Scudo Sports

Biraz da aşk ve romantizmle ilgili hikayeler ve fotoğraflar

SORAN OLURSA

Aşkım dert etme, Sakın kendine
Bitti artık dersin, soran olursa
Ümitsiz, Perişan kendi halinde
Gitti artık dersin, soran olursa

Ümitsiz, Perişan kendi halinde
Bitti artık dersin, soran olursa

Bir başka sevdaya bil ki koşamam
Ümitle, Arzuyla dolup taşamam
Nasılsa imkânsız, Sensiz yaşamam
Öldü artık dersin soran olsun

Bu kadar çok sevdim
Bilmem ki niye
Takır adımı zavallı diye
En sonun da aşk için
Döndü artık dersin, Soran olursa

Nasılsa imkânsız, Sensiz yaşamam
Öldü artık dersin soran olsun

Cengiz Kurtoğlu.
 
Scudo
Susuyorum..Susacaklarım Bitmiyor..


Ne zaman yalnızlıktan yazmaya kalksam gidişin şekilleniyor beynimde..Her yer bir anda kararıyor..Titreyen bir mum alevinin altında kesik kesik geliyor anılar gözlerimin önüne..
Aslında daha uzun bir geçmişe sahipti gidişin..Ne zaman başladı bu serüven hatırlamak güç..Hali hazırda bekleyen fırtınalarım vardı..Dolu-dizgin sevdalarım..Oturur saatlerce yazardım..Bazen sadece maviye yazardım..Bazen bir bakışa binbir anlam yükleyip öznesiz mısraları sıralardım farkında olmadan..
Buldum dediğim anlarımda kaybetmiş olmalıyım seni..Yoksa bir insan bu kadar eksilebilir mi..Gördüğün gibi hala yazıyorum..Aslına bakarsan gidişin daha çok ilham verdi bana..Bir sigara yakıp, kalemi kağıdı aldığımda elime öyle pervatsızca dökülüyor kelimelerim parmak uçlarımdan..O çok sevdiğim maviye küsüp vazgeçtim çoğu kez methiyeler düzmekten..İnceden bir sitem saklayıp satır aralarıma, nasıl olsa okunur bir gün diyerek seyre daldım kağıtla kalemin dansına..Dediğim gibi çoğu kez kaybettim öznemi..Yüreğimdeki ağırlığı bırakıp parmak uçlarıma yazdım şuursuzca..
Unutmak işin kolayıydı kanımca..Unutmaya çalışmadım..Uğruna ölmeyi bile düşünmedim mısralarımda..Uğruna ölünecek biri için yaşadığımı yazdım hep..Ben bir bakışına sayfalarca anlam yüklerken sen aşka kestirmeden gittin..Bir aşkın özetini bırakıp avuçlarıma..
Yazdıkça susuyordum aslında..Susuyordun..Susuyordum..Ama susacaklarım bitmiyordu..Yüreğimin ücralarında derin bir sızı hissedip sigaramın dumanında ararken buldum bazen kendimi..Yoktun..Hiç olmadın aslında..Karanlığın ne olduğunu göstermeden tüm ışıklarımı söndürüp hiç yokmuş gibi düştün yüreğimden..
Artık zaman o koca boşluğu mısralar ile doldurma zamanıydı..Bıkmadan, usanmadan bir nokta olmaktan ötesi olmaya çalıştım hep..
Yazık..Yazdıkça büyümüş yalnızlığım..İç çekişlerim hafifletmemiş yangınımı..Nicedir yaptığım gibi hasretinle devirdiğim her günün sonunda o çok sevdiğin maviyi doldurup ceplerime usul usul iniyorum sahneden..En sessiz halimi takınıp gizleniyorum mısralarımın arasına..
Şimdi avazımın çıktığı kadar susuyorum..Haydi..Duy..Ve bul beni..
alıntıdır.
 
