Scudo Sports

Bisikletten düşüş anılarınız

lise 1'e gidiyordum. bursanın güzelyalı ilçesinde yazlığımız vardı, yaz tatilinden önce temizlik yapmak için yazlığa gitmiştik. ilk bisikletimin 2 defa komple modifiye edilmiş haliyle bisiklet tamircisine haftalık olağan ziyaretimi yapmıştım ve dükkanda asıl sahibi değil, yeniyetme oğlu vardı. ön tekerlekle ilgili birşey yapıldı, çocuk onu geri takarken iyi sıkamamış. ben de dükkandan çıktığım gibi soluğu sahil yolunda aldım, gazladım gidiyorum... bir ara kaldırıma çıktım, hiç hız kesmeden tekrar yola inerken ön tekerleği zıplatayım dedim. gidonu kendime doğru çektikten sonra tek hatırladığım, filmlerdeki gibi bembeyaz bir ışık ve sonrasında sessiz bir karanlık... meğersem rüyadan uyanmışım... fakat hemen arkasından etrafın fazla sessiz ve karanlık olduğunu farkettim, ayrıca göğsümde de sanki çok büyük bir darbe yemişim de onun şokunu yeni atlatmışım gibi tuhaf bir acı vardı. derken sesler duymaya başladım, ama bir sürü insanın anlamsız seslerini duyuyorum. derken kelimeler anlam kazanmaya başladı, sonra da cümleler duymaya başladım. görüntü de yavaş yavaş geliyordu, yerde yatmakta olduğumu farkettim. yavaşça doğruldum ve etrafıma baktım. birisi elime bir bardak su verdi, içip bardağı geri uzattım. yerlerde kanlar vardı, bisikletim de ön tekerleği maşayla kadronun arasına sıkışıp yamulmuş bir vaziyette birkaç metre ileride yatıyordu. üstümdeki tişört paramparçaydı, göğsümde kanayan çizikler vardı. güneş gözlüğüm çok feci çizilmişti ve kullanılamaz haldeydi, camlarının kırılmaması ise büyük şanstı. ellerimin üst tarafında çok büyük yaralar vardı. derken bir adam koluma girdi ve beni ayağa kaldırdı. "geçmiş olsun, evin nerede?" diye sordu, cevap verirken ağzımın içinde bir boşluk hissettim. ön dişlerimin bir kısmı yoktu... sonra eve geldik, balkonda babaannem vardı. beni görünce çığlığı bastı, elindeki tabakları yere düşürdü. onun çığlığına annem geldi, beni görünce o da çığlığı bastı. beni alıp hemen banyoya soktu, bir yandan "mikrop kapmasın" derken bir yandan da yüzümü dikkatlice yıkamaya başladı. elini görüyordum ama nedense yüzümde hissetmiyordum. derken bir anda aynaya bakmak aklıma geldi, kendi halimi görünce ben de çığlık atmak istedim ama sesim çıkmadı. yüzümün sağ yarısında deri diye birşey kalmamıştı. sadece güneş gözlüğünün denk geldiği yerler ve dudaklarımı sıktığım için ağzımın çevresi normaldi. apar topar arabaya atlayıp acile gittik ve pansuman yaptırdık. hemşirelerin bakışlarını unutamam...

ertesi gün okula gittiğimde, tüm arkadaşlarım bana yine acıyarak bakıyordu ve kendi aralarında sonradan öğrendiğime göre yüzümün bir daha asla düzelmeyeceğini konuşmuşlar. 5 gün boyunca okulda yüzümün yarısı olmadan dolaştım ve yeniden haftasonu geldi. cumartesi sabahı kalktığımda, yüzümün bazı yerlerinde dayanılmaz bir kaşıntı hissettim. en hafif yara olan yeri kaşıdığımda, kabuklar döküldü ve altından hiç güneş görmemiş, pembe ve yepyeni bir deri çıktı. pazar akşamına kadar bu olay devam etti ve pazartesi okula gittiğimde yüzüm tamamen iyileşmişti. sadece bir renk farkı vardı, o da biraz güneşte durmakla düzelecekti.

sonraki haftalarda vaktimin yarısı dişçide geçti, porselen dişler yapıldı ve monte edildi. sonunda tamamen normale dönmüştüm.

bir daha bisiklete binmek mi? her zaman :)
 
