Büyük kaçış: 26 günde 17 ülke. Tüm Avrupa. Start: 1 Mayıs 2015

Arkadaşlar bulunduğunuz ilden 100km ötesine gitmeye çekiniyorsunuz çoğunuz. Murat abi kaldı ki ülkeden çıkıyor ki gerisi teferruat. Hedefine ulaşamamış ama bizlerin hedef olarak bile hayal edemediğimiz yerlere gitti. Çok güzel bir anı olmuştur kendisi işin bundan eminim.

@buyukkacaka

Belgrad tan sonra benim Macaristan a giderken bir güzel şehir var ismi NOVİ SAD... Temizliği tarihi kimliği ve sayısız sanat eseri ile kaplı bu şehirde İStanbul da Vestelde çalışmış bir bisiklet dostu arkadaş ile tanıştım. Kendisi az türkçesi ile beni şehirde dolaştırdı. Çok güzel dakikalar geçirdim NoviSad da.. Prag'dan sonra bu turda benim ikinci favori şehrim Novi Sad ....

sosyal medyadan takip edemiyoruz sanırım ?

iyi yolculuklar

vallahi helal ne güzel maceraymış. hayran oldum

15 Günde 10 Ülke 10 Başkent Bisiklet Turu 6-7-8-9-10 Mayıs 2015
Macaristan’ın başkenti Budapeşte de bir akşam kaldım. Yağmurlu bir günde gelmiş Budapeşteden; Pırıl pırıl bir gökyüzü ugurlamıştı beni. Tuna ırmağın takip ederek Estergon ve kıyı boyu muhteşem manzara eşliğinde güzel bir rotada gün boyu pedalladım. Mosonmagyar da bir macar çifliğinde KEMENCE 88 adlı tuna kıyısında bir göl kenarında geceyi tavuk ve bira içerek noktaladım. Macar Çiftlik sahibi çok soğuktu. Sabah kahvaltıyı eşi hazırladı. Oda ücretinin dışında ödemem gereken bir kahvaltı ücretini eşi kabul etmedi. Zira akşam Macar ben ve eşi birlikte yemek yemiş kısıtlı anlaşmayla oldukça hoş sohbetler etmiştik. Artık bir günde iki başkenti görüp yoluma devam etmem gerekiyordu. Sabah tan başlayan tuna ırmagı kenarından Bratislavaya kadar olan rota çok kolay ve dümdüzdü. Öğlen tuna ırmagını şehrin merkezine giden bir köprü üzerinden geçerek nıoktaladım. Bratislava şehir merkezine ulaştıgımda zira kale şehri. Etraflarda kimseleri görmeyince çok şaşırdım Biraz içerlere girdiğimde nostaljik restoranlar ve yoğun bir insan seli beni karşıladı. Meydanda bir kaç fotograf çekkeyim derken bir bisikletle oturdugu yerden kalkıp beni fotograflamak için yardım etti kendileri eşi ile birlikte bisikletyle budapeşteye gideceiğini yolları sordu... Kısa süre sonra Bratislavadan ayrıldım Zira Viyanayı da bugün görmek ve Çek sınırına kadar pedallamak istiyordum. öylede oldu. Bratislava Viyana rotasında tırmanma hafiften başlamış ancak çokda etkin bir performans düşüklüğü yaratmamıştı. Viyanaya vardığımda köprüden geçişin sadece trenle mümkün olduğunu söylediler ve karşıya trenle geçtim Şehrin merkezine pedallarken yol kenarında bir minibü başında çalışan iki türk’e şehir merkezini sordum bilmediklerini söylediklerinde cidden çok garibime gitti zira 1 km sonra şehrin merkezindeydim. Bu arada Bizde Sultanahmet Meydanı neyse Avrupada tüm şehirlerde bir nokta yer mutlaka var. Burası tarihi dokusuyla şehrin diğer yerlerinden kendini ayırıyor. Şehir merkezi dendiğinde ise mutlaka herkesin tarif ettiği bu nokta sabit. Çok hoş bir cafenin önünde beleş internet te işlerimi hallettim Güzel bir merkezi parkta insan seli eşliğinde dondurmaları peşisıra götürdüm. Tarihi dokuya ilişkin birkaç saatlik şehir turu atıp çekoslavayaya doğru rotamı çevirdim tuna boyunca 40 km bir viyanalı bisikletli ile tanıştık ve birlikte pedalladık. Tuna boyunda kamp atıp ertesi günü yani 7 Myısta Yönümü Kuzeye çevirip çek cumhuriyetine doğru sürdüm kızıl tayımı. Sınıra yaklaştıkça yokuşlar ve daglık arazi ban zorlu bir parkur öncesini haber veriyordu.
