Scudo Sports

Arı ve arı ürünleri antrenmandan sonra en iyi besin kaynağı

Anonim

Silinmiş hesap
Kayıt
27 Nisan 2005
Mesaj
459
Tepki
305
arkadaşlar antremandan sonra sağlıklı yaşam için ve gelişim için, bir arıcı olarak arı ve arı ürünlerinin faydalarından bahsedeceğim.
arı ürünlerini sıralayacak olursak
1. arı zehri 3.arı sakızı (propolis) yada arı reçinesi. 5.çiçek tozu (polen) 7.erkek arının kurtçuğu.
2.arı sütü 4. arı ekmeği 6.bal

arkadaşlar her ne kadar biz sadece balı tüketsek de bal arı ürünleri içerisinde en sonuncu sıralarda kalıyor. diğerlerinin sağladığı faydalar bala göre oldukça fazla ben fazla uzatmayayım. kısa bilgiler dahilinde size yararlarını anlatayım

1.arı zehri= arının savunma için ürettiği bir sıvıdır. HIV virüsünü deldiğini geçen yaz bilim ve teknik dergisinde okudum. arı sokmasına karşı alerjisi olanlar yanlarında amonyak bulundursunlar. ve 2 çay kaşığı amonyağı 1 su bardağına karıştırıp içsinler, ve bir miktarda soktuğu yere sürsünler. tıpta 200 den fazla hastalıkta kullanılıyor. ben yazın her hafta kendimi 15-20 arıya iğneletirim :) ama ilk seferde öldürebilir.

2.arı sütü= kovanın içerisinde ana arı (kraliçe) ile işçi arının larvaları(yumurtaları) aynıdır. yani başlangıçta ikisi de işçi arıdır ama işçiler ana arıyı yenilemek isterlerse, larva için arı sütü üretmeye başlarlar. ana arı olacak larva arı sütüyle beslendiği için, hem gelişimi fazla olur. hemde ömrü 4-5 yıl olur, işçi arının ömrü 35-40 gündür kışın 3-5 ay arasındadır. yani arı sütü iyi bir hücre tazeleyicidir, yaşlanmayı geciktirir, ömrü uzatır. kanser başta olmak üzere bütün ağır hastalıklarla savaşımda önemli bir destektir. Gebelikle ilgili pek çok araştırma arı sütünün kadında doğurganlığı ve erkekte sperm kalitesini artırdığını çok net bir şekilde ispatlamıştır. 1 gramı 4-7 TL arasındadır.

3.arı reçinesi(propolis)= arı yavrusunun bağışıklık sistemini güçlendirmek için bu reçineyi, farklı ağaçların reçinesinden toplar ve kendine özgü bir hal verir. ve yavru peteklerden çıkacağı an bir grup işçi arı bu reçineleri ağızlarında çiğner ve yavrular gözeneklerden çıktığı anda üzerlerine püskürtürler. hastalıklara karşı dayanıklı olmaları için, en iyi antibiyotikten bin kat daha üstündür ve doğru kullanımda bir yan etkisi yoktur. antibiyotik le karşılaştırılamaz bile. kovanın etrafında gezinen börtü böcek bunun kokusunu alır almaz uzaklaşırlar. ve kovana fare şıçan girerse zehirleyip öldürüler ve arı reçinesi ile her tarafını kaplarlar, uzun yılar çürümez o ölü fare. tarihte insanları mumyalarken reçineyi sıvılaştırıp bezlere döküp ölülerin üzerlerine sarmışlar ve mumyaların çürümemesinin nedeni reçinenin iyi bir bakteri temizleyici olmasındandır
4. arı ekmeği= arı sütü arı reçinesi ve bal karışımından yavruyu ve ana arıyı beslemek için hazırlanır.
5.çiçek tozu= arının yavruları beslemek için topladığı çiçeklerin tozlaşmada üremek için kullandıkları
Bir vitamin deposudur. Bağışıklık sisteminde sinir ve ruh sağlığında kansızlıkta ve kalp krizlerinde önemli etkileri vardır. Yapılan bir deneyde bir kişi 35-40 gr. çiçek tozu ve su ile 2-3 ay boyunca yaşamış ve başka hiçbir şey kullanmamıştır. Gerekli amino asitler içerisinde mevcuttur. 18 çeşit amino asit, 10 farklı mineral madde, B grubu vitaminlerinin tümüne ek olarak C, D, E vitaminleri , çocukların sağlıklı gelişmesi ve beslenmesinde, düşünme, araştırma ve çalışma gücünün artırılmasında, sporcuların ve yarış hayvanlarının performanslarının artırılmasında, kansızlığın giderilmesinde, karaciğer, prostat ve kanser hastalıklarında faydaları kesindir. Yaş ve kuru olarak satarlar ama yaş olanı daha sağlıklıdır güneş ışığı altında yararlı olan enzimler yok olmaktadırlar. Fiyat olarak yaş olanı 100 gramı 20 tl civarındadır. bir çay kaşığında 2 kilo kemiksiz ve yağsız et ya da 12 litre sütteki kadar esansiyel bulunur. Esansiyel vücudun kendi üretemediği dışarıdan hazır olarak alması gerektiği malzemedir yani amino asitlerdir ve protein yapımında kullanılırlar. 2 kilo et yerine 1 çay kaşığı çiçek tozu alırsanız protein ihtiyacınızı karşılamış olursunuz.