Scudo
yıl 2002 .. bisikletlimle hız denemesi yapıyorum , ne olduysa o anda oldu ve taklalar atmaya başladım.. kısa bir süre sonra kendimi yerde dümdüz buldum , bisiklet de üzerimde .. yüzümün yarısı parçalanmıştı , asfaltta sürüklenmişim , yüzümden sıcak ve tatlı kanlar akıyordu , giysilerim yırtılmıştı .. kazadan birkaç hafta sonra iyileşebildim .. yemek filan yiyemiyor , ağzımı da açamıyordum , konuşamıyordum.. iyileştikten sonra bisikleti inceleme fırsatım oldu ; ön frenler gevşemiş ve telleriyle birlikte bisikletin ön jantına dolanmış sonra tekerleri klitleyerek kazaya sebep olmuş. yani siz siz olun aman kontrollerinizi dikkate alın .. her binişinizde yürüyen aksamları kontrol edin. herkeze geçmiş olsun , kazasız belasız günler dilerim..
 
  • Beğen
Tepkiler: atakan96
bende 1,5 hafta önce rampadaN aşağı süratli bir şekilde inerken önümdeki derin çukuru görmedim ve önteker takıldı takla attım fakat hiç birtarafıma birşey olmadı allahtan üstümdeki giysiler kalındı
 
Eskiden çoook düşmüştüm, bisikletimin karne hediyesi olduğu yıllarda...

Yıl seksenler, ilkokul, ortaokul yıllarındayım...
Arkadaşımın pinokyo bisikletiyle iki apartmanın otoparkları arasındaki 30-40 cm yüksekliğindeki yerden atlıyorduk.
Saniye saniye hatırlıyorum, Hızlandım, geldim, tam olması gerektiği yerde ön tekeri kaldırdım, havadayken ön teker yerinden fırladı gitti. Arka tekerlek yere indi ve tabii sonrasında ön de yere indi, çatal yere çarptı ve kaçınılmaz son... Bisikletin üzerinden uçtum gittim.

Sonrasında da defalarca düştüm, kaydım, yanladım, yanlarken bacağım bisikletin altında durana kadar sürüklendim. Bileğim pedal koluna çarpa çarpa sıyrıldı, kanadı.

Arabasının kapısını aniden açan bir adamın kapısına, kaçabileceğim bir yer olmadığı için çarptım, neredeyse açık kapıdan adamın kucağına binecektim.

Bir keresinde de kuzenime şaka yapayım derken (bisikletle gelirken yaya olarak önünde durdum) duramayıp bisikletiyle üzerimden geçmişti. Sırtımda zincirin yaptığı sıyrıklar olmuştu ve bir hafta sırtüstü yatamamıştım...

Bir keresinde kuzenimle bisikletlerle gidiyorduk, birbirimize fazla yaklaşmışız, fren kolları birbirine kilitlendi, ben frene bastım ve durdum... Kuzenimin bisikleti de benimkiyle beraber durdu, ama kuzenim duramadı, üstünden uçtu gitti.

Küçükken çalılıkların, otların arasında hızla gidip, duramayıp ve dönemeyip ağaca çarptığım bile olmuştu...

Küçükken haşarıymışım biraz.
O yıllar bütün boş vakitlerimizi sokakta geçirdiğimiz yıllardı. Bilgisayar yok, televizyonda tek kanal vs.vs.
 
gecen sene odtü de yolun kenarindaki mazgallardan birine on tekerim girdi ve bende one dogru takla atarak kıcımın ustune dustum. Daha oncede gectigim icin dikkat etmemistim lastigi yeni degistirip ince lastik takmistim ayrica havada yagmurluydu o yuzden kayıp dustum icine. Yagmurun soyle bi yardimi oldu mazgalin ici su dolu oldugu icin suyun kaldirma kuvvetiyle yavas yavas agır cekim dustum.
 
benimki kaza sayılmaz ama bugün test almaya gidecektim bisikletle kırtasiyeye uzak biraz malumunuz SBS varya bisiklete bindim pedal çevirmemle kulakçığın janta girmesi bir oldu:( :( :( bende mecburen yayan gitmek zorunda kaldım:mad: :mad: :mad: Neyseki SBS den sonra bisikletin vitesini ve gidonunu değiştireceğim:) :) :)
 
Yıl 1998 İstanbul-Aksaray'da Beyazıt+Taksim ayrımını yapan üst geçitte arkama baktım araba yok, seste yok. Yolun karşısına geçeyim dedim. O sırada acı bir fren sesinin bana doğru yaklaştığını farkedince son anda bisikletimin üst borusuna basıp kendimi yolun kenarına attım. Ufak sıyrıklarla atlatmıştım ama bir kaç saniyelik bir şok durumu oldu. Bisikletin havada nasıl uçtuğunu hiç unutmuyorum . En az 50 metre öteye düşmüştü. Beni izleyen arkadaşlarım benden daha çok şok olmuştu. Çoğu uzun süre bisikletle mahallenin ötesine çıkamadılar.