Sınır geçişinde shengen nedeniyle sınırda kontrolun olmadıgı uyarı tabelalalrı karşıladı beni ve bu rotada sık sık dag bisikletlerileri bana garip garip bakışlarından bir anlam çıkartmaya çalışıyordumki bunu Praga yaklaşırken anca anladım. Zira çek cumhuriyetinde sayıs iniş ve çıkışları aşarak prag a anca ulaşılabiliyor. Bu nedenle bu güzargah motosikletlilerin mekanı olmuş, Yanlız başıma Çek steplerinde yaptığım bu yolculuk cidden canımı yakmaya Parmak ve el içlerinde ağrılar oluşmaya başladı. Jihlava ya akşam vakti ulaşıp bir pansiyonda konaklamak için mola verdim Orta Avrupa ya özgü tipik tarihsel ve kültürel dokusu olan bir şehir Jihlava. Çok sayıda şirketede ev sahipliği yaptıgı anlaşılıyor. Burada bir Türk dönercisinin mekanına ugradım. Ancak Euro kabul etmemeleri ve kredi kartı da olmaamsı nedeniyle mc donaldda karnımı doyurmak durumnda kaldım bisikletimde bu arada kaçırılma tehlikesi ni kuyrukta beklerken yaşadım. Sanırım kaçıran benim maratoncu olduğumu bisikletinde 55 kilo olduğunu anlamadı kafası kıyaktı son anda yakalayıp aldım bisikleti içinde telefonlar ve diğer değerli gps falan az kalsın çalınıyordu. Fazla itiraz etmedi bırakıp kaçtı yakalanacağın anlayınca arkadaş.. Bu arada bir daha kilitlemeden bisikleti bırakmamak gerektiğini de aqnlamış oldum. Güzel bir uyku sonrası ertesi gün yani 9 mayıs sabahı pedallamayı sürdürdüm önceki günkünden daha beter yokuşlar yine canımı yakmayı sürdürdü Prag a kadar devam eden bu durum ulusal parkların ormanların içinde geçiyor olması çok güzel di. Çok fazla yaban hayvaı gördüm özellikle ceylanlar ve tilki ve yılanlarla da karşılaştım. Praga girdiğimde bir sur beni karşıladı Sur un içini girmek için kısa fakat dik yokuşu miilet bisiklet elinde çıkarken ben pedala kuvvet bir çırpıda çıktım. Son iki günde insanlar bu yükle bu adam nereye gidiyo diye baktıklarını Pragda anlamış oldum Bu rota bu kadar kısa vsürede bitirilirse insanda da bir takım rahatsızlaklar bırakıyor ellerde ve popoda..
Pragda bir gece ve yarım gün kalıp Almanyaya doğru yola çıkmak istiyordum. Merkezde bir otele yerleştim : Bisikletimle akşam güzel bir prag turu yaptım köprüleri ve tarihi dokusuyla prag beni kendine aşık etmişti. Özellikle müzeleri ve tarihi dokusuyla çok güzel bir şehir. Zaten Hi,tlerin bombalatmadıgı tek şehir deniyordu. Köprüleri ve yeşil alanları düzenli ve bakımlı parkları ile bayıldım Prag a...
Ertesi günü 10 Mayıs öğlene kadar Pragı doya doya bisikletle gezdim alışverişimi ettim dondurma yedim. Bir tatlısı var bilezik gibi çok hoş onu yedim... Ve bir düz alanda Önce Dresden ve ardından Berline doğru yola koyuldum. Güzel yeşil alanlar ve ırmak boyu bir güzergahta ve akşam Almanya sınırına yakın bir Vadide Göl Kenarında kamp attım. Yanıma akşam iki bisikletli geldi onlarla çok hoş gece yarısına kadar sohbet ettik .. İsviçreli iki arkadaşlar vole 7 rotasında ilerliyorlardı. Bu bölgedede inişli çıkışlı bir rotada ilerledim. Anncak görselliklik kuzeye gittikçe beni hayran bırakıyordu. Almanyaya Berline 9 günde ulaşılabilceğini düşünürken 10unda anca Almanya sınırındaydım. Bunun en büyük nedeni Çek te karşıdan esen rüzgar ve çek steplerinde yüzlerce iniş çıkışlı bir güzergahta ilerlemiş olmama ve ellerimde ve popoda hissettiğim agrının artmış olmasıydı... Bu rotadaki fotografları düzenleyip bugün göndermeye çalışıyo olacağım.