6.bal= arıların beslenmek için topladığı çiçeklerin öz sıvısıdır. Gene birçok faydası var uzatmayacağım. Kabızlıkta sıcak su ile ishalde de soğuk su ile karıştırılıp içildiğinde farklı bir rahatsızlık yoksa bu sorunları gideriyor. 1 su bardağına 1 yemek kaşığı

7. erkek arının kurtçuğu= doğal viagra olarak son zamanlarda iyice ön plana çıkıyor.

Bu ürünleri alırken kesinlikle güvenilir yere başvurun boza'yı arı sütü ve glikoz şurubunu da bal niyetine satanlar var tanıdık birisini bulmak en doğrusudur. Kimya diye bir bilim dalı var ve insanlar bu ürünleri sahtesiyle ayırt edecek kadar mükemmel varlıklar değillerdir.

Benim bu gün kendime yapmış olduğum karışımın içerisinde 1 kg bal, 300 gr. Çiçek tozu, 50 gr. arı reçinesi sıvısı ve öğütülmüş olarak kara üzüm çekirdeği, ısırgan otu tohumu,keçiboynuzu çekirdeği,zencefil,zerdeçal,çörek otu,ve demir dikeni mevcut 4 yıldır hastahaneye gitmiyorum ve nezle gribi ayakta atlatır hale geldim . çips cola çikolata bisküvi vs bunun gibi kapalı paketlerdeki abur cuburlara verdiğiniz parayı daha iyi şeylerde kullanabilirsiniz. Resimleride ekleyeyim . ek olarak arı reçinesini türkiyede 7-8 yer sıvılaştırabiliyor bunların 4 ü üniversiteler diğerleride şahıslardır ve biride biziz sıvısının gramı 1-2 TL dir. Katı olarak tüketmesinde zorlanıldığı için sıvılaştırıyoruz.

fazla uzatmadım kafanıza takılan yerleri bildiğim kadarıyla cevaplayabilirim.

(link)
(link)
bitkisel karışım
(link)
(link)
(link)
(link)
sıvılaştırdığımız arı reçinesi tadı rakıdan daha acıdır ve ağzı uyuşturur.
(link)
(link)
reçinenin katısı üstte
(link)
karıştırırken güzel bir şey oluyor :)
(link)
(link)
bu ürünleri cam ve ağaç malzemelerle kullanın diyorlar bu konuyu pek araştırmadım ben ağaç kaşık ile yiyorum. karıştırdıktan sonra 1 hafta sıcak bir yerde her gün çevirmeniz gerekir karışması için. sağlıklı yaşamak ve beslenmek konusunda yardımcı olabildiysem ne mutlu bana

yararları üzerinde daha fazla konuşabiliriz kısa yazmak istedim

bitkisel ürünleri alırken konserve şeklinde olan ağzı kapalı malzemeleri almanızı öneririm bayatlıyabiliyorlar gene güevilir yerlere başvurun yada pakette alın
 
Scudo
Yazdiginiz yaziya ve emeginize saygim sonsuz ama ote yandan bilimsellikten uzak bir cok tabir icerdigini soylemek zorundayim.

1.arı zehri= arının savunma için ürettiği bir sıvıdır. HIV virüsünü deldiğini geçen yaz bilim ve teknik dergisinde okudum.

Bilim Teknik'in gercekten boyle birsey yazdigini sanmiyorum. Eger oyleyse ben okumayayi birakali ve Tubitak kurulu degiseli beri iyice bilimden ayrilip kocakari hurafesi dergisi halini almis demektir. Virus delmek???

hastalıklara karşı dayanıklı olmaları için, en iyi antibiyotikten bin kat daha üstündür ve doğru kullanımda bir yan etkisi yoktur. antibiyotik le karşılaştırılamaz bile.

Antibiyotikler sizi hastaliktan korumaz. Antibiyotikler adi ustunde hastalik aninda zararli bakterileri (ve bu arada yanlis kullanimda yararlilari da) pasifize edip yok eden bir antibakteryaldir. Yani sadece bakteryel hastaliklar esnasinda is gorurler. Viral hastaliklarda etkili olmazlar.