2 -Yıl 2004. Ön amortisörlü bir Bianchi Uno'm vardı. Modifiye etmiştim. İstanbul'dan 3 arkadaş yola çıktık. Kendimizi yolcu otobüsü sanmış olacağız, amacımız Susurlukta bir gün mola, Aydın Selçuk'ta bir gün mola yapıp Bodrum'a varmaktı. Susurluğa sorunsuz ve kazasız vardık, bir gün konaklayıp Selçuğa yola çıktık. Selçuğ'a varmamıza yaklaşık 70-80 km kala, o kadar çok yorulduk ki dönüp dolaşan yılan gibi, alt-alta bir yol gördüğümüz zaman araziye dalıp iniş moduna girip, dikey iniyorduk. Yol çabuk bitecek hesapta... O yorgunlukla ne olduğumuzu şaşırmışız. Önde ben gidiyordum yine böyle alt alta 4 yol ... O kadar uzun ve yokuşlarla dolu bacaklardan oluşuyorki ki, araziden dikey insek en azından 15-20 dakika tasarufumuz olurdu . Düşünmeden önden ben arkadan diğer 2 arkadaş, araziye daldık. Birinci inişi tamamladık alt yola indik. Tretuvar yok, büyük taş yok . İkinciyi tamamladık yine gayet hoş, hızımızıda aldık 30-40 km yle iniyoruz. 3 üncüyü tamamladık derken . Son alt yolun kenarında yola göre çok düşük bir bölge olduğunu farkettim. O süratle duramıyoruz tabi. Hepimiz sırayla üst üste uçuşa geçtik. En önde ben olduğum için arkamdan düşen arkadaşlar haliyle benim üzerime düşüyorlar. Gözümü bir açtım ki son arkadaş bisikletle birlikte benim üzerime uçuyor. Kayışlı pedalları açılmamış, bisikletle birlikte. Gidonu alnıma, amortisör bacaklarıma öyle sert çarptı ki, bir an tamam dedim, buraya kadarmış. Bu kazayı en son düşen arkadaş bacak ve omuz kırığıyla, 2. arkadaş El bileği kırığı ve birçok yarıkla, ben bacağımda bir çatlak 2 diş kırığı ve 5 tane yarıkla atlattım. Kaskımız olmasaydı ölebilirdik. Bir de bunun üzerine bir yolcu otobüsü bizi görüp durdu içeriden 50 ye yakın turist çıktı. Sinema izlermiş gibi bizi izliyorlar. :D Biz yerlerdeyiz tabi. 10 dakika kadar izleyip bizi otobüse almaya karar verdiler. Doğru hastaneye. 2 gün hastanede kaldık. Bisikletlerimiz kargoyla İstanbul'a; Biz de 2 gün sonra uçağa binip İstanbul'a döndük ... Hayatımın kazasıydı bu.
 
ciddi olmasa da güzel anılar diyebilecegim 2 kazamı paylaşmak isterim

1. Yıl 93-94, 6-7 yaşlarındayım; bisiklet ile evden uzaklaşmak büyük bir marifet sözde... Çoğu zaman söförlerin bile kullanmadıgı bayagı dik bir bayırdan inerken frenlerim patladı.. Tabi tüm gücümle ayaklarımı yere sürtmeye direksiyonu sımsıkı tutmaya başladım.. yakın zamanda mahallemizde benimle akran bir kız cocugu bisikletleyken bir araç ona çarpmış ve hayatını kaybetmişti.. Gözümde onun görüntüsü ile ayaklarımı parke taşa kazımıştım.. Bayırın sonunda tam yol ayrımında yavaslamıs ve kendimi bisikletle yana atmıştım.. yana atmamla bayırı dik kesen yoldan aracın gecmesi bir olmustu.. Eve gittigimde (nasıl olduysa ağlamadan sızlamadan dimdik gitmistim eve=) ) terliklerin altları, ön kısımdan kemer kısmının yarısına kadar gitmişti ve aynı bölge ayagımda kanlar içindeydi.. Demek ki terlikle bisiklet kullanılmaz yalın ayak fren yapılmazmış.. Galiba o zamanlar daha bir bağlandım ben bisiklete .. =)

