Dükkanlarına ne zaman gitsem mutlaka bir yerli turcu yada yabancı bir turcu mutlaka oluyordu. Yollarda arkasında "BİSİKLET GEZGİNİ İSTANBUL" yazan mavi etiketli bisikletlerin sayısı da artmaya başlamıştı. Belki algıda seçicilik durumu, ben daha fazla dikkat etmeye başlamış olabilirim.
Kesinlikle "TÜCCAR" değiller. Çok iyi esnaflardır. Ne zaman dükkanlarına gitsem, çayımız taze buyur derler, ondan sonra bir şey lazımmı diye sorarlardı. En son yaptıkları indirimde VSF-TX400 almak için gitmiştim. VSF-T300 üm var. Alex'in bana sorduğu şu soru muhteşemdi. "Neden değiştiriyorsun? Değiştirmek istediğinden emin misin?". İşte bu esnaflıktır vede unuttuğumuz gerçek Türk Esnaflığıdır. (Bu arada Alex Yunan bir kardeşimizdir). TÜCCAR olsa, "tabiiiii canım ağbiiiim, çok iyi karar" falan derdi.
Bir keresinde de yağmurluk almak için gitmiştim, yine Alex yağmurluğu bisiklet üzerinde denememi önerdi ve tam kendime uygun olanı almamı sağlamıştı.
Evet bu memlekette iş yapmak gerçekten zor. Hem maddi hem manevi olarak insan değeri bilinmiyor. 301 madenciyi kaybettiğimiz gün, bunlar normal şeyler diyen bir anlayışımız var, kim takar Bisikleti.
Seçil ve Alex, umarım bundan sonraki yolunuzda daha mutlu ve huzurlu olursunuz.
Sizleri çok sevdik ve ama değerinizi bilemedik.