Berlin Flarmoni orkestrasını düşünün , yaylılar , nefesliler , vurmalılar vs vs gibi ayrı ayrı enstrumanlardan oluşan karışık bir yapı . Her enstrumanın ayrı bir görevi var.Sokaktan geçeni bu orkestraya almıyorlar. Yani hem yılların deneyimine sahip olacaksını , hemde oldukça yetenekli olacaksınız.
Birde bunun şefini düşünün. Hangi çalgının, nerde esere dahil olacağını , ne zaman susacağını ,Eserin hangi tempoda çalışacağını belirliyor. Dışardan ne görünüyor. Elinde çubuk sallayan bir adam. Eğer bu orkestrayı şef yönetirse , ortaya dinleme zevki olan , kulaklara hoş gelen bir müzik çıkarken ,müzikten anlamayan herhangi bir kişi eline o sopayı alıp, kafasına göre sallarsa ve orkestra bu şefe uyarsa ortaya saçma sapan bir gürültü çıkar.
O da sopa sallıyor , bu da sopa sallıyor. Nedir yani ?
Müzikten anlamayan bu şef , harika sopa salladığını iddia edebilir. Orkestrada çalan müzisyenlerin, aslında müzikten hiç anlamadığını da iddia edebilir. Hatta kendisini kıskanan Almanların bir oyunu olduğunu bile söylenebilir Zamanlamanın mandiar olduğu da beyan edilebilinir.
Bu şefin konserlerine otobüsler dolusu insanlar taşınabilir. Ortaya çıkan gürültüye finalde büyük alkış alınabilir. Veya ortaya çıkan gürültünün, aslında harika bir sanat eseri olduğu da söylenebilir . Yandaş medya da aslında buna gürültü diyenlerin aslında Ülkenin gelişmesini istemeyen hainler ve fetocüler olduğunu yazabilir. Sonuçta opera binası yıkılarak yerine AVM yapılabilinir.
Osmanlıda operamı varmış ? diye tartışmalar çıkabileceği gibi , Opera dinlemenin caiz olmadığına dair fetvalar verilebilinir.
İşi bilen şefte nedir sahi ? Her seferinde aynı eser çalınır. Orkestranın yönetimini, işi bilmeyen şefe vereceksin ki bir çalınan diğerini tutmasın. Bu sefer ne çalacaklar kim bilir diye merakla bekleşelim.