Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisikletimle Türkiye Yollarında, 6. Etap, İstanbul - Bartın (SON)

Ahmet Salih Özenir

Forum Bağımlısı
Kayıt
8 Nisan 2010
Mesaj
2.105
Tepki
3.668
Şehir
Mersin
Bisiklet
Merida
6.Etap İSTANBUL – BARTIN

04 Temmuz 2010, Pazar, 34. gün, İstanbul – Ağva

Akşamdan hazırlığım tamamdı, Bodrum’dan gönderdiğim yağmurluk pantolonumu ve pançomu da aldım yanıma.

Kadir’e izin gününde de rahat yok…
http://i38.tinypic.com/11h6tzc.jpg

Aydos Ormanının çam kokusu iyi geldi bana… Yaklaşık 20 km rehberlik ettikten sonra, Alemdağ’da Şile bulvarına çıkınca vedalaştık kuzenimle, misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim, sağ olun.

Ömerli Barajını ve İstanbul’un kuzeyini kaplayan harika orman içinde süreceğim anlaşılan…
http://i34.tinypic.com/2nu0enm.jpg

Havayı pek anlayamadım, açık mı nedir?.. Hafif de sis var.
http://i35.tinypic.com/33xcvv7.jpg

Yol harika, hızla ilerleyebiliyorum…
http://i38.tinypic.com/igf0n4.jpg

Güzel yerler gördüm… Çiftliklerde atlar vardı.
http://i35.tinypic.com/e0ogu1.jpg

http://i38.tinypic.com/2r3bcxj.jpg

Doğa cömert, metropolün karmaşasını unuttururcasına…
http://i36.tinypic.com/2mw78tl.jpg

Bir an sağa sola bakmaya gelmiyor… Gökte neler oluyor böyle?...
http://i34.tinypic.com/6sym2b.jpg

Al işte bir kaçak yolcu daha…
http://i34.tinypic.com/za2v4.jpg

Olimpos’u mu hatırlattı?…
http://i37.tinypic.com/sc3pqr.jpg

http://i36.tinypic.com/zv6j45.jpg

İşte Karadeniz… Görmek bu güne kısmetmiş… Oldu mu 4?..
http://i34.tinypic.com/k4k0w0.jpg

http://i37.tinypic.com/15661zb.jpg

Hep duyardım haberlerde “Şile plajında boğulan…”
http://i34.tinypic.com/24649wj.jpg

İnsanlar geliyor peşisıra…
http://i38.tinypic.com/332xnx3.jpg

http://i38.tinypic.com/f2uio0.jpg

http://i34.tinypic.com/2hgr8jq.jpg

Hep olmalı bunun gibi güzel evler, içinde yaşanan.
http://i37.tinypic.com/2qc3rdi.jpg

Hadi çabuk olun biraz… Kalmamış takati…
http://i37.tinypic.com/b544eb.jpg

Yan manzarası da, dikiz aynasından bakar gibi…
http://i33.tinypic.com/51xzs1.jpg

Çarşı hatırası…
http://i38.tinypic.com/28b5rx0.jpg

O el var ya sallanan… Sürücünün…
http://i38.tinypic.com/9pqqmq.jpg

Üstteki fotoğrafta, aşağıdaki düz yolu gördünüz tabii. Yokuş aşağı hızla inerken, yokuşun bittiği yerde, karşıdan karşıya, bir tekerin içine oturacağı genişlikte kazılmış çukura girdim. “Küüütttttt”le birlikte havalanma… Neyse ki, başarılıyla kondum tekrara yere... “Yaa n’oluyor? Ne güzel iniyordum…” “Hımm… Yaptıkları iş hemen unutulmasın diye, tam kapamamış amcalarım…” “Hem, amcalara niye kızıyorsun ki… Yokuşu çıkarken kilitlediğin amortisörü açmazsan, böyle olursun…”

Ne yalan söyleyeyim, bu kadar yol yaptım gördüğüm hayvan o kadar az ki… Hepsi çok değerli benim için…
http://i38.tinypic.com/141nq84.jpg

Su gidecek Melen’den ama, ya bu kesilen binlerce ağaç… Kim dikecek yerine yenilerini?..
http://i34.tinypic.com/11w3sb6.jpg

Yol olmasına yol
http://i38.tinypic.com/2qd4o4o.jpg

ama çevir kafanı göğe… Bak… Yeşil, mavi... Bi de beyaz…
http://i36.tinypic.com/2e2dy6t.jpg

Neden böyle olmaz ki yurdumun bütün yolları…
http://i35.tinypic.com/21mtbht.jpg

Fark ettiniz mi ay yıldızı…
http://i36.tinypic.com/fyz2a.jpg

Hepsi biribirinden güzel
http://i33.tinypic.com/acznuq.jpg

yörenin evleri…
http://i33.tinypic.com/2hmgi1x.jpg

Acıktım…
http://i33.tinypic.com/jpe7f5.jpg

Erken geldim buraya.
http://i37.tinypic.com/2lk9u2a.jpg

Şehir merkezine inerken geçtiğim Göksu Deresi, huzur veriyor.
http://i38.tinypic.com/2wfo9qr.jpg

Gezi tekneleri geziniyordu sakince.
http://i38.tinypic.com/2lddn5f.jpg

Meyve falan alıp İstanbul yönüne geri döndüm. Buraya gelirken gördüğüm, girip fiyatını falan sorduğum kampa yerleştim.
http://i37.tinypic.com/bfggo6.jpg

Ooo yalnız sayılmam…
http://i38.tinypic.com/69ho21.jpg

Bakmayın kampın böyle sakin göründüğüne, çadır aralarında top koşturanlar, arabadan merkezi müzik yayını yapanlar… Hep birlikteyiz…
http://i36.tinypic.com/eur75s.jpg

Terlileri yıkamak için işletmeci Engin (Emin değilim isimden.) kardeşimize çamaşırhanenin yerini sorduğumda;

“Abi çamaşırhane yok…”
“Nası yani? Kamping değilmiydi bura?..”
“Evet ama tam değil… Plaj gibi falan…”
“Peki uzun yoldan gelenler falan?..”
“İdare ediveriyorlar…”

Benimki de laf mı yani… Bırak şimdi çamaşırı, gir artık şu denize…

Kampın sırtını dayadığı tepeciği
http://i38.tinypic.com/96c5ls.jpg

aşınca,
http://i38.tinypic.com/5yf3pt.jpg

güzelim Karadeniz’le buluştuk… Seslensem duyarlar Ağva’dan…
http://i34.tinypic.com/9pq3gw.jpg

İlk defa değiyoruz biri birimize… Çok sevdim suyunu, dalgasını…
http://i34.tinypic.com/2llo774.jpg

Çıkmak istemedim…
http://i38.tinypic.com/14v7dp2.jpg

Akşamüstü yemek için tekrar indim Ağva’ya.
http://i36.tinypic.com/2h80nmb.jpg

Devamı var…

Ağva Deresi’yle Karadeniz’in kucaklaştığı mendirekte,
http://i38.tinypic.com/28bxv84.jpg

herkes gibi ben de yürüyüş yaptım.
http://i34.tinypic.com/2iggdx5.jpg

http://i35.tinypic.com/fnxzrk.jpg

Bir kaç fotoğraf çektim oralarda.
http://i35.tinypic.com/2me9wqt.jpg

http://i37.tinypic.com/swsb46.jpg

http://i37.tinypic.com/1z2ofww.jpg

http://i33.tinypic.com/2zhmpmd.jpg

Devamı var…
 
Scudo
Ağva Deresi (Yeşilçay).
http://i38.tinypic.com/2sayqzp.jpg

Yemekten sonra da gezmeye devam ettim kasabayı.
http://i35.tinypic.com/5a4yyx.jpg

Göksu Çayı’nın kıyısında, bahçesinde Şile Feneri bile olan, güzel, küçük oteller gördüm. Fakat, bu tesislere girmeden çaya yaklaşmanız pek mümkün değil…
http://i37.tinypic.com/2zpv0d4.jpg

Gün bitiyor Ağva’da…
http://i38.tinypic.com/2yl086d.jpg

Hımm, yarın Karasu’da olmayı planlamışım, hadi bakalım…

34. gün; hava: az bulutlu, tur süresi: 7:55, yol süresi: 6:16, yol: 108,6 km, toplam yol: 2693 km.