Mumyalarin curumemesinin sebebi de recinenin bakteri oldurmesi degil, balmumunun (recine kullanilmazdi pek) bakteri olusabilecek nemli ortami (yani suyu) yalitmasidir. Yani bakterileri onlemeden once olusacaklari ortam engellenerek mumyalama yapilir. (onda da bu ortami saglayabilecek tum ic organlar vs cikartilir)

Dogal urunlerin insan sagligina yarari yadsinamaz ama bunu bilimden uzak hikayelerle desteklemeden yaparsak daha iyi olur.
 
Kimya dediginiz bilm dali 7 yildir benim meslegim.
1.virus dedigimiz varligin canli olup olmadigi bile hala tartisilirken (sadece genetik materyal ve dis kiliftan olusmaktadir ve uyku halindedir. Uygun bir cogalma ortami buldugunda -bu da canli bir hucre- aktif hale gecer ve sadece kendini cogaltir) piyasadaki butun antiviral ilaclar dahi tam bir iyilesme saglayamazken (bunlar sadece virusu baskilar veya inaktif hale getirir) herhangi bir ari urununun bunu yapamayacagini aldigim farmakoloji ve biyokimya derslerinden biliyorum.

2.ari zehri konusuna gelirsek: ari sokmasina alerjik biri olarak herhangi bir alerji turunun amonyakla gectigini hem meslegim hem tecrubelerim geregi gormedim veya duymadim. Agir anaflaktik sok gecirdiginizde soluk borunuz tikanir, nefes alamazsiniz ve vucudunuzun heryerinde odem olusur. Ayrica 100 kere kullandiginiz birsey size 101 kere kullanista alerji yapabilir. Herkesin alerjisi olmayabilir ama alerjik bunyelerin kullanmasi gereken ilaclar vardir. Amonyaga su karistirip icmek veya cilde surmenin herhangi bir faydasi olmayacaktir cunku zehir intravenöz veya intramusküler (damar veya kas ici) olarak sisteminize girer. Cildinize uyguladiginizda yapilan emilimin bir etkisi olmayacaktir. Veya icerek tukettiginiz amonyagin kana karisma suresi zehirin etkisini gosterme suresinden cok daha fazladir.

Dogal urunlerin kimi zaman placebo etkisi oldugu kimi zaman gercekten faydasi oldugu dogrudur. fakat alerji dediginiz sey cocuk oyuncagi degildir. Daha dikkatli olalim. Bu tarz urunleri kullanmak icin mutlaka bir hekime danisalim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Abdülkadir Ergin
Merak ettigim diger bir konu ise; bu urunlerin antremandan sonra en iyi besin kaynagi oldugunu hangi bilimsel kurul, hangi hekim, hangi beslenme uzmani veya hangi diyetisyenin hangi bilimsel makalede ya da konferansta beyan ettigidir.
 
Bence,

Olayın bilimselliğinden öte bal tüketmek, bazı konularda yararlar maddeleri barındıran bitkileri tüketmek önemli.

Berkay Bey de makale yazma amacı güderek oluşturmamıştır zaten bu konuyu.
 
Bence çok güzel konu,yazının bilimsel dilden uzak olması bilimsel olarak yanlış olduğu anlamına gelmez.Yanlış anlamayın tartışma çıkarmak için yazmıyorum.Tüm forumdaşlara saygılar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Tahir Keskin
@Berkay Bey: Vakit ayırıp bu güzel konuyu hazırladığınız için teşekkür ediyorum. Sayenizdr piyasada adını sıkça duyduğumuz ürünlerin ne olduklarını öğrenmiş olduk.

@Cümle alem: Kullanıp kullanmamak konusunda herkes özgür. Mesela ben faydasını bilsem de üşeniyorum bu tarz ürünleri kullanmaya. :)
 
@Mert E.

dünyada işler sizin sanmalarınıza göre değişmiyor. dergiyi birisine vermiştim elime ulaşırsa gerekli cevabı vereceğim. hastalıklara karşı dayanıklı olmaları için evet arı reçinesini işçi arılar yavru arıların üstüne püskürtüyor ben antibiyotikler hastalıktan korur demedim. cümleyi yanlış kurduysam özür dilerim. sorunuz varsa cevaplayabilirim. tarih kısmı bizi pek ilgilendirmez. ben sadece bu konuların araştırılması merak uyandırması için basit düzeye indirgedim bilimsel bir yazıda yazmadım. burada ki amaç kanıtlamak değil zaten, kanıtlanmış bir şeyler hakkında merak uyandırmak istedim. ben işin bilimsel tarafını anlatırsam, burada değil bilim sitelerinde açardım. dediğim gibi aklınıza takılan yerler varsa cevaplayabilirim, ben sadece çiçek tozunu anlatsam belki sayfalar tutar bunu da ne siz nede bir başkası okur. anlattıklarım size hikaye gibi gelebilir gayet doğal bir çok kişiye öyle geliyor.
 