@sadana

Gelmez artık be güzel abim. Beklemek boşa....
 
hasretinle çilekeşim
duyulmaz mı seslenişim
seni nasıl sevmişim
ardına dönüp görmez misin?

aklıma geliyor gidişin
doğmuyor artık güneşim
beni yakar kor ateşin
ardına dönüp görmez misin?

sevgisi için öldüğüm
ama zulüm gördüğüm
sensin uğruna süründüğüm
ardına dönüp görmez misin?
Kutay ÖZDEMİR
 
hahaha bunuda benden büyük bir hanımefendiye ithaf etmiştm dalgasına:D:D

aşkım diyerek beni
kendine çok bağladın
yaş farkımızı da
ben geçerli saymadım

sevmeye başlamıştım
hemde çok farklı seni
sonunda bu duygunun
aşk olduğunu anladım

ben üç günlük çocuktum
sana nasıl vuruldum
sanki senin aşkınla
şimdi cennette doğdum
 
Kalbimde arama eski yerini
Sen gözümden akan sele karıştın
İstesem de artık sevemem seni
Hasret rüzgarına yele karıştın

Seninle aşkımız eski bir roman
Yandı sayfaları külüdür kalan
Sevgilim her şeyim sendin bir zaman
Ne yazık bir zaman ele karıştın

Kırılan bir kalbim var dinmez bir kinim
Ömrümce sürecek aşka yeminim
Kavuşmak imkansız artık sevgilim
Dönüşü olmayan yola karıştın

Seninle aşkımız eski bir roman
Yandı sayfaları külüdür kalan
Sevgilim her şeyim sendin bir zaman
Ne yazık bir zaman ele karıştın

Zeki Müren..Rahmetle Anıyoruz..
Severek Ayrılanlara Olsun.
 
Aklım Çıkıyor
İçmeden resmine bakamıyorum
Kırılırsın diye aklım çıkıyor
İçince karşına çıkamıyorum
Darılırsın diye aklım çıkıyor...

Korkarım derdimi sana dökerken
Utanır gözümden yaşlar akarken
Uzunca yazamam belki okurken
Yorulursun diye aklım çıkıyor....

Yakasız gömleği giysem eğnime
Biricik resmini koysam koynuma
Nezaman geçirsem ipi boynuma
Sarılırsın diye aklım çıkıyor.....

Her beden bir candan sorumlu sanma
Hey ! Ruhu kalbimi saran muamma...!
Benim bir kurşunluk işim var amma!
Vurulursun diye aklım çıkıyor....

Cemal Safi

Ağlarsın
Kırdığın kadehte kalan ömrümden,
Ağlarsın içtiğin yılları bilsen.
Hicrinle sararıp solan ömrümden,
Ağlarsın biçtiğin dalları bilsen.

Sefiller gücünü bende sınadı,
Kimi kaçık dedi, kimi bunadı;
Berdûş eleştirdi, sarhoş kınadı,
Ağlarsın düştüğüm dilleri bilsen.

Ar ettim sakladım uğraşlarımı,
Haberdâr etmedim sırdaşlarımı.
Gizlemek isterken gözyaşlarımı,
Ağlarsın seçtiğim yolları bilsen.

Felsefe böyledir dîvânelerde,
Teselli aranır bahanelerde,
Bir kadeh mey için meyhânelerde,
Ağlarsın döktüğüm dilleri bilsen.

Ateşe su dedim göz göre göre,
Aklım zavallıydı duyguma göre,
Bahtına şükretti Mecnûn bin kere,
Ağlarsın düştüğüm çölleri bilsen.

Cemal Safi

Ne Yazar?
Duydum ki vefasız incinip küsmüş
Darılsa ne yazar darılmasa ne?
Bir selam yollardı onu da kesmiş
Kırılsa ne yazar kırılmasa ne?

Ben keder üretir dert yaratırım,
Aleme ibrettir her bir satırım,
Kırk yılın başında halim hatırım
Sorulsa ne yazar sorulmasa ne?

Benden uzak olsun ersin ahtına
Dilerim sultanlar çıksın bahtına
Layık olmadığı gönül tahtına
Kurulsa ne yazar kurulmasa ne?

Kervanı kırılmış çölden beterim
Hancıya yolcuya hasret giderim
Yüz karası olmuş gönül defterim
Dürülse ne yazar dürülmese ne?

