MakRo
🤘Forever Metal🤘
- Kayıt
- 5 Temmuz 2015
- Mesaj
- 3.289
- Tepki
- 10.231
- Yaş
- 33
- Şehir
- Denizli
- İsim
- Alperen Atman
- Başlangıç
- 1998—99
- Bisiklet
- b'Twin
- Bisiklet türü
- Dağ bisikleti
İşte buna algı yönetimi denir.Bu maske işi çok saçma bir hal aldı. Madem zorunlu hale gelecekti. Baştan zorunlu yapsalardı. Virüs yükü düşükken, infekte insan sayısı azken. Bahane şu idi: insanlar maskeyi doğru kullanamaz, maskeye güvenip sosyal izolasyonu korumaz ve bulaşır. Şu an ne değişti ya da ne beklenildi de zorunlu hale geldi. Aksine toplumdaki infekte insan arttı. Yani olası bir hatalı maske uygulamasında infeksiyon riski daha da arttı. Akıl alır gibi değil.
Maske, eldiven ,kolonya, makarna fiyatları bazılarını biraz kanırtsın.
Kimi kanırtsın biliyor musunuz?
Bu virüsle birlikte vefatları değersizleştirip ölen anamız ,babamız kardeşimiz,teyzemiz,amcamız,arkadaşımız, komşumuz,bakkal amcamız,her şeyden önce bir insan değilmiş gibi düşünüp de ''Doğa virüs sayesinde nüfusu dengeliyor, Bu doğal seleksiyon hepsi bu'' diyen duygusu eksik arkadaşları kanırtsın.O zaman duygusuz ,metaryelist bir ekonomist de der ki kusura bakma kardeş; maske ,eldiven fiyatları da arz-talep dengesine göre arttı diyebilir, sen de o zaman ona razı geliver.
Lafım herkese değil, biliyorsunuz
Allah hepimizi korusun, merhametli, vicdanlı esnaflara denk getirsin.
o kadar yazmışsınız içi dolu bişey var zannettim ama malesef, boşa zamanımı çaldınız, bir iki cevap yazmak istedim usulünce kusura bakmayın ama, en temel hakkimiza kimse dokunmamali demişsiniz, siz peki dışarıya çıkıp da diğer insanlara bu virüsü bulastirip onların yaşam hakkını çaldığınızda ne olacak, bilimsel bir çok boyutu var, neredeyse bütün bilim insanları çıkmayın , çıkmak zorunda kalırsanız maske takın diye bas bas bağırırken görüyorum ki herkes birşeye karşı , kimse istemez böyle olmasını devlette millet de herkese zarar şu an sürekli eksiden yediğimiz gunlerdeyiz , biz çalışmak zorunda olduğumuz için mecburen çıkıyoruz , isimizi mesaimizi bitirince de hemen dönüyoruz , virüs yüzünden birçok arkadaşım işinden oldu ekmeğinden oldu saatlerce Kafa patlatan bilim adamları cahilce hala bu işi şaka zanneden insanlarla uğraşıp duruyoruz , fakat biz Türk milletiyiz başımıza gelmeden birşeyi anlamayız,Ben hala buradayım, fikrim değişmedi. Sokağa çıkma yasağına da karşıyım. Devletin, amacı ne olursa olsun, "sizin iyiliğiniz için" diyerek insanları dört duvar arasına hapsetme hakkı asla ve asla olmamalıdır. Bu tip güçler her zaman için kötüye kullanılma potansiyeli olan güçlerdir. Hatırlarsanız, 15 Temmuzda bunun tam tersi olmuş, insanlar sokaklara davet edilmişti devlet tarafından. Bir çok insanımızı da bu sebeple kaybettik ya da sakat kaldılar. Devletin sivil vatandaşın en temel haklarına müdahale etme hakkı asla ve asla olmamalıdır. Bazı haklarımız evrensel olarak korunmalı ve hiç bir hükümetin kontrolüne bırakılmamalıdır. İster demokratik olarak seçilmiş hükümetler olsun ister darbe ile başa gelmiş bir diktatörlük olsun fark etmez. İnsanoğlu hiç bir zaman en temel özgürlüklerini bir başka insanın kontrolüne vermemelidir.