2. 07-08 tam hatırlayamadım, toprak yoldan gitmeyi arazide sürmek sanırdım, sonra gruptaki arkadaşlarla çok zorlayıcı olmayan bir teknik inişe geldik, tabi onlar icin zorlayıcı olmaması kolay oldugunu göstermiyormus.. İnis esnasında lastikler sebebiyle zemine tam tutunamadım ve devamında eşorfmanım seleye takılarak bisikletten nasibimi aldım.. o an bisikleti hala tutuyordum ve üstümden fırlattım (abartmayalım capraz bir sekilde tabiiki) bir süre aşağı doğru sürüklendikten sonra çalılara geldim ve durabildim.. ufak sıyrıklar kesikler morluklar oldu tabii.. yaşadığım korku resmen dizlerimin bağını çözmüştü bacaklarım tir tir titriyordu ama bu düşüş hoşuma gitmişti gülüyordum. Bacaklarımın titremesinden doğru düzgün pedal ceviremiyordum ama gülüyordum.. Kendimden şüphelenmiştim, ama sonradan öğrendim ki bisiklet böyle birşey, düşmesinden kalkmasından dahi zevk alıyorsun ve kim ne derse desin düşmeden de edemiyorsun =)
 
Dün bisikleti temizledim, baktım . Turlamak üzere yola çıktım daha 30-40 metre olmuştu hiç gerek olmamasına rağmen refleks olarak frenlere dokundum. her ikisini de tekerleri taktıktan sonra eski haline getirmemişim frenler bomboş..
Ayakkabıları yere sürte sürte 30-40 metre sonra kazasız durabildim ama trafiğin içindeydim ve gerçekten korktum ve salaklığım nedeni ile kendime epey kızdım.
 
Ortaokul ve lise dönemi boyunca devamlı olarak bisiklet kullandım ve hic kaza yapmadım. 13 sene aradan sonra 2 haftadır bisiklet kullanmaktayim, su ana kadar yapmadım ama bundan sonrasını bilmiyorum. Umarım olmaz.
 
Sanırım 3 hafta kadar oldu. Sahil yolunda bebek civarı 25-30km hızla gider iken yan yoldan fırlayan bir arabaya çarpmıştım. Kadın yola o kadar yakınımdan çıktı ki arabayı görmem ile çarpmam arasında saniye bile yoktu. İki-üç metre ilerde yatarken buldum kendimi. pek sıyrık falan yoktu. Tabi omzumu biraz incitmişim hala da ağrısını çekiyorum bir de 8 çizen bir ön tekerim oldu. Onun dışında ucuz atlattım diyebilirim.
 
herkese geçmiş olsun ve de bisikletimi yaptırdım:) :) :) :D :D :D :D
 
Merhabalar, geçen sene bianchi jump almıştım hadi akşam vakti dolaşıp geleyim dedim yolda giderken bisiklettede far yok karanlık yoldan geçiordum saolsun devletimizin çok deçerli belediye çalışanları yolu kazmışlar ne şerit koymşlar ne bir işaret Allahım ön teker bi girdi çukuraçıkmadı tabii bisiklet takla attı bende 80 kg adam süperman oldum yerde nasıl sinirlendim ama tek tesellim kusra bakmayın ama bütün devleti sıradan geçirmek oldu evet 10 sene sonra bisikletten bir daha düşmüştüm. Selamlar.
 
10-12 sene önce yazlıkta ,abimin bisikletini çaldığını sandığım bir çocuğa yetişmek için kovalarken uçmuştum.Yakalamak için hızlı gitmeye çalışırken hafif kabak olan arka tekerleğim virajda yolun dışına doğru savruldu ve yol kenarında yatan beton telefon direklerine çarptı.Çarpmanın etkisiyle 3-4 direğin üstünden uçup tarlaya düştüm,çim olduğu için hiçbir yerim yüzülmedi ama kuyruk sokumum incinmişti ,tatil zehir olmuştu .şükür sonra iyileşti .
 
İlk bisikletimin alındığı yaz (7 yaşındaydım) ve yokuş aşağı hızla inerken ön frenin sıkılmaması gerektiğini öğrenmiştim :D Dizim parçalanmış, dudağım patlamıştı, küçük izleri var hala :)
Bir iki sene sonra iki bahçe arasındaki 15 cm enindeki yoldan geçme denemesi yapayım dedim (pek zekiymişim:D ) Ağaç gibi olmuş dev bir gülün içine düşmüştüm, dikenleri çıkarmak bir saat sürmüştü :D. Annem bir kaç gün bisiklete binme yasağı koydu. Ama ben de öyle bir bisiklet aşkı vardı ki annem evden çıkar çıkmaz, zar zor yine bisiklete bindim ve bu sefer de yüksek bir kaldırıma çıkamayıp tekrar düştüm. Dizime koca bir taş girdi, taşı çıkardıklarında dizkapağımı gördüm!
Son büyük kazam 18 yaşlarındayken küçük bir çocuk yüzünden oldu, bisikletin üzerinden bir kaç metre uçtum ve kanlar içinde kaldım. Ön sağ dişim de ucundan kırıldı. (Dişi daha yeni yaptırıyorum yaşım 34 :D )
 