Cemal Safi

Tek Hece
Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğime Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim tac ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı icin kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hatrım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Embiyanın yüzündeki nur benim

kimsesizim hısmımda yok hasmımda,
görünmezim cismimde yok resmimde,
dil üzmezim tek hece var ismimde,
barınağım gönül denen yer benim.

Cemal Safi
 
  • Beğen
Tepkiler: tolga1976
O sabah kapıdan beni uğurlarken arkadaşlarımızın meraklı bakışları altında hissettiğim tek şey senin kızgınlığındı keşfedeceğim özgürlük duygusunun yanında. Güneşli parlak bu bahar sabahında geceden beri süren gürültülü hazırlığımın altında ciddiyetimin olup olmadığını da merak etmiştin doğrusu. Bu kask bu eldiven bu üst başda neyin nesiydi? Benim ağırlığıma hiç yakışmayan bu renk cümbüşü içinde içten gülümsemem ne kadarda çok şaşırtmıştı seni ve arkadaşlarımızı.

Durup dururken nereden de çıkmıştı bu sevda? Evet, sen her bana gelişinde evimin duvarında asılı gördüğün bu basit makine ne zaman ayaklarının üzerine basacak kadar yenilenmişti? Ne zaman yapmıştı bu yolculuğuda Şile’ye, hangi ara ve derede gelmişti İstanbulda’ki duvarından? Nerede canlandı da bu tekerler ve hayat bulmuştu? O sana göre sadece duvarda evin aksesuarını tamamlayan dekordu. O sana göre sokakta gördüğün yüzlerce pedallardan ikisiydi. O sana göre ev taşırken insanın eline ayağına dolaşacak bir demir yığınıydı tek olasılıkla.

Ama o hep vardı işte, yıllardır görürdün gibi duvarında asılı durarak. O zamanlarda sorardın bana; ne anlıyorsun bunu buraya asarak? Evlenirsek ‘’ben evimde böyle şeyler görmek istemem’’ diye söylenirdin. Ona baktığımda ‘’hayal kurduğumu’’ söylerdim sana, sana çıktığımız uzun yolculuklarda ‘’bak burada ne güzel sürülür, buralardan nasıl geçilir’’ diye düşlerimide anlatırdım ama sadece gülümser geçerdin. Sanırım aklından şunları geçirirdin o anlarımızda ‘’her erkeğin bir çocuk yanı var işte benimkinin de bu olsa gerek, ne yapalım başa gelen çekilir’’

Hiç böyle olacağını tahmin etmiş miydin? Nereden bilebilirdin ki? Nasıl anlayabilirdin içimdeki bu iki pedal sevdasının aslında soğumaya yüz tutmuş volkan olduğunu? Ne yapabilirdin ki bir erkeğin içinde kalmış böyle bir gizi ortaya çıkarabilmek için? Ne?

Bu ardı olmayan virajlarda, bu kervan geçmez yollarda, bu rüzgârlı havada, bu yağmurun kokusunda, bu köpeklerin önünde ve telefon çekmez ormanlarda ne işim ama ne zevkim vardı? Saatlerce yalnız pedal çevirmek, yokuş yukarı terlemek, çaresiz arızalarla tek başına uğraşmak, bu dinmek bilmeyen zincir sesi, bu bitmek bilmeyen tamir süreleri ve lanet olasıca makine yağı kokusu. ‘’Lütfen bana söyle; nedir bunların hepsi’’, diye yalvarmanı hatırlıyorum o gün geri döndüğümde kir pas içinde tekrar gece karşına çıktığımda.

O gece iş yerinde sende nöbetteydin arkadaşlarımızla birlikteydin. Elinde sıcacık çayın, huzur dolu sohbetlerinle gece nöbetini tutuyordun. O çamurlu vücudum ve yorgunluk sarhoşluğunda beni gördüğünde ilk düşündüğüm o günkü nöbetinin senin için ne kadarda zor geçtiği olmuştu. Sağ salim geri döndüğümde içindeki rahatlama duygusunu yüzüne yansıtmıştın ama aynı zamanda bu tehlikeli yolculuğumun gözlerindeki kızgınlığını da saklayamamıştın. Belkide arkadaşlarımızın beni bu iki teker merakından dolayı yaptıkları hor davranışlarda üzmüştü seni.

