İstanbul'da sahil şeridindeki bisiklet yolları çok yetersiz/kalitesiz. Deniz kenarındaki bisiklet yolu çoğu zaman yaya işgali altında oluyor, sahil yolunun yanındaki ise sürekli otopark girişleri ile veya park eden araçlarla kesintiye uğruyor ki kaldırım iniş-çıkışlarındaki rampaların önüne park eden denyolardan bahsetmiyorum bile. İşten dönerken sahildeki bisiklet yolunu kullandığım zamanlarda bir çocuğa çarpıp takla atmıştım, çocuğun dudağı patlamış, ben de bir iki morluk ve bere ile atlatmıştım. O gün bugündür bisiklet yolunu kullanmıyorum. Yollarda güvenli bisiklet daha makul.
Lakin burada iğneyi kendimize, çuvaldızı diğerlerine batırmamız gerek. Toplumda değişimden, gelişimden, medeniyetten ve medeniyetsizliğimizden yakınıyoruz; tamam, hepinize hak veriyorum. Kat etmemiz gerek çok yol ve mücadele etmemiz gereken çok çok fazla insanımsı organizma var. Peki biz ne kadar dikkatliyiz? Araç sürücülerine ve yayalara karşı ne kadar saygılıyız? Ne kadar sabırlıyız?
Bazı bisikletçi arkadaşların trafikte her şeyi yapabilme hakları var gibi kullandıklarına şahit olmuşuzdur. Yetmezmiş gibi bisikletçinin kendilerinin haklı olduğu düşüncesiyle etraflarına küstahça ve saygısızca ağız dalaşına girmeleri hiçbir şeyi değiştirmeyecektir (biber gazı ve elektrikle işkence de aynı şekilde).
Toplumu değiştirmek öyle kolay iş değil. İnsan önce kendisi değişecek; doğru bildiğine, olmasını istediği hayata sıkı sarılıp o şekilde yaşamaktan vazgeçmeyecek. Trafikte kendine nasıl davranılmasını istiyorsa diğer şoförlere ve yayalara aynı şekilde davranacak, nezaketinden & saygısından taviz vermeyecek ki farkındalık oluşturabilsin.
Not: Araçların sıkıştırması, bisiklet yolu ihlalleri ve bizim yaşadığımız her sorun Londra'da, Paris'te ve bilumum bisiklet kültürünün benimsemiş avrupa kentlerinde de yaşanmakta. Kendi milletinizi, memleketinizi eleştirin lakin için boş kalıplarla "onco bozom ülkodo olor bo!" demeyin. ayıp.
Kişisel Not: Az önce trafikte pedallayıp geldim. Bu kadar uzun yazmayı beklemiyordum nasıl dolduysam artık. Kafa şişirdiysem affola. Eyyorlamam bu gadar. Selametle.