Harita: (link)
 
05 Temmuz 2010, Pazartesi, 35. gün, Ağva - Akçakoca

6’da uyandım sabah. Çadırımı toplarken, gördüğünüz arabanın sahibi;

“Senin yüzünden biz de uyandık…” demez mi?...
“Amcacım burası çadır kampı, sen de bir kumaşın arkasında yatıyorsun. Her ne kadar istemesem de biraz ses çıkar, tabii sen de duyarsın…”
“Bu saatte de olmaz ki ama.”
“Ama amcacım, yola çıkmak için senin uyanmanı bekleyemem ki, hem dün gece çadırımın mücavir alanına park ettiğin taşıt aracının, müzik setinden yaptığın yayını, ben de 12’ye kadar dinlemek zorunda kalmıştım…”

http://i55.tinypic.com/1z2q15k.jpg

Melen suyunu taşıyacakmış bu borular… Dün çektiğim fotoğrafta ufak gibi görünmüşlerdi, yanlış anlaşılmasın…
http://i55.tinypic.com/2rpsmix.jpg

Puslu havada elmalar…
http://i56.tinypic.com/2wdaqmd.jpg

Saydım 12. il.
http://i55.tinypic.com/p3dom.jpg

Hayırlar yapılmış yol kenarlarına…
http://i52.tinypic.com/2j4x3ia.jpg

Makrom geldi…
http://i52.tinypic.com/33lfjux.jpg

Hemen çekmem lazım…
http://i52.tinypic.com/29frya1.jpg

Su kanalı, kim bilir kaç nesil içti suyundan?..
http://i56.tinypic.com/2m7xbg0.jpg

Uzaklardaki sisi görünce yolun güzelliğini fark etmediniz, değil mi?... Ordan inecem şimdi.
http://i56.tinypic.com/25rntki.jpg

Yurdumuzda nadir görülen canlılardan birkaçı…
http://i51.tinypic.com/2q2o7dc.jpg

Var mı böyle bir şey?… Evet var, Karadeniz’de…
http://i55.tinypic.com/2nv5ks1.jpg

Çok itina göstermesem, bu fotoğraf da
http://i53.tinypic.com/rkaes1.jpg

böyle olurdu…
http://i51.tinypic.com/r1mrg9.jpg

Şaka bir yana harbiden yeşil… Bakın ilerde sol şeridi nasıl sarmışlar…
http://i52.tinypic.com/1jaydt.jpg

Bulutlar… Tamamlıyorlar tabloyu… Durdum…
http://i54.tinypic.com/240y6p5.jpg

Bir dinlenme anında…
http://i51.tinypic.com/28smyps.jpg

Ben Mersin’liyim… Tabii çekecem dalındaki fındıkla pozumu…
http://i51.tinypic.com/2ai4s1v.jpg

Hediyeli köyününden geçerken, bana “sevgiyle” yaklaşan, ayaklarımın yanında bana “seslenerek” topuğumun yanında gitmek isteyen ve dişmacunu reklamlarındaki gibi dişlerini bana “cömertce” gösteren, sayısını hatırlayamadığım, en küçüğü 24 jant boyundaki kuçuları da anmadan geçmek istemiyorum…

Ne o, geldik mi Kandıra’ya?..
http://i54.tinypic.com/2lscrwg.jpg

Şehir merkezine girmeden,
http://i54.tinypic.com/5zfia9.jpg

devam ettim yoluma.
http://i52.tinypic.com/30lh0tf.jpg

Bir ay önce Akdenizde değil miydi biçerdöverler?..
http://i51.tinypic.com/2njamtv.jpg

Bir günde ikinci il. İlden ile atlıyorum, bu sakin, hatta boş diyebileceğim yolda…
http://i53.tinypic.com/2n8zqdc.jpg

Kaynarca’da, küçük bir esnaf lokantasında yedim yemeğimi. Sahibiyle sohbet ettik biraz. Ayrılırken bahçelerinin mayhoş eriğinden verdi yolluk olarak, sağ olsun.

Doğada, büyük hayvanlardan
http://i53.tinypic.com/2nrqcg6.jpg

küçük olan hayvanlar da var…
http://i52.tinypic.com/xeli4j.jpg

Nihayet yine deniz… Varsın uzak olsun…
http://i53.tinypic.com/20p6k21.jpg

Acarlar Langozu yolumun üstündeydi, uğradım.
http://i56.tinypic.com/2s69bq0.jpg

“Turist” sanıldığımdan hiç bahsetmiyorum artık… Kanıksadım…
http://i55.tinypic.com/11qik42.jpg

http://i52.tinypic.com/2ufu91e.jpg

http://i55.tinypic.com/33p7nly.jpg

İhsaniye, Sakarya Köprüsündeyim…
http://i56.tinypic.com/oho5t2.jpg

http://i51.tinypic.com/2zjideb.jpg

Programımda Karasu’da konaklamak vardı. Nedense yola devam etmek istedim.
http://i55.tinypic.com/25kokko.jpg

Marketten aldıklarımı kaldırımın üstünde atıştırırken, o apartmandan çıkan, plaja gitmek için annelerini bekleyen 3 çocukla sohbet ettik biraz;

“Hep mi sürüyorsunuz abi bisikletinizi?”
“Evet gündüzleri.”
“Siz de insanlar gibi uyuyor musunuz peki?...”
“…”

http://i54.tinypic.com/73kn6f.jpg

http://i53.tinypic.com/r7pws0.jpg

Melenağzı’nı geçince bir iki kamping gördüm. Biri uygun fiyatlıydı ama yerini beğenmedim. Daha ilerde Karaburun’da;

“Kardeşim çadır ücreti ne kadar?”
“35 lira artı 10 lira oto park”
“Ne 35’i, ne otoparkı? Bodrum’da kaldığım uluslararası kampingin klimalı odası bile kişi başı 20 liraydı, hem arabam da yok. Biraz indirim yapsanız…”
“Yok abi yapamayız.”
“Peki buradan sonra kamp var mı?”
“Yok”
“En yakın?”
“Akçakoca’da”

Yine yol göründü gurbete… İlk hedefimiz Akçakoca…

Dağlık kesimde aniden yanımda gördüm Turgut kardeşimi… Fırsat buldukça köyden (Kalkın) Akçakoca’ya kadar antrenman turu yapıyormuş. Yarışçı…
http://i56.tinypic.com/259y7gn.jpg

Biribiribize başarı diledikten sonra Turgut önde ben arkada aynı yöne yollarımıza devam ettik.
http://i53.tinypic.com/34gv6u8.jpg

Akçakoca’da şöyle bi dolandım. Dondurma ve kahvaltılık bir şeyler aldığım marketin sokağında çıkan, sopalı mahalle kavgasına uzaktan baktıktan sonra,
http://i53.tinypic.com/20tqxjm.jpg

bulduğum çok güzel bir kampa yerleştim.
http://i52.tinypic.com/21dk6zt.jpg

Çadırımı kurup denize gireyim dedim ama, gözüm kesmedi. Kayalıkmış, Karadeniz’i hiç tanımıyorum… Ben de günbatımını izledim biraz…
http://i51.tinypic.com/11iz3gp.jpg

Turumun en uzun sürüşünü yapmışım bu gün, acıktım haliyle… Yürüyerek indim çarşıya doğru…
http://i56.tinypic.com/2lw4oef.jpg

Belediyenin oralarda taksicilere sordum;

“Şu lokantanın nasıldır yemekleri?”
“Size pek gelmez, çarşıda çok güzel balık lokantaları var…”
“Yaa güldürmeyin beni, siz ne sandınız beni?…”

Bilseler bisikletle geldiğimi “Gir ye kardeşim.” derlerdi eminim… Neyse, dedikleri yerde tavuk yemekleri yapan bir yer buldum.
http://i55.tinypic.com/33lm98l.jpg

Yemek güzeldi, fakat döneri sulu yemek tabağıyla getirmelerini yadırgadım. Söylediğimde “İlk defa böyle bir şikayet aldık, değiştirebiliriz tabakları.” dediler. Bir daha ki turumu bu tabakları kontrol için yapabilirim…

Akçakoca Limanı, gece.
http://i51.tinypic.com/35jh0nl.jpg

35. gün; hava: az bulutlu, tur süresi: 12:00, yol süresi: 9:30, yol: 146 km, toplam yol: 2839 km.

