Scudo Sports

Corona virüsü (Covid-19)

Fransızların köylüleri bile şu sıralar bir sürü tarla işi varken tarlaya gitmiyor acaba ben bi yerde yanlışlık yapıyor olabilir miyim diyor musun?Bisiklete bineceğine adamların çiftini sürüver de ülke ekonomisine katkın olsun.Sevaba girersin.
Valla Fransa'da, hemde "ch'ti" bölgesinde yaşıyorum. Traktörler tarlalarda çalışıyor. Ben geçerken onlarda tuhaf tuhaf bakıyor 🙄. Neden acaba 🤔?
 
Scudo
Ben geçerken onlarda tuhaf tuhaf bakıyor 🙄. Neden acaba 🤔?

Belki de seni tanımadıklarından seni görünce içlerinden şunlar geçiyor olabilir:
-Covid 19 abartılıyor beya diyenlerden biri mi
-Ula biz Paris Saint Germen taraftarıyız bu Marsilyalı'nın burada ne işi ola ki diyorlardır.Kim bilir:ssrtcbya:
 
@hamlet2006 kuzeyliler Marseille taraftarı yanlız 😁.
 
Butun dünya agir bir travma yasiyor. Butun dunya mesihini bekliyor. Her an tıramp dunya vatandaslarina dandik holivud filmlerinde olduğu gibi seslenip , " kanka tek dunya devletine biat edin , sizi dolara , aşiya boğam" dedigini duyar gibiyim.
Cok hukumetler yikilip, cok insan olecek , masumlar yine zalimlerin zulmunden cekecek .
 
Salgının illere göre dağılımını neden vermiyorlar, nerede bu şeffaflık deniyordu. Vakaların yüzde 60 ı İstanbul'da denilince millet şehir dışına kaçmaya başladı. Bu sefer de şehirlerarası yollar kalabalıklaştı.Biz bu iş pek beceremiyoruz, sınıfta kalıyoruz gibi malesef.Birçok kişinin de umurunda değil, dün havayı sıcak gören İzmirde dışarıdaydı.:booo:
 
Son düzenleme:
Benim anlamadığım şey şu. Bu yaşlı insanların vefatları neden direkt olarak coronavirüs'e bağlanıyor? Anladığımız kadarı ile bir çoğu oldukça yaşlı ve zaten hasta olan insanlar. Şimdi hiç kimse kusura bakmasın ama bugüne kadar herhangi bir yaşlı yakınını/sevdiğini kaybeden her insan bilir ki, bu bir bardak gibidir, dolar dolar, ve son damla da suyu taşırır. Yani o son damla ister coronavirüs olur, ister sıradan bi grip olur, ister bakteriyel bir enfeksiyon olur, zaten zayıf düşmüş olan insan sonunda bir hastalığa yenik düşer ve ölür. Doğanın dengesi bu şekilde sağlanır. Özellikle şu yukarıdaki arkadaşın paylaştığı ikinci video benim çok ilgimi çekti:



İngilizce bilmeyenler için özet geçeyim, adam diyor ki, Çin'in Wuhan kenti çok kalabalık bir kent (11 milyon). Bu şehirde aynı zamanda bir çok laboratuvar ve virolog çalışıyor. Virologlar daha önce karşılaşmadıkları yeni bir coronavirüs tespit ediyorlar. Sonra bu virüsün şehir hastanelerindeki hastalara testi başlıyor. Halihazırda hastanede yatan bazı hastaların bu virüsü taşıdıkları ortaya çıkıyor. Sonra Çin hükümeti bu işi ciddiye alıp bilim insanlarına başvuruyor, yani söz konusu laboratuvarlara ve virologlara. Bu insanlar da haklı olarak, hiç kimsenin ölümünden vs. sorumlu olmamak için (çünkü daha virüsün ne yaptığını hiç kimse bilmiyor) devlete en yüksek seviyede ciddiyetle bir takım tavsiyelerde bulunuyorlar. Bu seviyeye gelene kadar bu yeni virüsün ne kadar ölümcül olduğuna dair hiç bir bilgi elde yok, hatta bu adamın söylediğinden yola çıkarak aslında hala bile bu virüsün ne kadar ölümcül olduğu çıkarımını yapmak imkansız diyebiliriz. Çünkü testlerin büyük çoğunluğu hastanelerde zaten hasta olan/yaşlı olan insanlara yapılıyor. Hastaneye gitmeyen insanlara kimse test yapmadı şimdiye kadar. Dolayısı ile istatistiksel olarak ortada bir "bias" (meyil/taraflılık) mevcut. Bu hastalığın aslında ne kadar tehlikeli olduğu hususu hala bilinmiyor. Evet, yapılan testlerde bu virüsü taşıyan insanların sayısı giderek artıyor, ama her kış ortaya çıkan yeni grip/soğuk algınlığı salgınları da zaten aynı hızla yayılıyor. Bu arada grip hastalığına sebep olan virüslerin %15 kadarının da coronavirüs olduğu (yani hayvanlardan insanlara geçtiği) biliniyor. Ama hiç bir devlet bugüne kadar "grip var ey vatandaşlar, birbirinizden uzak durun" vs demedi. Batılı devletlerin aldıkları ekstrem önlemlerin altında acaba "biz ne olur ne olmaz en sert tedbirleri alalım da, eğer hafif bir şey çıkarsa en azından temkinliydi derler" anlayışı yatıyor olabilir mi acaba? Yani herkes şu anda hata yapmaktan korkuyor. Ki bu belki iyi bir şey. Ama ya "fare dağ doğurduysa???".