@Ahmet O

yanlış bir fikir uyandırdıysam özür dilerim. bunu ben söylemiyorum o malzemelerin içerikleri söylüyor. googledan araştırabilirsiniz. bir de prof dr. muhsin doğaroğlu bu konular hakkında gerek tarım tv de gerekse konferanslarda çok bilgi veriyor. bir arıcılık belgesi alın ve katılın derim tabi bunu yapmayacaksınız. sizin kafanızdaki sorulara iyileştirdiğimiz hastaların önceki ve sonraki raporlarını göstermek isterdim ama onun yeri burası değildir.

ben kanıtlamada yapmıyorum gerekli kişiler araştırmalarını yapmışlar.
ben bilim ve tekniğin yani tübitakın yalancısıyım ve pek yalan söyleyen bir kurum değil öyle olsaydı 5 lira verip dergilerini almazdım.
gıcıklık(alerji) konusunda dediğinize katılıyorum bu sadece arı zehiri için değil bir çok konu için geçerlidir. tabi bu dediklerim gıcıklığı olmayan kişiler için. DİKKAT !!!

bir kimyacı olarak bunların içerikleri hakkında yazılmış yazıları bizim anlayacağımız dile çevirip yazarsanız sevinirim.
 
günümüzde kullanılan bütün ilaçların bir etken maddelesi vardır. bu formülasyonlar çok uzun, kompleks ve maliyetli bilimsel süreçler sonucunda elde edilir. bu etken maddelerin içerisinde arı ürünlerinin olması da muhtemeldir. bal ise zaten geneli glukozdan oluşan fakat yüzlerce kimyasal bileşen içeren bir besindir. içerisindeki yüksek glikoz oranı dolayısıyla besleyici olduğu kesindir.

@berkay onaylıı

fakat bahsettiğiniz ürünün; hemofili(kansızlık), karaciğer, prostat ve kanser hastalığına iyi gelmesine mesleğim gereği inanmıyorum. çünkü düz mantık ile düşünürsek bu kadar basit bir ürünün bu hastalıkları iyileştirdiği kanıtlansa; bilim dünyası yerinden oynar, çığır açan bir buluş olurdu. dünya üzerinde hemofili, karaciğer, prostat ve kanser hastası kalmazdı.

ayrıca arı zehri konusuna gelirsek. bikere bileşenin ismi zehir. kendimiz söylüyoruz. fakat her kimyasal doğru dozlarda kullanıldığında yararlı olabilir. varsayalım bu doğru olsun. size arı zehrinin etken maddesinin apitoksin olduğunu söyleyeyim. bakın yine adı üzerinde apiTOKSİN yani toksik madde, yani zehir. aynı zamanda deniz anası zehrinin de etken maddesidir. içerisindeki zararlı bileşenleri de yazayım:
1-melittin: çok güçlü bazik bir peptittir. hücre zarını bloke eder, ve oksijenli solunumda kullanılan ATPaz enzimini inhibe eder

2-adolapin: siklooksijenaz blokörüdür. hücre içinde kullanılan oksijen döngüsünü bloke eder.

3-fosfolipaz: fosfolipidleri eritir, üretimini engeller. aynı zamanda kan basıncını yükseltir ve pıhtıaşmaya yol açar.

4-histamin: alerjik reaksionların başlamasını sağlayan enzim.

5-proteaz inhibitörü: kanı yoğunlaştırır, pıhtılaşmaya yol açar.

6-tertiapin: sinir hücrelerinin içindeki sodyum-potasyum dengesini bozarak, potasyum kanallarını engeller.

benim bildiklerim bunlar. ayrıca herhangi bir bilimsel makalenin veya bilginin 5 tl'lik fiyatla ölçülebileceğini düşünmüyorum.

bu ürünlerin besleyiciliğini, besin olarak kullanıp kullanılmayacağını sabaha kadar tartışıp konuşabiliriz. hatta sadece bal ile beslenebilirsiniz. fakat bu tarz ürünlerin şu hastalığı iyileştirir gibi yorumların bilimden ne kadar uzak olduğunu, milyarlarca dolarlık ilaç endüstrisinin varlığından ve bunun için çalışan milyonlarca bilim adamının çalışmalarından anlayabiliriz.
 
Mesele yazinin bilimsellikten uzak olup olmamasi degil. Kimseden bilimsel abstrakt arastirmasi yapip makale cikarmasini beklemiyoruz zaten. Ancak sorun su ki, yazilan yazi da muspet bilime aykiri bir cok arguman var.