Neyse hepsi geride kaldı işte. Artık hepsine birden alıştın değil mi? Alıştın mı?

Zamanla o ilk gidişimin ardından hissettiklerinin kaybolduğunu ve bu gidonu ustalıkla kavrayabilmem sende bir güveni ortaya çıkarttığından bahsettin geçenlerde. Artık eskisi gibi korkmadığını ve hatta ne yaparsam yapayım umurunda olmadığını bile bahsettin umarsız davranmaya çalışarak azıcık tatlı şımarık halinle.

Ama hiçte öyle olmadığını ikimizde biliyoruz değil mi? Senin gibi alışkanlıklarından vazgeçmeyen birisi aradan dört saat bile geçmeden benimle telefonla konuşmadan duramayan Ey Sevgili!

Kramponlarımı pedalıma kilitledikten sonra aradan ne kadar zaman geçerse geçsin beni hiç telefonla aramadığının farkında mısın? Sırf telefon çalarken o İstanbul trafiğinde dikkatimin dağılmasını istemediğin için beni aramadığını fark etmediğimi mi sanıyorsun?

Beni her yolcu edişinde o sıcacık gülümsemenin altında ‘’ ölürsem hatırladığım en son güzel anın senin gülümsemen olacağını benimde bilmediğimi nasıl düşünürsün’’
 
  • Beğen
Tepkiler: halp
@yiğit_kara26

Bana gelip geçici olamayan dolu bir şey söyle..

Ne çok var olma nedenimiz var ama bana birini söyle..

Yarımın hepsinden daha çok olduğunu gör,

Sence aşk yarım kalmış bir var olma nedeni olduğunu söyle..:)
 
Bir Öfke Nöbeti Ardından...


Anladım ki vakit gitme vakti. Bu son öfke nöbetin olsun senin, en azından bana dair. Çıkarmaya çalışıyorum ellerimde dünlerden kalan sevda izlerini, Kafi gelmiyor hiç bir sabun. En iyisi onu da yüklenip sırtıma, öyle gitmeli senden. Hangi kadın taşır, beğenilmemenin o ağır yükünü? Taşıyorum işte, hem de üzerine sevda sinmiş ellerimle. Yine bir öfke nöbetinde aciz kalmasın duygularım diye, yüreğimi bırakıyorum avuçlarının arasına. Hep senindi zaten. Al şimdi savur dilediğince. Belki diner öfken, geçer belki...
Adını koyamadığım öfke çiçeğimdin benim. Zehirliydin kökünden ucuna dek. Bilerek ve isteyerek kokladım seni. Tüm benliğimle tattım, göze alarak...Deli de, suçlu sensin de, bana ne?
Sevmelerimin büyük olmasına küsmedim, büyüklüğünde ezilemeyecek kadar küçük olmana ve buna rağmen büyüklük taslamana kızdım. Koparmadım, dalında kokladım seni, incinme diye. Ya sen...En deli dikenlerinle saldırdın bana, kırılmadım, kanadım, geçti. Oooff.
Ellerimi cebime koyup, ve dilime dolayıp bir şarkı, gitme vakti.
Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde,
Gidiyorum kokun hala üzerimde,
Sana korkular bıraktım, bir de yeni başlangıçlar
Bir kendim bir ben gidiyorum
Unutmuşum, kokun da kalmamalı üstümde. Silkeliyorum varlığıma sinmiş kokunu. Son bir kez daha yıkıyorum ellerime yapışmış sevda lekelerini. İzlerini siliyorum defterimden. Kelime dağarcığımda sana ait tek bir söz bırakmıyorum. Öfke nöbetlerinden kalma izler kalıyor bir tek bedenimde, ama nasıl olsa zaman silecek onları da. Ben yüreğimi bıraktım ya avuçlarına
Şimdi toplayıp seni gözlerime biriktiriyorum. Her adımda yaş olup düş diye içerimden. Son sözlerimi söylüyorum artık öfke çiçeği; sakın bitti deme, bitmedi çünkü. BİTİRDİN. Soranlara, ben bitirdim sevdasını, her gün ufaladım, sonunda yem yapıp attım tavan arasındaki güvercinlere de. Gitti deme, gitmek zorunda kaldı de. Ellerimle gösterdim kapıyı, gururunu hiçe sayıp direndi, kapandı ayaklarıma, cılız bir sesleseviyorum ama dedi de. Öfke nöbeti yakalamıştı yine, o halde iğreniyorum senden de sevginden de deyişim son noktayı koydu de. Ama ne olur kendi istedi, kendi tercihiydi, gitmeyi seçti deme Artık yanında yatmadığım o koca tek kenarı çökmüş yatağı, ver bir eskiciye, kendine bir uçurtma iste onun yerine. Sonra koy benli tüm anıları, uçur göklere. Yağmur alıp sevgimden nasiplensin tüm çiçekler, sen yeşillenmedin, bırak onlar yeşersinler. Sonra anlarsan ve aklın başına gelirse sakın ağlama öfke çiçeği, solarsın sonra. Solma
Yüreğinden olduğu gibi, bedeninden de gitme vakti. Vedam uzun oldu. Yüküm ağır Şimdi ipe çekip sevgim adına her şeyi asma vakti. Zaman iyileştirir mi, döndürür mü bilmem bir daha sana beni. Özlemin tak deyince, sen dön dersen Belki
 