Ben şimdi şunu merak ediyorum. Acaba küresel olarak bu senenin Ocak-Şubat ve Mart ayının ölüm oranları ile geçen seneninkiler karşılaştırıldığında, bu sene gözle görülür istatistiksel bir fark, yani ölüm oranlarında artış görebilecek miyiz? Çünkü bu virüsün ne denli ölümcül/tehlikeli olduğunu sanırım ancak bu şekilde gerçekten anlayabileceğiz. Çok fena aklım karıştı benim şimdi. Acaba dünyanın en kalabalık toplu histeri krizini yaşıyor olabilir miyiz? Gerçekten çok ilginç.
👍 Videoları ayarlarından Türkçe altyazılı olarak da izleyebilirsiniz
 
Ben en başından beri bu işin anlamsizca abartıldığını dusunenlerdenim zaten. Eğer demir yumrukla bir ülkeyi yönetiyor olsa idim(kuzey kore gibi) kesinlikle şimdi yapılan saçmalıkları yapmaz halkın kendi kendine bağışıklık kazanmasını beklerdim.
 
Kardeşim Çanakkale'de son sınıf öğrencisi ve part time çalışıyordu. Okul kapandı; iş için kaldı. İşyeri de bir süre sonra alışveriş merkezinde olduğu için kapandı. İşyeri kapanana kadar şehirlerarası otobüs, uçak seyahatleri durduruldu; durdurulmasa dahi taşıdığı riskten dolayı annem ve babam kardeşimi gidip alma kararı verdiler.

Samsun - Çanakkale - Samsun yaklaşık 2200 KM annemle babam için de çok riskli olacağı için eşimle ben gitmeye karar verdik.

30 Mart Pazartesi yola çıktık ve 2 Nisan Perşembe akşamı eve geri geldik. Başımızdan geçenler:

Çanakkale'ye gidene kadar 5 defa ateşimiz kontrol edildi. Bunlardan biri Yalova civarlarında iş çıkışı ve gemiden inen TIRlara denk geldiği için kilometrelerce kuyruğa denk geldik.
2 ateş ölçerle yüzlerce, belki binlerce kişinin tek tek ateşi ölçülüyordu. Memur beye ulaşmanın verdiği mutlulukla gülümseyerek ''kolay gelsin; kendinize dikkat edin'' dedim.
O da beni daha da gülümseterek ''Türk usulü Covid tespiti'' diyip gönderdi :)

Dönüş yolunda TEM'in Sakarya çıkışında 2 şerit yaklaşık 2 km kuyruk vardı. Hanımın memleketi Bolu'ya girerken orada bizi de kontrol ettikleri için biliyorum: Gişe çıkışlarında kontroller var. Eğer gece kalmayacaksanız sadece ateşinizi ölçüp gönderiyorlar; kalacaksanız isim soyisim, TC, telefon, açık adres, nereden geldiğinizi de bir listeye yazıyorlar.

Tuvaletlerinin temizliğinden ve temassız kapı ve musluklarından dolayı hep Opet'i tercih ediyoruz; elimizi yıkayıp arabada dezenfektan sürüyoruz vs derken geri dönüş yolunda bildiğimiz sıkıcı ve kalabalık Merzifon yolundan değil de Karabük, Safranbolu, Bartın üzerinden sahilden girip hazır buralar boşken daha önce bu yolu görmeyen kardeşim de buraları görsün diye sahilden Samsun'a gelelim dedik (asıl amacım Bolu - Bartın arasındaki görmediğim yolun bisiklete uygunluğuna bakmak).

Neyse, Bartın girişindeki Jandarma arkadaşlar ateş kontrolü için bizi arabadan indirdi (normalde camdan yapıveriyorlar). Sonra 'nereye' sorusuna Samsun cevabını alınca 'geri dönüp anayoldan gidin; sahilden gidemezsiniz, burayla Samsun'un ne alâkası var' dedi. Geldiğim 135 kilometreyi geri döneceğim yani ve planlarımız suya düşecek...

Sahilden gitmek için direttim tabii. Sanki sokağa çıkma yasağı vs var da hangi yoldan gidebileceğimize kendi kendine karar veriyor! Şimdi dönmezseniz ileriden çevirirler; dedi ama sonra girdiğimiz 2 çevirmede böyle bir şey olmadı tabii ki. Git gel toplam 10 çevirmeye girdiysek bazıları isim soyisim, ikametgâh aldı; bazıları sadece şoförün ateşini ölçtü; bazıları herkesin ateşini ölçtü; bazıları yolcuları araçtan indirdi; bazıları bir araba ölçtü diğerini ölçmedi; bazıları hiç ölçmedi...