Kaza bu nerden geleceği belli olmaz.Son durak filminden hatırlarsanız filmde öyle beklenmedik kaza sahneleri varki,gerçek hayatta da başımıza gelebilecek kazalar.Bu nedenle yaşanan tüm kaza türlerini bilmemiz açısından konu çok önemli.Ben hepsini okudum.Tüm arkadaşlara geçmiş olsun.Okurken demek bunu yapmamalıyım diyebiliyor insan.Her kaza bir tecrübedir.Her ne kadar bazı durumlarda karşı tarafı hatalı görsekte bize yol veren aracın solundanda başka bir araç çıkabilme olasılığını düşünerek hareket etmeliyiz(sözüm meclisten içeri :D )

Şimdi size bir soru.Sizce N72'den bisiklet freni olurmu?Ne alaka diyeceksiniz.Şekil aşağıda :D

Abim ısrarla aldığı tişörtlerden birini verdi,bende sol elciğe poşedi takarak yola çıktım.Bu arada müziksiz çekilmez bu yol diyerek kulaklığı taktım gidiyorum,birden cebimdeki telefondan kulaklık çıkınca ses hoparlörden gelmeye başladı,bende durup kulaklığı taktım.Gözüm birden sol elcikteki poşede takıldı.Daha rahat sürmek için ve de kulaklık cebimden çıkmasın diye telefonu poşede attım.Adana valiliğini geçince yokuş aşağı kavşağa hızla girdim ve ne olduysa bütün herşey üç beş saniyede oldu.Birden yavaşladığımı hissettim ve arka frene basıp ne olduğunu anlayalım demeye kalmadı arka teker havaya,kulaklık gerildi kopacak,yanımdan hızla geçen araçların garip bakışları(delimidir yolun ortasında yaptığı harekete bak der gibi:D ),yere 90 derecelik açımı tamamladım ayaklarım tamamen yerden kesildi,artık yere düşüşe geçmiştim.tüm bunların hepsi sanki ağır çekimde oluyor gibiydi.Sanki gizli bir güç birden ön tekeri kitlemiş gibiydi.Ne olduğunu tahmin etmeye başlamışsınızdır(Poşette telefonumun oluşturduğu dengesiz ağırlık sallandıkça tekere sürtmüş,daha sonra önce tişört(hafif fren)hemen arkasından telefonun maşa ile teker arasına sıkışması (ani fren) bu akrobasi hareketini yapmama sebep oldu).Bütün bunları birde hızlı çekimde düşünsenize,havada iki takla atardım herhalde :D.
Şimdi gelelim N72'den bisiklet freni olurmu sorusuna.Evet olur,disk fren bile olur(biraz tuzlu ama).Peki ben bu kazadan ne ders çıkardım?Sanırım birdaha elciğe tekere değebilecek büyüklükte poşet asmıyacağım.Gerçi hiç asmam ama olurda hani biri ısrarla verirse gözümü poşetten hiç ayırmam.Bu arada telefonumun façası bozuldu ama yakıştı.


Kusura bakmayın yazım uzun oldu.Tüm arkadaşlara kazasız sürüşler...
 
gitmiş güzelim telefon
 
geçenlerde sağnak yağmur altında hızla bir yere yetişmeye çalışırken hemzemin geçitten geçiyordum ki birden yere çakıldım. hızım 30 km civarıydı. o kadar hızlı düştüm ki düşüş anını algılayamadım. bir baktım bisikletin üstündeyim, bir baktım yerdeyim.

sizlere tavsiyem yere düştüğünüz an yuvarlanmanız. kaleci gibi yuvarlanın ki yerin vucudunuza yaptığı etkiye tepki kuvveti tek bir noktaya değil tüm vucuda aktarılsın. ben düşünce hemen yuvarladım kendimi. sol kürek kemiğimde, sağ dierseğimde, sağ kalçamda, sol bakdırımda ve sağ dizimde yaralanma oldu ciddi şekilde. eğer kendimi yuvarlamasaydım tüm hasar yere ilk vuran sol omzumda olacaktı ve muhtemeln şimdi omzumda alçıyla geziyor olacaktım.
 
ben kaldırıma çıkayım dedim hafifden önünü kaldırmamla geri geri gitmem bioldu ufak bi kaza ama az daha sakata geliyoduk
 
  • Beğen
Tepkiler: Serdar AKGİRAY
Geri