Ornek vereyim: Simdi size bir lastik onersem, "inanilmaz bir lastik cok konforlu, saglam ve yuvarlanmasi cok iyi; zaten satici adam bana ozel bir malzemeden yapildigini, bu malzemeyle aslinda yerle temasin kesildigini ve pedal cevirdigim surece yere hic degmeden birkac cm havada gittigimi soyledi" desem dalga gecersiniz. Lastik cok konforlu veya saglam dedigim icin degil; lastigin yerle temasinin kesilip havada gitmesi yercekimi denen kanuna kafadan aykiri olacagi icin. Bu safsata subjektif acidan lastigin konforunu veya saglamligini degistirmeyebilri, ama ne kadar ciddiye alirsiniz?

dünyada işler sizin sanmalarınıza göre değişmiyor. dergiyi birisine vermiştim elime ulaşırsa gerekli cevabı vereceğim. hastalıklara karşı dayanıklı olmaları için evet arı reçinesini işçi arılar yavru arıların üstüne püskürtüyor ben antibiyotikler hastalıktan korur demedim. cümleyi yanlış kurduysam özür dilerim. sorunuz varsa cevaplayabilirim. tarih kısmı bizi pek ilgilendirmez. ben sadece bu konuların araştırılması merak uyandırması için basit düzeye indirgedim bilimsel bir yazıda yazmadım. burada ki amaç kanıtlamak değil zaten, kanıtlanmış bir şeyler hakkında merak uyandırmak istedim. ben işin bilimsel tarafını anlatırsam, burada değil bilim sitelerinde açardım. dediğim gibi aklınıza takılan yerler varsa cevaplayabilirim, ben sadece çiçek tozunu anlatsam belki sayfalar tutar bunu da ne siz nede bir başkası okur. anlattıklarım size hikaye gibi gelebilir gayet doğal bir çok kişiye öyle geliyor.

Dunyayi, ozellikle bilim dunyasini, ozellikle de kimya teknolojilerini meslegim ve isim geregi iyi takip ettigimi soyleyebilirim. Ancak maalesef gida teknolojisi universitede dersini allmama ragmen cok uzmani oldugum bir konu degil. Bununla birlikte yazdiklarinizin kimyadan cok lise biyoloji bilgileriyle bile curutulebilmekte. (viruslerin yapilari, antibiyotikler, bakterilerin nemli ortamda olusumu vs)

Bilim Teknik'i bir arkadasiniza vermeniz yazik olmus. Bulursaniz cok sevinirim. Bulamazsaniz da ziyani yok, bana hangi sayisindaki hangi makale oldugunu soylerseniz, ben de bulabilirim yaziyi. Boyle bir yaziyi okuyabilmek icin 5 TL'den veya fazlasindan hic kacinmam emin olabilirsiniz. Canli olup olmadigi bile belli olmayan, ve hatta aslinda sadece pasif hale getirilebilen (yani yokedilemeyen) virusleri, hele de HIV virusunu delip gecen(??) bir teknoloji bulduysaniz, hic durmayin burada balinizi tanitmakla, Nobel'e basvurun.

Daha once de yazdigim, yazdiginiz yaziya ve emeginize saygiliyim, dogal urunlerin faydalariyla ilgili bir cok bilime dayali makale, arastirma ve amator yazi da var, eminim sizin de yazdiklarinizin bir cogu dogrudur. Ancak bunlari bilimsel gerceklerden uzak, yanlis argumanlarla desteklemeye kalkarsaniz, dikkat ceksin dediginiz yazinin inanirligi azalmakta.
 
  • Beğen
Tepkiler: Uğur S.
arakadaşlar ben burada reklam yapmıyorum. kimseye bir şeyleri ıspatlama gereğide duymam mesleğinize saygım sonsuzdur. ben içeriklerini bilmiyorum . bu dediğiniz etkin maddeler tek başınayken sizin dediğiniz görevleri yaparlar fakat başka bir etkin madde ile birlikte farklı tepkiler verebilirler. içerikler hakkında tartışmaya bu forumda giremem. mert E. kardeşim nisan 2013 sayı 545-4. sayfa örükbağ da(internet) mevcutmuş.

link=https://services.tubitak.gov.tr/edergi/user/konuArama.jsp

@Tahir Keskin

rica ederim bir miktar da olsun bilgilendirebildiysem ne mutlu bana. bilinçli tüketici olmak gerekir. üşenilecek hiç bir durum yok sadece biraz daha araştırın zaten araştırdıktan sonra kesinlikle kullanırsınız, ama güvenilir yerlerden temin edin.