Harita: (link)
 
06 Temmuz 2010, Salı, 36. gün, Akçakoca – Zonguldak

Biraz yağmur yağdı gece. Mecburen kalkıp, ipe ve bisikletimin üstüne astığım çamaşırlarımı ıslak ıslak toplamak zorunda kaldım.

Sabahında
http://i56.tinypic.com/5u1hyo.jpg

harika bir güne uyandım.
http://i51.tinypic.com/2d7tx5v.jpg

Kahvaltımı yedikten sonra yola çıktım.
http://i54.tinypic.com/2d0i69c.jpg

Kaldığım en güzel uluslararası kamplardan biriydi Tezel kamping. Ama ne yazıkki benden başka kalan yoktu. Ya, ne oldu bu turistlere, neredeler?
http://i51.tinypic.com/2jayext.jpg

Akçakoca’da sabah.
http://i54.tinypic.com/348lok6.jpg

Yörenin konakları o kadar güzel ki…
http://i51.tinypic.com/2s7geab.jpg

http://i53.tinypic.com/2hdvgaw.jpg

Hani insanın içinde bir pusula vardır ya, yaşadığı yere göre işleyen,
http://i51.tinypic.com/35d4y76.jpg

işte benim o, şaştı Karadeniz’de. Şimdi güzel Mersin’imde güneş bu yöndeyse, gün batıyor olmalıydı…
http://i51.tinypic.com/2cxx0kp.jpg

http://i51.tinypic.com/2yy4cas.jpg

Dağlar deliniyor, pek çok yer şantiye…

http://i54.tinypic.com/2mg09s3.jpg

Sanıyorum 2800 km falan oldu yola çıkalı, en kötü yola geldiğimi henüz fark ediyorum… Çevre yolu bittiğinde, geliş gidişli ve dar ve onu ezen devasa ve ürkütücü ve sizi görmediğinden emin olduğunuz kişilerin, önlerindeki yuvarlak plastik kaplı çemberleri tuttuğu ve pek çok ve hatta sayılamayacak kadar çok ve fosil yakıtın tüketilmesiyle elde edilen ve kamyonların hoyratça ezdiği ve güzel Siyah Bisikletimin narin tekerleklerinin, bin katı kalınlığındaki tekerlekleri altında yoğrulmaktan ve hanımların yapmaya çalıştığı kekler gibi kabarmış asfalta ve beni, kàh yük vagonları gibi, sırasıra, hiç bitmeyen canavarların altına iten, kàh bankete düşüren yola henüz girmişim…
http://i53.tinypic.com/s5w7ls.jpg

http://i51.tinypic.com/1zwz388.jpg

Bakmayın yolun böyle sakinliğine
http://i53.tinypic.com/9prexe.jpg

ve benim artiz gibi poz verdiğime. Çok sıkıntılıyım kalabalık kamyon trafiğinden, kendimi güvende hissedemiyorum. Kamyonlar peşisıra, üstelik çok hızlı gidiyorlar, beni de zaten çok dar olan bankete inmeye zorluyorlar…
http://i54.tinypic.com/2lqdjb.jpg

Neyse ki Alaplı’ya vardığımda yoğun inşaat bölgesi geride kalmış, kamyon akışı nisbeten azalmıştı.
http://i54.tinypic.com/nyz5mv.jpg

http://i51.tinypic.com/2duc7xx.jpg

http://i55.tinypic.com/2ypntbm.jpg

Tersaneler.
http://i52.tinypic.com/ixh98x.jpg

Gördüm ki her boyda,
http://i55.tinypic.com/s13sl0.jpg

türde gemiyi yapıyorlar bu tersanelerde.
http://i56.tinypic.com/e1desm.jpg

Helal olsun işçimize, mühendisimize…
http://i54.tinypic.com/1y7sk9.jpg

Bisikletime henüz binmiştim ki, karşıdan gelen 5 bisikletliyi gördüm. Gelenler Ereğli Bisiklet Sevenler Derneği Başkanı Fatih Erdem ve dört hanım arkadaşıymış. (Soldan; Derya Aydın, Fatih Erdem, Filiz Efe, ASÖ, Emel Çalkam ve Selda Aydın.)
http://i54.tinypic.com/2mh7oyu.jpg

Şehre doğru giderken.
http://i52.tinypic.com/34q4swk.jpg

http://i56.tinypic.com/oh4yle.jpg

http://i53.tinypic.com/1yxoj.jpg

http://i55.tinypic.com/23m57oj.jpg

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikası çok büyük, ne kadar mı?..
http://i52.tinypic.com/1hqa8.jpg

Sür sür bitmiyor, kendi limanı bile var. Şehrin neredeyse yarı sahilini kaplamış…
http://i52.tinypic.com/wj6he9.jpg

Tema ve gazetecilerle buluşacağımız yere doğru giderken,
http://i55.tinypic.com/2a9zog2.jpg

Ereğli Bisiklet Sevenler Derneğinin girişimleriyle, belediye tarafından bisiklet yoluna dönüştürülen eski demiryolunu gösterdiler. Derneğe ve Karadeniz Ereğli Belediyesine teşekkürler.
http://i55.tinypic.com/b3jyna.jpg

Parkta gezinerek gittik.
http://i54.tinypic.com/2dh8bxt.jpg

http://i53.tinypic.com/33e28td.jpg

http://i54.tinypic.com/2wd4llk.jpg

Herkül heykeli önündeki bu pozu çekmek için, yürüme yolunun iki yanındaki, çöp kovalarının üstüne koyduk fotoğraf makinelerimizi. Fark ettiniz değil mi, herkes kendi makinesine poz vermiş…
http://i51.tinypic.com/29cxeh2.jpg

Çınaraltı’ndayız.
http://i51.tinypic.com/2j2zrtd.jpg

Meşhurmuş buranın simidi.
http://i51.tinypic.com/xlgjub.jpg

Yakındaki ev yemekleri yapan lokantada, Tema’nın misafiri oldum.
http://i52.tinypic.com/11c3yag.jpg

Oyalanmadan arkadaşların yanına döndük. Çay içip biraz sohbet ettik. Bu arada gelen başka bisikletçilerle de tanışma fırsatım oldu. Mersin Tisan’a tatile gelen doktor bey, küçük kızıyla gelen subay bey. Fakat nedense, burada hep birlikte fotoğraf çekilmemişiz ne yazık ki…
http://i54.tinypic.com/hrlahc.jpg

http://i56.tinypic.com/bbtc3.jpg

Karşılamaya gelen kardeşlerimizle vedalaşmadan önce.
http://i51.tinypic.com/9ghjzc.jpg

Çok candan arkadaşlar tanıdım burada, zaman az da olsa misafirperverliklerini gösterdiler, sağ olsunlar. Fakat artık ayrılma zamanım geldi, bana müsaade… (Bisikletçileri tanıtmıştım daha önce, solumda Turgut Sıdal, sağımda Asena Kaya)
http://i55.tinypic.com/bi80m1.jpg

Tema temsilcisi Nilgün Durak hanım 3 gündür turumla ilgileniyordu, rahatsızlığından dolayı evinden çıkamadığı için, ben onu evinde ziyaret etmek istedim. Bisikletimle Türkiye Yollarında, “Ev gezmesi” ile devam ediyor… Her turcuya nasip olmaz böyle ev gezmeleri… (Soldan; Bahar Kaya, Fatih Erdem, ASÖ, Nilgün Durak ve Asena Kaya)
http://i54.tinypic.com/2eqcl6q.jpg

İşte buldum bütün zorluklara direnmeye çabalayan, güzel bir ev daha. Ama bence o kırmızıyı ordan almakta yarar var…
http://i54.tinypic.com/29csbch.jpg

http://i56.tinypic.com/5leau9.jpg

Fatih beyle birlikte şehrin çıkışına kadar geldik, onunla da burada vedalaşarak yoluma devam ettim. Çok memnun oldum sizleri tanıdığıma, sağ olun var olun.