Biraz uzattım; demem o ki, yollar dolu, riskli ve keyfi (daha doğrusu, standart olmayan ve bir işe yaradığını düşünmediğim) uygulamalar var. Bilginize.
 
riskli ve keyfi (daha doğrusu, standart olmayan ve bir işe yaradığını düşünmediğim) uygulamalar var.
Hocam çok haklısınız, iki gün önce de ben kızımı almak için Denizli-İstanbul-Denizli yaptım. Hem giderken, hem de dönüşte beş altı sefer ateş ölçümüne maruz kaldım. Kilometrelerce uzayan kuyruklar vardı. Görevli jandarmaya; "bir ateş ölçer ile bu iş sabaha kadar bitmez" dedim. O da cevaben; "zaten amacımız yolculukları zorlaştırmak" diye cevapladı. Dönüşte bir noktada ise, polisler sadecede yolu tek şeride indirgemişler ve uzun kuyruklara sebep olmuşlardı.
Amaçsızca ve zaman kaybetmek için yapılan uygulamalar. Maalesef cehaletin içinde boğuluyoruz.
 
Hocam çok haklısınız, iki gün önce de ben kızımı almak için Denizli-İstanbul-Denizli yaptım. Hem giderken, hem de dönüşte beş altı sefer ateş ölçümüne maruz kaldım. Kilometrelerce uzayan kuyruklar vardı. Görevli jandarmaya; "bir ateş ölçer ile bu iş sabaha kadar bitmez" dedim. O da cevaben; "zaten amacımız yolculukları zorlaştırmak" diye cevapladı. Dönüşte bir noktada ise, polisler sadecede yolu tek şeride indirgemişler ve uzun kuyruklara sebep olmuşlardı.
Amaçsızca ve zaman kaybetmek için yapılan uygulamalar. Maalesef cehaletin içinde boğuluyoruz.
Yoldaki denetlemenin bir benzeri de çalıştığım hastanede mevcut. Evet ateş ölçüyorlar ama nasıl ateş ölçüyorlar. Hastanenin sadece zemin kattaki ana girişinde ateş ölçme mevcut. Erişkin, çocuk ve ambulans acilde giriş çıkış normal en azından biz çalışanlar için. Daha sonra atık ve cenaze çıkışının olduğu kapı var yine serbest alan giren çıkan belli değil, birde kemoterapi ve diyaliz tarafının girişi var burada hasta, hasta yakınları ve çalışan dahil kimsenini ateşi ölçülmüyor. Bu kapılardan birisinden giren kişi belki hasta ve tüm hastaneye yayacak kimse farkında değil. Denetleme var mı? Evet var, ama nasıl var. Bir sitem yapıyorlar, yaptıkları sitemin yarısında açıklıklar var ve insanlar bu açıklıkları kullanıyor.

Keza yapı denetimde de durum aynı. İnşaata denetlemeye geliyorlar 3-5 göstermelik bakıp onayı veriyorlar, sonra yıkıldığında bir iş geldiğinde herkes bu noktaya hücum edip bir şeylerin öneminden bahsediyor. 1 ay sonra aynı tas aynı hamam devam ediyorlar.

Ekleme: Çalıştığımız firma 5 seviye üzerinden dördüncüsü ne geçmiş durumda her kişiye test yapacaklar. Akciğer filmi çekilip lezyon olup olmadığına bakılacakmış, eğer lezyon varsa ağızdan salgı alınıp neden olduğuna bakılacamış. Grup grup alıyorlar bakalım bekliyorum şimdiye kadar teste girenler de sıkıntı çıkmadı. İnşallah bizde de herhangi bir olumsuzluk yaşanmaz.
 
Son düzenleme:
Muhteşem uygulama ateşölçerle mikrop dağıtmaca birinden al öbürüne süper :):)
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Ben en başından beri bu işin anlamsizca abartıldığını dusunenlerdenim zaten. Eğer demir yumrukla bir ülkeyi yönetiyor olsa idim(kuzey kore gibi) kesinlikle şimdi yapılan saçmalıkları yapmaz halkın kendi kendine bağışıklık kazanmasını beklerdim.
İngiltere denedi, şuanki hali içler acısı.
 
Geri vites yaptıkları için. Isvec tam gaz devam ediyor.
İngiltere dünkü ölümler 569, yeni vaka 4300
İngiltere bugünkü ölümler 684, yeni vaka 4450

İngiltere toplam vaka 38.168, toplam ölüm 3605

Valla geri vites yapmasalar daha da tam gaz gideceklermiş.

İsveçin nüfusu İngiltere'nin 5 te 1 i kadar. 1 hafta sonra ölüm sayıları daha net anlaşılacaktır.
 
Geri