@ilker ates
teşekkürler
 
arkadaşlar dediklerimin hepsi yanlış da olsa bilime aykırıda olsa siz araştırıp daha doğrusunu bulun. bizimle de paylaşın. benim okuduğum her şey doğrudur demiyorum elbet yanlışlarımda vardır. bilim sürekli araştırıyor. gelişmeleri takip ediyorum. bu ülkede sigara içenler kişi başı aylık en kötü 150 tl veriyorlar. her türlü pislik içeren cola cips çikolata yada paketli şeyleri içerisinde ne olduğunu merak etmeden yiyorlar. sanıyorlar ki gıda ve tarımcılık bakanlığı denetliyor düzenliyor. bu cips kola yada sigaraya verilen parayı gelin kendi ülkemizde üretilen fındık bağdem ceviz kuru kaysı gibi şeylere verelim yazık değil mi sağlığınıza. enteresan bir durum da sağlığına hiç bir etkisi olmayan kıyafetleri alırken insanlar 4 saat 5 saat mağaza mağaza dolaşıyorlar fakat konu sağlık oldu mu neden bu kadar dikkatsiz davranıyorlar. buna dur demek lazım. benim ki sadece bir tavsiyedir gerisi size kalmış diyetisyen değilim ama çoğu diyetisyenin yediği şeyi parada verseniz yemem.

mert ve ahmet abi yanlışlarım olduysa özür dilerim uyardığınız içinde teşşekkür ederim bundan sonra ki konularda kaynakları bir bir veririm ama ön yargılı davranmamanızı öneririm tekrar söylüyorum ben ispat için açmadım konuyu sadece öneridir.
 
@berkay onaylıı

Berkay bey, ozur dilenecek bir durum yok. Sadece dogal urunlerin gercekten de varolan faydalarini bazen dikkat ceksin diye bazen de yanlis bilerek olduklarindan daha kapsamli veya pek de dogru olmayan sekilde sunmanin dogru olmadigini dusunuyorum.

Bu arada ari ignesi hakkinda verdiginiz makaleyi inceledim. Sadece bilim teknikte degil, neredeyse kaynagin alindigi tum haberlerde ari zehri sayesinde HIV'e care bulunmus gibi yazilmis. Oysa gercek tam boyle degil, calismanin abstractini asagida buldum:
(link)

Buna gore melittin peptitleri nanopartikul yapisina getirildiklerinde HIV dahil bir cok virus tipini inhibite edip, inaktif hale getirebildikleri ve bunu yaparken diger hucrelere zarar vermedikleriyle ile ilgili bir arastirma var, ancak HIV'in bunun sonrasinda yaratbilecegi enfeksyonlar ve sonuclari ile ilgili calismalar henuz eksik. Yine de oldukca ciddi bir arastirma. Ariyla ilgisi ise, melittin aktif maddesinin arinin da zehrinde varolan bir madde olmasi.

Aslinda ben tesekkur ederim, sayenizde boyle ilginc bir konuya bakma olanagina eristim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Ahmet Onur Çakmak
Berkay Bey' in söylemiş olduğu Bilim ve Teknik dergisinin sayısında bahsetmiş olduğu bilgiler mevcut. Şayet keşke kendi ifadeleri yerine doğrudan alıntı yapsaymış. Yanlış anlaşılmış.

Bahsedilen sayılı dergi (pdf) : (link)

Bahsedilen konu başlığı:

http://imgim.com/3130incil4220833.png

Konu Metni de tam olarak şöyle : Melittin adlı zehir maddesini içeren nanoparçacıklar bir jel haline getirilerek virüsün hızla yayılma ihtimalinin yüksek olduğu her türlü vücut bölgesinde HIV’yi önlemek amacıyla kullanılabiliyor. Böylece virüsün neden olduğu enfeksiyonun başlamadan ve başkalarına bulaşmadan engellenmesi sağlanabiliyor. AIDS tedavisinde yaygın olarak kullanılan diğer ilaçlar virüsün vücutta yayılmasını yavaşlatırken, arı zehrindeki bu madde virüse doğrudan saldırıyor ve enfeksiyon oluşmasını engelliyor. Arı zehri, işçi arılarda zehir bezlerince üretilip zehir torbasında depolanır. İşçi arı kendini düşmanlarına karşı arka tarafında bulunan iğne ile savunur. Arı iğnesi iki kısımdan oluşur. Birinci kısım karın boşluğunda, bağırsaklara bağlı ve oval zehir keseciği, ikinci kısım ise iğnedir. İğnenin üzerinde ok ucuna benzeyen 9 adet kancacık bulunur. Arı iğnesini sapladıktan sonra zehir keseciğini sıkar ve iğnenin üzerindeki kancacıklar iğnenin saplandığı yerden çıkmasını engeller. Arı iğnesini çıkarmaya çabalar, fakat bunu başaramaz. Çoğu zaman bağırsaklarının bir bölümü kopan arının yaşama şansı yoktur, bir iki gün içinde ölür. Bir işçi arı, ömrü boyunca 0,3 mg dolayında zehir üretebilir. Kimyasal olarak hayli karmaşık bir yapısı olan arı zehri, farmakolojik açıdan da önemli aktif maddeler içeriyor. Bunlardan en önemlisi kimyasal yapının yaklaşık %50’sini oluşturan polipeptit yapıdaki melittin. Arı zehrinde bulunan önemli bir diğer polipeptit ise apamin isimli madde. Zehirde bunun yanı sıra enzim yapısında olan fosfalipazlar da bulunuyor. Arı zehri uzun yıllardır astım dahil bazı alerjik hastalıkların tedavisinde, romatizmal hastalıkların ve eklem rahatsızlıklarının ve doku sertleşmesi,kronik yorgunluk sendromu, yaraizi, deri kanseri, egzama, yaşlılarda görülen deri sertleşmesi ve çeşitli immünolojik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Ayrıca epilepsiye, boğaz enfeksiyonlarına, migrene, kolesterole, sinüzite ve ülsere de iyi geldiği bildiriliyor.