Devamı var…
 
Bakın neden oyalanmamışım…
http://i51.tinypic.com/296p2lt.jpg

http://i53.tinypic.com/345eqm0.jpg

Bizim Toros’larda yeşildir, çamdır, fakat buralar bir başka…
http://i56.tinypic.com/ic4eat.jpg

Sanki yok toprak burada…
http://i54.tinypic.com/2qwn1no.jpg

Tam yanıma bir şeyler almadığımı fark ettiğimde karşıma çıkan abla… Lafladık ayak üstü, çocuklarını okutuyormuş. Yarım kilo istedim ama ne mümkün, “Sen bisikletçisin, yakarsın.” diyerek doldurdu poşeti, biraz da nefis ekmeğinden yedirdi sağ olsun.
http://i54.tinypic.com/255qo09.jpg

Toprak yok dedim ama varmış… Yol yapım yerlerinde görüyorum sadece…
http://i54.tinypic.com/20gd44y.jpg

http://i53.tinypic.com/14b0vbo.jpg

Uzaktan da olsa görüyorum Karadeniz’i.
http://i51.tinypic.com/21e7xg0.jpg

İniş başlıyor yavaştan…
http://i54.tinypic.com/14b0rra.jpg

http://i55.tinypic.com/2ldhus9.jpg

http://i53.tinypic.com/106fzo3.jpg

http://i55.tinypic.com/14xkzu9.jpg

Tüneller…
http://i51.tinypic.com/5yrhba.jpg

Yokuş aşağı indiğim tünellerin birinden çıkarken
http://i55.tinypic.com/312wd4g.jpg

diğerine giriyorum,
http://i56.tinypic.com/2mopbmo.jpg

bu da sonuncusu.
http://i56.tinypic.com/54gnf9.jpg

http://i56.tinypic.com/sy1i0j.jpg

Sanki havalimanına iner gibi, şehre iniliyor…
http://i55.tinypic.com/309plvs.jpg

Kent içinde kalmış
http://i55.tinypic.com/r77tvk.jpg

metruk yapılar ve
http://i52.tinypic.com/jagqyv.jpg

berbat kokan bir dere… Neden varlar?..
http://i54.tinypic.com/mm908z.jpg

http://i51.tinypic.com/28qxlx4.jpg

http://i52.tinypic.com/288xr9y.jpg

Meydanın yanındaki mısırcıdan aldığım mısırı yerken, satan gençle sohbet ederek oyalandım. Sözleştiğimiz saatte, Tema temsilcisi Berran Aydan hanım ve Melahat Çöğendez hanım geldiler.
http://i51.tinypic.com/kyy6h.jpg

Gazeteciler ile.
http://i56.tinypic.com/o8ud8y.jpg

Akşam yemeğinde Tema temsilcisi Berran hanımın misafiri oldum. Zira pek akşam yemeği demek de doğru olmuyor… Günler o kadar uzun ki… Berran hanım programından dolayı erken ayrıldı aramızdan. Melahat hanım ve eşi Hasan beyle sohbet ederek devam etti yemeğimiz. Hasan bey bana, bendekinden daha detaylı bir harita verdi, daha doğrusu değiştirdik haritalarımızı.

Lokantanın penceresinden gün batımı.
http://i52.tinypic.com/25h3eow.jpg

Yer ayırttığım öğretmen evi geride bıraktığım yolda kalmıştı. Dönerken, kahvaltıda süt olmayabilir diye süpermarkete girdim ve
http://i55.tinypic.com/2vmvoqx.jpg

çıktım, fark nasıl?... Zira mağazanın kapanış saatine denk geldiğimden, kasalardaki yığılma geç çıkmama neden oldu sanıyorum.
http://i52.tinypic.com/2exr7m1.jpg

Otel kayıt işlemini bitirip, bisikletimi depoya almak için dışarı çıktığımda ki sürpriz… Edirne’de bana rehberlik yapan Tugay Demircan ve ailesi bisikletimin yanında... Tugay bisikletimi görünce tanımış, “Bu Ahmet abinin bisikleti…” demiş, beni bekliyorlarmış. Çok hoş bir karşılaşma oldu. Ayak üstü sohbet ettik, fotoğraf çekildik. Onlar da Karadeniz turuna çıkmışlar, belki ileriki günlerde tekrar görüşürüz diyerek ayrıldık.
http://i54.tinypic.com/2h3rnme.jpg

Zaman zaten çok geç oldu, oyalanmadan yatmalıyım…

36. gün; hava: güneşli, tur süresi: 9:55, yol süresi: 6,25, yol: 100,9 km, toplam yol: 2940 km.

Harita: (link)
 
07 Temmuz 2010, Çarşamba, 37. gün, Zonguldak – Bartın

Gece hem hava sıcaktı, hem de odam otelin gürültülü bir makinesine bakan tarafa denk geldiği için, pek iyi uyuyamadım.
http://i52.tinypic.com/2ik9zig.jpg

Toparlanıp hemen kahvaltıya indim. Güzel bir kahvaltıyla güne hazırlandım.

İkimizde Zonguldak’a gidiyoruz.
http://i53.tinypic.com/34hf1cp.jpg

Gördüğüm kadarıyla bir tek sahil kesiminde dar bir düzlüğü var Zonguldak’ın, gerisi hep yokuş ve merdivenler.
http://i51.tinypic.com/30adf0n.jpg

http://i53.tinypic.com/10ppunc.jpg

Konuştuğum kişiler haksız değiller ki, bisiklet sürülebilecek yer çok az… Bir de sabah yaşadığım trafik sıkıntısını da buna eklersek… Çarşı içinden geçerken yolun karşı kaldırımızdaki bankaya uğramak istedim, ama ne mümkün. Küçücük bir çarşı, fakat yolun bir tarafından diğerine geçerken bile kornalar, homurdanmalar falan… “Sabah sabah n’oluyoruz?...”

Sahildeki dar düzlükten aniden yükselerek, ayrılmaya başladım madencilerin şehrinden.
http://i52.tinypic.com/300em2c.jpg

http://i55.tinypic.com/24b3das.jpg

Şehirde yoğun, farklı bir koku hissettim sürekli. Çok sağlıklı bir hava soluduğumu düşünemedim burada… Sanıyorum kömür kullanımının çok yaygın olmasından dolayı, yapılar bile solgun göründü gözüme.
http://i53.tinypic.com/m7z4w6.jpg

Dün akşam yemekte Hasan Bey bana Çaycuma yolunu tavsiye ederken, “Rahat ve güvenlidir”, “Filyos yolu hem çok dar, hem de çok yokuşludur” demişti. Ben de Filyos’dan gideceğimi söylemiştim. Öyle de yaptım…
http://i54.tinypic.com/25tkx87.jpg

http://i52.tinypic.com/2lmw611.jpg

Bir yokuşun başındaki gencin, “Çıkamazsın sen o yokuşları.” dediğini duydum, gerçekten de rampa o kadar dikti ki, Siyah Bisikletimi yolda tutmakta zorlandım… Çok sert bir başlangıç oldu bugün.