@buyukkacak

15 GÜNDE 10 ÜLKE 10 BAŞKENT -11-12-13-14-15-Mayıs 2015 -SON
10 Mayıs Akşamını güzel bir vadide dingin ırmak kenarında kampta geçirdikten sonra sabah erkenden Berlin e doğru yola koyulmak için malzemeleri bisiklete yerleştirdim. Yükselti deniz seviyesinde 600 metrelere çıkmış olmak beni rahatlatmıştı. Dresten e doğru uzanan rotam genel de iniş şeklinde oldu Öglen olmadan Dresden e gelmiş önümde 200 km yol kalmıştı. Almanya elektrik enerjisini rüzgardan sağlıyor desem abartmış olmama her taraf rüzgar enerjisi için kurulu rüzgar gülleri ile kaplı.. Yemyeşil bir arazide bisikletimi Mellense gölü ne kadar sürdüm diğer gün için şehri gezmeye ve ilave otel parası ödememek için kampta kaldım. Yine muz ağırlıklı bir akşam yemeği yedim. Sabah erkenden yoluma devam ederek Berlin in çok hoş güzel bir yerinde daha önce Almanyada kardeşimin okul arkadaşını telefonla arayıp geldiğimi haber verdim. Vedat bey Almanyada iş adamı beni Altın bir heykelin altından arabası ile gelip aldı. Kendisi akşam için kendi evinde misafir etmek için israr etti. Öylede oldu. Günlerce devam eden yorgunluğum Berlinde güzel bir villada şimdilik mola vermişti. Akşam yedik içtik Berlinde şehitlik ve cami ziyaretlerimiz oldu Hocaefendi benimle çok ilgilendi. Birlikte çay içtik. Fotograf çektirdik. Akşam ayrıca güzel bir kafede dondurmalarımızı yedik. Yediğim en müthiş dondurmaydı. BMW marka lüks bir arabada sonlandırıp sabah turumun ikinci kısmı için ilk kez trenle Berlinden Duselldorffa doğru yola çıkmak üzere dinlenmeye çekildim. Bir günlük dinlenme sonrası yeniden uzun bir tur beni zorlayacağı açıktı.Duseldorfa öğlene doğru ulaştım. Trenden bisikletimi indirdim. Trene bisikleti malesef çantalar v.s sökmeden almadılar IC denilen trenlere bisiklet taşıyabiliyorsunuz. Duseldorffta yine ırmak kenarında kurulmuş bir şehir. Önümde parise kadar 3 günde 700 km e yakın bir yol vardı. Duseldorfta ırmak boyunca güneye doğru sürdüm bisikletimi.Hemen çıkışta bir türk lokantasında 2 porsiyon döner vesuyla mataralarımı doldurdum Burada türklerle sohbet ettim. Duseldorfta çok türk gördüm. Önce hollanda sonra be3lçika tekrar hollanda rotamı çizmiştim. Kısa iniş çıkışlar ve güzel şirin kasabalardan ve kanallardan geçerek İlk molamı Maasik te verdim çok güzel bir kasabada yine kendimi ödüllendirip güzel bir butik otelde otel çalışanları ile tur boyu yaşadıklarımı ve güzergah bilgilerinin anlatıldığı bir akşam geçirdim . Ayrıca tüm eşyalarımıda akşam yıkadım. Zira odamda kurutucu çok iş gördü. Ertesi gün Maastrich e uzanan rotamı Batıya çevirerek Almanya Hollanda Belçika vew yeniden Hollanda olarak sürdürdüm.
