İnsanlık yönetsel hiyerarşi oluşturmayı ve hiyerarşi içerisinde çıkar (genellikle kendi çıkarı) gözetmeyi, bunu yaparken altta kalanları ideolojilerle biçimlendirerek amaçlarına uygun yönlendirmeyi ilk çağlardan beri çok sevmiştir. Şu anda olanlar ve yaratılan kavramlarda bu ideolojileri dallanıp budaklandirarak anlaşılmaz hale getirmek ve sizi bir ideoloji cevresindeki gruba ait hissettirmek. Veya ait oldugunuz grubu bir şekilde / bu şekilde tanımlayarak kendisinin ne kadar ayrıcalıklı veya farklı oldugunu tanımlamak.
Kabaca böyle görüyorum olan biteni.
Zaten bu tanımlamaların coguda evrilip degiserek anlamları farklı yorumlanır hale gelirler.
En basit örneği bir kac konu yukarida baslayan sag ve sol kavramı. Fransiz ihtilalindeki devrimci gruplarin durumu tartisacakları meclisteki oturma düzeninden cıkmıştır bu kavram. Monarşi savunuculari sagda oturmuştur, cumhuriyetçilik savunucuları solda. Bu nedenle mevcut durumun korunması ve degişime sıcak bakmayan kesimler için ''sağcı'', yenilikçi ve devrimci kesimler için ''solcu'' yakıştırması kullanılmaya başlanmıştır. Ama günümüzde sağcı deyince ''din taraftarı'', solcu deyince ''komünizm destekçisi'' anlaşılıyor (en azından Türkiye'de).
Şimdi olan ise Rusya'nin komünist rejiminin prestroyka ile baltalanmış olmasından sonra içinde halen komunist yapıyı bir parca koruyabilmiş olması. Kapitalizm Rus oligarklara gelmiş olmasına ragmen ülkenin alt kesimlerinde komünist rejime yakın bir düzeni hala koruyabiliyor Rusya. Bu ayrıcalıklı kesimin kanunlarn üzerinde olmasını ve zenginleşmesini sağlıyor. Bunun değişmemesi için politikacılarda cömertçe nemalandiriliyor. Bakınız Putin'in mal varlığı ne kadar artmış, 20 yıldır boşuna durmuyor koltugunda. Bu kadar uzun süre mevkinizi koruyorsanız kendinizi kral gibi görürsünüz. Tabi bunlar bizim ulkemizde olmaz !?!?! Mevcutbl iktidarda 20 yili devirmis hali hazirda, tek adam rejimi diye bir kavram gelmis ve sadece tesaduf 😁
Ancak Rusya ile Ulrayna arasindaki son gelişme, NATO bahanesi ile Ukrayna üzerinden gelen askeri anlamdaki batılılaşma tehdidi gündeme gelince rahatsızlık hissetti Putin ve oligarkları. SSCB zamanında kendisinin olan ve dagılma sonrası hala kendi hakkı oldugunu düşündüğü topraklara bu nedenle saldırmakta sakınca görmedi. Sonucta Ukrayna petrol rezervleri, dogalgaz rezervleri, limanları ve bunlarin işletme yatırımları, zamanında SSCB yani kendisini SSCB nin mutlak devamı gören Rusya tarafından yapıldı olarak kabul ediyor.
İzlediğimiz ise ne kadarının tarafsız gerçek oldugunu henuz kavrayamadigimiz medya kavgasi. Ve her zamanki gibi olan sıradan vatandaşlara oluyor. Erkekler, kadinlar, çocuklar ölüyor ve öldürülüyorlar. Kimin öldürdüğü meçhul. Sırbistan savaşında elit özel lejyonların insan avlamak isteyen sapkın zenginlere eskortluk ettiği ve yaban keçisi avlar gibi insan avlamalarına yardımcı olduklarını, bunun içinde cok ciddi paralar aldıklarını duyanlarınız vardır.
Sebep ise her zaman sömürmek veya çıkarını korumak amaçlı başlayan, başkasını hükümranlık altına almak isteyen ve bunun karşiliginin kan ile ödenmesi.
Bir komutanın zamanında söylediği gibi;
''savaş politikacıların başlattığı, insanların kanları karşılığında yapılan toprak alış verişidir''
İnsanlık varoldugundan beri değişmeyen gerçek! Bu da halen ne kadar ilkel oldugumuzu gösteriyor. En traji komik tarafı ise aslında savasin milliyetci ve adil tarafı çok az görülür. Herkes yine çıkarının peşindedir.
2. dünya savaşında ABD askerleri Nazi Almanyasına karşı Avrupa'ya ayak bastığında, bazı ABD şirketleri hala Almanya ile ticaretine devam ediyordu.
Şu anda Avrupa ve dünya Ukrayna'yı destekliyor ancak herkes Rus doğalgazı kullanmak konusunda tereddüt etmiyor. Hatta ''ruble ödemesi ve fiyat artışı çok yanlış'' diyerek düzeni bozulmasın istiyor. Örnekler araştırılıp çoğaltılabilir.
Her zamanki gibi filler tepişir, karıncalar ezilir...