Şehir içi yolda ilerlerken, bu güne kadar duymadığım, kulaklarımı tırmalayan, canhıraş bir böğürtünün, normal bir insan tarafından açılamayacak kadar aralanmış ağızdan çıktığını ve bu sesi çıkaranın da, beyaz kapalı kasa kamyonetin sağ kapısından, beline kadar sarkmış vaziyette, bana bakarak eğlendiğini gördüm... Bu durumu 5-6 saniye kadar sürdürdükten sonra, araca geri soktu gövdesini… O anda bulunduğum yerde yol dardı, sağımda da yağmur sularının akması için yapılmış, açık su kanalı gibi bir şeyler vardı. Bir anlık şaşkınlık veya korku beni o kanala, veya kamyonetin tekerlekleri altına düşürebilirdi… Neyse ki tatsız bir durum olmadı ve amacına ulaşamadı amcam…

Canım çok sıkıldı… Neden hala oluyor bunlar?...
http://i53.tinypic.com/f3rfrr.jpg

Yokuşlar ve şehir geride kaldığında, orman ve ortasındaki koca termik santral çıktı karşıma… Çıktığım diklikte indim yanlarına.
http://i51.tinypic.com/b62aaf.jpg

Az önce önünden geçtiğim hastanenin bacasından, yaz gününde bile çıkan dumanı görünce,
http://i56.tinypic.com/2evb1xy.jpg

bu koca bacanın nasıl bir emisyonu olacak tahmin bile edemiyorum…
http://i55.tinypic.com/21e57yr.jpg

Nası yani?..
http://i52.tinypic.com/334tcup.jpg

Bunlar da diğer
http://i55.tinypic.com/2evvywz.jpg

eski santraller…
http://i54.tinypic.com/1sfb87.jpg

Doğal sonuç…
http://i54.tinypic.com/2ep2blz.jpg

Arkamdan gelen bisikletli ile Muslu’daki bir bakkalda karşılaştık. Aldığım şeyleri yerken sohbet ettik, bir de çay ikram ettiler sağ olsunlar. O sırada gelen bisküvi satış arabasının sürücüsü, “Gel abi ben seni götüreyim, çok diktir buraların yokuşu.” demez mi… Bir güzel n’ayır da ona çektim…

Ordan mı devam etsem?...
http://i54.tinypic.com/29iqt5.jpg

Harbiden, bin git…
http://i56.tinypic.com/9td4is.jpg

Ben çıkmazsam, o çıkmazsa bu yokuşları, tabii “Helloooo…” diye bağırır sana hemşerin…
http://i51.tinypic.com/9jeo1j.jpg

Adam söyledi sana diktir diye…
http://i54.tinypic.com/sqry95.jpg

Bir günde iki artizliğin cezası… “Hadi koçum bas pedala…”
http://i51.tinypic.com/r9ec2h.jpg

http://i54.tinypic.com/2el9s74.jpg

Harbiden güldürüyor bu tabela beni…
http://i51.tinypic.com/n674ae.jpg

İnsanoğlu kuş misali azizim…
http://i51.tinypic.com/24njubk.jpg

O kadar sakin
http://i54.tinypic.com/2h3x3s8.jpg

poz veriyorsun ki…
http://i51.tinypic.com/wvygpf.jpg

http://i55.tinypic.com/oi6634.jpg

“Yol dardır…” demişlerdi ama doğrusu bu kadarını beklemiyordum… Neyse ki çok az araç geçiyor… Hatta, geçmiyor diyebiliriz…
http://i54.tinypic.com/21nqhx2.jpg

http://i52.tinypic.com/2w4jkid.jpg

Ulaşımın 4 yolu…
http://i55.tinypic.com/rtkbyr.jpg

Filyos’tayım.
http://i52.tinypic.com/9k7a81.jpg

Burası sayfiye kasabası gibi, çok sessiz.
http://i51.tinypic.com/rjjcef.jpg

Öğlen yemeğimi yemek için bir lokanta aradım. Dedikleri yere yöneldim ve bir bayanın işlettiği küçücük dönerciyi gördüm. Kendi ve kızları naziklerdi, fakat orda yediğim döneri unutmak için, en kısa zamanda çok iyi bir döner yemem lazım…

Şehrin çıkışında gördüm
http://i54.tinypic.com/2rdbx3q.jpg

Filyos Kalesini.
http://i52.tinypic.com/15rb2iq.jpg

http://i55.tinypic.com/vfzbkn.jpg

Yol mu? Sürülesi… Bir şey geçerken yanımdan, otobüslerin aynası gibi sürtüyorum yapraklara dallara… Ruhum uçuyor sanki…
http://i52.tinypic.com/29nb89i.jpg

Gökçeler’deki benzinciye girdiğimde, inşaatla uğraşan gençlere “Hemen İngilizce konuşun.” türü bir şeyler söyledi başlarındaki kişi. Yeteri kadar Türkçe bildiğimi söyleyince güldüler. Hemen “Sıcak soğuk bir şeyler ikram edelim.” dediler, benim derdim başka… Wc ile gurur duyulur mu? Evet duyulur, köy benzincisi değil, sanki 7 yıldızlı oteldeyim… Helal olsun sizlere. Daha sonra kameriyede oturduk, çaylarımızı içerken sohbet ettik arkadaşlarla.
http://i54.tinypic.com/wwapmq.jpg

Filyos çayı.
http://i51.tinypic.com/whmk29.jpg

http://i54.tinypic.com/331kuvr.jpg

Saltukova civarı.
http://i55.tinypic.com/20t4fex.jpg

http://i55.tinypic.com/2ni79ev.jpg

Çaycuma sapağındaki karpuzcu, koca bir karpuzu kesiyordu tam ben oradan geçerken. Buram buram kokusu yayılıyordu kan gibi kırmızı, tam olgun Adana karpuzunun. “Bir dilim göz hakkımı yemeden geçmem.” deyince, mecburen “Buyur abi gel, zaten çok fazla.” dediler. Sohbet ederek ve karpuz seçenlere yardımcı olarak yedim, birkaç dilim buz gibi karpuzlarından, sağ olsunlar. Nedense son günlerde canım sürekli karpuz çekiyor ve şöyle buz gibi karpuz yeme imkanım olmuyordu. Bir nebze yatıştırdım kendimi.

Devamı var…
 
Bartın’a giden yol yeni ve iyi.
http://i53.tinypic.com/bhk2hj.jpg

Gün içinde birkaç kez Bartın Tema temsilcisini aradım, fakat ulaşamadım.

Takdim edeyim; sevimli yol arkadaşım…
http://i53.tinypic.com/ic3bj8.jpg

Bartın girişinde Tema temsilcisini birkez daha aradım, yine ulaşamadım. Bu kez Ereğli Tema Temsilcisi Nilgün hanımı aradım, durumu bildirdim. Biraz sonra Nilgün hanım belediye basın danışmanı Sevgi Salcı hanımın beni beklediğini, ardından arayan Tema temsilcisi Ebru hanım ise Cengiz Sıklı beyin benle ilgileneceğini bildirdi.

http://i56.tinypic.com/2ynjziu.jpg

Dosdoğru Bartın Belediyesine gittim. Belediye Başkanı Cemal Akın bey beni kabul ederek, turum hakkında bilgi aldıktan sonra, başarı dileklerini iletti.
http://i54.tinypic.com/2j0mmfb.jpg

Belediyede basın bürosu çalışanları ve gazetecilerleyiz. (Sağımda; Belediye Basın Danışmanı Sevgi Salcı)
http://i56.tinypic.com/29fckua.jpg

Beni arayan Cengiz bey akşam yemeğinde misafiri olmamı istedi. Saat yedi ½’a sözleştik.

Otele giderken gördüm Kocanaz çayını
http://i52.tinypic.com/2s61x92.jpg

ve üstündeki Kemer Köprüyü.
http://i56.tinypic.com/5bo6ja.jpg

Bu yapılar da
http://i56.tinypic.com/k1ovx3.jpg

göz kırptılar bana.
http://i52.tinypic.com/35bsh9i.jpg

Cumhuriyet Meydanı’na bakan Özmen Otel’de Bartın Belediyesinin misafiri oldum, sağ olsunlar.
http://i56.tinypic.com/29ynjbr.jpg

Otel görevlisi Mevlüt Acar bey bisikletimi lobiye aldı, rahat etmem için de ilgi gösterdi. Günlük temizlik ve çamaşır işlerimi hallettikten sonra, kalan zamanı değerlendirmek için internet kafeye gittim.

Bartın sokakları, insanları… Beğendim bu şehri.
http://i56.tinypic.com/1038mm9.jpg

İnternet kafede hava çok sıcak geldi bana, klimanın altındaki bir masaya geçerek biraz ferahladım. Orada 1 saat kadar fotoğraflarımı yedekledim, mektuplarıma baktım.

Kafenin karşısında gördüğüm bu tabelada, suyun buralara “Su Getirme Cemiyeti” marifetiyle getirilmiş olduğu yazılıydı. Allah razı olsun emeği geçenlerden…
http://i54.tinypic.com/2z3qfix.jpg

Otelin önünden aldı Cengiz bey beni. Arabasına binince klimanın etkisiyle vücudum buz kesti bir anda, hafif bir titreme geçirdiğimi söyleyince klimayı kapattı. Özel hiçbirşey istemediğimi, mümkünse yakın bir yerde yemeğimizi yememizi istedim. Yakın bir orman içindeki ve çok sevdiği kişilerin sahibi olduğu bir alabalık tesisine gideceğimizi, bazı tanıdığı kişileri de oraya davet edeceğini söyledi. “Klima kapanalı 5 dakika kadar olmadı mı?” “Ben neden üşümeye devam ediyorum peki?..” Cengiz beyden rica ettim ateşime bakmasını, “Evet var biraz… Ama alabalık güçlü bir gıdadır, bırakmaz ateş...”

