koşullarına göre şekillenmiş insanlar, yeni nesillerin hayatlarını etkileyecek kararlarda söz sahibi olmamalı.

2. Gelir vergisi mükellefi olmayan vatandaşların oy kullanmaması gerekiyor. Ülkeden sürekli alan, ülkeye hiçbir şey vermeyenler ülkeyi yönetecek olanları belirleyemez.

3. Son 5 yıl düzenli olarak ülkede ikamet etmeyen vatandaşların oy hakkı olmaması gerekli. Farklı bir ülkede yaşayan, ülkeye sadece senede 10 gün gelen, seçimde kullandığı oyun sonuçlarıyla birebir yüzleşmeyen, yarattığı sorunlardan izole olan, "Türkiye cennet, kıymetini bilin! Ama bizim orada kurulu düzenimiz var, dönemiyoruz" diye sayıklayan insanlar oy kullanmasın.

Bence ilk maddede saçmalamışsınız, üçüncüde ise haklısınız ama bunları tartışmak istemiyorum, sadece 2. madde hakkında söylemek istediğim birşey var:

Türkiye'de erkeklerin işgücüne katılma oranının kadınların iki katından fazla, dolayısıyla önerdiğiniz sistem "kadınların üçte ikisi oy kullanmasın" sonucuna varıyor.
 
Demokrasi, seçme-seçilme hakkı gibi kavramları yeniden tanımlamamız gerekiyor. Mesela şu ilkeleri hayata geçirmeye çalışabiliriz:

1. Seçme ve seçilme hakkını kullanmanın nasıl bir alt sınırı varsa, bir üst sınırı da olmalı. Bir vatandaş 18 yaşında seçme/seçilme hakkını kazanıyor; 60-65 yaşlarına geldiğinde de bu hakkı kaybetmeli. Kafa yapısı 50 yıl önceki hayat koşullarına göre şekillenmiş insanlar, yeni nesillerin hayatlarını etkileyecek kararlarda söz sahibi olmamalı.

2. Gelir vergisi mükellefi olmayan vatandaşların oy kullanmaması gerekiyor. Ülkeden sürekli alan, ülkeye hiçbir şey vermeyenler ülkeyi yönetecek olanları belirleyemez.

3. Son 5 yıl düzenli olarak ülkede ikamet etmeyen vatandaşların oy hakkı olmaması gerekli. Farklı bir ülkede yaşayan, ülkeye sadece senede 10 gün gelen, seçimde kullandığı oyun sonuçlarıyla birebir yüzleşmeyen, yarattığı sorunlardan izole olan, "Türkiye cennet, kıymetini bilin! Ama bizim orada kurulu düzenimiz var, dönemiyoruz" diye sayıklayan insanlar oy kullanmasın.
Şöyle düşünmen de gerekli bir hanımefendi birşey söylemişti.Çobanla benim oyum bir mi? Evet ikiniz de eşit gelir vergisi ödüyorsanız ikinizin oyu birdir.Bu söylediklerin malesef sadece ütopya.Pratikte güzel ama ,uygulanamaz.Sadece 3. maddeniz uygulanabilir yakın gelecekte.
 
Son düzenleme:
birşeyler almak için hala fiyatların düşmesini bekleyen güzel bisiklet camiası (TC sınırları içinde yaşayan ve Türk Lirası geliri olanları kastediyorum) şu an mal alan kazanır. eğer naktiniz varsa 1 yıl sonra kralsınız (naktiniz Türk Lirası olmamak kaydıyla).
 
Bu Başlık Değişmeli Ağlayacağım 😥😥😥😢😢😢😢 bak...
 
"Her etki, en az onun kadar kuvvetli bir tepki doğurur."

Kabile reisimiz geçen gün şöyle buyurmuştu:

"Bazı Amerikalılar çıkıyor, İlham kardeşimi arıyor. Diyor ki biz sizin yanınızda kim var biliyoruz, Erdoğan var Türkiye var. Biz Türkiye’ye de yeri gelirse yaptırım uygularız. Sen kiminle dans ettiğinin farkında değilsin. Yaptırımın neyse geç kalma yap

Böyle ucuz kahramanlıklar parti kongrelerinde yandaşları coşturmakta çok işe yarıyor olabilir, lakin günün sonunda ekonomimizin ve milli paramızın ırzına geçilmesine sebep oluyor ne yazık ki...
 