  • Beğen
Tepkiler: tolga1976
Kapın her çaldığında omudur diyeceksin
Beni kaybettin artık
Sen çok bekleyeceksin
Beni kaybettin artık
Sen çok bekleyeceksin

Hele bir yalnız kal da
Nasılmış göreceksin

Beni kaybettin artık
Sen çok bekleyeceksin
Beni kaybettin artık
Sen çok bekleyeceksin
 
Korkuyorum...

Yağmuru seviyorum diyorsun; Yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun...
Güneşi seviyorum diyorsun; Güneş açınca gölgeye kaçıyorsun...
Rüzgarı seviyorum diyorsun; Rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun...
İşte, bunun için korkuyorum; Beni de sevdiğini söylüyorsun...

William Shakespeare

On numara bir söz çok hoşuma gitti:in:
 
@yiğit_kara26

hayatta gelip geçici.
doğduk büyüdük büyüyoruz yaşlanıcaz ve sonra kaçınılmaz son ölücez... ve yok olup gidicez.
o yüzden bence her anın tadını çıkarmak gerekir... karamsar değil aydınlığa bakar olmalıyız...
en iyi nasıl yaşarız nasıl mutlu oluruz başkasını nasıl mutlu ederiz onlara bakmalıyız...
çünkü gelip ve geçicez vede kısa bir süre sürecek bu...
arkadaşına darılmak yerine EGO nu hiçe sayarak sorun değil deyip geçmeyi bir kötülüğü olduğunda ama pişman olduysa önemi yok demeyi bilmek gerekir...
çünkü gelip geçicez kısacık zamanda bence olabildiğince verimli mutlu kaliteli yaşamak lazım...
birisini sevmek sevdiğinide söyleyebilmek lazım...

ancak nedense ben söyleyemiyorum..:D
sanki söyleyince kötü bir şey olucakmış gibi korkuyorum ama aslında ne olucağını da görüyorum olumlu fakat nedense korkuyorum...:(:):)
 
Merhaba,
1,5 yıl oldu sanırım okula başladıktan sonra giremez oldum ve bugün ofisten bi bakıyım dedim çok özlemişim herkesi ve forumu yeniden aranızda olmak çok güzel ve epeyce kilo aldım eritmek gerek hehehhe:) sevgiyle kalın görüşmek dileğiyle.....
 
@halp

Terkrar hoş geldin diyelim o zaman..VE Akdeniz bölgesine bir merhaba yazarsın artıkk..Tekrar güzel paylaşımlarla birlik de olmak dileğiyle..İyi Forumlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: halp
Geri