Ayrıca herhangi bir yazıyı görünce direk ben bunun ilimini biliyorum. Yok sen hiç birşey bilmiyorsun. Sen kimsin de bu yazıyı yazıyorsun havalarına giren arkadaşlar(!) yapmayın komik durumlara düşüyorsunuz. Tamam belki okumuş olabilirsiniz ama boşuna gitmesin eleştirmek yerine şurayı şöyle yaparsak daha faydalı olur bakış açısıyla yaklaşırsak en önemli konuyu yani insanlığımızı pekiştirmiş oluruz.

(İş bu yazı hiçbir kimseyi hedef almadan ve kollamadan yazılmış olup forumda gördüğüm yanlış davranışların tekerrüründen duyduğum rahatsızlıklardan ötürü yazılmış bulunmaktadır.)
 
Berkay bey ozur dilememesi gerektiği halde özür dileme nezaketini gösterdi. Kendisini tebrik ediyorum.
Şimdi konu açıklığa kavuştuğuna göre ilk etapta durumu gerip kendisini bu hale sokan Ahmet O. ve Mert E. beyin de aynı nezaketi göstermesini ümit ediyorum.
 
makalenin başlığı zaten hepimize gerekli cevabı veriyor sanırım. "ARI ZEHRİ HIV VİRÜSÜNÜ ÖNLEYEBİLECEK Mİ?" Dikkat ettiyseniz soru soruyor. yani hala kanıtlanmamış bir teori var. zaten kanıtlansa teori değil, yasa olurdu. şöyle ki;

*Teori (Kuram) Nedir?
Tekrarlanan gözlem ve deneylerle, mevcut bilgi birikimi düzeyinde doğruluğu büyük ölçüde kabul edilmiş, ancak yine gözlem ve deneyler yoluyla yanlışlanabilme olasılığı bulunan, öngörülerinde doğru çıkmış hipoteze, teori (kuram) denir. Teoriler, gözlem, deney, akıl ve mantık yollarıyla her defasında doğrulanabilmelidir.

*Yasa (Kanun) Nedir?
Tekrarlanan gözlem ve deneylerle, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen, akla ve mantığa uygun, genel kanıya göre kabul görmüş, değişmez nitelik kazanmış, yanlışlanma olasılığı olmayan gerçek bilgiye, yasa (kanun) denir. Yasalar değişmezlik ilkesine sahiptir. Yanlışlamaya çalıştığınızda, yasayı çökertmeniz mümkün olmaz. Yasalar en gerçek değişmezlerdir. Biz bu mevcut değişmezleri kullanarak yeni değişmezler ortaya çıkarmaya çalışırız.

*Bilimsel Yöntem:
Olayları, olguları açıklamaya veya bilimsel bir problemi çözmeyi çalışırken kullandığımız yöntemdir. Bu yöntemi kullanırken, gözlemlerden ve deneylerden faydalanırız. Ortaya attığımız iddianın başkaları tarafından sınanabilme olanağı bulunmalıdır. Yoksa ortaya attığınız iddia boş, anlamsız ve değersiz bir iddia olacaktır. Dizgeli bir şekilde yapılan gözlem, deney, test, ölçme, araştırma, inceleme, birer bilimsel yöntemdir.

bütün bilim dünyasının kabul ettiği bilimsel yöntem budur. bunun dışında bir yönteminiz varsa oturup dinlemeye hazırım.

makaleye gelirsek. makalede bahsi geçen madde melittin olup melittin'in nanopartiküllerle birleştirilmesinden oluşan başka bir bileşendir. bunun arı ile tek alakası arı zehrinin içerisinde melittin adı verilen maddenin bulunmasıdır. yani melittin denilen madde arı zehrinden özütülebilir. olayın arı zehriyle tek alakası budur. yani makalede antreman sonrası beslenme ile ilgili bir bilgi yoktur.