İşin "küreselleşme karşıtlığı" tarafına gelirsek, şu anda başımıza gelen şey aslında tam da söylediğinizin tersini kanıtlar nitelikte bir olay. Ülkelerin sınırlarının aslında ne kadar anlamsız olduğunu, bizi korumak için ne denli yetersiz olduğunu görüyoruz. Uzaylı istilasını anlatan Holivud filmlerini bilirsiniz. Bu tip filmlerde her zaman ülkeler bir araya gelip düşmanlıklarını bi kenara bırakırlar ve tek vücut olarak uzaylılara karşı savaşırlar. İşte şu anda başımıza gelen de aslında bir uzaylı istilası gibi düşünülebilir. Biz hala sınırlarımızı kapatmak, kendimizi hapsetmek gibi çözümler peşindeyiz. Uzaylılar şu anda her yerdeler, bu tip bir yaklaşım malesef insanın en ilkel beyin cidarlarından çıkan içgüdüsel yaklaşımların dışavurumundan ibaret. Yani "tehlike geçene kadar saklanayım" içgüdüsü. Uzaylılar benim evime girmesin de gerisini boşver. Bu salgın/pandemi, sizin dediğinizin tam tersine, dünyaya aslında devletlerin ve sınırlarının hiç bir anlamı olmadığını, sizi koruyamadığını, her şeyin küresel olduğunu gösteriyor. Ortada tüm insanlığı etkileyen bir düşman varken, hala daha ülke hatta şehir bazlı savunmalar ve savaşlardan bahsediyoruz. Bunun hiç bir işe yaramayacağı bugün ortaya çıktı işte. Virüs, alınan her türlü önleme rağmen neredeyse dünyanın tüm ülkelerine yayıldı. Messi'ye, Ronaldo'ya, Brad Pitt'e ya da Robert Downey Junior'a milyonlarca dolar para akıtan ekonomik sistemlerimiz, laborantlara, biyologlara, salgın hastalıkla mücadele eden bilim insanlarına ve onların çalışmalarını yürüttüğü kurumlara "asgari" miktardaki fonlamayı yeterli gördü. Şimdi bize aşı lazım, hem de acilen. Belki de zamanında bu konulara sağlam yatırım yapılmış olsa idi çoktan aşıyı bulmuş ve seri üretime geçmiştik bile. İşin komik tarafı şu anda Messi'yi ve Ronaldo'yu da hiç bir yerde bulamıyorsunuz, çünkü onlar da evlerine kapanmış haldeler korkudan. Holivud oyuncuları en fazla instagramdan "evdekal" hikayesi paylaşıyorlar. Neden evde kalayım paşam? Çünkü film çekemiyorlar, para muslukları kesildi. Bir an önce şu konu kapansa da sektör açılsa diye bekliyorlar.
İnsanoğlu olarak olaylara bakış açımız hala en ilkel içgüdülerimizin dışavurumu şeklinde devam ediyor. Akıllı olduğumuzu, çok zeki olduğumuzu iddia ediyoruz, hatta başka gezegenlerdeki hayatlarla iletişim kurmak için onlara radyo dalgaları gönderiyoruz. Ama hala daha önceden uyarıldığımız, olacaklarını bildiğimiz felaketler için önlem almak yerine, paramızı eğlence sektörüne akıtıyoruz. Bilim insanları senelerdir Çin'deki hayvan pazarları ve hayvan hastalıklarının pandemiye dönüşebileceği konularında bizi uyarmışlar. Biz ne yapmışız? Netflix'i icat etmişiz. Evde oturup camdan bir ekrana bakmak bizi mutlu ediyor. Bi de üstüne sokağa çıkmak yasak olsun istiyoruz.