Yol boyuca tek katlı evlerle süslü yol bisikletçilerinin parkurlarında ve hatta yol yarışlarının yapıldığı bir güzergahta devam ettim. Brüksele gediğimide bir miktar yokuş çıkıp Şehir merkezine yağmurlu bir havada öğleden sonra ulaştım. Türklerin yğun yaşadığı bir bölge de bir türk otelinde ve lokantasında yağmurlu bir günü sonlandırdım. Lokanta da yediğim yemek 30 euro tuttu. Çok pahalı geldi bana. İçime oturdu diyebilirim. Ertesi sabah erkenden kalkıp 14 Mayıs 2014 te Parise doğru yola koyuldum. Bu arada Sabah 10 a kadar brükseli gezdim. Ben pek brükseli beğenmedim zira Yağmurlu ve puslu bir havada gelmiştim ve ayrılıyordum.
Brükselden ayrılırken rotamıda çizmiştim önce MONS şehir sonra fransa sınırı ve ardından Paris. Belçikadan 60 70 km sonra MONS şehrine ulaştım. Burada şehir merkezinde bir çok magaza ve turistle karşılaştım. Şehirden dümdüz bir yolda kmlerce pedal çevirerek fransa sınırını geçip daha ıssız ve tali yollardan pedal basarak ROYE de akşamı noktaladım. Çek den sonra ilk kez bu kadar yağmur ve engebeli bir arazide ve karşıdan gelen aşırı rüzgar beni resmen durduruyordu. Yağmur altında ve acı çekerek bir günü tammaladım. Yağmur nedeniyle yine hoş bir otelde kaldım. Ve 15 mayıs öğlene doğru Paris’e çöplerle dolu bir görüntü ile Paris şehir merkezine yöneldim. Dış banliyöler den merkezde yine sokakta yatanlar dilenenler v.s karşıladı beni Ben ise Parisi hiç böyle hayal etmemiştim. Yada aşırı yorgunluk bende alam zillerini çalmaya başladı Zira 3300 km lik pedal çevirerek parise ulaşmıştım. Yüküm dayanılmaz ağırlıktaydı. Kendimi bir otele atmayı düşündüm ancak otel fiyatları can yakıyorud. 50 euroya 2 metre kare bir odada günü bitirdim. Kafamda artık daha fazla gidersen sıkıntı yaşarsın sağlıgından olursun fikri gelişti. Ertesi gün daha güzel bir otele yerleştim niyetim 2 gün parisi gezmek ve 18 Mayısta Yaşadığım yer olan Fatsaya dönmekti Öylede oldu. Ben Moderlik ve temizlik açısından Berline hayran kaldım. Paris çöp içinde ve bir sürü insan sokakta. Çok pahalı bir kent ancak eyfeli şanzelizesi notrdamı daha sayamayacağım bir sürü özelliği ve bisiklet dostu bir kent olan paris i ne kadar anlatsam bitiremem bol bol fotograf çektim gezdim doya doya ve verdiğim kiloların bir kısmını tekrar pariste alarak Orly Havalimanından Samsuna geldim Bu arada bisklete taşıma ücreti olarak 40 eurro ödedim bisikleti parçaladım. Ve ayrıca bisikleti koymak için 80 euro ödeyerek bir bisiklet çantası aldım. Hedefim günde 15 euro iaid buradada çarşıdaki hesap pazara uymadı. Çok harcadım. 1000 euro ya yakın bir harcamayı 18 günde gerçekleştirdim.
Detayları bende saklı bir sürü daha gelişmeleri ve yaşananlarla torunlarıma anlatacağım ultra hızlı ve işkence dolu ve aynı zamanda aksiyon dolu bir tur yapmanın keyfini yaşadım. Darıs tüm dostların başına ...
ESEN KALIN...