Yemekte yükseldi ateşim, içim de yanıyor… Hiç keyfim yok, yaptığım her şey istemediğim şey oldu artık, istirahat etmek istiyorum. Ama ortam hiç öyle değil. Karşımdaki insan candan, yürekten evsahipliği yapmak için ve beni rahat ettirmek için çabalıyor… İlaç bulduruyor… Çok sıkıntılıyım… “Cengiz bey, lütfen yemeği uzun tutmayalım, kendimi hiç iyi hissetmiyorum, ayrıca bunları sizlere söylemekten de çok rahatsızım…”

Ateşimi gördüm bu fotoğrafta… Soldan, Cengiz Sıklı, tesisinin sahibi Ersoy Oğuz ve ben.)
http://i55.tinypic.com/iqar00.jpg

Çok geç olmadan döndük şehre. Dönüş yolunda Cengiz bey, yanımda küçük bir ayı baltası bulundurup bulundurmadığımı sordu… “Ne baltası?..” “Ayı baltası…” “Burası Karadeniz bölgesi, gideceğiniz yolda ayılar olabilir, tedbirli olmakta fayda var…” Off, ne can sıkıcı oldu bu konu… Sanki biraz huzursuzlandım…

Gece sağlık sorunum olursa aramamı tembihleyen Cengiz beye, misafirperverliği için teşekkür edip, vedalaştım.

Hemen yattım.

37. gün; hava: güneşli, tur süresi: 8:00, yol süresi: 6,07, yol: 85,1 km, toplam yol: 3025 km.

Harita: (link)
 
08 Temmuz 2010, Perşembe, 38. gün, Bartın - Kurucaşile

Yatmadan aldığım ilaç geceyi rahat geçirmemi sağladı... Uyandığımda iyiydim. Hemüz uyanmıştım ki Cengiz bey aradı, Amasra’ya uğrayıp ağramayacağımı sordu. Planımda olmasına rağmen uğramayacağımı söyledim. Belediyenin beni bekleyeceğini söyledi ve bir telefon numarası verdi. Turun bu kesimini coğrafi koşulları iyi değerlendirememekten ötürü çok iyi planlamadığımı, koşullara göre yerinde değerlendirmem gerektiğini kararlaştırmıştık Hüseyin Güleç ile.

Kahvaltı saatini bekleyemeyeceğimden, paket yaptıkları kahvaltıyı da alarak ayrıldım otelden.
http://i55.tinypic.com/f39hu1.jpg

Kurucaşile yolunu o kadar karmaşık tarif ettiler ki, birkaç kişiye sormak zorunda kaldım…

Bartın evlerinin
http://i55.tinypic.com/11wd9pj.jpg

sabah gösterisi,
http://i53.tinypic.com/6fus1t.jpg

dizilmişler yollara…
http://i52.tinypic.com/f9o2g7.jpg

Hepsi birer
http://i54.tinypic.com/15vrkh.jpg

özgün eser.
http://i51.tinypic.com/5n7uz9.jpg

Yaşanası…
http://i51.tinypic.com/qryecz.jpg

İki katlı trafo binasındaki yazıyı görünce
http://i53.tinypic.com/2enow7b.jpg

dehşete düştüm… Bu nasıl bir seldir… Kaba bir hesapla 6-7 metre yükselmiş sular…
http://i55.tinypic.com/3132mvo.jpg

http://i56.tinypic.com/30lza4w.jpg

Bir rüya gibi
http://i53.tinypic.com/35btc2c.jpg

bu sokaklar.
http://i51.tinypic.com/bfrn7t.jpg

Orduyeri Caddesi beni şehrin dışına doğru sürüklüyor, her ne kadar ayaklarım istemesede…
http://i52.tinypic.com/ds553.jpg

Bir bankta oturup kahvaltımı yaptım. Ordan, güzel ağaç evlerin şehrine bir kez daha baktım… Sizleri gördüğüm için çok mutluyum. Bartın, lütfen sahip çık evlerine…
http://i55.tinypic.com/24lsj83.jpg

Dün akşam yemek yediğimiz yerin kavşağı. Hımm, demek buralara gelmişiz.
http://i55.tinypic.com/f1xn28.jpg

http://i56.tinypic.com/i44cyg.jpg

Yanıma yanaşan bir beyaz “Bırodvey”in içindeki dört kişinin, bana bakarak gülümsediklerini görünce şaşırdım. “Bizim oraya da gelecek misiniz?” “Nereye?” “Tema’nın bisikletlisi değil misiniz?” “Evet” “Amasra’ya gelecek misiniz?” “Uğramayabilirim...”
http://i53.tinypic.com/rjo5mr.jpg

Düşenin vay haline…
http://i55.tinypic.com/scufrt.jpg

Karadeniz üstü bulut… Sanki şimendifer geçmiş de, izi kalmış.
http://i53.tinypic.com/i5r8eo.jpg

Nere acaba?..
http://i55.tinypic.com/oiypg3.jpg

Oraymış… Amasra…
http://i54.tinypic.com/35kk5qb.jpg

Amasra kavşağında karşılaştığım Macar otostopcular. Gidecekleri yeri yazıyorlardı kartona “Tarafına İnebolu”. Yerim olduğunu, benimle de gelebileceklerini söylesemde tercih etmediler… Yazının doğrusunu kartonun arkasına yazdım. Onlara, dağda sergici abladan aldığım eriklerden ikram ettim. Bir 2 dakika sonra çok uluslu bir gazlı içecek firmasının temsilcisi durdu ve aldı götürdü.
http://i54.tinypic.com/2u71ylt.jpg

Orada Cengiz beyin verdiği, belediye yetkilisinin telefonunu defalarca aramama rağmen ulaşamadım ve daha fazla oyalanmadan yoluma devam ettim. Bu günkü hedefim Cide.

Ahatlar.
http://i52.tinypic.com/2hi850l.jpg

Çakraz.
http://i51.tinypic.com/8wy79v.jpg

Çok sert görünüyor Karadeniz sahilleri.
http://i53.tinypic.com/2enlt2c.jpg

http://i52.tinypic.com/e9hv8w.jpg

Hafize teyze nedense, para ödemeden incirlerini yiyip gideceğimi sandı. Hemen, hayat sıkıntısından, incirleri para vererek toplattığından bahsetmeye başladı… Bir tabak yiyemeyeceğimi, yanıma da alamayacağımı söylesem de ikna olmadı… Bir tabak incire 5 lira verdim.

http://i56.tinypic.com/2rpd5x0.jpg

İstanbul’dan bu yana hiç su sorunu yok, her yerde çeşme.
http://i54.tinypic.com/2j1pylu.jpg

Haritam gidon çantasındaki cepten kaymaya, fırsat bulursa da düşmeye başladı bu aralar.

http://i55.tinypic.com/2j17nnr.jpg

Küre Dağları.
http://i51.tinypic.com/14100eq.jpg

Ara sıra da ineyim değil mi…
http://i53.tinypic.com/261bwis.jpg

Hava güneşli, ama neden ürperiyorum?...

http://i53.tinypic.com/25fubkk.jpg

Severler sıkmayı…
http://i52.tinypic.com/wclhrl.jpg

Gücüm azalıyor sanki… Bi de üşüyorum.

http://i51.tinypic.com/xkoksx.jpg

Hüseyin Güleç’i aradım, “Neyim olabilir?”, “Sıvı dengen bozulmuş olabilir. Hemen sıvı takviyesi yapmalısın. Taze meyvesuyu falan.” Hisarköy’de marketten bir litrelik limonata aldım, diktim kafaya. Biraz serinledim, kendimi iyi hissettim.

Kah görünüyor bütün güzelliğiyle, kah kayboluyor…
http://i53.tinypic.com/28urd55.jpg

“O limonata olmaz, gerçek meyvesuyu yok mu oralarda?” “Belki Kurucaşile’de olabilir.”