@berkay onaylıı
hiçbir zaman kendi bildiğimin %100 doğru olduğunu savunmadım. buna insan olarak ahlakım elvermez. üniversite bitirmenin çok büyük bir erdem olduğunu da düşünmüyorum. (kaldı ki çok iyi bir öğrenci de değildim) yüksek bir egoya da sahip değilim. Berkay bey'in özür dilemesine gerçekten inanamadım ve kendimi kötü hissettim. üslubum yanlış olmuş olabilir. bunları yapma amacım kimseyi herhangi bir duruma sokmakta değildi. asıl Berkay bey'in kendini kötü hissetmesini sağladığım için kendisinden ben özür dilerim. Kul hakkına inanan biri olarak, kendisinden hakkını helal etmesini rica ediyorum.
 
@Tahir KeskinOrtamın yumuşatılması anlamındaki çaba ve iyi niyetinize saygı duyuyor, takdir ediyorum. :) :eek:nnumaraikonu:

Öte yandan, ben olaya "gerginlik çıkarmak" şeklinde değil de, "insan zekasının aşağılanmasına tepki göstermek" olarak bakıyorum, bu sebeple tepki gösteren arkadaşları haklı buluyorum. Berkay beyin iyi niyetli olduğu bariz, ama salt iyi niyet bu gibi durumlarda mazeret olamıyor.

Başka açıdan şöyle ifade edeyim. Bana mesela kuşlardan haber aldığınızı, bizi leyleklerin getirdiğini vs. söylerseniz, ve bunu şaka olarak değil gerçekten ciddiyetle söyleyip inanmamı beklerseniz, benim kuşlardan haber geldiğine inanmamı beklerseniz, bunda dolaylı olarak benim geri zekalı olduğumun iması vardır ve biraz tepki göstermem normaldir. :)

Bu topluma yapılırsa, toplumun zekasına karşı yapılmış bir ima vardır ve o toplumun bir ferdi olarak yine tepki gösteririm. Ben cık-cık deyip geçtim, Mert ve Ahmet arkadaşlarımız dayanamayıp tepkilerini ifade etmişler sadece. Bu olayın bir benzeri de, geçmişte sosyal medyada asparagas safsataların yayılmasıydı. Asparagas bir haberi iyi niyetle yaymak diye bir şey yoktur. Bir haberin ya aslını öğrenilecek, veya yayılmayacak, veya sorumluluğu üstlenilecek.

Tekrar ediyorum, bunda Berkay beye yönelik negatif bir mesaj yok, ama rastladığımız her haberi araştırmadan paylaşırsak, ya toplumun zekasını veya kendi zekamızı tartışma konusu haline getirebiliriz.

Dolayısıyla, hem kendimize saygı hem topluma saygı anlamında, herkesin biraz daha dikkat etmesi gerekiyor lütfen. :)

Not: Bu arada Bilim ve Teknik'teki orijinal makale asparagas değilmiş ama kişisel yorumlarla birleşince farklı algılamaya müsait hale gelmiş.
 
Internette yazan herşeyin doğru olmadığını bilmek lazım. Bal, içindeki şekerden dolayı gayet tehlikeli bir gıdadır, kesinlikle tüketilmemelidir. Balın içindeki diğer faydalı şeyleri içinde şeker olmayan diğer gıdalardan almak mümkündür. Bal yiyince kendinizi iyi hissetmenizin sebebi içindeki yüksek şeker miktarıdır. Şeker zehirdir ve çok dikkatle tüketilmelidir. Hatta tüketilmemelidir. Günümüzdeki bir çok hastalığın kaynağında yüksek oranlı şekerli gıdalar vardır.

Arı'nın zehiri ile balını karıştırmamak lazım.
 
abdullah abi teşekkürler doğru söylüyorsun şüphe usun(akıl) yarısıdır. tabi yazılan bir şeye doğrudan inanmak olmaz ben konunun başında da belirttim ,uzatmak istemediğimden ben sadece konuyu açtım araştırmaları için. tabi hatamın farkındayım bundan sonra her ne konuşursam belge ile konuşacağım ve dediklerimi de belgesiyle beraber yazacağım isteyen olursa da yazan kişilerin tek tek mail adreslerini de verebilirim.

ahmet.o kardeşim başlık sadece insanları merak ettirmek için ve dergiyi satmak için yazılmıştır içeriği mustafa t.erhan sağolsun yayınlamış. içeriği okumadan karar vermemek lazım. ve sadece bununla değil başka yerlerden de bilgi edinebilirsin bu sana kalmıştır.
 
Geri