Foto

Yeni rotalara yeni hayallere... 2016 da Yine yollarda olacağım.

hocam günde kaç km yol gidiyorsun ve kaç saat bisiklet üzerindesin yazabilirmisin molalar hariç

şu anlamda sordum en başta yazdığınız gibi 50 kg yükle günde 250 km gidebildinizmi

Merhaba; Bu turda günlük 220-300 arası yol katetmiştim. Evet 40-50 kilo yükle gittim. Zaten bisiklettende bellidir Cumartesi Fatsa'dan yani deniz seviyesinden Sıfırdan Önce Bulancak ardından Bektaş yaylası ve Karagöl yani 2.700 metre rakıma çıkıp aynı gün döndüm toplam km. 270 olup; Başlangıç sabah 5:00 bitiş 22:00 yani 17 saat... Artık bende alışkanlık yaptı... Acı yok....

hocam bu gerçekten bir insan üstülük yanlış anlama ama bence sen durursan ölürsün senin hep gitmen lazım artık bu vücut dahada durmaz..

aşırı şekilde tebrik ederim

Tabi Bektaş yaylası ve okadar km bana pahalıya maloldu yeni telefonumu gece bisikletten düştüğümü için kırdım. Hata bende Gece fotograf çekmeyi denememeliydim. Bektaş yaylasınada mtb ile tırmandım. Bir arkadaşımda benle geldi o nedenle gece kamp yapacaktık. Ancak rahatsızlanıp dönmek durumnda kadı bulancak sırtlarından ... Ama dediğim gibi bana maliyeti ağır oldu 17 saatlik turun

Ciddden öyle Benim nabzım 32 çok ciddiyim.. Bıraktıgımda dengem bozuluyor ....

Abi tcr ye katilsana tam senlik

Uzun soluklu turlarda 50 kg. yüklü bisikletle, günlük 220-300 km. yol gitmek mümkün değil. Özellikle de yurt dışında. Kamp alanı, kalacak yer, bisiklet yolları, tuvalet, su, yemek vs. gibi bir çok aşılması gereken noktalar varken, bu kadar mesafe gitmek hiç inandırıcı gelmiyor. Eğer yapıldıysa gerçekten tebrik ederim.

Bahribey bende inanamıyorum hala bende etkisindeyim Çok çok büyük iş yapmışım bunları yazdığınızı gördükçe .....Bu arada kaç kez yurtdışına tura çıktıgınızı ve hangi rotaları takip ettiğinizi merak ettim. Tuvalet dogada sorun olmasa gerek. Kamp yeri heryer kamp böceklerden korkmuyorsanız çadıra bile gerek yok uyku tulumu yeter. GÜvenlik birkez sorun yaşadım oda kırsalda değil şehrin göbeğinde. Kalacak yer sürüyle parayı verince en lüksüde var en dandik yerleride. Beni tek endişlenediren sınır geçişleriydi. Oysa en kolayı bu konu olduğunu gördüşümde inanın şaşırrdım. Kapıkulede 10 dakika beklemedim Araçlar bile yol verdi. Sırbistana 5 dakikada geçtim en fazla beklediğim yer Macaristana geçişti oda polislerle yarım saat sohbet yüzünden.. Dahada kiğmse bişey sormadı Parise kadar.. yemek derseniz adım başı süpermarketler var yol boyunda türk lokantalarıda cabası Berline kadar... Bisiklet yolları burada tam manasıyla anlamsız bir konuya temas etmişiniz. Mohaç ovasında bisiklet kullanmışınızdır bilirsiniz. Burada eğim sıfır. daha doğrusu tuna boyu sıfır eğim büyük çogunluğu sıfır asfalt bisiklet yolu daha ne istenir allahtan. tek sorun otoban sadece 21 km sürdüm sorun yaşadığım tek yer birde kalabalık ve emniyet şeridi olmayan asfalt yollar sorun ama çok ta ti... Size sadece etrafı seyretmek düşüyor. Bahri bey bu konu cidden büyütülecek bişey değil Bu yaz yine gidecem özelden mail gönder birlikte gidelim. 21 günde Barcolanadan kıyı boyu tüm balkanları gezerek yine bir 3000 km yapalım ozaman belki birbirimize güvenimiz artar. İnanmak Başarmaktır. tabi körü körüne inanmak değil Antrenman ve spor geçmişiniz olmalı .. Bu kadar büyütmeyin. Kendinizide tavanda görmeyin yeter. Sevgiler.

Kendimi tavanda gördüğümü de nereden çıkardınız? Saatinizden GPS kaydı yaptığınızı yazmışsınız. Onları burada paylaşın. Günlük yapılan mesafe ve ortalamaları da yazarsanız daha inandırıcı olur.

kimseyi inandırmanıza gerek yok bu sizin hayatınız istediğiniz gibi yaşarsınız inananda inanmayanda kendine.
Birilerinin size inanması yada inanmaması sizi ne 1 metre ileri götürür ne bir metre geri. Tekrardan tebrik ederim herkesin yapacağı şey deil

Müthiş bir deneyim cidden.