Eskiden takip ettiğim gazeteydi, keza Halk tv ve fox tv de öyle, fakat zamanla bu kanalların yaptığı haber ve paylaşımların başka amaçlar taşıdığına kanaat getirdim. Dünya da ölüm oranı ortalaması sanırım yüzde 5,5 lar da, bizde yüzde 2 civarı. Şu bile haberi yalanlıyor. Bu arada twitter dan başka haber takip ettiğim bir yer yok, burada ki her haberi sağlamasını yapıp ona göre dikkate almaya çalışıyorum. Sizler de öyle yapın. Bu arada diğer ulusal kanalları da izlemiyorum, onların da gerçek habercilik yaptığına inanmıyorum. Yalnız bu üç kanal ciddi anlam da Ülkeye iyi niyet beslemiyor.Korkutucu oran: Türkiye’de dünyanın 9 katı!
Dünyaya kâbusu yaşatan yeni tip corona virüsü ile ilgili Türkiye'de 60 yaş altı ölümlerin oranı dikkat çekti. Türkiye'de 60 yaş altı ölümlerin, 3 Nisan itibarıyla Avrupa ortalamasından 4 kat, dünya ortalamasından ise 9 kat fazla olması endişeleri arttırdı. DSÖ de 60 yaş altı ölümler konusunda peş peşe uyarılara devam ediyor.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 3 Nisan’da Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı sonrası Türkiye’deki corona virüsü vakalarıyla ilgili detaylı bir açıklama yapmıştı. Bakan Koca 3 Nisan tarihine kadar hayatını kaybeden 425 kişinin yüzde 78,7'sini 60 yaş üstünde olduğunu açıklamıştı. Türkiye’de corona virüsü kaynaklı 60 yaş altı ölüm oranı yüzde 21.3 olarak ilk kez açıklanırken oranın yüksekliği dikkat çekti.
AVRUPA’NIN 4, DÜNYANIN 9 KATI
Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa ofisinden 2 Nisan’da yapılan açıklamada kıtada ölenlerin yüzde 95’inin 60 yaş üzerinde olduğunu duyurmuştu(60 yaş altı ölüm oranı %5 oluyor). DSÖ Avrupa istatistiklerine göre Türkiye’de 60 yaş altı ölümler ortalamanın 4 katından fazla seyrediyor.
Bunların yanı sıra tüm dünyada ise 60 yaş altı ölümler Türkiye ile kıyasladığında tablo daha da endişe verici hale geliyor. Dünya genelinde 60 yaş altı ölüm oranı %2.3 olarak hesaplanırken bu oran Türkiye’nin 9’da 1’ine denk geliyor.
(link)
Mevcut iktidara yönelik haberler yapan kanalları da biliyoruz, ben sadece sürekli olumsuzluk örneklerini alıp İnsanları bilgilendirmek yerine umutsuzluğa iten habercilik anlayışlarını eleştiriyorum. Diğerlerinin de yalancı baharcı lığını tabi ki. İkisinin ortası olmalı. Maalesef her iki tarafın da art niyetleri yüzünden Millet de ne moral kaldı ne psikoloji.@MuratHan basın-yayın-medya organları "Basın Özgürlüğü" bağlamındaki haklar çerçevesinde görev yapar.
Mevcut iktidarın istediği içeriklere yer verilmediğinde vatan haini olmazlar.
Velev ki gerçek dışı ya da hak ihlali durum var, onun çözümü de mahkeme yoluyla "Tekzip" dir.
Özgür basın hepimiz için gereklidir.
Evrensel doğrular yerel siyasete yenik düşmemeli..
Virüsün yaşlılar başta olmak üzere kronik rahatsızlığı olanlar da öldürücü olduğu biliniyor. Ülkemizde 35-45 yaş kronik hastalığa yakalanılan bir yaş aralığı. 50 Yaşından sonra da ilaç almaya başlanılıyor. Ayrıca gençler de alerjik astım çok sık görülüyor, bu da bağışıklık sistemini baskılıyor diye biliyorum. Ölen vatandaşlarımızın hangi rahatsızlığı olduğu açıklanırsa daha net önümüzü görmüş oluruz. Zatürre bilinenin aksine çok tehlikeli bir hastalık, bu virüs de maalesef zatürre olduğumuz da belirti veriyor. Altta bir rahatsızlık var ise bunu tetikleyip ölüme kadar götürebiliyor.@MuratHan
Yazıyı dikkatlice okumamışsınız.Burada bahsedilen :60 Yaş altındaki ölümlerin,tüm ölümlere oranıdır.