Demokrasi, seçme-seçilme hakkı gibi kavramları yeniden tanımlamamız gerekiyor. Mesela şu ilkeleri hayata geçirmeye çalışabiliriz:

1. Seçme ve seçilme hakkını kullanmanın nasıl bir alt sınırı varsa, bir üst sınırı da olmalı. Bir vatandaş 18 yaşında seçme/seçilme hakkını kazanıyor; 60-65 yaşlarına geldiğinde de bu hakkı kaybetmeli. Kafa yapısı 50 yıl önceki hayat koşullarına göre şekillenmiş insanlar, yeni nesillerin hayatlarını etkileyecek kararlarda söz sahibi olmamalı.

2. Gelir vergisi mükellefi olmayan vatandaşların oy kullanmaması gerekiyor. Ülkeden sürekli alan, ülkeye hiçbir şey vermeyenler ülkeyi yönetecek olanları belirleyemez.

3. Son 5 yıl düzenli olarak ülkede ikamet etmeyen vatandaşların oy hakkı olmaması gerekli. Farklı bir ülkede yaşayan, ülkeye sadece senede 10 gün gelen, seçimde kullandığı oyun sonuçlarıyla birebir yüzleşmeyen, yarattığı sorunlardan izole olan, "Türkiye cennet, kıymetini bilin! Ama bizim orada kurulu düzenimiz var, dönemiyoruz" diye sayıklayan insanlar oy kullanmasın.

Adı hala demokrasi olarak kalsın mı peki?
 
birşeyler almak için hala fiyatların düşmesini bekleyen güzel bisiklet camiası (TC sınırları içinde yaşayan ve Türk Lirası geliri olanları kastediyorum) şu an mal alan kazanır. eğer naktiniz varsa 1 yıl sonra kralsınız (naktiniz Türk Lirası olmamak kaydıyla).
katılıyorum size nakit her dönem candır.
böyle zamanlarda ne alacağınız iyi bilmek gerek.
TL kalmak enayilikten başka bir şey değil.
3 kasım seçiminden sonra daha kötü olmasak.
 
@mehmet.ali Bu sisteme yeni bir isim bulmamız gerekecek elbette.

Bildiğiniz gibi demokrasi sözcüğu, Latince Demos (halk) ve Kratos (güç) sözcüklerinin birleşiminden türetilmiştir ve "Halkın gücü/iktidarı" anlamına gelmektedir. Yeni kuracağımız sistem ise "bilginin gücü"nü öne çıkaracağı için, Demos'u Sophia (bilgi) ile değiştirebiliriz.

Yeni yönetim sistemimiz Sopyokrasi tüm insanlığa hayırlı, uğurlu olsun!
 
Başlığa bir an önce güncelleme yapılıp yeni hedefimizin "10 Plus" güncellenmesini rica ediyorum... Çok uzun süre kullanamayız zaten onu da ama olsundu...
 
Maalesef amerikalılar bizden önce etüdünü yapıp hatta üzerine komedisini bile yapmışlar. Çok gerideyiz çok.....

Harika bir filmdi. Komedi olarak ta, verdiği sert mesajlar la da. Mutlaka izleyin.
 
@mehmet.ali Bu sisteme yeni bir isim bulmamız gerekecek elbette.

Bildiğiniz gibi demokrasi sözcüğu, Latince Demos (halk) ve Kratos (güç) sözcüklerinin birleşiminden türetilmiştir ve "Halkın gücü/iktidarı" anlamına gelmektedir. Yeni kuracağımız sistem ise "bilginin gücü"nü öne çıkaracağı için, Demos'u Sophia (bilgi) ile değiştirebiliriz.

Yeni yönetim sistemimiz Sopyokrasi tüm insanlığa hayırlı, uğurlu olsun!
Aziz Sancar'a, İlber Ortaylı'ya oy kullanma hakkını çok göreceksiniz ve sistemin adı "Sopyokrasi" (veya sapiokrasi) mı olacak?
 
Geri