@sedat saraç
Benimde şöyle bir şey başıma geldi: izmirde basket sahasından telefonum çalındı. Ben ertesi gün telefonum çalındı diye imeimnumaram ile birlikte karakola gittim. Gittiğim karakol karşıyakadaki idi, evime yakın diye orayı seçtim, olay bostanlıda olmuştu. Oradakiler; biz bakmıyoruz olay bostanlıda olmuş oraya gidin dedi. Bostanlıya gittim, tabi hemen gidemediğim için 2 gün geçti olayın üzerinden. Polisler bana neden 2 gün sonra geliyorsun diye isteksiz bir şekilde çalıntı kaydımı yaptılar. Olayın üzerinden 6 ay geçti, bu sırada ben askerliğimi yapmaya başladım. Askerdeyken babamla konuşurken bana olay ile ilgili eve bilgilendirme mektubu geldiğini söyledi. Söylediğine göre telefonum bulunmuş, telefon diyarbakırdaymış. Telefonu kullananlar satın aldıklarını söylemişler ve telefonu almadıkları gibi adamları serbest bırakmışlar. Şikayetçi olacaksam en geç 1 hafta içerisinde başvuru yapmam gerekiyormuş. Yani bende dedim lanet olsun bu sisteme, allahtan aşırı pahalı bir telefon değildi bende vazgeçtim; ama yinede çok üzülmüştüm.
Sen telefonu buluyorsun, hadi adamları serbest bıraktın, telefonun benim olduğunu bile bile, nasıl oluyorda el koymuyor, adamlara geri veriyorsun. Yani arkadaşlar demek istediğim ben sizin çalınan bisikletinizi birisinde gördüm diyelim. Olacak olay şu: polis gösterdiğim kişiyi karakola götürüp sorgulayacak, adam bu bisikleti ben satın aldım, şimdi de satıyorum diyecek ve ifadesini verecek, bundan sonra adam serbest kaldığı gibi bisikletide yanında götürüp pis pis sırıtıp oradan çıkacak. Yani bu kadar saçma sapan bir adelet sistemi ancak geri kalmış ülkelerde olur. Telefonun benim olduğunu ispatlamama rağmen (imei sistemi ile) şikayetçi olmadan işlem yapmayıp telefonu alıkoymayan polis, kolayca seri numarasını silmesi mümkün olan bir bisikletin sizin olduğunu ispat etmenizin pekte mümkün olmayacağını düşündüğünüzde ne yapar, bunu varın siz düşünün. Allah kimsenin başına vermesin. Gerçekten bisikleti çalınan arkadaşlara çok üzülüyorum.