Yol çok kötü görünüyor gözüme, hiç keyfim yok… Hız mı? Güldürmeyin… Sürünüyorum…
http://i54.tinypic.com/35jme7d.jpg

Kurucaşile’ye yakın bir benzincide ihtiyaç molası verdim. Teşekkür etmek için büroya uğradığımda görevli bayan “Siz o sunuz değil mi?” diye sordu. “Pardon kim?” “Çevreci bisikletçi, tanıdım sizi. Gazeteden okumuştum haberinizi.” Sanıyorum Karadeniz insanı çevre ile ilgili haberlere daha çok ilgili… Bayandan Kurucaşile’de sağlık kuruluşu ve otel olup olmadığını sordum. Çok küçük bir yermiş ama sağlık ocağı, öğretmenevi ve bir de otel varmış, iyi bari.
http://i51.tinypic.com/2j3p54x.jpg

http://i52.tinypic.com/33paixe.jpg

Geldim ama bitik durumdayım.
http://i54.tinypic.com/w05d3l.jpg

Hemen bir otel bakındım, gözüm tutmadı mekanı…

http://i51.tinypic.com/5euadh.jpg

Öğretmen evine gittim, bura da bomboş… Şimdiye kadar kaldığım en ucuz yer. Bisikletimi bodruma bıraktım. Uyardılar bit pire olabilir diye, kedi yavruları varmış da…

Durumum kötü, ateşten, odaya çıkmakta bile çok zorluk çektim. Doktora gitmem gerek ama mümkün değil, yatağa bıraktım kendimi…

Mersin Tema temsilcisi Şükrü bey aradı, durumumu öğrenince çok üzüldü, çevredeki Tema temsilcilerinin yardımını teklif etti, şimdilik gerek olmadığını söyledim.

Bir saat kadar uyuduktan sonra kardeşimin telefonuyla uyandım, hemen doktora gitmemi istedi. “Tamam giderim.”

Otel görevlisi “Hemen yakında sağlık ocağı, bisikletle gidebilirsiniz.” dese de mümkün değil, adım atamıyorum… Bir taksi ile gittim oraya, gerçekten yakınmış. Doktor, boğaz enfeksiyonu ve faranjit olduğumu, bunun ağır performanslı uzun yolculuk dolayısıyla etkisinin çok daha fazla olacağını, en az 2-3 gün dinlenmem gerektiğini söyleyerek bazı ilaçlar verdi. SGK sistemi kitlendiğinden eczanede beklemem gerekti.

O sıralarda Tema teşkilatlanma başkanı Temel bey aradı, sanıyorum Şükrü beyle konuşmuşlar, hastalığımı biliyordu çünkü. “Ahmet bey, siz bu turunuzla çevreci anlamda üstünüze düşeni fazlasıyla yaptınız. Ancak, turun sağlıkla devam etmesi çok daha iyi olur. Sizden turun devamıyla ilgili, sağlığınızı düşünerek en doğru kararı vermenizi istiyoruz.” dedi... Tema ortağım, durumdan huzursuz oldukları açık… Birkaç kez daha ailemle görüştük, huzursuzlukları belli. Arkadaşım Hüseyin Güleç’de kesinlikle yola devam etmememi, burada kalarak iyileşmemin doğru olacağını söyledi.

Şehre girerken gördüğüm bir lokantada, kendimi zorlayarak tavuk çorbası içtim, etli yemek yedim. Çok leziz ve hesaplı . Beslenmemi güçlü tutmam gerekiyor.

Başta ailem kimseleri huzursuz etmeye hakkım olmadığını biliyorum. Turun bundan sonraki aşamalarında gerçekten iyi olup olmadığımı sorgulamalarını ise, hiç istemiyorum. Zaten tura zor ikna etmiştim onları… Kendime verdiğim söz geldi aklıma “Hastalanırsam dönerim…” Sakince bunları düşününce, 1 Haziran 2010’da başladığım “Bisikletime Türkiye Yollarında” turumu burada, Kurucaşile’de bitirmeye, ilk fırsatımda tekrar devam ederek tamamlamaya karar verdim. Bu zor bir karar oldu benim için, o kadar yol, emek, destek ve beklenti… Ama sağlıkla yapmam gerek bunu, insanlar beni düşündüklerinde keyif aldığımı düşünmeliler, hastalığımı değil…

Kararımı Aileme, Tema’ya ve arkadaşım Hüseyin Güleç’e bildirdim. Hepsi de memnun oldular, sağ olsunlar desteklediler, teselli etmeye çalıştılar.

Çok üzgünüm… Aynı zamanda mutluyum da, buralara kadar gelebildiğim için şükrediyorum…

İlaçlarımı alıp otele döndüm. Yattım.

38. gün; hava: güneşli, tur süresi: 7:00, yol süresi: 5,51, yol: 58,5 km, toplam yol: 3084 km.

Harita: (link)
 
09 Temmuz 2010, Cuma, 39. gün, Kurucaşile

Çok berbat bir gece geçirdim, sürekli kendi inlemelerime uyandım… Ateş yetmiyormuş gibi, bir de diyare başladı… Çok sıkıntılıyım ama erkenden kalkmam gerekti. Dün doktor “Yarın kendinizi iyi hissetmezseniz gelin tahliller yapalım.” demişti, yetişmem lazım.
http://i54.tinypic.com/s1i2ya.jpg

Amcacım, sen gabari nedir bilir misin?
http://i56.tinypic.com/21lnynt.jpg

Kurucaşile Limanı.
http://i54.tinypic.com/jg4c2p.jpg

http://i56.tinypic.com/6fto52.jpg

Cuma, pazarıymış buranın. Bütün köylü şehirde…
http://i56.tinypic.com/2vbr3lz.jpg

Dünkü yemek yediğim Ünlü Tabildot Lokanta’sına gittim yine. Yemekleri çok güzel ve bol. “Bizim yemeklerimizle iyileşirsin abi.” diyor garson Hasan Kural kardeşim. Bolca sohbet ettik, buralarda hiç iş olmadığından, gelecek kaygısından bahsettiler. Yan mağazada çalışan Hasan Köse’de kayınbabasının çok güzel deniz yatları yaptığından bahsetti. Burada yat imalatı çok ilerlemiş, meslek liseleri bile varmış. (Soldan; yan dükkanda çalışan Hasan Köse, Hasan Kural ve ASÖ)
http://i52.tinypic.com/2zsb7fn.jpg

Yukardaki fotoğrafı çekilirken hafiften yağmur başladı, ortalığı şöyle bir ıslattı. “Kızlar Yağmuru” derlermiş ona burada, hemen hergün uğrarmış.

http://i51.tinypic.com/2b451c.jpg

Biraz internete bakındıktan sonra, yarın için Ankara’ya, Bartın aktarmalı bilet aldım.

Pazar yeri boşalmış, döküntüler kalmış geriye.
http://i52.tinypic.com/1z48ms5.jpg

Sağdaki İbrahim bey, berber dükkanını kapatıyordu tanıştığımızda,
http://i54.tinypic.com/2qx7wc8.jpg

eşlik etti bana sahile inerken.
http://i56.tinypic.com/20aynuc.jpg

http://i54.tinypic.com/2nlfhv8.jpg

http://i55.tinypic.com/2v1tati.jpg

http://i55.tinypic.com/10rpipx.jpg

Otele döndüm, lokantadan aldığım tatlıyı yiyip, erkenden yattım.

Yarın döneceğim Mersin’e.
 
10 Temmuz 2010, Cumartesi, 40. gün, Kurucaşile - Ankara

Geceyi düne göre daha iyi geçirdim. Sık uyandım ama inlemelerim olmadı en azından. Kahvaltı ücrete dahil olmasına rağmen, dün sabah çıkmamıştı öğretmenevinde. Bu sabah varmış… Eşyalarımı toparlayıp bisikletime yükledim ve lokantacı arkadaşlara çay içmeye gittim. İyi dileklerle vedalaştık. Sağ olsunlar yakınlıklarını gördüm.

Siyah Bisikletimle geldiğim yollardan, otobüsle geçmek tuhaf geldi bana…

Bartın’da yapılan bir aktarma ile Ankara otobüsüne geçtim.

Çaycuma kavşağında karpuz yediğim serginin fotoğrafını çekmemiştim, hazır bekledim oralardan geçerken. Beyaz kapalı kasa kamyonetin arkasında. Yine mi beyaz kapalı kasa…
http://i54.tinypic.com/20ht56d.jpg

Ankara’ya yarım saatlik mesafede aniden durdu otobüsümüz. Bozulmuş.
http://i54.tinypic.com/2vif5s5.jpg

Tanıdığı olanlar arayıp çağırdılar almaları için.
http://i55.tinypic.com/1dzo8k.jpg

Önce tek ve valizi olmayanlar başka otobüslere binip uzaklaştılar.

Hanımlar bol valiz ve memleketlerinden yükler getirdikleri için, ben de bisikletim olduğu için, yaklaşık birbuçuk saat bekledik otoyolda. Ta ki bagajı ve koltukları boş bir otobüs gelene kadar.
http://i51.tinypic.com/2r2850l.jpg

Tabii akşamki Mersin otobüsüne yetişme imkanım da kalmamış oldu…

11 Temmuz 2010, Cumartesi, 41. gün, Ankara – Mersin
Normal seferlerde yer bulamadığım için, uyduruk bir firmanın yedek bir seferine razı oldum. Doğrusu bu kadar berbat geçeceğini tahmin etseydim, sabahı beklerdim.

Neyse, geldim Mersin’e, kavuştum aileme.

Bir uzun yol serüveni böylece bitmiş oldu… O kadar çok kişiyle tanışıp, o kadar çok şey yaşadım ki, çok şanslı görüyorum kendimi.

Ayrıca, bir Tema Vakfı gönüllüsü olarak, “Güneş ve rüzgar enerjilerinin bize yeteceği, nükleer enerjiye gerek olmadığı ve bisikletin bir ulaşım aracı olarak kullanılması ile, küresel ısınmanın etkilerinin azaltılması çabalarına destek olunabileceği” mesajlarını taşıyarak, kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştım yol boyunca. Gittiğim yerlerdeki basının ilgisi bunu başardığımızı gösterdi.

Hayalim olan turuma katkı sağlayan, tanışma fırsatı bulduğum herkese ve kurumlara bir kez daha saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Onlar sağ olsunlar var olsunlar ki bu turlar çoğalsın, bisikletçilerin gitmediği ova, tırmanmadığı dağ kalmasın, hemşerilerimiz de bizlere “Hello” demesin…

“Bisikletimle Türkiye Yollarında – 4 Deniz 4 Kapı” turunun destekçileri:

 Türkiye’nin bisiklet sevdalıları

 Mersin, Mersin Valiliği Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
 Mersin, Tema Vakfı Temsilciliği
 Mersin, Mersin Bisikletli Gezginler (MBG)
 Mersin, Sedona Tanışlar Bisiklet
 Aydıncık, Aydıncık Belediyesi
 Anamur, Tema Vakfı Temsilciliği
 Anamur, Tayfun Otel
 Gazipaşa, Tema Vakfı Temsilciliği
 Gazipaşa, Gazipaşa Belediye Başkanlığı
 Alanya, Tema Vakfı Temsilciliği
 Alanya, Alanya Doğa Sporları Kulübü (ALDOSK)
 Manavgat, Tema Vakfı Temsilciliği
 Manavgat, Boğaz Kamping
 Antalya, Bisikletliler Derneği Temsilciliği
 Antalya, Sedona, Bike House
 Fethiye, Tema Vakfı Temsilciliği
 Göcek, Sn. Ömer Kundakçı
 Marmaris, Tema Vakfı Temsilciliği
 Marmaris, Marmaris Bisiklet Topluluğu
 Marmaris, Zirve Dağcılık Temsilciliği
 Kuşadası, Tema Vakfı Temsilciliği
 Kuşadası, Kuşadası Belediye Başkanlığı
 Kuşadası, Önder Kamping
 İzmir, Tema Vakfı Temsilciliği
 İzmir, Ege Pedal Bisiklet Platformu (EGE PEDAL)
 İzmir, İzmir Bisiklet Derneği
 İzmir, Sedona, Seda Bisiklet
 Dikili, Sn. Selman Korkmaz
 Ayvalık, Tema Vakfı Temsilciliği
 Ayvacık, Tema Vakfı Temsilciliği
 Çanakkale, Tema Vakfı Temsilciliği
 Keşan, Keşan Bisiklet Topluluğu
 Keşan, Zirve Dağcılık Temsilciliği
 Edirne, Edirne Bisiklet Kulübü Derneği (EBİS)
 Kırklareli, Tema Vakfı Temsilciliği
 Lüleburgaz, Tema Vakfı Temsilciliği
 Lüleburgaz, Trakya Bisiklet Grubu
 Çorlu, Tema Vakfı Temsilciliği
 İstanbul, Tema Vakfı Genel Müdürlüğü
 İstanbul, Tema Vakfı 3. Bölge Temsilciliği
 İstanbul, Bisikletliler Derneği
 İstanbul, Sedona, Aslı Bisiklet
 Karadeniz Ereğli, Tema Vakfı Temsilciliği
 Karadeniz Ereğli, Ereğli Bisiklet Sevenler Derneği
 Zonguldak, Tema Vakfı Temsilciliği
 Bartın, Tema Vakfı Temsilciliği
 Bartın, Bartın Belediye Başkanlığı
 Adana, Sedona, Dağ Bisiklet
 Ve diğer katkı sağlayanlara teşekkürlerimi sunarım.
31.10.2010 / Mersin
 
Ablacigim,
bu güzel anilarini bize tatli dilinli aktardigin icin sana cok tesekkür ederim, seninle beraber gezmis kadar oldum.
Sagol, iyiki varsin:in:
Darisi devamina:in:
 
@Ayfer Schultz

Sağ ol Ablacığım, beğendiğine o kadar çok memnun oldum ki... Biliyorsun biraz da senin gözünle gezdim Türkiye'yi... Bu tur uzun olduğundan fotoğrafların seçimi, hazırlığı, anlatımı, ardından defalarca gözden geçirme ve düzeltmeler... Çok uğraştım iyi bir sunum olması için ama sanıyorum uzun olması, okuyanları sıktı ve hemen hemen hiç yorum gelmedi... Turun başında Almanya'dan beni yolcu etmek için gelerek verdiğin desteği yol boyunca, sonrasında ve şimdi de gösteriyorsun... Herşey için çok teşekkür ederim, sağ ol var ol...
 
@, post: 918260

Sayın Frédéric LAPOİNTE, ben de okuduğunuz için çok memnun oldum... Zira sanıyorum ablam ve siz tümünü okudunuz ve birşeyler yazdınız... Teşekkür ederim.
 
çok mükemmel bir tur gerçekleştirmişsiniz.makaleleri büyük bir keyifle okuyup resimlere zevkle baktım.bu güzel turunuz ve paylaşımınız için teşekkürler.ayaklarınıza sağlık...
 
@Ahmet Salih Özenir
Ablacigim, 3000km.den fazla süren bir turu daha iyibir sekilde sunmak imkansiz... Sen en güzelini yaptin ve turun bu kadar sikintisinin yanisira yasamis ve görmüs oldugun yerleri, kisileri bizlere tanittin.
Inan seninle paylasamasalarda bircok kisi turunu ve yorumlarini ilgi ve merakla takip ediyor (özellikle benim arkadaslarimdan gelen yorumlar). Bende tabii:in:
Sevgiler
 
Güzel bir tur yapmışsınız. Keşke rahatsızlanmasaydınız da turunuz Kurucaşile'de sonlanmasaydı. Ben de şu an kardeşimden eve sirayet eden gribi atlatmaya çalışıyorum. Şu an boğazım ağrımakta.
 
Sayın, Ahmet Bey

Turunuzu başından sonuna kadar okudum, elinize yüreğinize sağlık. O kadar güzel bir anlatım yapmışsınızki sanki sizinle beraber oralardaydık.

Rahatsızlanmanıza çok üzüldüm, ama turun devamını getireceğinize inanıyoruz.

Paylaşımınız için çok teşekkürler.

Saygılarımla,
Erkan
 
Geri